1. Elif, Lâm, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Allah o İlâhtır ki Kendinden başka tanrı yoktur. Hay O’dur, kayyûm O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Sana kitabı, gerçeğin ta kendisi ve daha önce indirilen kitapları tasdik edici olarak indiren O’dur. Bundan önce de, insanlara doğru yolu göstermek için Tevrat ve İncîl’i indirmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Doğruyu eğriden, hakkı batıldan ayırd eden Furkanı da indirdi. Allah’ın âyetlerini inkâr edenlere pek çetin bir azap vardır. Öyle ya, Allah daima azîzdir (mutlak galiptir, mazlumların) intikamını alır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. O’dur ki annelerinizin rahimlerinde size dilediği şekli verir. O’ndan başka tanrı yoktur. azîzdir, hakîmdir. (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Bu muazzam kitabı sana indiren O’dur. Onun âyetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar Kitabın esasıdır. Âyetlerin bir kısmı ise müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre yorumlamak için müteşabih kısmına tutunup onlarla uğraşır dururlar. Halbuki onların hakikatini, gerçek yorumunu Allah’tan başkası bilemez. İlimde ileri gidenler: "Biz ona olduğu gibi inandık. Hepsi de Rabbimizin katından gelmiştir." derler. Bunları ancak tam akıl sahipleri düşünüp anlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (ve şöyle yalvarırlar:) "Ey bizim kerîm Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz bağışı bol olan vehhab Sensin Sen!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. "Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Allah sözünden asla dönmez." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Dini inkâr edenlerin ne malları ne de evlatları, müstahak olmaları sebebiyle Allah’ın vereceği cezayı önlemede, kendilerine asla fayda veremezler. İşte onlar cehennemin yakıtıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Tıpkı Firavun taraftarlarının ve onlardan daha öncekilerin gidişi gibi. Onlar, âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini cürümleri sebebiyle kıskıvrak yakaladı. Allah’ın cezası pek şiddetlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. İnkâr edenlere de ki: "Siz mağlup olacak, haşredilip toplanacak ve cehenneme sürüleceksiniz!" Orası ne fena bir yataktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Birbiriyle karşılaşan iki toplulukta size büyük bir ibret vardı: Bunlardan biri Allah yolunda vuruşuyordu. Diğeri ise kâfir idi. O kâfirler Müslümanları, bizzat gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah, dilediği kimseleri nusratıyla destekler. Elbette bunda görecek gözleri olanlar için alınacak ibret vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüş, güzel cins atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin hoşuna giden şeyler insanlara cazip gelmektedir. Bunlar dünya hayatının geçici bir metaından ibarettir. Asıl varılacak güzel yer ise, Allah’ın katındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. - De ki: "Size, ihtirasla istediğiniz o şeylerden çok daha iyisini bildireyim mi? İşte Allah’a karşı gelmekten sakınan müttakiler için Rab’leri nezdinde içinden ırmaklar akan cennetler olup, kendileri orada ebedî kalacaklardır. Hem orada onlara tertemiz eşler ve hepsinin de üstünde Allah’ın rızası vardır. Allah bütün kullarını hakkıyla görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. O müttakiler: "Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!" diye yalvarırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah’ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah’tan af dileyen müminlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Allah’tan başka tanrı bulunmadığına şahid bizzat Allah’tır. Bütün melekler, hak ve adaletten ayrılmayan ilim adamları da bu gerçeğe, aziz ve hakîm (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi) Allah’tan başka tanrı olmadığına şahittirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Allah katında hak din, İslâm’dır. O Ehl-i kitabın ihtilâfları, kendilerine gerçeği bildiren ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki haset ve ihtiras yüzünden olmuştur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilsinler ki, Allah onların hesabını çabuk görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Buna karşı seninle münakaşaya kalkışanlara de ki: "Ben yüzümü, özümü Allah’a teslim ettim. Bana bağlı olanlar da O’na teslim oldular." O Ehl-i kitapla, kitap ehli olmayan ümmîlere (müşriklere) de ki: "Siz de teslim olup müslüman olmaya var mısınız?" Eğer hakka teslim olup İslâm’a girerlerse doğru yolu bulmuş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse, sana düşen görev, sadece hakkı tebliğdir. Allah kullarını hakkıyla görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Allah’ın âyetlerini inkâr edenleri, haksız yere peygamberleri öldürenleri, adaleti isteyip yaymak isteyenlerin canlarına kıyanları, can yakıcı bir ceza ile müjdele! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. İşte onların bütün yaptıkları, dünyada da, âhiret’te de boşa gitmiştir. Kendilerini bu halden kurtaracak hiçbir yardımcıları da yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Baksana o kendilerine kitaptan bir pay verilenlere! Aralarında hakem olması için Allah’ın kitabına dâvet ediliyorlar da, sonra onlardan bir grup yüz çevirerek dönüp gidiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Bunun sebebi onların: "Cehennem ateşi bize sayılı günler dışında asla dokunmayacaktır." iddialarıdır. Uydurdukları bu gibi şeyler, dinleri hakkında kendilerini aldatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Gerçekleşeceğinden hiçbir şüphe bulunmayan o kıyamet gününde, kendilerini bir araya topladığımız ve her şahsa, yaptığının karşılığının tam verilip, asla haksızlığa uğratılmadığı o gün gelince halleri ne olacak? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. De ki: "Ey mülk ve hakimiyet sahibi Allah’ım!" Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden onu çeker alırsın! Dilediğini aziz, dilediğini zelil kılarsın! Her türlü hayır yalnız Sen’in elindedir! Sen elbette her şeye kadirsin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Geceyi gündüze katar günü uzatırsın, gündüzü geceye katar geceyi uzatırsın. Ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın. Sen dilediğin kimseye sayısız rızıklar verirsin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Müminler, müminleri bırakıp, kâfirleri velî edinmesinler! Kim böyle yaparsa, Allah ile ilişiğini kesmiş olur. Ancak onlar tarafından gelebilecek bir tehlike olursa başka! Allah sizi, Kendisine isyan etmekten sakındırır. Dönüş yalnız Allah’adır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. De ki: "İçinizdekini gizleseniz de, açıklasanız da mutlaka Allah onu bilir. Bütün göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah, her şeye kadirdir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Gün gelecek, her kişi gerek hayır olarak, gerek kötülük olarak ne işlemişse, hepsini önünde bulacak. Yaptığı kötülükten bucak bucak kaçmak isteyecek. Allah sizi, Zatına karşı gelmekten sakındırır. Doğrusu Allah kullarına karşı pek şefkatlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Ey Resulüm, de ki: "Ey insanlar, eğer Allah’ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir! (çok affedicidir, engin merhamet ve ihsan sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. De ki: "Allah’a ve Resulullaha itaat ediniz. Şayet yüz çevirirlerse, bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. (33-34) Gerçek şu ki Allah Âdem’i, Nûh’u, İbrâhim ailesi ile İmran ailesini, birbirinden gelen tek zürriyet halinde bütün insanlardan süzüp onlara üstün kılmıştır. Allah semî’dir, alîmdir (her şeyi hakkıyla işitir, mükemmel tarzda bilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. (33-34) Gerçek şu ki Allah Âdem’i, Nûh’u, İbrâhim ailesi ile İmran ailesini, birbirinden gelen tek zürriyet halinde bütün insanlardan süzüp onlara üstün kılmıştır. Allah semî’dir, alîmdir (her şeyi hakkıyla işitir, mükemmel tarzda bilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Hani bir vakit İmran’ın hanımı şöyle demişti: "Ya Rabbî, karnımda taşıdığım çocuğumu sana adadım, her türlü bağdan âzade olarak senin yoluna hizmet edecektir. Adağımı lütfen kabul buyur. Şüphesiz (duaları işiten, niyetleri bilen) semî ve alîm yalnız Sen’sin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Derken onu doğurunca da: "Ya Rabbî, dedi, ben bir kız doğurdum. -Zaten Allah ne doğurduğunu pek iyi biliyordu-, erkek evlat, elbette kız gibi değildir. Ben onun adını Meryem koydum. Onu da, onun neslinden gelecekleri de o mel’un şeytanın şerrinden korumanı niyaz ediyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Rabbi onu güzellikle kabul buyurdu ve pek güzel bir tarzda yetiştirdi. Onu Zekeriyya’nın eğitim ve himayesine verdi. Zekeriyya onun yanına Mâbede ne zaman girse beraberinde yiyecekler bulurdu. "Meryem! Bu yiyecekleri nereden buluyorsun?" deyince de o: "Bunlar Allah tarafından gönderiliyor. Muhakkak ki Allah dilediğine sayısız rızıklar verir." derdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. İşte o sırada Zekeriyya Rabbine niyaz edip "Ya Rabbî, dedi, bana Senin tarafından tertemiz, hayırlı zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen duaları işitip icabet edersin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Zekeriyya mihrapta namaz kılmakta iken melekler kendisine seslenip: "Allah sana, Allah’tan bir kelimeyi tasdik edecek, hem efendi, hem gayet zahid, hem peygamber olacak olan Yahya’yı müjdeler." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. O: "Ya Rabbî, dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki ihtiyarlık başıma çökmüş, hanımım ise kısır hale gelmiştir?" Allah: "Böyle de olsa, Allah dilediğini yapar" buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. O: "Ya Rabbî, bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?" deyince, Allah: "Senin işaretin şudur: "Üç gün müddetle halkla işaretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!" buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Hani Melekler dediler ki: "Meryem! Muhakkak ki Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı hatta seni dünyadaki bütün kadınlara üstün kıldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. "Meryem! Saygı dolu bir gönülle huzurunda durup Rabbine ibadet et, secdeye kapan ve rükû edenlerle beraber rükû et." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. İşte bunlar gayb kabîlinden haberler olup onları Biz sana vahyediyoruz. Yoksa onlar Meryem’i kimin himaye edeceğine dair kur’a çekerlerken ve birbirleriyle tartışırlarken sen yanlarında bulunmuyordun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Gün geldi, melekler ona: "Meryem! Allah, Kendisi tarafından bir kelime vereceğini sana müjdeliyor. Adı Îsâ, lakabı Mesih, sıfatı Meryem oğludur. Dünyada da âhirette de itibarlı, Allah’a en yakın kullardan olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Beşiğinde de, yetişkinliğinde de insanlara hitap edip onlarla konuşacak, salih insanlardan olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Meryem: "Ya Rabbî, bana hiçbir erkek eli değmediği halde nasıl olur da çocuğum olabilir?" deyince, Allah şöyle buyurdu: "Öyle de olsa, Allah dilediğini yaratır. Zira O, bir şeyin var olmasına hüküm verince sadece "ol" der, o da derhal oluverir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. (48-49) (Melekler Hz. Îsâ hakkında Meryem ile konuşurken onun şu sıfatlarını da ilâve ettiler:) "Allah ona kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncîl’i öğretecektir. Onu İsrailoğullarına resul olarak gönderecek, o da onlara şöyle diyecektir: "Size Rabbiniz tarafından bir mûcizeyle gönderildim: Ben size çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapar içine üflerim, o da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Keza ben anadan doğma körü ve abraşı iyileştirir, hatta Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yediğinizi ve biriktirip sakladıklarınızı da bilirim. Eğer inanmaya niyetiniz varsa, elbette bunlarda sizin için alacak dersler vardır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. (48-49) (Melekler Hz. Îsâ hakkında Meryem ile konuşurken onun şu sıfatlarını da ilâve ettiler:) "Allah ona kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncîl’i öğretecektir. Onu İsrailoğullarına resul olarak gönderecek, o da onlara şöyle diyecektir: "Size Rabbiniz tarafından bir mûcizeyle gönderildim: Ben size çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapar içine üflerim, o da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Keza ben anadan doğma körü ve abraşı iyileştirir, hatta Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yediğinizi ve biriktirip sakladıklarınızı da bilirim. Eğer inanmaya niyetiniz varsa, elbette bunlarda sizin için alacak dersler vardır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. "Keza ben, benden önceki Tevrat’ı tasdik etmek ve size (Mûsâ şerîatinde) haram kılınan bazı şeyleri mübah kılmak için geldim. Doğrusu ben size Rabbiniz tarafından bir mûcize getirdim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Şüphe yok ki Allah hem sizin, hem de benim Rabbimdir. Öyleyse, yalnız O’na ibadet edin. İşte doğru yol budur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Ne zaman ki Îsâ onların inkârlarında ısrar ettiklerini hissetti, "Allah’a giden yolda bana yardım edecek kim var?" dedi. Havâriler: "Allah yolunda yardımcılar biziz. Biz Allah’a iman ettik. Ey Îsâ, bizim Müslüman olup Allah’a itaat ettiğimize sen de şahid ol!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. "Ya Rabbenâ! İndirdiğin kitaba iman edip elçinin yolunu tuttuk. "Sen de bizi, birliğini ve nebîlerini tanıyan şahitlerle birlikte yaz!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Öbürleri ise hileler yaptılar. Allah da onların hilelerini boşa çıkardı. Allah, hileleri boşa çıkarmakta pek güçlüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. O zaman Allah şöyle buyurmuştu: "Îsâ! seni öldürecek olan, onlar değil Ben’im. Seni Kendi nezdime yükseltecek, seni inkârcıların içinden kurtarıp temize çıkaracak ve sana tâbi olanları ta kıyamete kadar kâfirlere üstün kılacak olan da Ben’im. Sonra hepinizin dönüşü Bana olacak. Ben de aranızda ihtilâf ettiğiniz konularda hükmümü vereceğim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Hasılı, inkâr edenleri hem dünyada, hem âhirette şiddetli bir azap ile cezalandıracağım. Onları bu azaptan kurtarabilecek yardımcılar da bulunmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. İman edip makbul ve güzel işler yapanların ise mükâfatlarını tam tamına ödeyecektir. Allah zalimleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Ey Resulüm! İşte bunlar, bu vak’alar, sana bildirdiğimiz âyetlerden ve hikmet dolu Kur’ân’dandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Allah yanında Îsâ’nın durumu, aynen Âdem’in durumu gibidir. Allah Âdem’i topraktan yaratıp "ol" dedi, o da derhal oluverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Hakikat, Rabbinin tarafından gelir. Bunda hiçbir tereddüdün olmasın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Artık sana bu ilim geldikten sonra, kim seninle Îsâ hakkında tartışmaya girerse de ki: "Haydi gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı ve bizzat kendimizi ve kendinizi çağırıp, sonra da gönülden Allah’a yalvaralım da bu konuda kim yalancı ise Allah’ın lânetinin onların üzerine inmesini dileyelim!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. İşte işin gerçeği budur. Doğrusu Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah hiç şüphesiz azîzdir, hakîmdir (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Eğer yüz çevirirlerse, muhakkak ki Allah o fesatçıları hakkıyla bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. De ki: "Ey Ehl-i kitap! Bizimle sizin aramızda birleşeceğimiz, müşterek ve âdil şu sözde karar kılalım: "Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim. O’na hiçbir şeyi şerik koşmayalım, kimimiz kimimizi Allah’tan başka rab edinmesin." Eğer bu dâveti reddederlerse: "Bizim, Allah’ın emirlerine itaat eden müminler olduğumuza şahid olun!" deyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Ey Ehl-i kitap! Tevrat da, İncîl de kendisinden çok sonra gönderildikleri halde, ne diye İbrâhim hakkında iddialaşıyorsunuz? Buna da mı akıl erdiremiyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Haydi diyelim ki az çok bildiğiniz konularda tartışıyorsunuz. Peki ne diye hakkında bilginiz olmayan hususlarda tartışıyorsunuz! Halbuki işin doğrusunu Allah bilir, siz bilemezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. İşte bu konudaki gerçek şudur: İbrâhim Yahudi de değildi, Hıristiyan da değildi, Lâkin o batıl dinlerden uzaklaşmış, tertemiz halis bir Müslüman idi, Ve asla müşriklerden olmamıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. İnsanlar içinde İbrâhim’e en yakın olanlar, ona tâbi olanlar, bu Peygamber ve bu Peygambere iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Ehl-i kitaptan bir kısmı, sizi inancınızdan saptırmak istedi. Halbuki onlar sadece kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Ey Ehl-i kitap! Siz de yanınızdaki kitaplarda doğruluğuna tanık olup dururken, Allah’ın âyetlerini ne diye inkâr ediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Ey Ehl-i kitap! Niçin bile bile Batılı hakka karıştırıyor, niçin bile bile hakikati gizliyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. (72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inanmayın!" derler. De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah vâsi ve alîmdir (lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. (72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inanmayın!" derler. De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah vâsi ve alîmdir (lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Rahmetini, nübüvvetini dilediği kuluna has kılar. Allah büyük lütuf ve inâyet sahibidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki kendisine yüklerle altın emanet bıraksan onları sana öder. Ama öylesi de vardır ki, bir altın bile versen başında dikilip durmadıkça onu sana geri vermez. Bunun sebebi, onların: "Ümmîler hakkında ne yaparsak mübahtır, ondan dolayı sorumlu olmayız." demeleridir. Onlar bile bile, Allah hakkında yalan uydururlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Hakikat öyle değil, kim ahdini yerine getirir ve haramlardan sakınırsa, bilsin ki Allah da o sakınanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Önemsiz bir menfaat karşılığında, Allah’a verdikleri ahdi ve yeminlerini bozanların âhirette hiçbir nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak. Onların yüzlerine bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onların hakkı çok acı bir azaptır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Ehl-i kitaptan bir kısmı da, aslında kitaptan olmadığı halde, Sizin kitaptan zannetmeniz için, Okurken ağızlarını dillerini eğip bükerler (bazı kelimelerin telaffuzunu değiştirirler). Bir şeyler söyleyip, "Bu Allah tarafındandır." derler. Halbuki o, Allah tarafından değildir. Bile bile Allah adına yalan uydururlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Allah’ın kendisine kitap, hüküm ve nübüvvet verdiği hiçbir insanın kalkıp da halka: "Allah’ın yanı sıra bana da kul olun." deme yetkisi yoktur. Lâkin o insanlara: "Öğretmekte ve okuyup okutmakta olduğunuz kitap sayesinde rabbanî olun." der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Ve o size: "Melekleri ve peygamberleri rab edinin." diye bir emir de vermez. Siz Allah’a boyun eğen Müslüman olduktan sonra, hiç kalkıp sizin küfre sapmanızı emreder mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Hem Allah, vaktiyle peygamberlerden "Size kitap ve hikmet vermemden sonra, Sizin yanınızda bulunan kitabı tasdik edici bir peygamber geldiğinde, mutlaka ona inanıp yardımcı olacaksınız." diye söz almıştır. Allah: "Bunu kabul ettiniz, bu ağır yükümü sırtınıza aldınız mı?" dediğinde onlar: "Kabul ettik" diye kesin söz verince, Allah Teâlâ: "Siz de şahit olun, zaten Ben de sizinle beraber şahitlik edeceğim." buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Artık kim bundan sonra haktan yüz çevirirse, işte onlar dinden çıkmış fâsıklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Göklerde ve yerde bulunan kim varsa, gerek isteyerek, gerek istemeyerek Allah’a itaat ederken, hepsi döndürülüp O’na götürülürken, onlar kalkıp Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. De ki: "Biz Allah’a iman ettik. Bize indirilen vahye, İbrâhim’e, İsmâil’e İshak’a, Yâkub’a ve torunlarına indirilen keza Mûsâ’ya, Îsâ’ya, hasılı bütün peygamberlere Rab’leri tarafından verilen vahiylere de iman ettik. (Peygamberlikleri noktasında) onlar arasında hiçbir ayrım yapmayız ve biz yalnız Allah’a teslim oluruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, Bilsin ki bu din asla ondan kabul edilmeyecek Ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Kendilerine kesin ve açık deliller gelmiş ve Resulün hak peygamber olduğuna şehadet etmiş iken, imanlarından sonra küfre sapan bir topluluğu hiç Allah hidâyete erdirir mi? Yok, yok! Allah, zalimler güruhunu cennete giden yola koymaz, emellerine kavuşturmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Böylelerinin cezası, Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların lânetine uğramaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Ancak daha sonra tövbe edip nefislerini ıslah edenler, bu hükmün dışındadır. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. İmanlarından sonra küfre sapanların, sonra inkârda daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmez. İşte asıl sapıklar bunlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. İnkâr yoluna sapan ve kâfir olarak can veren kimseler, kurtuluş fidyesi olarak dünya dolusunca altın verseler de, mümkün değil, hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Bunların hakkı, çok acı bir azaptır ve kendilerini bundan kurtaracak olan da yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Sevdiğiniz mallarınızdan Allah yolunda harcamadıkça "fazilet" mertebesine ulaşamazsınız. Bununla beraber her ne infak ederseniz, Allah mutlaka onu bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in (yani Yâkub’un) kendi nefsine haram kıldığı hariç, diğer bütün yiyecekler İsrailoğullarına helâl idi. De ki: İşte meydan! İddianızda tutarlı iseniz Tevrat’ı getirip okuyun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Artık kim bundan sonra Allah adına yalan söylerse, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Sen: "Sadakallah: Allah sözün doğrusunu söyledi." de! Haydi bakalım Allah’ı bir tanıyarak İbrâhim’in dinine uyun! Pek iyi bilirsiniz ki o, asla müşriklerden olmamıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. İbadet yeri olarak yeryüzünde yapılan ilk bina Mekke’deki Kâbe olup, pek feyizlidir, insanlar için hidâyet rehberidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Orada apaçık alâmetler ve deliller, İbrâhimin makamı vardır. Kim Beytullaha girerse korkudan emin olur. Ziyarete gücü yeten herkese Beytullahı ziyaret etmek, Allah’ın onun üzerindeki hakkıdır. Nankörlük edip bu hakkı tanımayana Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur, o bütün âlemlerden müstağnidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. De ki: Ey Ehl-i kitap, niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? Halbuki Allah yaptığınız her şeyi görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. De ki: Ey Ehl-i kitap! Siz gerçeği görüp bildiğiniz halde, niçin Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri Allah yolundan men ediyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Ey iman edenler! Eğer Ehl-i kitaptan bir kısmına uyacak olursanız, iyi bilin ki onlar sizi imanınızdan sonra küfre çevirmek isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Sizler nasıl küfre dönebilirsiniz ki, önünüzde Allah’ın âyetleri okunuyor, aranızda Allah’ın Resulü bulunuyor? Kim Allah’a gönülden sımsıkı bağlanırsa muhakkak ki o doğru yola konulmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekirse öylece sakının! Ona lâyık olduğu tazimi gösterin ve ancak O’na teslim olan Müslüman olarak can verin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Hepiniz toptan, Allah’ın ipine (dinine) sımsıkı sarılın, bölünüp ayrılmayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve onun lütfu ile kardeş oluvermiştiniz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oraya düşmekten de sizi O kurtarmıştı. Allah size âyetlerini böylece açıklıyor, ta ki doğru yola eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Kendilerine kesin delillerin gelmesinden sonra bölünüp ihtilâfa düşenler gibi olmayın. Onlar için büyük bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Gün gelecek, birtakım yüzler ağaracak, birtakım yüzler ise kararacak. Yüzleri kararanlara: "Siz misiniz denecek, imanınızdan sonra inkâra sapanlar? Tadın bakalım inkârınız sebebiyle bu acı azabı!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Yüzü ak olanlar ise Allah’ın rahmetindedirler. Hem de orada ebedî kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. İşte bunlar Allah’ın âyetleridir ki hakkı gerçekleştirmen için biz onları sana okuyoruz. Çünkü şu kesindir ki, Allah insanlara zulmetmek istemez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır, ve bütün işler sonunda O’na raci olur, bütün işleri O hükme bağlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. (Ey Ümmet-i Muhammed!) Siz insanların iyiliği için meydana çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiliği yayar, kötülüğü önlersiniz, çünkü Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da bu imana gelseydi, elbette kendileri için iyi olurdu. İçlerinden iman edenler varsa da ekserisi dinden çıkmış fâsıklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Onlar size hiçbir zarar veremezler, olsa olsa incitirler. Sizinle savaşacak olurlarsa, arkalarını dönüp kaçarlar. Kendilerine yardım eden de bulunmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Allah’tan gelmiş olan bir ipe ve insanlar tarafından uzatılan bir ipe (sisteme) tutunmaları müstesna, onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine zillet damgası vurulmuştur. Allah’ın gazabına uğramış, meskenete mahkûm edilmişlerdir. Bu, onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmeleri sebebiyle olmuştur. Çünkü âsi olmuşlar ve haddi aşmışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Ehl-i kitabın hepsi bir değildir. Onların içinde öyle dosdoğru bir cemaat vardır ki, gece saatlerinde Allah’ın âyetlerini okuyarak secdelere kapanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Bunlar Allah’ı ve âhireti tasdik eder, iyiliği yayar, kötülükleri önler ve hayırlı işlere yarışırcasına koşarlar. İşte onlar salihlerdendirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Yaptıkları hayır ve iyiliklerden, mükâfatsız kalan bir tek iyilik bile bulunmayacaktır. Allah günahlardan korunan takvâ ehlini pek iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Kâfir olanların ne malları ne de evlatları, kendilerini Allah’ın cezasından asla kurtaramaz. Onlar cehennemlik olup orada ebediyyen kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. O batıl yollarda olanların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, kendi öz canlarına zulmeden kimselerin ekinine isabet eden ve o mahsulü kasıp kavuran bir rüzgarın durumuna benzer. Doğrusu, Allah onlara zulmetmedi, ama onlar kendi kendilerine zulmettiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Ey iman edenler! Siz Müslümanlardan başkasını sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size şer ve fesat çıkarmada ellerinden geleni bırakmazlar. Dâima sizin sıkıntıya düşmenizi isterler. Size olan düşmanlıkları, zaten ağızlarından taşıp meydana çıkmıştır. Kalplerinin gizlediği düşmanlık ise daha fazladır. Âyetlerimizi size iyice açıkladık. (Eğer akıllarınızı kullanırsanız, onlardan yararlanırsınız). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. İşte siz o kimselersiniz ki o düşmanlarınızı seversiniz, halbuki siz bütün kitaplara iman ettiğiniz halde, onlar sizi sevmezler. Hem huzurunuza geldiler mi "âmenna!" biz de "inandık!" derler. Aralarında başbaşa kaldıkları vakit de, size duydukları kin ve düşmanlık sebebiyle, parmaklarını ısırırlar. De ki: "Geberin kininizle!". Allah bütün kalplerin künhünü bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Size bir ferahlığın, bir nimetin ulaşması onları üzer. Bir fenalığın gelmesine ise, âdeta bayılırlar. Şayet siz sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların tuzakları size hiçbir zarar veremez. Çünkü Allah, elbette onların yaptıklarını (ilmiyle, kudretiyle) kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Hani bir vakit, ey Resulüm, sen ailenden sabah erken ayrılmış, müminlere savaş mevzileri hazırlamak için yola çıkmıştın. Allah, semî ve alîmdir (hakkıyla işitir ve bilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Ve hani sizden iki bölük, Allah da kendilerinin yardımcıları olduğu halde, korkarak geri çekilmeye yeltenmişlerdi. Halbuki müminlere düşen, yalnız Allah’a dayanıp güvenmeleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Gerçekten, sizler birkaç biçare iken, Bedir’de Allah size yardım etmişti. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. O vakit sen müminlere: "Rabbinizin, indirdiği üç bin melek ile size imdad göndermesi yetmez mi?" diyordun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Evet, eğer sabreder ve itaatsizlikten sakınırsanız, -düşmanlarınız da hemen üzerinize geliverirlerse- Rabbiniz, formalı formalı tam beş bin melek göndererek size yardım edecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. Allah bu imdadı sırf size müjde olsun ve kalpleriniz bununla müsterih olsun diye yaptı. Nusret ve zafer, ancak (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi), azîz ve hakîm olan Allah tarafından gelir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Evet, Allah Teâlâ kâfirlerden ileri gelenleri imha etmek veya onları başaşağı ederek ümitsiz bir hale düşürmek için size bu imdadı gönderdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. Bu hususta sana ait bir iş yoktur: Allah ister onlara tövbe nasib edip bağışlar, ister nefislerine zulmettikleri için onları cezalandırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki felâh bulasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Hem kâfirler için hazırlanmış bulunan o ateşten korunun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. Allah’a ve Resulüne itaat edin ki merhamete nail olasınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Rabbiniz tarafından mağfirete, genişliği göklerle yer kadar ve müttakiler için hazırlanmış bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. O müttakîler ki bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, kızdıklarında öfkelerini yutar, insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyi davrananları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. O müttakiler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah’ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim affeder ki? Bir de onlar, bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. İşte onların mükâfatları, Rab’leri tarafından büyük bir af ile, kendilerinin ebedî olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler olacaktır. Güzel iş yapanların mükâfatı ne de güzel! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. Sizden önce, Allah’ın koymuş olduğu hayat kanunlarına uygun olarak, nice olaylar, ümmetler geçti... İsterseniz dünyayı gezip dolaşın da dîni yalan sayanların âkıbetlerini görün! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. İşte bu, bütün insanlara yöneltilen bir açıklamadır, haramlardan korunacak müttakiler için bir hidâyet ve öğüttür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. Sakın yılmayın, üzüntüye kapılmayın, eğer iman ediyorsanız mutlaka üstün gelirsiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. (140-141) Şayet siz yara aldı iseniz, karşınızdaki düşman topluluğu da benzeri bir yara aldı. İşte Biz, Allah’ın gerçek müminleri ortaya çıkarması, sizden şehitler edinmesi, müminleri tertemiz yapıp kâfirleri imhâ etmesi için, zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. (140-141) Şayet siz yara aldı iseniz, karşınızdaki düşman topluluğu da benzeri bir yara aldı. İşte Biz, Allah’ın gerçek müminleri ortaya çıkarması, sizden şehitler edinmesi, müminleri tertemiz yapıp kâfirleri imhâ etmesi için, zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Allah, sizin içinizden cihad edenlerle sabır gösterenleri ortaya çıkarmadan, kolayca cennete girivereceğinizi mi zannettiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Siz ölümle yüzyüze gelmeden önce, şehid olmayı temenni etmiştiniz. İşte şimdi onu ayan beyan gördünüz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. Muhammed, sadece resuldür, elçidir. Nitekim ondan önce de nice resuller gelip geçmiştir. Şayet o ölür veya öldürülürse, Siz hemen gerisin geriye dinden mi döneceksiniz? Kim geri döner, dinden çıkarsa, bilsin ki Allah’a asla zarar veremez. Ama Allah hidâyetin kadrini bilip şükredenleri bol bol mükâfatlandıracaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Allah izin vermedikçe hiç bir kişi ölemez. Bu, belli bir vakte bağlanmış, takdir edilmiştir. Her kim dünya mükâfatını isterse, kendisine dünyalık birşeyler veririz. Kim âhiret mükâfatı isterse ona da bundan veririz. Biz, şükredenleri elbette ödüllendireceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Nice peygamberler gelip geçti ki onlarla beraber,kendisini Allah’a adamış birçok rabbanîler savaştı. Onlar, Allah yolunda başlarına gelen zorluklar sebebiyle asla yılmadılar, zayıflık göstermediler, düşmanlarına boyun da eğmediler. Allah böyle sabırlı insanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Evet onların bu durumda dedikleri sadece şu oldu: "Ey bizim kerîm Rabbimiz, günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıklarımızı affet! Ayaklarımızı hak yolda sabit kıl ve kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. Allah da onlara hem dünya mükâfatını, hem de o güzelim âhiret mükâfatını verdi. Allah elbette muhsinleri, hep iyi davrananları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. Ey iman edenler! Şayet siz kâfirlere itaat ederseniz, onlar sizi, dininizden döndürürler. Siz de ziyana uğrayanlardan olursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Bilakis sizin mevlânız Allah’tır, ve O yardım edenlerin en hayırlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. O kâfirler, Allah’ın, tanrılıklarını kabul ettiğine dair hiç bir delil indirmediği birtakım nesneleri Allah’a ortak saydıkları için, Onların kalplerine korku salacağız. Onların gidecekleri yer cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. Allah size yaptığı yardım vaadini gerçekleştirdi: O’nun izni ile o düşmanlarınızı kırıp geçiriyordunuz. Allah’ın, size arzuladığınız galibiyeti göstermesine kadar, böylece bu vaad yerine geldi. Ama sonra siz isyan ettiniz, verilen emir hakkında çekiştiniz, yılgınlık gösterdiniz. O esnada kiminiz dünya menfaatini istiyordu, kiminiz âhiret mükâfatını. Sonra Allah sizi denemek için, onlara karşı size verdiği desteği geri çekti, bozguna uğradınız. Bununla beraber sizin kusurlarınızı bağışladı da! Zaten Allah müminlere bol lütuf ve inayet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. O vakit siz savaş meydanından hızla uzaklaşıyor, Dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz. Peygamber ise peşinizden sizi çağırıp duruyordu. Bunun üzerine Allah, keder üzerine keder vererek sizi cezalandırdı. Allah’ın sizi affetmesi, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelen felâkete esef etmemeniz içindir. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Sonra o kederin peşinden üzerinize bir güven duygusu indirdi. Sizden bir kısmını bürüyen tatlı bir uyku hali verdi. Bir kısmınız ise can derdine düşmüş, Allah hakkında Cahiliye devrindekine benzer, gerçek dışı şeyler düşünüyorlar: "Bu işin kararlaştırılmasında bizim yetkimiz mi var? Ne gezer!" diye söyleniyorlardı. De ki: "Bütün yetki ve karar Allah’ındır" Onlar aslında içlerinde, sana karşı açığa vuramadıkları birşeyler saklıyor ve kendi aralarında: "Bu emir ve komuta işinde bir payımız olsaydı, şimdi burada olmaz, öldürülmezdik." diyorlardı. De ki: Siz evlerinizde dahi olsaydınız, haklarında ölüm takdir edilenler, mutlaka düşüp ölecekleri yerlere doğru çıkacaklardı. Allah, sizin içinizde olanı sınamak ve kalplerinizi her türlü vesvese ve kirden arındırıp pırıl pırıl yapmak içindir ki bunu başınıza getirdi. Allah sinelerin özünü dahi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. İki ordunun karşılaştığı gün içinizden arkasına dönüp kaçanlar var ya, işte onları, işlemiş oldukları birtakım hataları sebebiyle şeytan kaydırmak istemişti. Allah yine de onları affetti. Çünkü Allah gafurdur, halimdir (çok affedici ve müsamahalıdır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. Ey iman edenler! Dini inkâr edip de Allah için seferde ölen veya gazalarda öldürülen arkadaşları hakkında: "Bizim yanımızda olsalardı, ne ölürler ne de öldürülürlerdi." diyenler gibi olmayın! Allah bunu, onların gönüllerinde bir hasret, bir yürek yarası olarak bıraksın diye yaptı. Hayatı veren de, alan da Allah’tır. Allah bütün yaptıklarınızı görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Bilin ki, Allah tarafından mağfiret ve rahmet, insanların topladıkları bütün mallardan daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. Sizler ölseniz de, öldürülseniz de, sonunda Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. İnsanlara yumuşak davranman da Allah’ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile, ve işleri onlarla müşavere et! Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah’a tevekkül et! Allah muhakkak ki Kendisine dayanıp güvenenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Eğer Allah size yardım ederse, size üstün gelecek hiç kimse olamaz. Şayet o sizi yardımsız bırakırsa, artık O’ndan sonra kim size yardım edebilir ki? Öyleyse müminler yalnız Allah’a güvenmelidirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. Emanete hıyanet etmek, bir peygamberin yapacağı iş değildir. Her kim hıyanet edip de ganimetten veya kamuya ait hasılattan bir şey aşırır, bunu da gizlerse, kıyamet gününe o vebâlini aldığı şeyler, boynuna asılı olarak gelir. Sonra her kişiye kazandığı şeylerin mükâfat veya cezası eksiksiz ödenir. Ve onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. Allah’ın rıza yolunu tutmuş, o yolda koşan kimse, hiç Allah’ın hışmına uğrayan ve son durağı cehennem olan kimse gibi olur mu? Ne kötü bir yerdir o cehennem! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. Rıza yolunu tutanlar Allah’ın huzurunda derece derecedirler. Allah insanların yaptığı her şeyi görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. Gerçekten Allah, kendi içlerinden birini, onlara âyetlerini okuması, Onları her türlü kötülüklerden arındırması, Kendilerine kitap ve hikmeti öğretmesi için resul yapmakla, müminlere büyük bir lütuf ve inâyette bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar besbelli bir sapıklık içinde idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. Hâl böyle iken, düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela sizin başınıza gelince: "Bu nereden geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "Bu felâket sizin yüzünüzdendir." Muhakkak ki Allah her şeye kadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. (166-167) İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen musîbet Allah’ın izniyle olmuştu. Bu da O’nun müminleri ayırd etmesi, münafıklık yapanları da meydana çıkarması için idi. O münafıklara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya hiç olmazsa düşmanınızın size ve ailelerinize saldırmasını önleyin!" denildiğinde: "Biz savaş olacağını bilseydik size katılırdık." dediler. Doğrusu o gün onlar imandan ziyade küfre yakın idiler. Onlar, ağızlarıyla, kalplerinde olmayan şeyleri söylüyorlardı. Ama Allah onların gizlediklerini pek iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. (166-167) İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen musîbet Allah’ın izniyle olmuştu. Bu da O’nun müminleri ayırd etmesi, münafıklık yapanları da meydana çıkarması için idi. O münafıklara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya hiç olmazsa düşmanınızın size ve ailelerinize saldırmasını önleyin!" denildiğinde: "Biz savaş olacağını bilseydik size katılırdık." dediler. Doğrusu o gün onlar imandan ziyade küfre yakın idiler. Onlar, ağızlarıyla, kalplerinde olmayan şeyleri söylüyorlardı. Ama Allah onların gizlediklerini pek iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. Onlar o münafıklardır ki kendileri savaşa çıkmayıp evde oturmaları yetmiyor gibi, bir de kalkıp (bilgiçlik taslayarak) savaşta şehid olan arkadaşları hakkında: "Sözümüze kulak verselerdi böyle öldürülmezlerdi." derler. De ki: "Eğer, iddianızda tutarlı iseniz, haydi elinizden geliyorsa kendinizi ölümün elinden kurtarın bakalım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rab’lerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. Allah’ın lütfundan ihsan ettiği nimetlere kavuşmaktan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine kavuşmayan müstakbel şehitlere, "kendilerine hiçbir korku olmayacağına ve üzüntü hissetmeyeceklerine" dair de müjde vermek isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. Onlar Allah’ın nimeti ve lütfu ile ve Allah’ın müminlere olan mükâfatını zayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. Hele o yara aldıktan sonra Allah’ın ve Resulünün çağrısına uyup gönül verenlere, hele onlar gibi ihsan ve takvâ sahiplerine pek büyük mükâfatlar vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine: "Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun." dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve "Hasbunallah ve ni’me’l-vekil" "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!" demişlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Sonra da kendilerine hiç bir fenalık dokunmadan, Allah’tan bir âfiyet, selâmet ve lütuf ile geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah çok büyük lütuf ve inâyet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. Size o haberi getiren adam şeytanın tekidir. O sizi kendi dostları ile korkutmak ister. Fakat siz mümin iseniz onlardan korkmayın, Ben’den korkun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. İnkâra koşuşanlar sana kaygı vermesin, Onlar Allah’ın dînine asla zarar veremezler. Allah onlara âhirette nasip vermemek istiyor. Onlara büyük bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. İmana bedel inkârı tercih edenler Allah’ın dînine hiç bir zarar veremezler ve onlar için gayet acı bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. O kâfirler kendilerine mühlet vermemizin kendileri hakkında hayır olduğunu sanmasınlar. Onlara mühlet vermemiz, günahlarının artması içindir. Onlara zelil ve perişan eden bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Allah müminleri içinde bulunduğunuz şu halde bırakacak değildir. Sonunda temiz ile murdarı ayıracaktır. Allah sizin hepinizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, resullerinden dilediğini seçer (onu gayba vakıf kılar). O halde Allah’a ve resullerine iman edin. Eğer iman eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız size büyük mükâfat vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Allah’ın kendilerine lütfu ile bol bol verdiği nimetlerde cimrilik edip harcamayanlar, sakın bu hali kendileri için hayırlı sanmasınlar. Hayır! Bu, onların hakkında şerdir. Cimrilik edip vermedikleri malları kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Kaldı ki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah ne yaparsanız hepsinden haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. "Allah fakirdir biz ise zenginiz." diyenlerin sözlerini Allah elbette işitmiştir. Ama Biz onların dedikleri bu sözü ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve "Tadın bakalım o yakıcı cezayı!" diyeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. İşte bu, sizin ellerinizle işlediğiniz günahların karşılığıdır. Çünkü Allah kullarına haksızlık edecek değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
183. Onlar dediler ki: "Allah, ateşin yakıp kor haline getireceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti." Onlara cevaben de ki: "Benden önce birçok peygamber açık delillerin (mûcizelerin) yanında, sizin öne sürdüğünüz kurbanı da getirdiler. Peki sözünüzde tutarlı iseniz, onları niçin öldürdünüz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
184. Eğer onlar senin nübüvvetini yalan saydılarsa, üzülme! Zaten senden önce açık deliller, mûcizeler, sahîfeler ve nurlu kitaplar getiren nice resullere de yalancı denilmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
185. Her canlı ölümü tadacaktır. Siz ey insanlar, çalışmalarınızın ücretini ancak kıyamet günü tam bir şekilde alacaksınız. O vakit, kim ateşten uzaklaştırılıp cennete yerleştirilirse, işte o muradına ermiştir. Yoksa bu dünya hayatı, aldatıcı ve geçici bir zevkten başka bir şey değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
186. Şu muhakkak ki gerek mallarınızda, gerek canlarınızda imtihana tâbi tutulacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilen Yahudi ve Hıristiyanlardan ve bir de müşriklerden sizi inciten birçok söz işiteceksiniz. Ama siz sabreder ve günahlardan korunursanız, muhakkak ki bu davranış, yapılacak işlerin en değerlisidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
187. Vaktiyle Allah, Ehl-i kitaptan "Kitabı mutlaka insanlara açıklayıp anlatacaksınız, Onu asla gizlemeyeceksiniz!" diye teminat almıştı. Fakat onlar bu ahdi önemsemeyerek kulak ardı ettiler, onu az bir bahaya sattılar. Bakın ne kötü bir alış veriş! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
188. Yaptıklarından ötürü sevinen, öbür taraftan yapmadıkları işlerden dolayı övülmek isteyen kimselerin sakın azaptan yakayı kurtaracaklarını sanma! Çünkü onlara o can yakıcı azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
189. Göklerin ve yerin hakimiyeti Allah’ındır ve Allah her şeye kadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
190. Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip sürelerinin uzayıp kısalmasında düşünen insanlar için elbette birçok dersler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
191. Onlar ki Allah’ı gâh ayakta divan durarak, gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler ve derler ki: "Ey Yüce Rabbimiz! Sen bunları gayesiz, boşuna yaratmadın. Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz. Sen bizi o ateş azabından koru!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
192. "Ey Yüce Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, muhakkak onu rezil edersin. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
193. "Rabbena! Biz, imana çağıran ve "Rabbinize inanın!" diye tevhide dâvet eden bir zatı duyduk ve icabet ettik. Artık Sen bizi affet, kusurlarımızı bağışla ve iyilerle birlikte bizim canımızı al." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
194. "Rabbena! Resullerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin mükâfatları bize lütfet, bizi kıyamet günü rezil ve perişan eyleme. Sen asla sözünden dönmezsin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
195. Onların Rabbi de dualarına şöyle icabet buyurdu: "Sizden gerek erkek, gerek kadın, hayır işleyen hiçbir kimsenin çalışmasını zayi etmem. Çünkü siz birbirinizdensiniz, birbirinizden farkınız yoktur. Benim rızam için hicret edenlerin, vatanlarından sürülenlerin, Benim yolumda işkenceye, zarara uğrayanların, Benim yolumda savaşanların ve öldürülenlerin, Elbette kusurlarını örtecek ve elbette onları Allah tarafından mükâfat olarak içinden ırmaklar akan cenetlere yerleştireceğim. En güzel ödüller Allah’ın yanındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
196. Hakkı inkâr edenlerin diyar diyar, refah içinde gezip durmaları sakın seni aldatmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
197. Pek kısa bir zevk ve eğlenme! Sonra varacakları yer ise cehennem! Orası ne fena bir yataktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
198. Lâkin Rabbine karşı gelmekten sakınanlara Allah tarafından bir ikram olarak içinden ırmaklar akan cennetler var. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Allah’ın yanında olan mükâfatlar, elbette o hayırlı ve iyi insanlar için daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
199. Ehl-i kitap içinde, Allah’a iman ettikleri gibi, Hakkı tazim ederek hem size hem de kendilerine indirilen kitaba inananlar da vardır. Onlar Allah’ın âyetlerini, değersiz bir menfaat karşılığında satmazlar. İşte Rabbi nezdinde mükâfatları olanlar onlardır. Muhakkak ki Allah hesabı pek çabuk görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
200. Ey iman edenler! Sabredin! Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin! Cihad için daima hazırlıklı ve uyanık bulunun! Ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki felâh bulup başarıya eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster