1. Elif, Lam, Ra. Bunlar, hikmetli Kitabın ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve inananlara, muhakkak kendileri için rableri katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? Kafirler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Şüphesiz sizin rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, buyruğu evirip çeviren / yöneten / yönlendiren Tanrı’dır. Onun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte rabbiniz olan Tanrı budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Sizin tümünüzün dönüşü O’nadır. Tanrı’nın vaadi bir gerçektir. İnanıp salih amellerde bulunanlara adaletle karşılık vermek için yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O’dur. Küfredenler ise, küfürleri dolayısıyla; onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Güneşi bir aydınlık, ayı bir nur kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tesbit eden O’dur. Tanrı, bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Gerçekten, gece ile gündüzün ardarda gelişinde ve Tanrı’nın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup sakınan bir topluluk için elbette ayetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. İşte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. İnananlar ve salih amellerde bulunanlar da, rableri onları inançları dolayısıyla altından ırmaklar akan, nimetlerle donatılmış cennetlere yöneltip iletir (hidayet eder). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Oradaki duaları: "Tanrım, Sen ne yücesin"dir ve oradaki dirlik temennileri: "Selam"dır; dualarının sonu da: "’Gerçekten, hamd alemlerin rabbi olan Tanrı’nındır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Eğer Tanrı, onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara bizi hiç çağırmamış gibi döner gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine apaçık deliller getirdiği halde, zulmettikleri ve inanır olmadıkları / inanmadıkları için yıkıma uğrattık. İşte Biz, suçlu, günahkar olan bir topluluğu böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Sonra, nasıl yapıp davranacaksınız diye gözlemek için, onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: "Bundan başka bir Kuran getir veya onu değiştir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. De ki: "Eğer Tanrı dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akletmeyecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Tanrı’ya karşı yalan uydurup iftira düzenden ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu, günahkarları kurtuluşa erdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Tanrı’yı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek, yararları da dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: «Bunlar Tanrı katında bizim şefaatçilerimizdir» derler. De ki: "Siz, Tanrı’ya, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. İnsanlar tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Bir de derler ki: "Rabbinden üzerine bir ayet indirilse ya!.." De ki: "Gayb yalnızca Tanrı’nındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: "Düzen kurmada (karşılık vermede) Tanrı daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin ’geliştirmekte olduğunuz düzenleri’ yazmaktadırlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O’na ’gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)’ olarak Tanrı’ya dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak sana şükredenlerden olacağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Ama (Tanrı) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra dönüşünüz bizedir, biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki, yer güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi (ehli) gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona buyruğumuz gelmiştir de, dün sanki hiç bir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen (yetefekkerun) bir kavim için biz ayetleri böyle ’birer birer açıklarız’ / ayrıntılandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Tanrı barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip iletir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir illet. İşte onlar cennetin halkıdırlar orada süresiz kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Tanrı’dan (kurtaracak) hiç bir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. O gün, onların tümünü bir arada toplayacağız, sonra şirk katanlara: "Yerinizden ayrılmayınız; siz de, şirk koştuklarınız da" diyeceğiz. Artık onların arasını açmışızdır. Şirk koştukları derler ki: "Siz bize ibadet ediyor değildiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. "Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Tanrı yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizdik." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Tanrı’ya döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızk veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve buyruğu evirip çeviren / yöneten / yönlendiren kimdir? Onlar: "Tanrı" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup sakınmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. İşte bu, sizin gerçek rabbiniz olan Tanrı’dır. Öyleyse haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hala çevriliyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Böylece rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: "Onlar şüphesiz inanmazlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra onu iade edecek olan var mı?" De ki: "Tanrı yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu iade eder. Öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Tanrı’dır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Onlann çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Tanrı, onların işlemekte olduklarını bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Bu Kuran, Tanrı’dan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin rabbindendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Tanrı’dan başka çağırabildiklerinizi çağırın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz tevili gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Onlardan ona inananlar var ve ona inanmayanlar da vardır. Rabbin bozgunculuk çıkaranları daha iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Eğer seni yalanlarlarsa onlara de ki: "Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayana, sağırlara -üstelik hiç akletmiyorsa- sen mi duyuracaksın? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Kuşkusuz Tanrı insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar kendi nefslerine zulmediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Gündüzün bir satinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları bir arada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Tanrı’ya kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş (kimseler) değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Onlara vaadettiğimiz (azabın) bir kısmını sana gösteririz veya senin hayatına son veririz (de görmen ahirete kalır.) Onların dönüşleri Bizedir, sonra Tanrı işlediklerine şahiddir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Derler ki: "Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va’d) ne zamanmış?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. De ki: "Tanrı’nın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer O’nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu günahkarlar (cürüm ehli), bunu ne diye erkene almak istiyorlar?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Gerçekleştikten sonra mı O’na inanacaksınız? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Sonra o zulmetmekte olanlara: "Sürekli azabı tadın" denilecek. "Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. "Bu bir gerçek mi?" diye senden haber soracaklar. De ki: "Evet, rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Haberin olsun, göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Tanrı’nındır. Haberin olsun; şüphesiz Tanrı’nın va’di haktır ancak onların çoğu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. O, diriltir ve öldürür. Ve O’na döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Ey insanlar, rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve inançlılar için bir hidayet ve rahmet geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. De ki: "Tanrı’nın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. De ki: "Tanrı’nın sizin için indirdiği, sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan haber var mı? Söyler misiniz?" De ki: "Tanrı mı size izin verdi, yoksa Tanrı hakkında yalan uydurup ittira mı ediyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Tanrı hakkında yalan uydurup ittira edenlerin kıyamet günü zanları nedir? Şüphesiz Tanrı, insanlara karşı büyük ihsan (fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kuran’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Haberiniz olsun; Tanrı’nın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Onlar inananlar ve (Tanrı’dan) sakınanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Tanrı’nın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük ’kurtuluş ve mutluluk’ budur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ’izzet ve gücün’ tümü Tanrı’nındır. O, işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Tanrı’nındır. Tanrı’dan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak ’zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.’ Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı (mubsir) olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. "Tanrı çocuk edindi" dediler. O, (bundan) yücedir; O, hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Kendinizde buna ilişkin bir delil de yoktur. Tanrı’ya karşı bilmeyeceğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. De ki: "Tanrı hakkında yalan uydurup ittira edenler, kurtuluşa ermezler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. (Onlar için) Dünyada geçici bir meta (vardır). Sonra dönüşleri bizedir; sonra da küfretmeleri dolayısıyla onlara şiddetli azabı tattıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Onlara Nuh’un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Tanrı’nın ayetleri ile hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, kuşkusuz Tanrı’ya tevekkül ettim. Artık siz ve ortaklarınız buyruğunuzu birleştirin de buyruğunuz size örtülü kalmasın / tasa konusu olmasın / başınıza dert olmasın; sonra bana süre / fırsat tanımaksızın (istediğinizi) yapın / buyruğunuzu uygulayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Tanrı’ya aittir. Ve bana müslümanlardan olmam buyruldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Fakat onu yalanladılar; biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) elçiler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Sonra bunların ardından Firavun’a ve onun önde gelen çevresine Musa’yı ve Harun’u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu, günahkar bir kavimdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Musa: "Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Onlar: "Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inançlılar (olacak) değiliz" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Firavun: "Bana bütün bilgin büyücüleri getirin" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Büyücüler geldiğinde Musa: "Atacağınız şeyleri atın" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Onlar atınca, Musa dedi ki: "Sizlerin (ortaya) getirdiğiniz büyüdür. Doğrusu Tanrı onu geçersiz kılacaktır. Şüphesiz Tanrı, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Tanrı, suçlu günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- inanan olmadı / inanmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Musa dedi ki: "Ey kavmim, eğer siz Tanrı’ya inanıp müslüman olmuşsanız artık yalnızca O’na tevekkül edin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Dediler ki: "Biz Tanrı’ya tevekkül ettik; rabbimiz, bizi zulmeden bir kavim için bir fitne (konusu) kılma." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. "Ve bizi, kafirler kavminden rahmetinle kurtar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Musa ve kardeşine (şöyle) vahyettik: "Mısırda kavminiz için evler hazırlayın, evlerinizi namaz kılınan (ve kıbleye dönük) yerler yapın ve namazı dosdoğru kılın. İnançlıları müjdele." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Musa dedi ki: "Rabbimiz, şüphesiz sen Firavuna ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz mallarını yerin dibine geçir ve onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar inanmayacaklar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. (Tanrı) Dedi ki: "İkinizin duası kabul olundu. Öyleyse dosdoğru yolda devam edin ve bilgisizlerin yoluna uymayın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğullarının kendisine inandığından başka tanrı olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve bozgunculuk çıkaranlardandın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Bugün ise senden sonrakilere bir ayet olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız [herkese cesedini göstereceğiz]. Gerçekten insanlardan çoğu, bizim ayetlerimizden habersizdirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Andolsun, biz İsrailoğullarını hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan senden önce kitabı okuyanlara sor. Andolsun, rabbinden sana gerçek gelmiştir, şu halde kuşkuya kapılanlardan olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Ve Tanrı’nın ayetlerini yalanlayanlardan olma; yoksa hüsrana uğrayanlardan olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Gerçek şu ki, rabbinin kelimesi üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Onlara her ayet getirilse bile... Acı azabı görünceye kadar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Ama [azab geldiği sırada] inanıp inancı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında- bir ülke olsaydı ya! Onlar inandıkları zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Eğer rabbin dileseydi yeryüzündekilerin tümü topluca inanırdı. Öyleyse, onlar inançlı oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Tanrı’nın izni olmaksızın hiç kimse için inanma (imkanı) yoktur. O, akletmeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. De ki: "Göklerde ve yerde ne var? Bir bakıverin." İnanmayan bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarmalar bir şey sağlamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: "Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Sonra biz, elçilerimizi ve inananları böyle kurtarırız; inançlıları kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. De ki: "Ey insanlar, eğer benim dinimden yana bir kuşku içindeyseniz, ben sizin Tanrı’dan başka ibadet ettiklerinize ibadet etmiyorum; ancak ben, sizin hayatınıza son verecek olan Tanrı’ya ibadet ederim. Bana inançlılardan olmam buyruldu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Ve: "Bir hanif olarak yüzünü dine doğru yönelt ve sakın müşriklerden olma " Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. "Tanrı’dan başka, sana yararı ve zararı olmayan(tanrılar)a tapma. Eğer sen (bunun aksini) yapacak olursan, bu durumda gerçekten zulmedenlerden olursun" (diye emrolundum.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Tanrı sana bir zarar dokunduracak olsa, O’ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. De ki: "Ey insanlar, şüphesiz size rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Sana vahyolunana uy ve Tanrı hükmünü verinceye kadar sabret. O hükmedenlerin en hayırlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster