ا ذ ن (AƵN) kökü Kur'an'da 102 kere geçmektedir.
Ayet
Kelime
Okunuşu
Anlamı
اذَانِهِمْ
āƶānihim
kulakları
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
kendi izniyle
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
izniyle
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
O’nun izni
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
kendi izniyle
فَبِإِذْنِ
febiiƶni
ancak izniyledir
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
kendi izniyle
وَالْأُذُنَ
vel’uƶune
ve kulağa
بِالْأُذُنِ
bil-uƶuni
kulak
بِإِذْنِي
biiƶnī
benim iznimle
بِإِذْنِي
biiƶnī
benim iznimle
بِإِذْنِي
biiƶnī
benim iznimle
بِإِذْنِي
biiƶnī
benim iznimle
اذَانِهِمْ
āƶānihim
kulaklarının
فَأَذَّنَ
feeƶƶene
ve seslendi
مُؤَذِّنٌ
mu`eƶƶinun
bir ünleyici
اذَنَ
āƶene
ben izin vermeden
تَأَذَّنَ
teeƶƶene
ilan etmişti
وَأَذَانٌ
ve eƶānun
ve duyurudur
أَذِنْتَ
eƶinte
izin verdin
يَسْتَأْذِنُكَ
yeste’ƶinuke
senden izin istemezler
يَسْتَأْذِنُكَ
yeste’ƶinuke
senden izin isterler
أُذُنٌ
uƶunun
bir kulaktır
فَاسْتَأْذَنُوكَ
feste’ƶenūke
senden izin isterlerse
اسْتَأْذَنَكَ
ste’ƶeneke
senden izin istediler
لِيُؤْذَنَ
liyu`ƶene
izin verilmesi için
يَسْتَأْذِنُونَكَ
yeste’ƶinūneke
senden izin isteyen
إِذْنِهِ
iƶnihi
O’nun izni
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
O’nun izni
مُؤَذِّنٌ
mu`eƶƶinun
bir tellal
يَأْذَنَ
ye’ƶene
izin verinceye
تَأَذَّنَ
teeƶƶene
size bildirmişti
يُؤْذَنُ
yu`ƶenu
izin verilmez
اذَانِهِمْ
āƶānihim
kulaklarına
اذَانِهِمْ
āƶānihim
kulaklarına
اذَانِهِمْ
āƶānihim
kulaklarının
اذَنَ
āƶene
ben izin vermeden
أَذِنَ
eƶine
izin verdiği
اذَنْتُكُمْ
āƶentukum
ben size açıkladım
وَأَذِّنْ
ve eƶƶin
ve ilan et
أُذِنَ
uƶine
izin verildi
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
O’nun izni
يُؤْذَنَ
yu`ƶene
izin verilinceye
أَذِنَ
eƶine
izin verdiği
لِيَسْتَأْذِنْكُمُ
liyeste’ƶinkumu
izin istesinler
فَلْيَسْتَأْذِنُوا
felyeste’ƶinū
izin istesinler
اسْتَأْذَنَ
ste’ƶene
izin istedikleri
يَسْتَأْذِنُوهُ
yeste’ƶinūhu
ondan izin alıncaya
يَسْتَأْذِنُونَكَ
yeste’ƶinūneke
senden izin alanlar
اسْتَأْذَنُوكَ
ste’ƶenūke
senden izin istedikleri
اذَنَ
āƶene
ben izin vermeden
أُذُنَيْهِ
uƶuneyhi
kulaklarında
وَيَسْتَأْذِنُ
ve yeste’ƶinu
ve izin istiyordu
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
izniyle
يُؤْذَنَ
yu`ƶene
izin verilmesi
أَذِنَ
eƶine
izin verdiği
اذَانِنَا
āƶāninā
kulaklarımızda
اذَانِهِمْ
āƶānihim
onların kulaklarında
اذَنَّاكَ
āƶennāke
sana arz ederiz ki
يَأْذَنْ
ye’ƶen
izin vermediği
بِإِذْنِهِ
biiƶnihi
izniyle
يَأْذَنَ
ye’ƶene
izin vermesinden
فَبِإِذْنِ
febiiƶni
hep izniyledir
اذَانِهِمْ
āƶānihim
kulaklarına
يُؤْذَنُ
yu`ƶenu
izin verilmez
أَذِنَ
eƶine
izin verdiği
وَأَذِنَتْ
ve eƶinet
ve dinlediği (zaman)
وَأَذِنَتْ
ve eƶinet
ve dinlediği (zaman)