وَقِيلَ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَرَأَوُا الْعَذَابَ ۚ لَوْ أَنَّهُمْ كَانُوا يَهْتَدُونَ
Ve kıyled’u şürakaeküm fe deavhüm fe lem yestecıbu lehüm ve raevül azab lev ennehüm kanu yehtedun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَقِيلَ
ve denir ki
ادْعُوا
çağırın
شُرَكَاءَكُمْ
koştuğunuz ortakları
فَدَعَوْهُمْ
onları çağırırlar
فَلَمْ
fakat
يَسْتَجِيبُوا
çağrısına cevap vermezler
لَهُمْ
bunların
وَرَأَوُا
ve karşılarında görürler
الْعَذَابَ
azabı
لَوْ
ne olurdu
أَنَّهُمْ
onlar
كَانُوا
idi
يَهْتَدُونَ
yola gelseler

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve çağırın şirk koştuğunuz şeyleri denir, onlar da çağırırlar, fakat icâbet etmezler onlara ve azâbı görürler; ne olurdu doğru yolu bulsalardı.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Çağırın bakalım, tanrısal nitelikler yakıştırarak, Allah’a ortak koştuğunuz varlıkları, ya da güçleri." Ve onlar da bu sözü geçen varlık ve güçleri yardıma çağıracaklar, fakat onlar cevap veremezler ve sonunda, göre göre sadece azabı görecekler karşılarında. Böyle umutsuz ve çaresiz duruma düşeceklerine, vaktiyle doğru yolu tutsalardı ya.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    (Allah’a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın! denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Denildi ki: "Ortaklarınızı çağırın!" Bunun üzerine onları çağırdılar... (Fakat çağırılanlar) kendilerine cevap vermediler ve azabı gördüler! Onlar doğru yolu bulsalardı!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Ortaklarınızı çağırın’ denir. Çağırırlar ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Ne olurdu doğru yolu kabul etselerdi!

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Denir ki: "Ortaklarınızı çağırın." Böylelikle çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Müşriklere şöyle denecek: "- (azabdan kurtulmanız için) yalvarın bakalım ortaklarınıza (putlarınıza)." Onlar da yalvaracaklar, fakat kendilerine karşılık vermiyecekler, (hiç bir yardımda bulunamıyacaklardır. Öncüler ve düşükler hepsi) azabı göreceklerdir. Önceden onlar hakkı kabul edib hidayete ereydiler ya!...

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Allah`a koştuğunuz ortaklarınızı çağırınız” denir. Onlar da çağırırlar ama, taptıkları kendilerine cevap vermezler. Cehennem azabını görünce, “Dünyadayken doğru yolda olsalardı!” diye hayıflanırlar.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    «ostugunuz ortaklarinizi cagirin» denir; onlar da cagirirlar ama, kendilerine cevap veremezler; cehennem azabini gorunce dogru yolda olmadiklarina yanarlar.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Onlara, «ortak koşup durduğunuz şeyleri (o sahte tanrıları) çağırın !» denilir. Çağırırlar ama onlara cevap vermezler, derken azabı görürler; keşke doğru yolu bulmuş olsalardı !.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Onlara:) “(Allah`a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!” denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlara, "Haydi ortaklarınızı çağırın!" denir. Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap veremez. Azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    «(Allah’a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!» denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onlara, "Haydi ortaklarınızı (yardıma) çağırın!" denir. Bunun üzerine onları çağırırlar, ancak kendilerine karşılık vermezler. Azabı görürler ve doğru yolda bulunmadıklarına yanarlar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    «(Allah’a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!» denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın denir; onlar da çağırırlar. Ancak kendilerine cevap veremezler; cehennem azabını görünce doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Denir ki: "Ortaklarınızı çağırın." Böylelikle çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu?

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    "(Allah’a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!" denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (O gün onlara): «Çağırın ortaklarınızı» denilmişdir (denilecekdir) de onları çağırmışlardır. Fakat bunlar kendilerine icabet etmemişlerdir ve (onların uğradıkları) azâbı görmüşlerdir. Nolurdu (o müşrikler) hidâyeti kabul etmiş olsalardı.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ve (o gün müşriklere:) `(Allah`a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!` denilir de onları çağırırlar; fakat kendilerine cevab vermezler ve (karşılarında) azâbı görürler. Ne olurdu, onlar gerçekten hidâyete ermiş olsalardı?

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Denir ki: Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın. Onlar çağırırlar, ama kendilerine cevap veremezler. Cehennem azabını görünce de doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Müşriklere "Ortaklarınızı çağırın" denilir. Allah’a ortak koşanlar ortaklarını çağırdıklarında, çağrılanlar çağıranlara cevap veremezler. Azabı gördüklerinde ise "Keşke doğru yolda olsa idik" derler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve onlara: "Ortaklarınızı çağırın!" dendi. Bunun üzerine onlar çağırdılar. Fakat onlara icabet etmediler ve azabı gördüler. Keşke onlar, hidayete ermiş olsalardı.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    "Ortaklarınızı çağırın" denir. Böylelikle onları çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu!

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Sonra onlara: "Çağırın, bakalım" denecek, "tanrısal nitelikler yakıştırarak (Allah’a) ortak koştuğunuz (varlıkları ya da güçleri)!" Ve onlar da bu sözü geçen (varlıkları ya da güçleri) yardıma çağıracaklar, ama berikiler kendilerine herhangi bir karşılık vermeyecekler; ve sonunda, göre göre sadece azabı görecekler karşılarında; (oysa, bu umutsuz, çaresiz duruma düşeceklerine) vaktiyle doğru yolu tutsalardı ya!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Sonunda onlara: "Çağırın ortak (koştuk)larınızı!" denilecek ve onları yardıma çağıracaklar, fakat kendilerine asla karşılık verilmeyecek ama azabı görüverecekler. Ne olurdu sanki, daha önceden doğru yolu bulmuş olsalardı!

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve denilmiş (olacak)dır ki, «Ortaklarınızı çağırınız». Artık onları çağırmış olacaklardır. Fakat kendilerine icabet etmiş olmayacaklardır ve azabı görmüş olacaklardır. Eğer onlar hidâyete ermiş olsalar idi (böyle muazzep olmazlardı).

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Onlara: "Ortak koştuğunuz ortaklarınızı çağırın!" denir. Onlar da çağırırlar, fakat kendilerine cevap veremezler. Azabı karşılarında görürler. Ne olurdu, hidayeti kabul etmiş olsalardı!

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ve onlara denildi ki: "Bana koştuğunuz o ortaklarınızı çağırın." Hemen onları çağırdılar. Fakat kendilerine cevap veremezler ve azabı görürler. Onlar doğru yolu izleselerdi ne olurdu?!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın denir; onlar da çağırırlar. Ancak kendilerine cevap veremezler; cehennem azabını görünce doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bu defa onları putlaştıranlara hitaben: "Haydin, şeriklerinize yalvarın da onlardan yardım isteyin!" denir. Yalvarırlar ama onlar bunlara cevap veremezler. Fakat cevap olarak, karşılarına çıkan azabı görürler. Ne olurdu yani, dünyada iken bu gerçeği anlayıp hakkı kabul etselerdi!..

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    (Allâh tarafından) onlara: "(Bana), koştuğunuz ortakları çağırın!" denir. Onları çağırırlar. Fakat (çağırılanlar), bunların çağrısına cevap vermezler ve (bunlar), karşılarında azâbı görürler (sanki çağırdıkları şey, azâbın kendisi olmuştur). Ne olurdu (sanki dünyâda) yola gelselerdi!

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Ortaklarınızı çağırın, denir. Onları çağırırlar. Fakat onlara cevap veremezler. Çünkü azabı görmüşlerdir, keşke doğru yola girmiş olsalardı.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Denir ki: «Ortaklarınızı çağırın.» Böylelikle onları çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Şöyle denilir: "Çağırın ortak koştuklarınızı!" Onlar da çağırırlar. Fakat ötekiler bunlara cevap veremezler; azabı görmüşlerdir. Önceden yola gelselerdi ne olurdu!

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    It will be said (to them): "Call upon your ´partners´ (for help)" :they will call upon them, but they will not listen to them; and they will see the Penalty (before them); (how they will wish) ´if only they had been open to guidance!´