1. İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Kendilerine Rablerinden gelen her yeni ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Dedi ki: "Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir, (O’ndan gizli kalan hiçbir şey yoktur). O, işitendir, bilendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. "Hayır, dediler, (bu) karmakarışık hayallerdir; hayır onu uydurmuş; hayır o şâ’irdir. (Eğer gerçekten peygamberse) öncekilerin, (mu’cizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mu’cize getirsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Bunlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir kent (halkı) inanmamıştı, şimdi bunlar mı inanacaklar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Biz, senden önce yalnız kendilerine vahyedilen erkeklerden başkasını elçi göndermedik. Eğer bilmiyorsanız Zikir ehline (Kitap sâhiplerine) sorun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Biz onları yemek yemeyen ceset(ler) yapmadık. (Onlar), ölümsüz de değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik, onları ve dilediklerimizi kurtardık, aşırı gidenleri helâk ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Andolsun, size, içinde Zikr’iniz bulunan bir Kitap indirdik. Aklınızı kullanmıyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (Halkı) zulmeden nice şehri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka bir topluluk getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Azâbımızı hissettikleri zaman onlar, derhal oradan (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (Boşuna) Kaçmayın, (bol bol verilip) içinde şımartıldığınız(ni’metler)e ve yurtlarınıza dönün, çünkü sorguya çekileceksiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. "Eyvah bize, dediler, gerçekten biz zâlimlermişiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Bu mırıldanmaları sürüp giderken biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Biz göğü, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlence için yaratmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Hayır, biz hakkı bâtılın üstüne atarız da o onun beynini parçalar, derhal (bâtılın) canı çıkar. Allah’a yakıştırdığınız niteliklerden ötürü de vay siz(in haliniz)e! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Göklerde ve yerde kim varsa hep O’nundur. O’nun yanında bulunanlar, O’na kulluk etmekten büyüklenmez ve yorulmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Gece gündüz tesbih ederler, hiç ara vermezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Yoksa (o müşrikler), yerden birtakım tanrılar edindiler de (ölüleri) onlar mı diriltecek? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Eğer yerde, gökte Allah’tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de (yer de, gök de) bozulup gitmişti. Arş’ın sâhibi Allâh, onların nitelendirmelerinden yüce(münezzeh)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. O, yaptığından sorulmaz, ama onlar, sorulurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Yoksa O’ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki: "(Bu hususta kesin) delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların da öğütü ve benden öncekilerin de öğütü budur." Ama çokları hakkı bilmezler, bundan dolayı onlar, (haktan) yüz çevirirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona: "Benden başka tanrı yoktur, bana kulluk edin!" diye vahyetmiş olmayalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. "Rahmân çocuk edindi." dediler. O, yücedir. Hayır (Rahmân’ın çocukları sanılan melekler, O’nun) değerli kullar(ı)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. O’ndan önce söz söylemezler ve onlar, O’nun buyruğunu yaparlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. (Allâh) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allâh’ın) râzı olduğundan başkasına şefâ’at edemezler ve onlar, O’nun korkusundan titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Onlardan her kim: "Ben O’ndan başka bir tanrıyım!" derse onu cehennemle cezâlandırırız. Biz zâlimleri böyle cezâlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. O nankörler görmediler mi ki göklerle yer bitişik idi, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık? Hâlâ inanmıyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Yer, onları sarsar diye, onun üstünde yüksek dağlar yarattık. Ve istedikleri yere gidebilmeleri için orada geniş yollar açtık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Göğü, korunmuş bir tavan yaptık; onlarsa hâlâ göğün, (Allâh’ın) âyetlerinden yüz çevirmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratan O’dur. (Bunların) her biri bir yörüngede yüzmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Senden önce hiçbir insana ebedi yaşama vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Her nefis, ölümü tadacaktır. Biz sizi sınamak için şerre de hayra da müptelâ kılıyoruz. Ve (sonunda) bize döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Kâfirler seni gördükleri zaman: "Sizin tanrılarınızı diline dolayan bu mu?" diye seninle alay ederler. Oysa kendileri Rahmân’ın Zikri(uyarısı)nı kabul etmiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. (İnsanın tabiatinde acelecilik vardır. Öye acelecidir ki, sanki) İnsan aceleden yaratılmıştır. (Durun,) Size âyetlerimi göstereceğim, benden acele istemeyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. "Doğru söyleyenler iseniz bu (bizi) tehdid (ettiğiniz azâb) ne zaman?" diyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. İnkâr edenler, ne yüzlerinden, ne de sırtlarından ateşi savamayacakları ve yardım da olunmayacakları zamanı bir bilselerdi (onu böyle acele istemezlerdi)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Doğrusu o, onlara ansızın gelecek, onları şaşırtacak, ne onu reddedebilecekler, ne de kendilerine süre verilecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi, ama onlarla alay edenleri, o alay ettikleri şey kuşatıverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. De ki: "Gece gündüz, sizi Rahmân’dan kim koruyacak?" Hayır, onlar, Rablerinin Zikr’inden yüz çeviriyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Yoksa onları, bize karşı koruyacak tanrıları mı var? Onlar, ne kendilerine yardım edebilirler, ne de bizim tarafımızdan onlara sâhip çıkılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Biz onları ve atalarını yaşattık, nihâyet kendilerine ömür uzun geldi, (ebedi yaşayacaklarını sandılar). Bizim, yere gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı (yoksa biz miyiz)? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. De ki: "Ben ancak sizi vahiyle uyarıyorum. Ama sağır(lar) uyarıldıkları zaman çağırıyı işitmez(ler)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Andolsun, onlara Rabbinin azâbından bir esinti dokunsa, "Eyvah bize, biz gerçekten zâlimlermişiz," derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Kıyâmet günü için adâlet terâzileri kurarız. Hiç kimseye bir haksızlık edilmez (insanın yaptığı iş), bir hardal dânesi ağırlığınca da olsa onu getiririz. Hesab gören olarak biz yeteriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Andolsun biz, Mûsâ’ya ve Hârûn’a hak ve bâtılı ayırdeden ve korunanlar için bir ışık ve öğüt olan Kitabı verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sâ’at(in)den de titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Bu (Kur’ân) da ona (yani Muhammed’e) indirdiğimiz mübârek (çok faydalı) bir öğüttür. Şimdi siz onu inkâr mı ediyorsunuz? (Ne kadar gâfilsiniz siz)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Andolsun biz, daha önceden İbrâhim’e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin şu karşısında durup taptığınız heykeller nedir?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. "Babalarımızı onlara tapar bulduk (da onun için biz de onlara tapıyoruz.)" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. "Doğrusu siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Dediler ki: "Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa şaka yapanlardan mısın?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. "Hayır, dedi, Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de buna şâhidlik edenlerdenim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. "Allah’a and olsun ki siz dönüp gittikten sonra putlarınıza bir tuzak kuracağım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Nihâyet (İbrâhim) onları parça parça etti, yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye(!) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. (Döndükleri zaman): "Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o zâlimlerden biridir." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. "Onları diline dolayan bir genç işittik, kendisine İbrâhim deniliyormuş," dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. "Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezâlandırılacağına) tanık olsunlar" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. (İbrâhim’i getirdiler), dediler ki: "İbrâhim, tanrılarımıza sen mi bunu yaptın?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. "Hayır dedi, (büyük putu göstererek) işte şu büyükleri yapmış; onlara sorun, eğer konuşurlarsa (!)" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Sonra yine eski kafalarına döndürüldüler: "Sen de bilirsin ki bunlar konuşmazlar," dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. "Peki, dedi, siz Allâh’ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar vermeyen şeylere mi tapıyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. "Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza. Aklınızı kullanmıyor musunuz siz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Dediler: "Onu yakın, tanrılarınıza yardım edin, eğer bir iş yapacaksanız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Biz de: "Ey ateş, İbrâhim’e serin ve esenlik ol!" dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de, asıl kendilerini hüsrâna uğrattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Onu ve Lût’u kurtarıp, âlemlere bereketli kıldığımız bir yere getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Ona İshak’ı hediye ettik, üstelik (torunu) Ya’kûb’u da (verdik). Hepsini de iyi insanlar yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden(insan)lardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Lût’a da hüküm (hükümranlık, peygamberlik, hikmet) ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapan bir kentten kurtardık. Gerçekten onlar yoldan çıkan kötü bir kavim idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Ve onu rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o, Sâlihlerden idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Nûh’u da (an), o da bunlardan önce bize yalvarmıştı. Biz de onun du’âsını kabul edip kendisini ve âilesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Ve âyetlerimizi yalanlayan kavimden onun öcünü almıştık. Onlar, kötü bir kavim olmuşlardı, biz de onların hepsini boğmuştuk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Dâvûd ile Süleymân’ı da (an); hani onlar, toplumun davarının yayıldığı bir ekin hakkında hükmediyorlardı, biz de onların hükümlerine tanık idik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. O hükmü Süleymân’a bellettik. Onların hepsine de hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvûd’a dağları ve kuşları boyun eğdirdik, onunla beraber tesbih ediyorlardı. Biz (bunları) yaparız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Ona, sizi, savaşın şiddetinden korumak için zırh yapmayı öğretmiştik. Ama siz şükrediyor musunuz ki? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Süleymân’a da fırtınayı (boyun eğdirmiştik). Onun emriyle, içinde bereketler yarattığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi biliriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Kendisi için denize dalan ve bundan başka işler yapan bazı şeytânları da emrine vermiştik. Biz onları onun emrinde tutuyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Eyyûb’u da an. O, Rabbine: "Bu dert bana dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin!" diye du’â etmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Biz de onun du’âsını kabul etmiş, kendisine bulaşan derdi kaldırmıştık; ona tarafımızdan bir rahmet ve ibâdet edenler için bir öğüt olarak âilesini ve onlarla beraber bir katını daha vermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. İsmâ’il’i, İdris’i, Zu’l-Kifl’i de an; hepsi de sabredenlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Onları rahmetimize soktuk, çünkü onlar Sâlihlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Zünnûn’u (balık karnına girmiş olan Yûnus ibn Matta’yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihâyet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şânın yücedir, ben zâlimlerden oldum!" diye yalvardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Biz de onun du’âsını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, inananları böyle kurtarırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Zekeriyyâ’yı da (an). Rabbine: "Rabbim, beni tek bırakma! Sen, vârislerin en iyisisin (her şeyim sana kalacaktır)" diye du’â etmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Onun du’âsını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ’yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hale getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize du’â ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. O ırzını korumuş olan(Meryem)i de an; ona ruhumuzdan bir çocuk üflemiş, kendisini ve oğlunu âlemlere bir ibret yapmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. İşte bu sizin ümmetiniz (olan tevhid ve İslâm milleti), bir tek ümmettir. Rabbiniz de benim. Yalnız bana kulluk edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. İşlerini aralarında parçaladılar (Tanrıdan gelen dini parça parça ettiler, ayrılığa düştüler); hepsi (sonunda) bize döneceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. İmdi kim inanmış olarak iyi işlerden yaparsa onun çalışmasına nankörlük edilmez, biz (onun çalışmasını) yazanlarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Helâk ettiğimiz bir ülkeye artık (yaşamak) harâmdır: Onlar bir daha geri dönemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Nihâyet Ye’cûc ve Me’cûc’un önü açıldığı ve onlar her tepeden akın etmeye başladıkları zaman, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Gerçek va’d (yani kıyâmet) yaklaşmış olur. İnkâr edenlerin gözleri birden donup kalır. "Vah bize, biz bundan gaflet içinde idik (bunun doğru olacağını hiç düşünmüyorduk). Meğer biz zulmediyormuşuz!" (diye mırıldandılar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Siz ve Allah’tan başka taptıklarınız cehennemin odunusunuz. Siz, oraya gireceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Eğer onlar tanrı olsalardı oraya girmezlerdi. Oysa hepsi orada sürekli kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Onlar için bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada (azâbın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Ama bizden kendilerine (ezelde) güzellik geçmiş (mutluluk takdir edilmiş) olanlar, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Onun uğultusunu duymazlar. Ve canlarının çektiği (ni’metler) içinde ebedi kalırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. O en büyük korku, onları asla tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılar: "İşte bu, size va’dedilen gününüzdür!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. O gün göğü yazı tomarlarını dürer gibi toplarız. İlk yaratmaya başladığımız gibi onu iâde ederiz. Üzerimize sözdür; biz bunu mutlaka yapacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Andolsun Tevrât’tan sonra Zebûr’da da: "Arza mutlaka iyi kullarım vâris olacak (bu yer onların eline geçecek)" diye yazmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Şüphesiz bunda kulluk eden kimseler için yeterli bir öğüt vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. (Ey Muhammed) Biz seni ancak âlemlere rahmet için gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. De ki: "Bana, Tanrınız, ancak bir tek Tanrıdır; diye vahyolunur. O’na teslim ol(up putperestliği bırak)cak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Ben sizin hepinize eşit biçimde açıkladım. Artık tehdid edildiğiniz şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. "Şüphesiz O, sözün açığını da bilir, gizlediklerinizi de bilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. "Bilmem belki de o (azâbın ertelenmesi) sizi denemek ve bir süreye kadar yaşatmak içindir" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. (Allâh’ın Resulü) Dedi: "Rabbim (aramızda) hak ile hükmet, Rabbimiz çok merhamet edendir. Sizin nitelendirdiğinize (iftirâlarınıza) karşı O’nun yardımına sığınılır (O, bizi her tehlikeden korur)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster