Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir. Sûre, temel konu olarak peygamberlerden, onların tevhit davası uğrunda verdikleri mücadelelerden bahsettiği için bu adı almıştır
1.
İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme (böylece) niyetli olanlar (birbirlerine şunu söylerken) gerçek düşüncelerini saklıyorlar: "(Peygamber olduğunu söyleyen) bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
De ki: "Benim Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir; her şeyi işiten ve her şeyin aslını bilen O’dur".Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
"Yoo", diyorlar, "(Muhammed’in bu söyledikleri) karmakarışık rüyalardan ibaret!" "Yok yok, bütün bunları kendisi uyduruyor!" "Hayır, o sadece bir şairdir!" "Peki, madem öyle, önceki (peygamberlerin mucizelerle) gönderildiği gibi o da bize bir mucize getirse ya!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Geçmişte helak ettiğimiz toplumlardan hiç biri (kendilerine gönderilen peygamberlere) inanmamışlardı; şimdi, bunlar mı inanacak?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Biz senden önce de (ey Muhammed,) kendilerine vahiy indirilen (ölümlü) adamlardan başkasını (elçi olarak) göndermedik; bunun içindir ki, (o inkarcılara de ki:) "Eğer kendiniz bilmiyorsanız, önceki kitapları okuyup izleyen kimselere sorun".Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
(Göreceksiniz ki,) Biz o’nları yiyip içmeye ihtiyaç duymayan bir yapıda yaratmamıştık; o’nlar ölümsüz de değillerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Sonuç olarak, Biz onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik ve bunun için kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık; ama kendi kendilerini ziyan edenleri ise yok ettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
(Ey İnsanlar!) Gerçek şu ki, Biz size, akılda tutmanız gereken her şeyi kapsayan ilahi bir mesaj indirdik: hala aklınızı kullanmayacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Hem (bilmiyor musunuz ki) Biz, zulümde ısrar eden nice toplumları kırıp geçirdik de onların yerine başka toplumlar meydana getirdik!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Ve onlar Bizim cezalandırıcı kudretimizi hissetmeye başlar başlamaz, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
(Ama sanki kendilerine:) "Kaçmaya kalkışmayın; bolluk ve keyif içinde sizi şımartan şeylere, evlerinize yurtlarınıza dönün, ki belki (yapıp ettiklerinizden ötürü) sorguya çekileceksiniz!" (denmiş gibi, kaybettiklerini anlarlar).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Ve yalnızca: "Vah bize!" diye yanıp yakınırlardı, "Doğrusu, gerçekten zalim kimselerdik biz!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Ve bu yakınmaları, Biz kendilerini biçilmiş bir tarlaya (ya da) bir kül yığınına çevirinceye kadar sürüp giderdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Bir de, (şunu bilin ki,) gökleri ve yeri ve bu ikisi arasında var olan hiçbir şeyi bir oyun, bir eğlence olarak yaratmadık;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
(çünkü,) eğer bir oyun, bir eğlence edinmek dileseydik, bunu herhalde kendi katımızdan edinirdik; ama hiç böyle bir şeyi diler miyiz!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Tersine, Biz (gerçek bir yaratma eylemiyle) hakkı batılın başına çarparız da bu onu paramparça eder ve böylece beriki yok olur gider. O halde, (Allah’a) yakıştırdığınız şeylerden ötürü yazıklar olsun size!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Çünkü, göklerde ve yerde var olan her şey O’nundur; O’nun yanında yer alanlar O’na kulluk etmekte asla ne kibre kapılırlar ne de usanç duyarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Yine de bazı insanlar, birtakım dünyevi varlıkları, bunların (ölüleri) diriltebileceği yanılgısı içinde, tanrı ediniyorlar;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
oysa, (anlamıyorlar ki,) göklerde ve yerde Allah’tan başka tanrılar olsaydı, bu iki alem de kargaşalık içinde yıkılıp giderdi! Bunun içindir ki, O mutlak hükümranlık tahtının Efendisi, O sınırsız kudret ve yücelik sahibi Allah, insanların tanımlama ve tasvir yoluyla kendisine yakıştırdığı her şeyin ötesinde, her şeyin üstündedir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
O edip eylediği şeylerden ötürü sorguya çekilemez; ama onlar (mutlaka) sorgulanacaklar:Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
(hal böyleyken), onlar yine de, kulluk etmek için O’nun yerine (düzmece) tanrılar ediniyorlar! (Ey Peygamber,) de ki: "Haydi, siz de davanızı destekleyecek bir delil getirin: İşte bu, benimle birlikte olanların ve benden önceki (peygamber)lerin dile getirip durdukları ilahi öğretidir". Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bunun için de (ondan) inatla yüz çeviriyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Oysa, Biz senden önce de peygamberleri yalnızca: "Benden başka tanrı yok, öyleyse (yalnızca) Bana kulluk edin!" diye vahyederek gönderdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Yine de, bazıları kalkıp: "Rahman kendine bir oğul edinmiştir!" diyor. O yüceler yücesi (ölümlülere özgü bu tür eksiklerden) mutlak anlamda uzaktır! Hayır, (Allah’ın "soyundan" gelmiş gözüyle baktıkları o kimseler) yalnızca Allah’ın seçkin kullarıdır:Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Sözkonusu kimseler, O kendileriyle konuşmadan asla konuşmazlar; ve ancak O’nun buyruğuyla edip eylerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
O, onların gözünün önünde olanları da bilir, onlardan gizli tutulan şeyleri de bilir; bunun içindir ki, onlar, O’nun (zaten) hoşnut olduğu insanların dışında kimseye yan çıkıp kayıramazlar; çünkü (herkesten önce) onların kendileri O’nun korkusuyla titrerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Ve eğer onlardan biri: "O’nun gibi ben de bir tanrıyım" diyecek olsaydı mutlaka onu cehennemle cezalandırırdık: (çünkü) zalimleri biz böyle cezalandırırız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Peki, hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, göklerin ve yerin (başlangıçta) bir tek bütün olduğunu ve Bizim sonradan onu ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hala inanmayacaklar mı?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Ve (görmüyorlar mı ki,) onları sarsmasın diye arz üzerine sapasağlam dağlar yerleştirdik; ve kolayca yollarını bulabilsinler diye orada vadiler açtık;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
ve göğü güvenli bir kubbe, bir çatı olarak yükselttik? Ve yine de onlar (yaratılışın) bu açık işaretlerine inatla sırt çeviriyor,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
ve (görmüyorlar ki,) geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı -hepsi de uzayda dolaşan (o gök cisimlerini)- yaratan O’dur!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
(Ey peygamber, sana inanmayanlara hatırlat ki,) Biz senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik; ve imdi, sen ölürsen bunlar kendilerinin sonsuza kadar yaşayacaklarını mı sanıyorlar?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Her can ölümü tadacaktır; ne var ki, (hayatın) iyi ve kötü (tezahürleriyle) karşı karşıya getirerek sınıyoruz sizi; ve sonunda hepiniz Bize döneceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Ama hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar ne zaman seni gözönüne alsalar, (birbirlerine:) "Bu mu sizin tanrılarınızı diline dolayan?" (diyerek) seni alaya almaktan başka bir şey yapmazlar. Ve Rahman’dan her söz edişlerinde hakkı örtbas etmeye kalkışanlar da yine böyleleridir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
İnsan tezcanlı bir yaratıktır; (fakat yakında) mesajlarımı(n işaret ettiği gerçeği) size göstereceğim; şimdi (bunu) Benden acele istemeyin!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Ama (mesajlarımı ciddiye almayanlar:) "Eğer doğru sözlü kimselerseniz, (cevap verin, ey inananlar), (Allah’ın nihai yargısı konusunda ileri sürdüğünüz) söz ne zaman gerçekleşecek?" diye sorup duruyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları, kimseden bir yardım bulamayacakları o günü keşke bilselerdi!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Yoo, (o Son Saat) apansız gelip çatacak ve onları şaşkına çevirecek; öyle ki, ne onu geri çevirmeye güçleri yeter, ne de kendilerine soluk alacak zaman verilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
(Ey Muhammed,) senden önceki elçilerle de alay edilmişti ama ne var ki, onları küçümseyen kimseleri, sonunda, alay edip durdukları şeyin kendisi tepeleyiverdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
De ki: "Gece ya da gündüz, sizi Rahman’a karşı kim koruyabilir?" Hayır hayır, onlar Rablerini hatırlatan mesajdan bütün bütün yüz çevirmiş kimselerdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Yoksa onlar, gerçekten, kendilerini Bizim elimizden kurtaracak tanrıları olduğunu mu (düşünüyorlar)? Onların bu (düzmece) tanrıları kendi kendilerini bile koruyacak durumda değiller; öyleyse, (onlara tapınanlara, onlara güvenenlere de) Bize karşı kimse arka çıkamayacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Kaldı ki, Biz bunlara da, bunların atalarına da, ömürlerinin sonuna kadar, hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik; fakat bu insanlar, Bizim yeryüzüne -üzerindeki en iyi, en güzel şeyleri her gün biraz daha eksilterek- vaziyet ettiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen, yine de baskın çıkacaklar(ını umuyorlar) mı?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
De ki: "Ben yalnızca vahye dayanarak sizi uyarıyorum!" Ne var ki, (kalbi) sağır olan kimseler bu çağrıyı işitmeyecek(ler)dir, defalarca uyarılsalar da.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Yine de, kendilerini Rabbinin azabından bir esinti yoklasa, hiç şüphe yok, hemen, "Vah bize!" derler, "Doğrusu, zalim kimselerdik biz!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Ve Kıyamet Günü (öyle) doğru, (öyle hassas) teraziler kurarız ki, kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz; bir hardal tanesi kadar bile olsa, (iyi ya da kötü) her şeyi tartıya sokarız; hesap görücü olarak kimse Bizden ileri geçemez!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Ve gerçek şu ki, Biz Musa ile Harun’a, Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseler için doğruyu eğriden ayırmaya yarayan bir ölçü, ışık saçan bir kaynak ve bir uyarıcı, hatırlatıcı (olarak vahyimizi) bahşettik;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat’in kaygısıyla titrerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Ve indirdiğimiz bu (mesaj da, öncekiler gibi) uyarıcı hatırlatıcı kutlu bir mesajdır; hal böyleyken yine de onu inkar mı edeceksiniz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Ve gerçek şu ki, Biz (Musa’dan) çok önce İbrahim’e (de) sağduyu vermiştik; ve o’na (yön veren saiki) biliyorduk,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
babasına ve halkına (şöyle): "Kendinizi bu kadar yürekten adadığınız bu biçimsel nesneler nedir?" dediği zaman,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
"Sen (bu sözle) karşımıza çıkarken tamamen ciddi misin yoksa o şakacı insanlardan biri misin?" diye sordular.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
(İbrahim:) "Yoo!" dedi, "Ama sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir; yani, onları O yoktan var edip düzene sokmuştur: ve ben de bu gerçeğe tanıklık edenlerden biriyim!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Ve (içinden:) "Allah’a yemin olsun, siz arkanızı dönüp uzaklaşır uzaklaşmaz putlarınızı yere sereceğim!" diye ekledi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Ve en büyükleri dışında (putların) hepsini paramparça etti; belki dönüp (bu olup biten için) ona başvururlar diye.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
(Dönüp de olanları görünce:) "Kim yaptı bunu tanrılarımıza?" diye sordular, "Her kimse, o’nun çok zalim biri olduğundan kuşku yok!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
İçlerinden bazıları: "İbrahim denen bir gencin o (tanrı)ları diline doladığını işitmiştik" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
(İbrahim onların yanına getirilince, o’na) "Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın, ey İbrahim?" diye sordular.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
(İbrahim:) "Bu işi, belli ki, şu yapmıştır, putların en irisi yani: ama en iyisi, siz kendiniz onlara sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Ama çok geçmeden yine eski düşünce tarzlarına döndüler ve (İbrahim’e:) "Bu (put)ların konuşamadıklarını kendin de pekala biliyorsun!" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
(İbrahim:) "O halde" dedi, "Allah’ı bırakıp da, size hiçbir şekilde ne yararı ne de zararı dokunmayan şeylere mi tapınıyorsunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Yazıklar olsun size de, Allah yerine tapınıp durduğunuz bütün bu nesnelere de! Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
"Eğer (bir şey) yapacaksanız" dediler, "bari o’nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Bu arada onlar İbrahim’e tuzak kurmaya çalıştılar; ama Biz onların bütün yapıp ettiklerini boşa çıkardık:Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
ve o’nu da, (kardeşinin oğlu) Lut’u da, gelecek bütün çağlar için kutlu kıldığımız bir beldeye ulaştırarak kurtardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Ve o’na ayrıca İshak’ı ve (İshak’ın oğlu) Yakub’u armağan ettik, ve onların hepsinin dürüst ve erdemli insanlar olmalarını sağladık;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
ve onları buyruklarımız doğrultusunda (başkalarına) yol gösteren önderler yaptık; çünkü onlara iyi ve yararlı işler yapmayı, salat konusunda duyarlı ve devamlı olmayı, arınmak için verilmesi gereken şeyi vermeyi vahyettik; böylece onlar hep Bize kulluk ettiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Ve Lut’a da (doğru ile eğrinin seçiminde) sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim verdik; ve o’nu çirkin davranışlar ortaya koyan bir toplumun elinden kurtardık. (Bu toplumu ise yok ettik, çünkü) gerçekten günaha gömülüp gitmiş yoz bir toplumdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
Ve Nuh(u da hatırla); hani, o (İbrahim ve Lut’tan) çok önce (Bize) yakarmıştı ve Biz de o’nun (bu yakarışına) cevap vermiş, o’nu ve o’nunla beraber olanları büyük bir felaketten kurtarmıştık;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Onu, ayetlerimizi yalanlayan bir topluma karşı korumuştuk; gerçekten de günaha gömülüp gitmiş bir toplumdu onlar ve bu yüzden Biz de onların hepsini boğuverdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Ve Davud ile Süleyman(ı da an): Hani bu ikisi, bir topluluğa ait koyun sürüsünün geceleyin girip otladığı bir ekin hakkında hüküm vereceklerdi ve Biz de o’nların bu hükümlerine tanık idik;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
ve bu olayda Süleyman’ın dava konusunu (daha derinden) anlamasını sağladık; bununla birlikte, Biz her ikisine de sağlam bir muhakeme gücü ve ilim bahşetmiştik. Bizim sınırsız kudret ve yüceliğimizi anarken, dağı taşı ve kuşları Davud’un çağrısına boyun eğdirdik; ve Biz (dilediğimiz her şeyi) yapabilme kudretine sahibiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Ve sizin için o’na, sizi her türlü korkuya karşı (Allah’a karşı sorumluluk bilinci giysisiyle) zırhlandıracak (üstün) bir korunma sanatı öğrettik; peki, (bütün bunlar için) şükrediyor musunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Kutlu ülkeye doğru o’nun buyruğuyla esip gitsin diye o zorlu rüzgarı Süleyman’ın buyruğuna (Biz verdik); çünkü her şeyin aslını bilen Biziz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Baş eğmeyen güçlerden (de o’nun buyruğuna verdiklerimiz vardı ki) bunlar o’nun için dalgıçlık ve (bu türden) başka işler yaparlardı. Bu güçleri de gözetim altında tutan yine Bizdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Ve Eyyub’u (da an ki) o: "Ey Rabbim, dert beni buldu; ama Sen merhametlilerin en merhametlisisin!" diye yakarmıştı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Bunun üzerine, o(nun bu yakarışı)na karşılık verdik ve o’nu çektiği dertten kurtardık; ayrıca, o’na katımızdan bir rahmet ve Bize kulluk edenlere bir ders olmak üzere, sayılarını bir kat artırarak yeni bir zürriyyet verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Ve İsmail ile İdris(i) ve (o’nlar gibi) kendisini andla (Allah’a) bağlayan herkesi (an ki): o’nların hepsi darlığa göğüs geren kimselerdi,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Ve bu yüzden o’nları(n hepsini) rahmetimizle kuşatmıştık; gerçekten de onlar dürüst ve erdemli kimselerdi!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Bunun üzerine, Biz de onun bu yakarışına karşılık vermiş ve onu düştüğü bunalımdan, sıkıntıdan kurtarmıştık. İnananları Biz işte böyle kurtarırız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Ve Zekeriya(yı da an ki o’nu da böyle kurtarmıştık;) hani, o da Rabbine seslenerek: "Ey Rabbim!" demişti, "Beni çocuksuz bırakma; fakat, (beni varissiz bıraksan bile, biliyorum ki) herkes göçüp gittikten sonra kalıcı olan biricik varlık Sensin!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Ve bunun üzerine o(nun bu yakarışı)na da karşılık verdik ve karısını onun için çocuk doğurabilecek hale getirerek ona Yahya’yı armağan ettik; doğrusu bu üç kişi iyi ve yararlı işlerde birbiriyle yarışır ve Bize korku ve umutla yakarırlar; Bize karşı her zaman saygı ve duyarlık gösterirlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Ve o iffetini koruyan (kadın)ı da (an) ki, Biz ona ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu bütün insanlar için (rahmetimizin) bir simgesi kılmıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
(Siz ey inananlar,) gerçek şu ki, bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir: çünkü hepinizin Rabbi Benim; öyleyse (yalnızca) Bana kulluk edin!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
Ama insanlar aralarındaki bu birliği paramparça ettiler; (hem de) sonunda topluca Bize dönecekler(ini unutarak).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Yine de her kim, hem inanmış, hem de dürüst ve erdemli davranışlardan (bir şeyler) ortaya koymuşsa, onun bu çabası asla ziyan edilmeyecektir; çünkü, hiç kuşkusuz Biz bunu onun lehine kaydetmekteyiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Bu bakımdan, yok etmeye karar verdiğimiz herhangi bir toplumun, (tuttuğu günahkarca yoldan) bir daha geri dönmesi asla mümkün değildir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
Ta ki, Yecüc ve Mecüc’ün (dünyaya) salınıp, (yeryüzünün) her köşe(sin)den boşalacakları zamana kadar,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
(ki o zaman) başa gelmesi kaçınılmaz olan (kıyamet) söz(ün)ün gerçekleşmesi de yaklaşmış olacaktır. O zaman ki, hakkı inkara şartlanmış olan kimselerin gözleri yerinden oynayacak ve (birbirlerine:) "Vah bize!" (diye yakınacaklar), "Bu (kıyamet sözüne) karşı hep umursamazlık gösterdik! Çünkü, zulüm ve kötülük yap(maya eğilimli ol)an kimselerdik!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
(O gün onlara:) "Gerçek şu ki, siz ve Allah’ın yerine tapınıp durduğunuz bütün o (düzmece) şeyler cehennemin yakıtısınız: varacağınız yer orasıdır" denecek.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Eğer (o tapınıp durduğunuz düzmece nesneler) gerçekten tanrı olsalardı, kuşkusuz, oraya girmezlerdi; ama (işte gördüğünüz gibi,) hepiniz orada yerleşip temelli kalacaksınız!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Orada onların payına ah edip inlemek düşecek; ve orada (başka) bir şey işitmeyecekler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
(Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
onlar (cehennemin) soluğunu (bile) işitmeyecekler ve canlarının arzu edegeldiği şeyler arasında sonsuza kadar yaşayıp gidecekler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
(Kıyamet Günü’nün uyandıracağı) o benzeri olmayan büyük korku bile onları kaygılandırmayacak; çünkü melekler böylelerini "Size söz verilen (mutlu) Gün işte bu Gün’dür!" sözleriyle karşılayacaklar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
O Gün gökleri sayfaları dürer gibi düreceğiz; (ve) alemi ilk kez nasıl yarattıysak onu yeniden yine öyle yaratacağız; gerçekleştirilmesini kendi üzerimize aldığımız bir sözdür bu: şüphesiz, Biz (her şeyi) yapabilecek güçteyiz!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Ve gerçek şu ki, (insanı) uyarıp öğüt verdikten sonra hikmetlerle dolu bütün ilahi kitaplarda yeryüzüne dürüst ve erdemli kullarımın varis olacağını kaydettik;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Ve (bunun içindir ki, ey Peygamber!) Biz seni yalnızca, bütün alemlere rahmetimiz(in bir işareti) olarak gönderdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
De ki: "Bana yalnızca, tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyedildi; o halde artık O’na boyun eğecek misiniz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Ama eğer (bu gerçeğe) yüz çevirirlerse de ki: "Ben bu gerçeği hepinize aynı şekilde duyurdum; ama artık, size vaad edilen (Hesap Günü’nün) yakın mı, uzak mı olduğunu ben bilemem".Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Ve (bana gelince, Hesap Günü’ndeki) bu (gecikmenin) sizin için bir sınama mı, yoksa bir süreye kadar (merhameten yapılmış) bir erteleme mi olduğunu ben bilemem."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
De ki: "Ey Rabbim! (Aramızda) hakça hüküm ver!" Yine (de ki "Rabbimiz Rahmân, sizin (O’na ilişkin) tüm tanımlama gayretlerinize karşı yardımına başvurulabilecek yegane (Hakim)dir!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster