1. Insanlarin hesapları yaklaştı, oysa onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı/öğüdü, ancak alay konusu ederler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Onların kalpleri/gönülleri hep eğlencededir/ilgisizdir... Zulmedenler gizlice şöyle fısıldaştılar: "Bu, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Yoksa siz, göz göre göre bir büyüye mi kapılacaksınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. O dedi ki: "Benim Rabbim, gökyüzünde ve yeryüzünde (söylenen) her sözü bilir. O işitendir, bilendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Ama onlar dediler ki: "Bunlar karmakarışık boş düşlerdir; hayır onu kendisi uydurdu. Yok yok, o bir şairdir! Haydi bize, öncekilere gönderildiği gibi bir mucize getirsin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Bunlardan önce (mucizeyi görüp iman etmeyen ve) helâk ettiğimiz hiçbir kent halkı inanmamıştı. Şimdi (mucizeden dolayı) bunlar inanacaklar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Biz senden önce de, vahyettiğimiz adamlardan başkasını göndermedik. Haydi zikir ehline (Tevrat, Zebur ve İncil’i bilenlere) sorun. Eğer (o kitapları okumayı) bilmiyor iseniz!.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Biz onları, yemek yemeyen cesetler yapmadık! (Onlar dünyada), ölümsüz/ebedi kalıcı da değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Sonra, onlara verdiğimiz sözde sadık kaldık/sözü yerine getirdik; onları ve dilediklerimizi (onlarla birlikte inananları) kurtardık, aşırı gidenleri de imha ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. (ey insanlar!) Gerçek şu ki; size içinde öğüdünüz bulunan bir kitap indirdik. Hâlâ aklınızı kullanarak inanmıyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Oysa biz, halkı zulmeden nice kentleri kırıp geçirdik! Onlardan sonra da, diğerlerini başka bir topluluk olarak inşa etmişizdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Azabımızı hissettikleri zaman, hemen oradan hızlıca kaçışıyorlardı! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. "boşuna kaçmayın! İçinde şımartıldığınız lüks hayata ve evlerinize dönün! Çünkü sorgulanacaksınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Dediler ki: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz zulmedenlerdendik." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Bu homurdanışları sürüp giderken, Biz onları biçilmiş ekin gibi yaptık, sönüp gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Bir de (şunu bilin ki) Biz; gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunanları; bir oyun, bir eğlence olarak yaratmadık! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Biz, eğer bir eğlence edinmek isteseydik, elbette onu kendi katımızdan edinirdik. Eğer yapacak olsaydık, böyle yapardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Hayır, Biz hakkı/gerçeği/doğruyu yalanın/batılın üzerine atarız da, onun beynini parçalar, bir de bakarsın ki, derhal canı çıkmıştır/yok olup gitmiştir! Yazıklar olsun size! Allah’a yakıştırdığınız yalan/yanlış nitelemelerden dolayı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Göklerde ve yeryüzünde kim varsa, O’nundur. O’nun katında bulunanlar, O’na kulluk hususunda büyüklenmezler ve üşenmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Gecede ve gündüzde tesbih/kulluk ederler, hiç aksatmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Yoksa onlar yeryüzünden birtakım ilâhlar edindiler de, onlar mı ölüleri tekrar diriltecekler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Eğer gökte ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, bu iki alem de bozulup gitmişti. Arş’ın sahibi Allah onların yanlış nitelendirmelerinden yücedir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. O, yaptığından sorulmaz, oysa onlar, sorguya çekilirler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Yoksa o’ndan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: "Haydi kesin delilinizi getirin. İşte, benimle beraber olanların delili/öğüdü/kitabı ve benden öncekilerin kitabı/öğüdü/delili!" Aksine; onların birçoğu gerçeği bilmiyorlar. Onlar yüz çeviriyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Senden önce, hiçbir elçi göndermedik ki, ona şöyle vahyetmiş olmayalım: "Şüphesiz ki, Benden başka İlâh yoktur, öyleyse Bana kulluk edin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Dediler ki: "Rahmân çocuk edindi." O, (bundan) münezzehtir/yücedir/uzaktır! Hayır, ama onlar ikram olunmuş/değerli birtakım kullardır; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Onlar Allah’ın sözünün önüne geçmezler ve O’nun emriyle hareket ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Allah onların önlerinde ve arkalarında ne varsa, bilir. Allah’ın razı olduğu kimseden başkasına aracılık/şahitlik/şefaat edemezler. Onlar, O’nun korkusundan saygıyla titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Onlardan her kim: "Tanrı O değil, benim!" derse, biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlere böyle ceza veririz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Peki inkâr edenler görmediler mi ki; gökler ve yeryüzü (başlangıçta) tek ve bitişik/gaz halinde/bir bütün idiler de Biz onları ayırdık! Canlı olan herşeyi sudan yarattık! Hâlâ inanmıyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Yeryüzünde onlar için sarsılmasınlar diye sabit dağlar oturttuk. Ve orada geniş geniş yollar açtık, doğru gidebilsinler/yollarını kolayca bulabilsinler diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise O’nun ayetlerinden yüz çevirmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O’dur. Her biri, kendisi için belirlenmiş bir yörüngede akar durur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. (ey elçi, sana inanmayanlara hatırlat ki); Biz senden önce hiçbir insana ölümsüzlük vermedik! Şimdi, eğer sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Her can/nefis ölümü tadacaktır! Size ‘açığa çıkarıcı ve yaptıklarınızın karşılığı olarak’; kötülüğün de iyiliğin de (size dokunmasına) izin veriyoruz! Ve sonunda Bize/huzurumuza döndürülürsünüz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. O inkâra sapanlar seni gördükleri zaman, seni ancak alaya alırlar: "İlâhlarınızı diline dolayan kişi bu mu?" Oysa onlar Rahmân’ın öğüdünü inkâr edenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Insan acelecidir! Ben size ayetlerimi(n işâret ettiği gerçekleri) göstereceğim. Şimdi (yargılanma/din/hesap/ceza günü için) acele etmeyin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Diyorlar ki: "Eğer, doğru sözlüler iseniz bu söz ne zamandır?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Inkâr edenler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları, yardım da edilmeyecekleri gerçeğini bir bilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. O, onlara aniden gelir ve onları şaşkına çevirir! Sonra onu geri çeviremezler. Kendilerine mühlet de verilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Ant olsun, senden önceki elçilerle de alay edildi. Ancak onlarla alay eden kimseleri, kendisiyle alay ettikleri şey kuşatıverdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. De ki: "Gece ve gündüz sizi, Rahman’dan (uzakmaşmanız sebebiyle O’ndan) kim koruyabilir? Aksine onlar yine de Rablerinin uyarısından yüz çevirmekteler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Yoksa onların, kendilerini Bizden engelleyerek koruyacak ilâhları mı var? Onlar kendilerine bile güç yetiremezler. Tarafımızdan onlara sahip çıkılmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Aksine biz onları ve atalarını faydalandırdık/nimetlerle yaşattık. Hatta, o ömür kendilerine uzun geldi! Fakat bu insanlar görmüyorlar mı; yeryüzünü, toprağı/kara parçasını uçlarından eksilttiğimizi!.. Şimdi, üstün gelen onlar mıdır? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum," ama sağırlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Eğer onlara, Rabbinin azabından ufak bir esinti dokunuverse; "Eyvah bizlere, gerçekten biz, zalim kimselermişiz" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Kiyamet/diriliş günü için adalet terazileri kurarız. Artık hiçbir nefse zulüm/haksızlık edilmez. Eğer (yapılanlar) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getiririz (ortaya koyarız). Hesap görenler olarak, Biz yeteriz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Ve gerçek ŞU Kİ Biz Musa’ya ve Harun’a, Furkan’ı (gerçekle yalanı ayırdedici özelliği olanı) verdik; korunup sakınanlar için bir ışık ve bir öğüt olarak... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Onlar görmeden Rablerinden korkarlar ve onlar kıyamet saatinden içleri ürpermekte olanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Işte bu da (sizin için) ona indirdiğimiz mübarek bir öğüttür. Şimdi siz onu inkâr mı ediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Ve gerçek ŞU Kİ, Biz (Musa’dan) çok daha önce İbrahim’e de, doğru yolu bulma yetisi vermiştik. Biz onu çok iyi biliyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Hani, babasına ve halkına dedi ki: "Karşısında durup, önlerinde eğildiğiniz şu temsilî heykeller nedir?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. "biz, atalarımızı bunlara tapıcılar olarak bulduk" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Dedi ki: "Ant olsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Dediler ki: "Sen bize gerçeği mi getirdin? Yoksa, sen bizimle oyun oynayanlardan mısın?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. "hayır!" (sizinle oyun oynamıyor ve eğlenmiyorum) dedi. "Rabbiniz göklerin ve yeryüzünün Rabbidir. Onları O yaratmıştır. Ben buna (gerçeğe) şahitlik edenlerdenim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. "Allah’a yemin olsun ki, arkanızı dönüp gittikten sonra, putlarınıza mutlaka bir tuzak kuracağım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Sonunda, onları paramparça etti. Ancak onların en büyüğünü bıraktı ki, onlar belki ona müracaat ederler, diye! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Dediler ki: "Bunu ilâhlarımıza kim yaptı? Şüphesiz ki o, zalimlerden/hainlerden birisidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. "onları diline dolayan bir genç işittik, kendisine İbrahim deniliyormuş" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. (diğerleri) dediler ki: "Derhal, onu insanların gözleri önüne getirin, onlar da şahit olsunlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. (İbrahim yanlarına getirilince ona sordular): "Ey İbrahim! İlâhlarımıza/tanrılarımıza bunu sen mi yaptın?" diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. (İbrahim) dedi ki: "Aksine bu işi, belli ki onların şu büyükleri yapmış! Eğer konuşurlarsa, en iyisi onlara sorun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da birbirlerine: "Gerçekten siz zalimlersiniz" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Sonra, yine eski kafalarına/düşüncelerine döndüler: "Kesinlikle sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Dedi ki: "O halde, Allah’ı bırakıp da size fayda veya zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Yuh size ve Allah’ı bırakıp ta taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Dediler ki: "Onu yakın ve böylece ilâhlarınıza arka çıkın/yardım edin! Eğer bir iş yapacaksanız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Biz de dedik ki: "Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini, hüsrana uğrayanlardan kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Onu ve Lût’u kurtarıp, içinde âlemlere bereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Ona ishak’ı hediye ettik, üstelik (İshak’ın ardından torunu) Yakub’u da; hepsini (toplumlarına) faydalı kişiler/salihlerden kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Biz onları, bizim emirlerimiz doğrultusunda hareket ededen bir ümmet olmalarını sağladık. Onlara yararlı işlerin neler olduğunu, namaz kılmalarını, zekat vermelerini ve yalnızca bize kulluk etmeleri gerektiğini vahy ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Lut’a da hükümler ve bilgiler verdik. Lut’u çok çirkin işler yapan bir kasaba halkından kurtardık. Gerçekte o kasaba halkı yoldan çıkmış bir topluluktu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Biz onu (Lut’u) rahmetimize dahil ettik. Şüphesiz o, (insanlığa) yararlı/salihlerden biri idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Ve nuh’u da hatırla! Hani o, daha önce Bize yalvarmıştı. Biz de onun duasını kabul ettik. Kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı, ona yardım ettik. Gerçekten onlar, kötülük halkı olmuşlardı. Biz de, onların tümünü boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Davud’u ve Süleyman’ı da (an, ikisinden de bahset). İkisi de ekin hakkında hüküm veriyorlardı, hani bir halkın davarları onun içinde otlatılmıştı. Biz de onların hükümlerine şahit idik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Biz süleyman’a yargıyı (dava konusunu) iyice (inceden inceye, derinlemesine) bellettik ve her birine bir hüküm/yargı gücü ve ilim verdik. Davud’a, kuşlarla beraber tesbih eden dağları boyun eğdirdik. Biz bunları yapanlarız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Savaşlarda sizi sıkıntılardan koruması için, Davud’a elbise (zırh) yapımını öğrettik. Siz hala şükretmeyecek misiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Firtinali rüzgârı da Süleyman’ın (hizmetine vermiştik); içinde bereketler yarattığımız yere doğru, onun emriyle akıp giderdi! Biz, herşeyi bilenleriz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Azılı suçlu tutukluların arasından da onun için, dalgıçlık yapa(rak inciler çıkara)n ve bundan başka işlerde çalışan kimseleri de (emrine vermiştik). Böylece onları, onun emrinde tutan/koruyan da Bizdik! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Ve eyyub’u da... (an ki); hani o, Rabbine şöyle dua etmişti: "Şüphesiz bu dert, bana dokundu, Sen merhametlilerin en merhametlisisin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Biz de onun duasını kabul ettik, kendisinde bulunan sıkıntıyı kaldırdık. Ona ailesini ve onlarla beraber bir katını/daha fazlasını da verdik. Katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir öğüt olmak üzere. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Ve ismail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de... (hatırla!) Hepsi de sabredenlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Onları rahmetimize dahil ettik/girdirdik. Çünkü onlar (insanlığa) yararlı/salih/iyi kimselerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Ve o balık olayının kahramanı/Zünnun’u da (burada an). Hani o, kavmine kızarak gitmişti. Bizim, kendisine güç yetirebileceğimizi unutmuştu. Nihayet karanlıklar içinde (Balina karnında) yalvardı: "Senden başka İlâh yoktur. Sen yücesin/eksiklikten uzaksın/Seni tenzih ederim! Gerçekten ben (kendine zulmeden) zalimlerden oldum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Biz de onun duasını kabul ettik ve onu gamdan/dertten/kederden kurtardık. İşte, Biz inananları böyle kurtarırız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Zekeriya’yi da... (an ki, onun da kederini gidermiştik); hani o, Rabbine yalvarmıştı: "Rabbim! Beni tek başıma (evlatsız) bırakma! (Ben vârissiz kalsam bile), (gerçi) Sen, vârislerin en hayırlısı Sensin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Onun duasını kabul ettik ve ona Yahya’yı armağan ettik. Eşini de kendisi için (kısırlığını gidererek) iyileştirdik. Gerçekten onlar, iyi işlerde yarışıyorlardı! Onlar umarak ve korkarak Bize dua ederlerdi. Ve Bize, içten gelen derin bir saygı gösterirlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Ve o İFFETİNİ KoRUMUŞ olanı da!.. Biz ona, (İsa için yarattığımız) ruhumuzdan üfledik. Onu (Meryem’i) ve oğlunu (İsa’yı) âlemler için bir ibret kıldık! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (siz ey İNANANLAR), gerçek şu ki; sizin bu toplumunuz/ümmetiniz tek bir ümmettir! Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse, yalnız Bana kulluk edin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Onlar, emri/dini kendi aralarında parçalara ayırdılar. Ama hepsi Bize döneceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Artik kim gerçeklere inanmış olarak uygun işler yaparsa, o kişinin çalışmasına nankörlük yoktur. Şüphesiz Biz, onun çalışmasını yazanlarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Kendisini helâk ettiğimiz bir ülke halkının, (dünyaya) geri dönüp yaşamaları haramdır/yasaktır. Katiyen onlar (dünyaya) bir daha geri dönemezler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Nihayet yecüc ve Mecüc seddi açıldığında; onlar her bir tepeden akın ederler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. (yecüc mecüc seddinin açılışıyla) gerçek olan söz (kıyamet) yaklaşmıştır. İşte o zaman inkârcı kişilerin gözleri donup kalmıştır: "Vah vah, yazıklar olsun bize! Biz bundan gaflet içinde imişiz. Hayır aksine biz zalimlermişiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Gerçekten siz de Allah’ın dışında kulluk ettikleriniz de, cehennemin odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Eğer onlar ilâh olsalardı oraya girmezlerdi. Oysa, hepsi orada sonsuz kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Orada, onlar için bir inleme vardır. Onlar orada, hiçbir şey duymazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Tarafimizdan, kendilerine bir güzellik takdir edilen kimseler, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Onun uğultusunu duymazlar, canlarının istediği şey/nimetler içinde sonsuz kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. O en büyük korku onları üzmez. Melekler, onları şöyle karşılar: "İşte bu, vadedilmiş olduğunuz gündür." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. O gün, gökyüzünü toplayıp katlarız; yazılı kâğıtların tomarlarını/kitabın sayfalarını dürer gibi! İlk yaratmaya başladığımız gibi onu (insanı) yeniden var ederiz. Bu üzerimize (aldığımız) bir vaattir. Şüphesiz Biz, söylediklerimizi/vaatlerimizi yapanlarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Ve gerçek ŞU Kİ, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra, Zebur’da da şöyle yazmıştık: "Şüphesiz yeryüzüne, (faydalı işi en iyi şekilde yapan) iyi kullarım mirasçı olacaktır!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Şüphesiz bunda, ibadet eden bir kavim için, yeterli bir mesaj/açıklama/öğüt vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Biz seni, ancak âlemlere rahmet/iyilik olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. De ki: "Bana ancak, ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahyolunuyor. Şimdi siz, teslim olacak mısınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Eğer yüz çevirirlerse, de ki: "Ben (bu gerçeği), size olduğu gibi/düpedüz/eşit biçimde duyurdum. Tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır, yoksa uzak mıdır, ben bilemem. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. Şüphesiz o, açığa vurduğunuz sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Bilemem, belki de o (size verilen süre); sizin için bir açığa çıkarılma ve bir süreye kadar faydalanma/geçimlik içindir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. De ki: "Rabbim! (Aramızda) adaletle hüküm ver! Rabbimiz çok merhamet edendir. Sizin söylediğinize (iftiralarınıza) karşı, O’nun yardımına sığınılır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster