وَجَاءَ الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ ۚ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Ve cael müazzirune minel a’rabi li yü’zene lehüm ve kaadellezıne kezebüllahe ve rasuleh se yüsıybüllezıne keferu minhüm azabün elım
Kelime
Anlamı
Kökü
وَجَاءَ
ve geldiler
الْمُعَذِّرُونَ
özür bahane eden
مِنَ
الْأَعْرَابِ
bedevi Araplar
لِيُؤْذَنَ
izin verilmesi için
لَهُمْ
kendilerine
وَقَعَدَ
ve oturdular
الَّذِينَ
kimseler
كَذَبُوا
yalan söyleyen(ler)
اللَّهَ
Allah’a
وَرَسُولَهُ
ve Elçisine
سَيُصِيبُ
erişecektir
الَّذِينَ
kimselere
كَفَرُوا
inkar eden(lere)
مِنْهُمْ
onlardan
عَذَابٌ
bir azab
أَلِيمٌ
acıklı

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Bedevîlerin bir kısmı özür dilemek ve izin almak için geldi, Allah’a ve Peygamberine yalan söyleyenler de oturup kaldı. İçlerinden kâfir olanlar, elemli bir azâba uğrayacak.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ve bu arada, savaştan bağışlanmalarını istemeleri yönünde, arzedilecek birtakım özürleri olan bedevîler, izin almak için peygambere geldiler. Allah’ı ve O’nun elçisini yalanlamaya kalkışanlarsa, sadece evde kalmakla yetindiler. Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere, pek çetin bir azap gelip çatacaktır.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bedevîlerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elem verici bir azap erişecektir.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bedevîlerden mazeret uyduranlar, savaşa katılmama izni almak için geldiler... Allâh’a ve Rasûlüne yalan söyleyenler de (mazeret bile göstermeden) oturup kaldılar... Onlardan hakikat bilgisini inkâr edenlere, acı bir azap isâbet edecektir.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Bedevilerden özür beyan edenler kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah’a ve Peygamberine karşı yalan söyleyenlerse yerlerinde oturdular. Onlardan inkar edenlere acıklı bir azap erişecektir.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Bedevilerden özür belirtenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah’a ve elçisine yalan söyleyenler de oturup kaldı. Onlardan inkar edenlere pek acı bir azap isabet edecektir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Bedevilerden özür ileri sürenler, Tebük savaşından geri kalmak için kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Rasûlüne yalan söyliyenler de (Yerlerinden kıpırdamayıp) oturdular. Şüphe yok ki, bunlardan kâfir olanlara çok acıklı bir azab isabet edecek.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Bedevîlerden kendilerine izin verilmesi için özür beyan edenler geldi. Allah`a ve Peygamberine yalan söyleyenler ise, özür bile beyan etmeden geri kalıp oturdular. Onlardan inkâr edenlere, can yakıcı azap gelecektir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Bedevilerden, izin almak uzere, ozur beyan eden kimseler geldiler. Allah’a ve peygamberine yalan soyleyenler ise, ozur bile beyan etmeksizin geri kaldilar. Onlardan kafir olanlar can yakici azaba ugrayacaktir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bedevilerden kendilerine izin verilsin diye özür beyân edenler geldiler ; Allah’a ve Peygamberine karşı yalan söyleyenler de evlerinde oturdular ; bunlardan kâfir olanlara elbette elem verici bir azâb dokunacaktır.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Bedevilerden (göçebe Araplardan) özür beyan edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah`a ve Resulü`ne yalan söyleyenler ise (evlerinde) oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elim bir azap isabet edecektir.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Bedevîlerden mazeret ileri sürenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Resûlüne yalan söyleyenler ise (mazeret bile belirtmeden) oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elem dolu bir azap isabet edecektir.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Bedevîlerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elem verici bir azap erişecektir.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Araplardan özür uyduranlar, izin almak için sana geldiler. AL-LAH ve elçisini yalanlayanlar böylece oturdular. İnkârcılarına acı bir azap dokunacaktır.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Bedevilerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Resulüne yalan söyleyenler de oturdular kaldılar. Bunlardan kâfir olanlara acıklı bir azap isabet edecektir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Bedevilerin mazeret uyduranları sefere çıkmamak için izin almaya geldiler. Allah’a ve peygamberine yalan söyleyenler ise, mazeret bile ileri sürmeden geri kaldılar. Onların içindeki kâfirler acıklı bir azaba çarpılacaklardır.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Bedevilerden özür belirtenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Tanrı’ya ve elçisine yalan söyleyenler de oturup kaldı. Onlardan küfredenlere pek acı bir azab isabet edecektir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bedevilerden özür belirtenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah’a ve Rasulüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. İçlerinden küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenlere pek acıklı bir azap isabet edecektir.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Bedevilerden özür dermiyan edenler kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allaha ve Resulüne yalan söyleyenler de oturub kaldılar). İçlerinden kâfir olanları pek acıklı bir azâb çarpacakdır.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ve bedevîlerden özür bahâne edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler; Allah`a ve Resûlüne yalan söyleyenler ise oturdu. Onlardan inkâr edenlere yakında (pek) elemli bir azab isâbet edecektir!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Bedevilerden özür beyan edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Rasulüne yalan söyleyenler ise oturup kaldı. İçlerinden küfretmiş olanlara elim bir azab isabet edecektir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Allah’ı ve elçisini yalanlayıp oturanlar olduğu gibi, bedevi araplardan savaşa gitmemek için özür beyan edip, izin istemeye gelenler var. Gerçekten onların içinden inkar edenlere acıklı bir azap isabet edecek.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve bedevî Araplar’dan onlara izin verilmesi için özür beyan edenler ve Allah’a ve O’nun Resûl’üne yalan söyleyerek oturup, (geri) kalan kimseler geldiler. Onlardan kâfir olanlara elîm (acı) azap isabet edecek.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Bedevîlerden savaşa katılmamak için özür belirtenler, (hiç değilse) kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve resulüne yalan söyleyenler ise oturup kaldılar (ne geldiler, ne de özür dilediler). Onlardan küfre sapanlara, elem verici bir azab erişecektir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve bu arada savaşta bağışık tutulmaları yönünde arzedilecek bir takım özürleri olan bedeviler (Elçiye) geldiler; Allahı ve Onun Elçisini yalanlamaya kalkışanlarsa (sadece) evde kalmakla yetindiler. Hakkı inkara yeltenen böylelerine pek çetin bir azap gelip çatacak.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Bedevilerden beyan edecek özrü olanlar, hiç değilse gelip kendilerine (savaşa katılmama) izni verilmesini talep ettiler; Allah ve Rasulü`nü yalanlayanlar ise oturup kaldılar. Onlardan nankörlükte ısrar edenlere, er geç acıklı bir azap dokunacak.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve bedevilerden mazeret dermeyan edenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah Teâlâ’ya ve Resûlüne yalanları söyleyenler de oturdular. Onlardan kâfir olanlara elbette ki pek acıklı bir azap isabet edecektir.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Bedevilerden (savaşa katılmamak için) özür beyan edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resul’üne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. (Ne geldiler ne de özür dilediler). Onlardan kâfir olanlara acıklı bir azap vardır.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Bedevilerden mazeret ileri sürenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Rasûlüne yalan söyleyenler ise oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara çok acıklı bir azap isabet edecektir.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Bedevilerin mazeret uyduranları sefere çıkmamak için izin almaya geldiler. Allah’a ve peygamberine yalan söyleyenler ise, mazeret bile ileri sürmeden geri kaldılar. Onların içindeki kâfirler acıklı bir azaba çarpılacaklardır.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bedevîlerden savaşa katılmamak için özürler uyduranlar, hiç değilse kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Resulüne bağlılık iddiasında yalancı olanlar ise oturdular. Ne geldiler, ne de özür dilediler. O bedevîlerden kâfir olanlar, gayet acı bir azaba mâruz kalacaklardır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Özür bahane eden bedevi Araplar, kendilerin(in savaşa katılmamasın)a izin verilmesi için geldiler; Allah’a ve Elçisine yalan söyleyenler oturdular. Onlardan inkâr edenlere, acı bir azâb erişecektir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Bedevilerden özür beyan eden kimseler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Resulü’ne yalan söyleyenler öte oturup kaldılar. Onlardan kafir olanlara acı bir azap dokunacaktır.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Bedevilerden özür belirtenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah’a ve Resulüne yalan söyleyenler de oturup kaldı. Onlardan küfre sapanlara pek acıklı bir azab isabet edecektir.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Göçebe Arapların özür bahane edenleri kendilerine izin verilmesi için geldiler; Allah’a ve resulüne yalan söyleyenler oturdular. Onların küfre sapanlarına korkunç bir azap erişecektir.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And there were, among the desert Arabs (also), men who made excuses and came to claim exemption; and those who were false to Allah and His Messenger (merely) sat inactive. Soon will a grievous penalty seize the Unbelievers among them.