فَمَنْ حَاجَّكَ فِيهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ وَأَنْفُسَنَا وَأَنْفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ
Fe me hacceke fıhi mim ba’di ma caeke minel ılmi fe kul tealev ned’u ebnaena ve ebnaeküm ve nisaena ve nisaeküm ve enfüsena ve enfüseküm sümme nebtehil fe nec’al la’netellahi alel kazibın
Kelime
Anlamı
Kökü
فَمَنْ
kim
حَاجَّكَ
seninle tartışmaya kalkarsa
فِيهِ
oun hakkında
مِنْ
بَعْدِ
sonra
مَا
şeylerden
جَاءَكَ
sana gelen
مِنَ
-den
الْعِلْمِ
ilim-
فَقُلْ
de ki
تَعَالَوْا
gelin
نَدْعُ
çağıralım
أَبْنَاءَنَا
oğullarımızı
وَأَبْنَاءَكُمْ
ve oğullarınızı
وَنِسَاءَنَا
ve kadınlarımızı
وَنِسَاءَكُمْ
ve kadınlarınızı
وَأَنْفُسَنَا
ve kendimizi
وَأَنْفُسَكُمْ
ve kendinizi
ثُمَّ
sonra
نَبْتَهِلْ
gönülden la’netle du’a edelim de
فَنَجْعَلْ
atalım (kılalım)
لَعْنَتَ
la’netini
اللَّهِ
Allah’ın
عَلَى
üstüne
الْكَاذِبِينَ
yalancıların

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Sana iyice bildirildikten sonra da gene bu hususta seninle tartışan olursa de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım, biz bizzat gelelim, siz de gelin. Ondan sonra da dua edelim ve Allah’ın lânetini yalancılara havale edelim.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz siz hepimizi çağıralım, sonra hepimiz birden gönülden yalvaralım ve Allah’ın lanetinin, O’nun rahmetinden uzak olmanın, aramızdan yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sana gelen ilimden sonra, her kim bu hakikat hakkında tartışırsa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, yandaşlarımızı ve yandaşlarınızı çağıralım; sonra dua edelim; Allâh lâneti hakikati yalanlayanların boynuna olsun!"

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Gelin, bizim çocuklarımızı da sizin çocuklarınızı da, bizim hanımlarımızı da sizin hanımlarınızı da kendimizi de çağıralım ve sonra lanetle dua ederek, Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle ’çekişip-tartışmalara girişirlerse’ de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah’ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Îsâ (aleyhisselâm’ın) Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna dâir sana ilim geldikten sonra onun hakkında kim seninle münakaşaya kalkışırsa şöyle de: "- Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizleri ve sizleri çağıralım; sonra hepimiz dua edip yalvaralım da Allah’ın lânetini yalancıların üzerine okuyalım."

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Geliniz, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah`ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartisacak olursa, de ki: «Gelin, ogullarimizi, ogullarinizi, kadinlarimizi, kadinlarinizi, kendimizi ve kendinizi cagiralim, sonra lanetleselim de, Allah’in lanetinin yalancilara olmasini dileyelim".

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Sana (gereken) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: Haydi gelin de oğullarımızı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı ve kendimizi, kendinizi çağıralım, sonra da lânetleşelim ; Allah’ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Sana (İsa`nın Allah`ın kulu ve elçisi olduğuna dair) bilgi geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışmaya kalkacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve (sizin) kendinizi çağıralım, sonra lanetleşelim ve Allah`ın lanetinin yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lânetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Sana gelen bu bilgiden sonra her kim bu konuda seninle tartışırsa, de ki: "Gelin, çocuklarımızı, çocuklarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağırarak bizlerle sizler bir araya gelelim ve sonra ALLAH’ın lanetinin yalancıların üzerine olması için lanetleşelim.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: «Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah’ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim».

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Sana gelen bilgiden sonra kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki; ’Geliniz, evlatlarımızı ve evlatlarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendinizi ve kendimizi biraraya çağıralım; sonra karşılıklı lânetleşerek Allah’ın lânetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle ’çekişip tartışmalara girişirlerse’ de ki : "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Tanrı’nın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım".

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Artık sana gelen ilimden sonra kim seninle onun hakkında tartışırsa de ki: "Gelin çağıralım oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı; bizleri ve sizleri sonra dua edelim de Allah’ın lanetini yalancıların üzerine kılalım!"

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Artık sana (bu) ilim geldikden sonra kim seninle onun hakkında çekişirse de ki: «Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimiz ve kendinizi çağıralım, sonra (hepimiz bir arada olarak) düâ ve niyaz edelim de Allahın lanetini yalancıların üstüne okuyalım».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Artık sana ilim geldikten sonra, kim onun (Îsâ`nın) hakkında seninle tartışırsa, bunun üzerine de ki: `(İddiânızda samîmî iseniz) gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden duâ edelim de Allah`ın lâ`netini yalancıların üzerine kılalım!`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Sana ilim geldikten sonra; kim seninle tartışırsa de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım. Sonra la’netleşelim. Allah’ın lanetinin yalancıların üstüne olmasını dileyelim.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sana gelen doğru bilgilerden sonra, seninle İsa nın haberi hakkında kim çekişiyor? Seninle çekişenlere deki "Oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz kendimizi ve sizde kendinizi ortaya koyalım, Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim. "

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: "Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah’ın lanetini yalancıların üzerine kılalım."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: "Gelin oğullarımızı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı; nefislerimizi ve nefislerinizi çağıralım, sonra lânetleşelim de Allah’ın lânetinin yalancılara olmasını dileyelim."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Sana gelen asıl bilgiden sonra, kim seninle bu (hakikat) hakkında tartışırsa de ki: "Gelin! Oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizim yandaşlarımızı ve sizin yandaşlarınızı çağıralım; sonra (birlikte) tevazu içinde ve gönülden yalvaralım ve Allah’ın lanetinin (aramızdan) yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim."

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Sana gelen (bu) bilgiden sonra, bu konuda seninla tartışanlara de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizimkileri ve sizinkileri çağıralım; sona canı gönülden yalvaralım ve Allah`ın lanetinin yalan söyleyenler üzerine olmasını dileyelim.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Artık sana ilim geldikten sonra her kim onun hakkında seninle münakaşada bulunursa, de ki: «Geliniz, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendi şahıslarımız ve şahıslarınızı davet edelim, sonra tazarru ve niyazda bulunalım, Allah Teâlâ’nın lânetini yalancılar üzerine kılalım.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Sana ilim geldikten sonra seninle bu hususta tartışmaya kalkarlarsa de ki: "Geliniz! Sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi oğullarınızı biz de kendi oğullarımızı, siz kendi kadınlarınızı biz de kendi kadınlarımızı çağıralım. Sonra da duâ edelim ve Allah’ın lânetinin yalancıların üzerlerine olmasını dileyelim. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra, artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de Allah’ın lânetini (kahrını), (aramızdan) yalan söyleyenlerin üzerine isteyelim."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Sana gelen bilgiden sonra kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki; ’Geliniz, evlatlarımızı ve evlatlarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendinizi ve kendimizi biraraya çağıralım; sonra karşılıklı lânetleşerek Allah’ın lânetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Artık sana bu ilim geldikten sonra, kim seninle Îsâ hakkında tartışmaya girerse de ki: "Haydi gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı ve bizzat kendimizi ve kendinizi çağırıp, sonra da gönülden Allah’a yalvaralım da bu konuda kim yalancı ise Allah’ın lânetinin onların üzerine inmesini dileyelim!"

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya kalkarsa, de ki: "Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden la’netle du’â edelim de, Allâh’ın la’netini yalancıların üstüne atalım!"

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: -Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı; bizi ve sizi çağıralım. Sonra tevazu içinde gönülden yalvaralım da Allah’ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle ’çekişip tartışmalara girişirlerse’ de ki: «Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah’ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Sana ilimden bir nasip geldikten sonra, hak konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi çağıralım, mübâhele edelim de Allah’ın lanetini yalancılar üzerine salalım."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    If any one disputes in this matter with thee, now after (full) knowledge Hath come to thee, say: "Come! let us gather together,- our sons and your sons, our women and your women, ourselves and yourselves: Then let us earnestly pray, and invoke the curse of Allah on those who lie!"