أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ رَجُلٍ مِنْهُمْ أَنْ أَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُوا أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْ ۗ قَالَ الْكَافِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ مُبِينٌ
E kane linnasi aceben en evhayna ila racülim minhüm en enzirin nase ve beşşirillezıne amenu enne lehüm kademe sıdkın ınde rabbihim kalel kafirune inne haza le sahırum mübın
Kelime
Anlamı
Kökü
أَكَانَ
mı geldi?
لِلنَّاسِ
insanlara
عَجَبًا
tuhaf
أَنْ
أَوْحَيْنَا
vahyetmemiz
إِلَىٰ
رَجُلٍ
bir adama
مِنْهُمْ
içlerinden
أَنْ
diye
أَنْذِرِ
uyarsın
النَّاسَ
insanları
وَبَشِّرِ
ve müjdelesin
الَّذِينَ
kimselere
امَنُوا
iman edenlere
أَنَّ
(ki) şüphesiz
لَهُمْ
onlar için vardır
قَدَمَ
makamı
صِدْقٍ
doğruluk
عِنْدَ
katında
رَبِّهِمْ
Rableri
قَالَ
dediler ki
الْكَافِرُونَ
kâfirler
إِنَّ
şüphesiz
هَٰذَا
bu
لَسَاحِرٌ
bir büyücüdür
مُبِينٌ
apaçık

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    İnsanları korkutmak ve inananlara, gerçek bir güzel mükâfat, inançlarına karşılık yücelik ve nîmet verileceğini, şefâate mazhar olacaklarını müjdelemek için içlerinden bir ere vahyetmemiz, insanlara tuhaf mı geldi de kâfirler, şüphe yok ki dediler, bu, apaçık bir büyücü.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Kendilerinden biri olan ve onların arasından seçtiğimiz Peygambere; "Bütün insanlığı uyar, inananlara her bakımdan ihlaslı, samimi ve dürüst olmakla, Rableri katında diğer herkesten ileri geçtiklerini müjdele" diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler bakın, bu peygamber "Düpedüz bir büyücüdür" derler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    İçlerinden bir ricale: "İnsanları uyar ve iman edenlere de kendileri için Rableri indînde Kadem-i Sıdk (Esmâ açığa çıkışından gelen bir şekilde tasdik) olduğunu müjdele!" diye vahyetmemiz, insanlar için çok şaşkınlık oluşturacak bir şey mi oldu? Hakikat bilgisini inkâr edenler: "Muhakkak ki bu (adam) apaçık bir büyücüdür" dediler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Bu apaçık bir büyücüdür’ dediler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri Katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    İnsanlar arasında bir er’e (Peygambere): "- İnsanları Allah’ın azâbı ile korkut ve iman edenleri de, Rableri katında yüksek dereceleri olmakla müjdele" diye vahy etmemiz, insanlar için şaşılacak şey mi oldu ki, kâfirler: "- Her halde bu, açık bir sihirbazdır." dediler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    İçlerinden birine, “İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele!” diye vahiy göndermemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkâr edenler, “Bu adam açık bir büyücüdür” dediler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Iclerinden birine, «Insanlari uyar ve inananlara, Rableri katinda yuksek makamlar oldugunu mujdele» diye vahyetmemiz, insanlarin tuhafina mi gitti ki, kafirler: «Bu apacik bir buyucudur» dediler?

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    İnsanları (tuttukları yolun tehlikesine karşı) uyar; imân edenleri Rablarının yanında kendilerine ayrılan KADEM-I SIDK (Güzel sevap, şalin amel, ebedî saadet, yüksek makam) ile müjdele, diye içlerinden bir adama vahyetmemiz (Mekkeli’ler için) şaşılacak şey mi ki, o kâfirler, «bu ancak açık bir büyücüdür» dediler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Kendi içlerinden birine (Peygamber`e): “(Bütün) insanları (Allah`ın azabına karşı) uyar ve inananlara Rablerinin üstün sadakat makamı vereceğini müjdele!” diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, (Peygamber onlara ayetleri okuyunca) inkârcılar: “Bu, şüphesiz apaçık bir sihirbazdır” dediler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    İçlerinden bir adama insanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında kendileri için bir doğruluk makamı bulunduğunu müjdele diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki o kâfirler, "Bu elbette apaçık bir sihirbazdır" dediler?

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Kendilerinden bir adama: "İnsanları uyar ve gerçeği onaylayanlara Rab’leri katında önemli bir yere sahip olduklarını müjdele" diye vahyetmemiz halka garip mi geliyor? İnkârcılar, "Bu, apaçık bir büyücüdür" dediler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    İnsanları (eğri yolun sonundan) korkut, inananlara Rableri nezdindeki yüksek makamları müjdele, diye içlerinden bir adama vahyimizi göndermemiz onlara tuhaf mı geldi? Kâfirler: «Hiç şüphesiz bu besbelli bir sihirbaz.» dediler.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Bizim aralarında bir kişiye, ’insanları uyar’ ve ’mü’minlere, Rabbleri katında sarsılmaz bir derecenin sahibi oldukları müjdesini ver’ diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, kâfirler, ’Bu adam açık bir büyücüdür’ dediler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve inananlara, muhakkak kendileri için rableri katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? Kafirler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    İçlerinden bir adama: ‘İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında kendileri için muhakkak gerçek bir makam olduğunu müjdele!’ diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Kâfirler: "Gerçekten bu, apaçık bir sihirbazdır." dediler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    «İnsanları (hakkın ukubetleriyle) korkut, îman edenlere Rableri indinde kendileri için muhakkak bir kademi sıdk olduğunu müjdele» diye içlerinden bir ere (peygambere) etdiğimiz vahy insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki o kâfirler: «Bu, şeksiz, şübhesiz ve apaçık bir sihirbazdır» dedi (ler)?

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    İçlerinden bir erkeğe: `İnsanları (azâb ile) korkut ve îmân edenlere, Rableri katında şübhesiz ki kendileri için bir `kadem-i sıdk` (peygamberin şefâati) bulunduğunu müjdele!` diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu (da) kâfirler: `Şübhesiz bu, gerçekten apaçık bir sihirbazdır!` dedi(ler).

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere Rabbları katında yüksek bir makam olduğunu müjdele, diye vahyettiğimiz insanların tuhafına mı gitti ki kafirler: Bu, apaçık bir büyüdür, dediler.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Kendi içlerinden bir adama, insanları uyarması ve iman edenlerin Rablerinin katında farklı bir yerlerinin olduğunu müjdelemesi için vahyetmemiz, şaşılacak bir durum mu dur? Hakikati inkâr edenler dediler ki "Bu (adam) apaçık bir sihirbazdır. "

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Onlardan bir adama; insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler) müjdelemesi için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki; onlar için Rab’lerinin yanında (katında) sıddîkler makamı vardır. Kâfirler şöyle der: "Muhakkak ki bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    İçlerinden birine, "İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele" diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki küfre sapanlar, "Bu apaçık bir büyücüdür" dediler?

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Kendi içlerinden birine, "Bütün insanlığı uyar; imana erişenlere, her bakımdan içtenlikli ve dürüst olmakla Rablerinin katında öteki herkesten ileri geçtiklerini müjdele" diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti? (Yalnızca) hakkı inkar edenler, "Bakın, bu (adam) düpedüz bir büyücü!" derler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    İçlerinden bir erkeğe: `İnsanları (azâb ile) korkut ve îmân edenlere, Rableri katında şübhesiz ki kendileri için bir `kadem-i sıdk’ (peygamberin şefâati) bulunduğunu müjdele!` diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu (da) kâfirler: `Şübhesiz bu, gerçekten apaçık bir sihirbazdır!` dedi(ler).

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Nâsı korkut ve imân edenleri müjdele ki, süphesiz onlar için rabbileri indinde bir kademe sıdk vardır diye onlardan bir erkeğe vahyetmiş olmamız, nâs için taaccüb edilecek bir şey mi oldu ki, kâfirler, «Bu şüphe yok ki bir apaçık sahirdir,» dediler.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Kendi içlerinden bir kişiye: "İnsanları uyar ve iman edenleri müjdele. Şüphesiz ki Rableri katında kendileri için bir Kademi sıdk (doğruluk makamı) vardır. " diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu? Kâfirler "Muhakkak ki bu, apaçık bir büyücüdür. " dediler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Içlerinden bir adama vahyetmemiz insanlara tuhaf mı geldi? "İnsanları uyar ve iman eden kimselere; Rableri katında, kendileri için bir doğruluk derecesi olduğunu müjdele" diye! Kâfirler dediler ki: "Gerçekten bu apaçık bir büyücüdür."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Bizim aralarında bir kişiye, ’insanları uyar’ ve ’mü’minlere, Rabbleri katında sarsılmaz bir derecenin sahibi oldukları müjdesini ver’ diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, kâfirler, ’Bu adam açık bir büyücüdür’ dediler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    "İnsanları uyar! Müminlere, Rab’lerinin üstün sadakat makamı vereceğini müjdele!" diye içlerinden bir insana vahyetmemiz insanların çok mu tuhafına gitti?Onun için mi kâfirler: "Besbelli ki bu, sihirbazın teki!" dediler.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve inananlara, Rableri katında kendileri için bir doğruluk kademesi bulunduğunu müjdele!" diye vahyettiğimiz, insanlara tuhaf mı geldi? kâfirler: "Bu, apaçık bir büyücüdür." dediler.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    İçlerinden bir adama: -İnsanları uyar, iman edenlere Rab’leri katında yüksek makamlar olduğunu müjdele! diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, kafirler: -Bu açıkça bir büyücüdür, dediler?

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    İçlerinden olan bir adama: «İnsanları uyarıp korkut ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver» diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre sapanlar: «Gerçek şu ki bu, açıkça bir büyücüdür» dediler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    "İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: "Bu adam açık bir büyücüdür." dediler.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Is it a matter of wonderment to men that We have sent Our inspiration to a man from among themselves?- that he should warn mankind (of their danger), and give the good news to the Believers that they have before their Lord the lofty rank of truth. (But) say the Unbelievers: "This is indeed an evident sorcerer!"