2.
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur, O, Hayy’dır (hayattadır), Kayyum’dur (ezelî ve ebedîdir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Sana, onların ellerindeki (kitabları) tasdik eden kitabı (Kur’ânı) hak ile, kısım kısım (âyet âyet) indirdi. Ve, Tevrat ve İncil’i de indirdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
Daha önce insanlar için , hidayete erdirici olarak (Tevrat’ı ve İncil’i indirdi) ve (sonra da) Furkan’ı (Hak ile bâtılı ayıran Kur’ân’ı) indirdi. Muhakkak ki onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr ettiler. Onlar için şiddetli azap vardır. Ve Allah Azîz’dir, intikam sahibidir (intikam alandır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
O (Allah) ki, rahimlerde sizi dilediği gibi tasvir eder (şekil verir). O’ndan başka ilâh yoktur. O Azîz’dir, Hakîm’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Kitab’ı sana indiren O’dur. Onun bir kısmı muhkem (hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab’ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir (yoruma açık âyetlerdir). Fakat kalplerinde eğrilik (bâtıla meyil) bulunanlar, bu sebeble muteşâbih olanlara (yorum gerektirenlere) tâbi olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te’vilini (yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te’vilini Allah’dan başka kimse bilmez ve ilimde rusuh sahipleri ise: "Biz O’na îmân ettik, hepsi Rabbimizin katındandır" derler, onlar da tezekkür edemezler, sadece Ulûl’elbab (sır sahipleri) (tezekkur edebilir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab’sın (vehbi olarak bağışlayansın).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Rabbimiz muhakkak ki insanları, hakkında şüphe olmayan günde toplayacak olan Sen’sin. Muhakkak ki Allah vaadinden dönmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Muhakkak ki Allah’dan gelen bir şeye (azaba) karşı, kâfirlere, onların malları ve evlâtları asla bir fayda vermez. Ve işte onlar, onlar ateşin yakıtıdırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
(Onların durumu) Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Âyetlerimizi yalanladılar, bunun üzerine Allah, onları günahları sebebiyle yakaladı. Ve Allah ikâbı (azabı) şiddetli olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Kâfir olanlara de ki: "Yakında mağlup olacaksınız, cehennenemde toplanacaksınız. ve (o) ne kötü bir döşektir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
(Bedir savaşında) çarpışan iki fırka, sizin için bir ibret olmuştur. Bir fırka Allah’ın yolunda savaşıyor ve diğeri kâfir olan (fırka), onları (bizzat) gözleri ile kendilerinin iki misli görüyorlardı. Ve Allah dilediğini, kendi yardımı ile destekler. Muhakkak ki bunda, Ulûl ebsar (basîret sahipleri) için mutlaka ibret vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
İnsanlara, "kadınlara, oğullara, kantar kantar biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, hayvanlara ve ekinlere olan sevgiden oluşan" şehvetleri (aşırı düşkünlükleri) güzel gösterildi. Bunlar, dünya hayatının menfaatleridir. Ve Allah, O’nun katındaki en güzel sığınaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takva sahibi olanlar için, Rabb’lerinin katında, içinde devamlı kalacakları, altından nehirler akan cennetler, temiz eşler ve Allah’ın rızası vardır." Allah kullarını en iyi görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Onlar (takva sahipleri): "Rabbimiz, biz hiç şüphesiz mü’min olduk (îmân ettik), artık bizim günahlarımızı (sevaba çevirerek) bize mağfiret et ve bizi ateş azabından koru." derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
(Onlar), sabredenler, sâdıklar (ahdlerine vefa edenler), kânitîn olanlar (Allah’ın huzurunda saygı ile duranlar), infâk edenler (Allah için verenler) ve seherlerde mağfiret dileyenlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Allah, şehâdet (şahitlikL) etti: muhakkak ki O’ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de adaletle kâim oldular (şahit oldular) ki, O’ndan başka ilâh yoktur, (O) Azîz’dir, Hakîm’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Muhakkak ki Allah’ın indinde dîn, İslâm’dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah’ın âyetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: "Ben ve bana tâbi olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik. O kitab verilenlere ve ümmîlere: "Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah’a) teslim ettiniz mi?" de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Muhakkak ki, Allah’ın âyetlerini inkâr edenleri, peygamberleri haksız yere öldürenleri, insanlardan adalet ile emredenleri öldürenleri artık "elîm azap" ile müjdele.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
İşte onların amelleri dünyada ve âhirette hebâ olmuştur. Ve onlar için bir yardımcı yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Kendilerine Kitab’dan nasip verilenleri görmedin mi? Aralarında hüküm vermek için Allah’ın Kitab’ına davet olunuyorlar, sonra onlardan bir grub geri dönüyor ve onlar yüz çevirenlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Bu, onların "Ateş bize sayılı günlerden başka asla dokunmayacak" demeleri sebebiyledir. Ve onların dînleri hakkında iftira etmiş oldukları şeyler, kendilerini aldattı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
O halde, hakkında şüphe olmayan bir gün için onları topladığımız ve her nefse, kazandığının karşılığı verildiği zaman halleri nasıl olacak? Ve onlar zulm olunmazlar (haksızlığa uğramazlar).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
De ki: "Mülkün mâliki olan Allah’ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın. Ve, dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. "Hayır" senin elindedir. Muhakkak ki sen herşeye kaadirsin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Geceyi gündüzün içine sokarsın ve gündüzü gecenin içine sokarsın. Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Mü’minler, mü’minlerden başkasını (yani) kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, o Allah’dan bir şeyin (rahmet ve fazlın) içinde değildir. Onlardan korunmanız için sakınmanız (dost olmanız) hariç. Ve Allah, sizi kendisinden sakındırır (takva sahibi olmanızı ister). Ve dönüş Allah’adır (ruhun ulaşacağı makam, Allah’ın Zat’ıdır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
De ki: Sinelerinizde olanı, gizleseniz veya onu açıklasanız da, Allah onu bilir. Ve (Allah), göklerde ve yerde olanları bilir. Ve Allah herşeye kadîrdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
O gün her nefs, hayırdan ne yaptıysa onu hazır olarak bulur (hayat filminde tüm yaptıklarını görür). Ve kötülükten ne yaptı ise, onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını temenni eder. Ve Allah sizi, kendisinden sakındırır (Takva sahibi olmanızı, ölmeden önce, ruhunuzu Allah’a ulaştırmanızı ister). Ve Allah kullarına karşı Raûf’tur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
De ki: "Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, o taktirde bana tâbi olunuz ki Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı mağfiret etsin (sevaba çevirsin). Ve Allah "Gafur"dur, "Rahîm"dir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
De ki: "Allah’a ve Resûl’e itaat ediniz." Bundan sonra eğer dönerlerse, o taktirde muhakkak ki Allah, kâfirleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Muhakkak ki Allah, Hazreti Âdem’i, Hazreti Nuh’u, Hazreti İbrâhîm’in ailesini ve İmran ailesini, âlemlerin üstüne seçti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
(Onlar) birbirinin zürriyetindendir (neslindendir). Ve Allah Semî ’dir (en iyi işitendir), Alîm’dir (en iyi bilendir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
İmrân’ın eşi (Hanne): "Rabbim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak senin için (yalnız sana itaat ve ibadet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki Sen Semi’sin (en iyi işitensin), Alîm’sin (en iyi bilensin)." demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Fakat onu doğurunca: "Rabbim, gerçekten ben onu kız olarak doğurdum" dedi. Ve Allah, onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. "Erkek, kız (çocuğu) gibi değildir. Ben onu, "Meryem" diye isimlendirdim ve muhakkak ki ben, onu ve onun zurriyetini, taşlanmış şeytandan Sana sığındırırım" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Böylece Rabbi onu güzel bir kabulle kabul buyurdu, güzel bir şekilde yetiştirdi. Ve Zekeriyya (A.S)’ı, ona bakmakla mükellef kıldı. Zekeriyya (A.S), onun yanına mihraba her girişinde, onun yanında bir rızık bulurdu, "Yâ Meryem, bu sana nasıl, nereden (geldi)" deyince, o da: "O, Allah’ın katından" diyordu. Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Zekeriyya (a.s), işte orada Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Senin katından temiz bir nesil bağışla, muhakkak ki sen duayı en iyi işitensin" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Bunun üzerine, o (Zekeriyya a.s) mihrabda kaim olarak namaz kılarken, melekler, "Allah’ın, onu, "Allah’dan bir kelimeyi (Hazreti İsa’yı) tasdik edici olarak, seyyid, nefsine hakim, ve Nebî olan, salihlerden "Yahya" ile müjdelediğini" nidâ ettiler (bildirdiler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
(Zekeriyâ a s) : "Rabbim benim oğlum nasıl olur, bana ihtiyarlık erişmişken. Ve benim kadınım da kısırdır." dedi. (Allah da ) : "İşte böyle, Allah dilediğini yapar. " buyurduMealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
(Zekeriyâ a.s): "Rabbim bana bir alâmet (işâret) kıl" dedi. (Allah): "Senin alâmetin üç gün insanlarla rumuzdan (işaretten) başka bir şekilde konuşamamandır. Ve Rabbini çok zikret ve O’nu, akşam ve sabah tesbih et" buyurdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
Ve melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem muhakkak ki Allah, seni seçti ve tertemiz yarattı ve seni âlemlerin kadınları üzerine üstün kıldı".Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Ey Meryem ! Rabbin için kânitîn ol (Rabb’inin huzurunda huşû ile dur) ve secde et ve rukû edenlerle birlikte rukû et.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
İşte bu, gayb haberlerindendir, onu sana vahyediyoruz. Ve, "Meryem’e, onlardan hangisi kefil (vekil) olacak" diye, onlar (kur’a çekmek için) kalemlerini attıkları zaman, sen onların yanlarında değildin. Ve onlar tartışırken de, sen onların yanlarında değildin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Melekler şöyle demişlerdir: "Ey Meryem,! Muhakkak ki Allah, Kendinden bir kelime ile seni müjdeliyor. Onun ismi "Mesih, Meryem oğlu Îsâ’dır. Dünyada ve ahirette şereflidir ve mukarrebinlerdendir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
(Hz Meryem): "Rabbim, benim çoçuğum nasıl olur? Bana bir beşer dokunmadı" dedi. (Allah şöyle buyurdu): "İşte böyle, Allah dilediğini yaratır. Bir emrin (işin) olmasını takdir ettiği zaman, sadece ona "ol!" der, o hemen olur."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Ve onu (Meryem oğlu Îsâ Mesih’i ), "Benî İsrâîl’e (İsrailoğulları’na)" resul olarak gönderecek.(Onlara şöyle diyecek):"Muhakkak ki ben size Rabbinizden âyet (mucizeler) getirdim.Ben gerçekten size nemli topraktan kuş heykeli yaparım, sonra onun içine üflerim.O zaman o, Allah’ın izniyle kuş olur.Doğuştan kör olanı ve abraş hastalığını iyileştiririm .Ve, Allah’ın izniyle ölüyü diriltirim. Yediğiniz şeyleri ve evlerinizde biriktirdiğiniz şeyleri size haber veririm. Eğer siz mü’minler iseniz muhakkak ki bunlarda sizin için elbette ayetler (deliller) vardır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Ve önümde bulunan Tevrat’dan (olan âyetleri ) tasdik edici olarak, ve de size haram kılınmış olan bazı şeyleri helâl kılmak için, Rabbinizden size âyet getirdim. Allah’a karşı takva sahibi olunuz. Ve bana itaat ediniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim ve sizin de Rabbinizdir. O halde O’na kul olun. (İşte) bu "Sırâtı Mustakîmdir (Allah’a ulaştıran yoldur)"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Fakat İsa, onlardan inkâr hissedince "Allah’a (giden yolda) benim yardıcılarım kimlerdir?" dedi. Havariler: "Biz Allah’ın yardımcılarıyız, Allah’a îman ettik (ruhumuzu ölmeden önce Allah’a ulaştırmayı diledik) ve bizim (Allah’a) teslim olduğumuza şahit ol." dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Rabbimiz, Senin indirdiğin şeye inandık ve Resul’e tâbî olduk, artık bizi şahitlerle beraber yaz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Ve onlar hile yaptılar, Allah da (onlara) hile yaptı. Ve Allah, (hileye karşı) hile yapanların en hayırlısıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Allah, şöyle buyurmuştu: "Ey Îsâ! Muhakkak ki seni vefat ettirecek olan ve seni Kendime (katıma) yükseltecek olan ve kâfirlerden temizleyecek olan Benim. Sana tâbi olanları kıyamet gününe kadar, kâfirlerden üstün kılacak olan Benim. Sonra sizin merciiniz Benim (dönüşünüz Bana’dır). O zaman sizin ihtilâf etmiş olduğunuz şeyler hakkında aranızda hüküm vereceğim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Fakat inkâr edenlere ise, o taktirde dünyada ve ahirette şiddetli azabla azab edeceğim. Ve onların bir yardımcısı yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Lakin, âmenu olan (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyen) ve amilus sâlihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlara ise ecirleri (mükafaatları) ödenir. Ve Allah, zâlimleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Bu sana tilavet ettiklerimiz (anlattıklarımız), ayetlerden ve Hakîm olan (hüküm ve hikmet içeren) Zikir’dendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
Muhakkak ki Allah’ın indinde (nezdinde) Hz Îsâ’nın durumu, Hz Âdem’in durumu (yaratılışı) gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi ( ve o oldu).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: "Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah’ın lanetini yalancıların üzerine kılalım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Muhakkak ki bu (Hz. Îsâ hakkında anlatılan), gerçekten "hak kısas"dır (gerçektir). Ve Allah’tan başka bir ilâh yoktur. Ve muhakkak ki Allah, gerçekten O Azîz’dir, Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Deki: "Ey Kitab Ehli! Sizinle bizim aramızda aynı olan bir kelimeye (Tevhit sözüne) geliniz. "Allah’tan başkasına kul olmayalım ve O’na hiçbir şeyi şirk (ortak) koşmayalım ve bir kısmımız, bazılarını, Allah’tan başka Rab’ler edinmesinler". Bundan sonra eğer dönerlerse, o zaman; "Bizim müslüman olduğumuza (teslim olduğumuza) şahit olun" deyiniz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Ey Kitab ehli! Hz. İbrahim hakkında nasıl tartışıyorsunuz ki; Tevrat ve İncil ondan önce indirilmedi ki (ondan sonra indirildi) Hâlâ akıl etmiyor musunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
İşte siz busunuz. Kendisine dair ilminiz olmayan bir şey hakkında tartıştınız. Artık bilginiz olmayan bir şey hakkında siz niçin tartışıyorsunuz? Ve Allah bilir ve siz bilmezsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Hz. İbrâhîm , yahudi veya nasrani olmadı. Fakat hanif (Allah’ın tek oluşuna, ölmeden önce ruhun O’na ulaştırılmasının ve Allah’a teslim olmanın farz olduğuna inanan) , (Allah’a teslim olmuş) bir müslümandı . Ve o müşriklerden olmadı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
Muhakkak ki Hz.İbrâhîm ’e insanların en yakın olanı elbette ona tâbî olanlar ve bu peygamber (Hz. Muhammed) ve âmenû olanlardır (Ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir). Ve Allah, mü’minlerin dostudur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Ehli Kitap’dan bir grup sizi dalâlete düşürmeyi diledi. Onlar, kendilerinden başkasını dalâlete düşüremezler. Ve onlar farkında değiller.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtıl ile karıştırıyorsunuz? Ve siz bildiğiniz halde hakkı niçin gizliyorsunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Kitap ehlinden bir grup (diğerlerine) : "Âmenu olanlara indirilmiş olana, gündüz iman edin, ve (günün) sonunda (akşamleyin) inkar edin. Umulur ki böylece onlar (dinlerinden) dönerler." dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Ve (Ehli Kitap): "Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayın." (dediler). (Habibim onlara) De ki: "Muhakkak ki hidayet (insan ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşması), (Allah’ın kendisine ulaştırması)s Allah’ın hidayetidir, size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.". Yoksa onlar, Rabbinizin huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: "Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.". Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîmdir (en iyi bilendir) .Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Kitap ehlinden öyle kimseler var ki; ona kantar kantar (altın) emanet etsen onu sana iade eder. Ve yine onlardan öyle kimseler var ki; eğer ona bir dinar emanet versen başında devamlı dikilmedikçe onu sana iade etmez. Bu onların: "Ümmiler hakkında bizim üzerimize bir yol (sorumluluk) yoktur." demelerindendir. Allah’a karşı bilerek yalan söylüyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
Hayır, (öyle değil)! Kim (Allah ile olan) ahdini yerine getirir ve takva sahibi olursa, o taktirde muhakkak ki Allah, takva sahiplerini sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Muhakkak ki onlar; Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere satarlar. İşte onlar için ahirette bir nasip yoktur. Ve Allah onlar ile konuşmayacak ve kıyamet günü onlara nazar etmeyecek (bakmayacak). Ve onları temize çıkarmayacak ve onlar için elim azab vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Ve muhakkak ki onlardan (Ehli Kitap’tan) bir grup mutlaka, onu (okuduklarını) kitaptan zannetmeniz için kitabı okurken dillerini eğip bükerler oysa o kitaptan değildir. O, Allah’ın katından olmadığı halde: "O, Allah’ın katındandır" derler. Ve onlar Allah’a karşı bilerek yalan söylüyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Bir insan için, Allah’ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra onun insanlara; "Allah’tan başka bana kul olun" demesi olamaz (mümkün değildir).Fakat, sizin kitabı tedris etmiş (okuyup öğrenmiş) olmanız ve öğretiyor olmanızdan dolayı ancak: "Rabbâni (kendini Rabb’e adamış) kullar olunuz" der.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Ve size: "Melekleri ve peygamberleri Rab’ler edinin!" diye emretmez. Siz, müslüman olduktan (teslim olduktan) sonra size küfrü emreder mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Ve Allah, nebilerden, "Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah’ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye misak aldığı zaman, "İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?" diye buyurdu. (Onlar da): "İkrar ettik (kabul ettik)" dediler. (Allahu Teâlâ): "Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim." buyurdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Artık bundan sonra, kim yüz çevirirse (nebilerden sonra gelecek olan bu Resûl’ü inkâr ederse), işte onlar, onlar fâsıklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Onlar, hâlâ Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi tav’an ve kerhen (isteyerek ve istemeyerek) O’na teslim oldular ve onlar, O’na (Allah’a), geri döndürülecekler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
"Allah’a ve bize indirilene ve İbrâhîm (a.s)’a, İsmâil (a.s)’a, İshâk (a.s)’a, Yâkub (a.s)’a ve Yâkub oğulları’na indirilenlere, Hz. Mûsâ ’ya ve Hz.Îsâ’ya ve nebilere Rab’leri tarafından verilenlere iman ettik. Onların arasından birini (diğerlerinden) ayırdetmeyiz. Ve biz O’na (Allah’a) teslim olanlarız." de.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Ve kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa, o taktirde kendisinden asla kabul edilmez ve o, ahirette "hüsranda olanlar"dan olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
İmanlarından sonra inkar eden kavmi, Allah nasıl hidayete erdirir? Ve onlar, Resulün Hak olduğuna şahid oldular ve onlara beyyineler (açık deliller) geldi. Ve Allah, zâlimler kavmini hidayete erdirmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
İşte onların cezası, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetinin onların (fâsıkların) üzerlerine olmasıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara bakılmaz,...Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Bundan sonra tövbe edip, ıslâh olanlar (nefslerini tezkiye edenler) hariç. O taktirde muhakkak ki Allah, Gafur’dur, Rahîm’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Muhakkak ki, îmân ettikten sonra inkâr edenlerin ve sonra da küfürlerini artıranların, onların (üçüncü defa fıska düşenlerin) tövbeleri asla kabul edilmez. Ve işte onlar, dalâlette olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Muhakkak ki, inkar edip, kâfîr olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzü dolusu altını olsa ve onu fidye olarak verse artık asla kabul edilmez. İşte onlar, onlar için "elim azab " vardır. Ve onlar için bir yardımcı yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe (Allah için vermedikçe), asla birre nail olamazsınız. (Allah’ın size verdiklerinden, Allah için) bir şey infak ettiğiniz zaman muhakkak ki Allah, onu en iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
Tevrat indirilmeden önce İsrailoğullarının kendi kendilerine haram kıldığı şeylerden başka bütün yiyecekler İsrailoğulları için helâldi. De ki: "Eğer siz, (yeminlerinizde ve sözlerinizde) sadık iseniz, öyleyse Tevrat’ı getirin de okuyun."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Artık bundan sonra kim, Allah’a yalanla iftira ederse, o takdirde işte onlar, onlar zalimlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
De ki: "Allahû Teâla doğruyu söyledi. Öyle ise hanif olarak Hz. İbrâhim’in dinine tâbi olun. Ve o, müşriklerden olmadı."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
Muhakkak ki, mübarek ve âlemlere hidâyet vesilesi olan (beyt), elbetteki insanlar için Bekke’de (Mekke’de) yapılmış olan ilk beyt’tir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Orada (Beytullah’da) açık beyyineler, Hz.İbrâhîm’ in makamı vardır. Ve kim oraya girerse emin (emniyette) olur. Ona yol bulmaya (Hacca gitmeye) gücü yetenlere, Allah için o Beyt’in hac edilmesi, insanların üzerine (farz) dır. Ve kim inkar ederse, artık muhakkak ki Allah, alemlerden ganidir (hiçbir şeye muhtaç değildir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
De ki: "Ey kitap ehli! Niçin Allah’ın ayetlerini inkar ediyorsunuz? Ve Allah, yapmakta olduğunuz şeylere şâhit."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
De ki: "Ey kitap ehli! (gerçeklere) şahit olduğunuz halde, niçin îmân eden kimseleri, onun eğriliğini isteyerek, Allah’ın yolundan men ediyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Ey âmenû olanlar! Eğer o kitap verilenlerden bir gruba, itaat ederseniz, sizi îmânınızdan sonra kâfîrliğe döndürürler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Ve size, Allah’ın ayetleri okunurken ve aranızda O’nun (Allah’ın) resulu varken, siz nasıl inkâr edersiniz Ve kim Allah’a sımsıkı tutunursa, artık o Sıratı Mustakim’e (Allah’a ulaştıran yola) hidayet olunmuştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Ey âmenû olanlar, Allah’a karşı "O’nun hak takvası" ile (bi hakkın takva, en üst derece takva ile) takva sahibi olun! Ve sakın siz, (Allah’a) teslim olmadan ölmeyin!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece Allah’ın nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
Sizin içinizden hayra davet eden (mürşidlerden) bir cemaat olsun ve mârufla emretsin, ve münkerden nehyetsin (men etsin). İşte onlar, onlar felâha erenlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Ve kendilerine beyyineler (açık deliller) geldikten sonra, fırkalara ayrılıp ihtilafa düşenler gibi olmayın! Ve işte onlar, onlar için "azîm azab" vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
O gün (bazı) yüzler ağaracak ve (bazı) yüzler kararacak. O zaman yüzleri kararan kimselere: "Îmânınızdan sonra siz inkâr mı ettiniz? Öyleyse inkâr etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın" (denir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Amma, yüzleri ağarmış olanlar ise, artık Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar, onun (o rahmetin) içinde ebedî kalacak olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir, onları sana hak olarak tilavet ediyoruz (okuyup açıklıyoruz). Ve Allah, âlemlere zulum olmasını istemez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Göklerde ve yerlerde ne varsa Allah’ındır. Ve emirler (bütün işler), Allah’a döndürülür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Siz, insanlar için çıkarılmış (seçilmiş) olan, ümmetin hayırlı kişileri oldunuz. Mâruf ile emredersiniz ve münkerden nehy edersiniz (men edersiniz). Ve siz, Allah’a îman ediyorsunuz. Eğer kitap ehli de îman etselerdi elbette onlar için hayırlı olurdu. Onlardan bir kısmı mü’mindir ve onların çoğu da fâsıklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Onlar size ezadan başka asla bir zarar veremezler. Ve eğer sizinle savaşırlarsa, size arkalarına dönüp kaçarlar.Sonra onlar, yardım da olunmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası vuruldu. Ancak Allah’ın ipine (Sıratı Mustakîm’e) ve insanlardan bir ipe (Allah’a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah’dan bir gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bu, onların Allah’ın ayetlerini inkar etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah’a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Onların (hepsi) bir değildir. Kitap ehlinden, gece saatlerinde kıyamda durup, Allah’ın ayetlerini tilavet eden ve secde eden bir ümmet vardırMealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Onlar, Allah’a ve yevmil âhire îman ederler, mâruf (irfan) ile emreder ve kötülükten nehyederler (men ederler) ve hayırlara koşarlar. İşte onlar, sâlihlerdendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Ve, hayır olarak bir şey yaparlarsa, o taktirde o (hayır), asla örtülmez (mutlaka mükâfâtı verilir). Ve Allah, takva sahiplerini en iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Muhakkak ki inkar edenlere, malları ve evlatları, Allah’dan bir şeye (azaba) karşı kendilerine asla bir fayda vermez. Ve işte onlar ateş ehlidir, onlar, orada devamlı kalacak olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
Onların (kâfirlerin), bu dünya hayatında (gösteriş ve övünmek için) infak etttikleri şeylerin durumu, kendilerine zulmeden (Allah’ın emirlerine ve nehiylerine itaat etmeyerek, devamlı derecât kaybeden) bir kavmin, "kavurucu, dondurucu soğuk bir rüzgarın isabet ederek, böylece helâk ettiği" ekininin durumu gibidir. Allah, onlara zulmetmedi, fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
Ey âmenû olanlar ! Kendinizden (mü’minlerden) başkalarını sırdaş edinmeyin. Onlar sizi fesada düşürmekten geri kalmazlar ve size sıkıntı verecek şeyleri temenni ettiler. Kin ve öfkeleri ağızlarından (sözlerinden) belli olmuştur. Göğüslerinde gizledikleri şey (kinleri) daha da büyüktür. Akıl etmiş olsaydınız, size ayetleri açıklamıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
İşte siz(müminler) böylesiniz, siz onları seversiniz ve onlar sizi sevmezler ve siz kitabın tamamına îman edersiniz. Ve sizinle karşılaşınca "biz iman ettik " dediler, yalnız kaldıkları zaman, size karşı öfkelerinden parmak uclarını ısırdılar. De ki: "Öfkenizden ölün." Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Şayet size bir hasenat (güzellik) dokunursa onları hüzünlendirir. Ve şayet size bir seyyiat (kötülük) isabet ederse, onunla ferahlanırlar (ona sevinirler). Ve eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız, onların hileleri size hiçbir şeyle zarar veremez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını (ilmi ile) kuşatandır (bilendir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
121.
Ve bir sabah erkenden ailenden ayrılmıştın, mü’minlerisavaş için (uygun) mevzilere yerleştiriyordun. Ve Allah en iyi işiten , en iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
122.
Sizden iki grup, korkaklık göstererek bozgunluğa meyl etmişti. Allah, o ikisinin de (iki grubun da) dostudur ve artık mü’minler Allah’a tevekkül etsinler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
Ve andolsun ki, Bedir (savaşında), siz (sayıca ve silahça) daha zayıf bir halde iken, Allah size yardım etti. Artık Allah’a karşı takvasahibi olun. Ve umulur ki böylece siz şükredersiniz!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
124.
O zaman mü’minlere (şöyle) diyordun: "Rabbinizin, indirilen meleklerden üç bini ile size yardım etmesi, size kâfi gelmiyor mu?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
125.
Bilâkis, eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız ve onlar size aniden gelirlerse (saldırırlarsa), Rabbiniz bu nişaneli meleklerden beş bini ile size yardım eder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
126.
Ve Allah, onu (bu yardım vaadini), size müjde olması ve kalplerinizin onunla tatmin olmasından başka bir şey için yapmadı. Yardım ancak, Azîz ve Hakîm olan Allah’ın katındandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
(Ve bu yardım), kafirlerden bir kısmını kesmek (helâk etmek) veya onlarıperişan etmek, böylece bozguna uğrayarak dönüp gitmeleri içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
Senin için bir emir (yapacağın bir şey) yoktur. (Allah), ya onların tövbesini kabul eder veya onlara azap eder. Oysa onlar, gerçekten zâlimlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
129.
Ve, göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Dilediğini mağfiret eder ve dilediğine de azap eder. Ve Allah, Gafur’dur, Rahim’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
130.
Ey âmenu olanlar! Faizi, kat kat artırarak yemeyin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki böylece siz, felâha erersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
133.
Ve, Rabbinizden olan mağfirete ve genişliği yerler ve gökler kadar olan, muttekîler için hazırlanmış olan cennete koşun!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
134.
Onlar (muttekiler), bollukta ve darlıkta (Allah için) infak ederler (verirler) ve onlar öfkelerini yutanlardır (tutanlardır) ve insanları affedenlerdir. Ve Allah, muhsinleri sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
135.
Ve onlar (takva sahipleri), bir kötülük yaptıkları veya nefslerine zulmettikleri zaman Allah’ı zikrederler, hemen günahları için mağfiret dilerler. Ve,Allah’tan başka kim günahları mağfiret eder. Ve onlar, yaptıkları şeylerde (hatalarda), bilerek ısrar etmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
136.
İşte onların mükâfatları, Rab’lerinden mağfiret ve altlarından nehirler akan, içlerinde devamlı kalacakları cennetlerdir. (Böyle) amel edenlerin mükâfatları ne güzel!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
137.
Sizlerden önce (bir çok kavimlerde) Allah’ın sünnetleri gelip geçti. Artık yeryüzünde gezin (Allah’ın âyetlerini) böylece yalanlayanların âkıbeti nasıl olmuş bakın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
138.
Bu (âyetler), insanlar için bir açıklama ve bir hidayet ve takva sahipleri için bir öğüttür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
140.
Eğer size bir yara dokunursa, o taktirde o kavme de, onun aynısı bir yara dokunmuştur. Ve bu (sevinçli ve kederli) günleri, Biz, insanlar arasında döndürüp dolaştırırız. Allah’ın, âmenu olanları (sınayıp) bilmesi (belli etmesi) ve sizden (içinizden) şahitler edinmesi içindir. Ve Allah, zâlimleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
141.
Ve (bu), Allah’ın âmenu olanları temize çıkarması ve kâfirleri yavaş yavaş helak etmesi içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
142.
Yoksa siz, Allah sizden cihad edenleri ve sabredenleri belli etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
143.
Ve andolsun ki siz, ölümü (şehit olmayı), onunla karşılaşmadan (yüzyüze gelmeden) önce, temenni ediyordunuz. İşte şimdi onu görmüş oldunuz. Ve ,(oysa) siz ( şehit olarak ölmeyi) bekliyordunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
144.
Ve Muhammed sadece bir Resul’dür. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi O, öldü veya öldürüldü ise, siz topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim topukları üzerinde geriye dönerse, bundan sonra Allah’a, asla hiçbir şeyle zarar veremez. Ve Allah, şâkirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
145.
Ve bir kimsenin, Allah’ın izni olmadan ölmesi olmamıştır (olamaz) , o (ölüm), süresi tayin edilmiş bir yazıdır. Ve, kim dünya sevabı isterse, kendisine ondan veririz, ve kim ahiret sevabı isterse, kendisine ondan veririz. Ve şakirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracağız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
146.
Ve peygamberlerden niceleri var ki; onlarla birlikte birçok rıbbıyyun (ilim, irfan sahibi mürşid) de savaştı. Allah yolunda, kendilerine isabet eden şeyler (elem ve sıkıntılar) sebebiyle gevşemediler, zayıflık göstermediler ve boyun da eğmediler. Allah, sabredenleri sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
147.
Ve onların sözleri: "Rabbimiz, bizim günahlarımızı mağfiret et ve işimizdeki israfımızı (aşırılığımızı) bağışla. Ve, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler kavmine karşı bize yardım et." demekten başka birşey olmadı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
148.
Böylece Allah, onlara dünya sevabını ve ahiret sevabınının en güzelini verdi. Ve Allah, muhsinleri sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
149.
Ey âmenû olanlar! Eğer kâfirlere itaat ederseniz , sizi topuklarınız üzerinde geri çevirirler. O zaman "hüsrana uğramış olanların" haline dönersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
Allah’ın, hakkında bir sultan (delil) indirmediği bir şeyi, Allah’a ortak koşmaları sebebiyle, o kâfirlerin kalplerine korku vereceğiz. Ve onların sığınağı (gideceği yer), ateştir (cehennemdir). Ve zâlimlerin kalacağı yer ne kötü.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
Andolsun ki; Allah, size olan vaadine sadık kaldı. O’nun (Allah’ın) izni ile onları perişan edip öldürüyordunuz. Fakat, Allah size sevdiğiniz şeyi (galibiyeti) gösterdikten sonra gevşeklik göstermiştiniz. Ve verilen emir hakkında nizâya(anlaşmazlığa) düştünüz ve isyan ettiniz. Sizden kiminiz dünyayı istiyordu (ganimete koştu), kiminiz ahireti istiyordu (onlar şehit olana kadar yerlerinde kaldı). Sonra sizi imtihan etmek için, sizi onlardan geri çevirdi (mağlup olup geri döndünüz) ve andolsun ki, (buna rağmen) sizi affetti. Ve Allah, mü’minlere karşı fazl sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
153.
Siz (dağa çıkarak) uzaklaşıyor ve dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz, (Allah’ın) Resûl’ü ise sizi arkanızdan çağırıyordu. Bundan sonra size gam üstüne gam isabet etti, elinizden çıkan şeyler (zafer, ganimet) ve size isabet eden şeyler (musîbetler) için mahzun olmayın (üzülmeyin) diye. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
154.
Sonra (Allah), bu gamın arkasından sizin üzerinize sukunet veren bir uyku indirdi, içinizden bir grubu sarıp kaplıyordu ve diğer grup, canlarını önemsemişti(canlarının kaygısına düştüler). Allah’a karşı cahiliyye zannı ile haksız zanda bulunuyorlar: "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) var mı?" diyorlar. (Onlara): "Muhakkak ki emirlerin hepsi Allah’ındır." de. İçlerinde sana açıklamadıkları bir şey saklıyorlar. "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) olsaydı, burada öldürülmezdik." diyorlar. Eğer siz, evlerinizde bile olsaydınız, üzerlerine katl (öldürülmeleri) yazılmış olanlar, yatacakları (ölüp düşecekleri) yere mutlaka çıkıp giderlerdi. (Bu) Allah’ın sizin sinelerinizde olanı sınamak ve kalplerinizde olandan (şüpheden), sizi temize çıkarmak (fitneden kurtarmak) içindir. Ve Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
155.
Muhakkak ki, iki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden bir kısmı yüz çevirdi, oysa şeytan, kazandıkları bazı şeylerden dolayı (Resûlün emrine itaat etmemek, ganimete koşmak gibi), onları zillete düşürmek istedi. Ve and olsun ki, Allah onları affetti. Muhakkak ki Allah Gafûr’dur, Halîm’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
156.
Ey âmenû olanlar! Siz, yeryüzünde sefere çıkmış veya gâzi olan(savaşa katılan) kardeşleri için "Eğer bizim yanımızda olsaydılar ölmezler ve öldürülmezlerdi." diyen kâfirler gibi olmayın! Allah, bunu onların kalplerinde bir hasret (pişmanlık) kılmak için yaptı. Ve Allah yaşatır ve öldürür. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
157.
Ve eğer siz, Allah’ın yolunda öldürülür veya ölürseniz, mutlaka Allah’dan mağfiret ve rahmet vardır, onların topladıklarından (dünya malından) daha hayırlıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
158.
Ve elbette, ölseniz de öldürülseniz de mutlaka Allah’a haşr olunacaksınız (Allah’ın huzurunda toplanacaksınız).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
159.
O zaman, Allah’dan bir rahmet sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Ve eğer sen, kaba, katı yürekli olsaydın, mutlaka senin etrafından dağılırlardı. Artık onları affet ve onlar için mağfiret dile ve işler konusunda onlarla muşavere et (danış). Azmettiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et. Muhakkak ki Allah, tevekkül edenleri (Allah’a güvenenleri) sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
160.
Eğer Allah size yardım ederse, o zaman sizi yenecek yoktur. Ve eğer sizi yardımsız (yüz üstü) bırakırsa, ondan sonra size kim yardım eder. Öyleyse mü’minler, Allah’a tevekkül etsinler (Allah’a güvensinler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
161.
Ve bir peygamber için "Ganimet malından gizlice alması" olamaz. Ve kim ganimet malından gizlice alırsa (hıyanet ederse), kıyamet günü o, gizlice aldığı şey ile gelir. Sonra herkese kazandığı şey ödenir ve onlar zulmedilmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
162.
Artık, Allah’ın rızasına tâbî olan kimse, Allah’dan gazaba uğramış ve barınacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Ve (o) ne kötü varış yeri.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
163.
Onların (Allah’ın rızasına tâbî olanların) kazandıkları dereceler, Allah’ın katındadır. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
And olsun ki Allah, müminleri, "Onların aralarında (kendi zamanlarında, kendi kavimleri içinde), kendilerinden bir resul beas ederek (başlarının üzerine devrin imamının ruhu bir nimet olmak üzere)" nimetlendirdi (lutufda bulundu). Onlara, O’nun (Allah’ın) ayetlerini tilâvet eder, onları tezkiye eder, onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel ise (resule tâbi olmadan evvel), onlar elbette apaçık dalâlet içinde idiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
Ve, iki mislini (düşmanlarınıza) isabet ettirdiğiniz bir musibet, size isabet ettiği zaman: "Bu nasıl oldu?" dediniz. De ki:"O sizin kendi nefslerinizdendir". Muhakkak ki Allah, her şeye kaadirdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
166.
Ve iki topluluğun karşılaştığı o gün, size isabet eden şey (musibet) ancak Allah’ın izniyleydi ve mü’minleri bilmesi (belirlenmesi) içindi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
167.
Ve (bu) nifak çıkaranları bilmesi (münafık olanların belirlenmesi) içindi. Ve onlara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunun (müdafaa edin)." denildiği zaman, "Biz harp (etmeyi) bilseydik, elbette size tâbî olurduk (sizinle gelirdik)." dediler. İzin günü onlar, îmândan çok küfre yakındırlar. Onlar, kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söylüyorlar. Ve Allah, onların gizledikleri şeyi çok iyi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
168.
Onlar (munafıklar), kendileri oturdukları (savaşa gitmedikleri) halde, savaşa katılan kardeşleri için: "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi." dediler. (Onlara) de ki: "Eğer (sözünüzde) sâdık kimselerseniz, haydi ölümü kendinizden savın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
169.
Ve Allah’ın yolunda öldürülenleri, sakın ölüler sanmayın.Hayır, (onlar) hayydırlar (canlıdırlar), Rab’lerinin katında rızıklandırılırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
170.
Allah’ın onlara kendi fazlından verdiği şeyle ferahlarlar. Ve arkalarından henüz kendilerine katılmayan (henüz şehit olmayan) kimselere, "onlara bir korku olmayacağını ve onların mahzun olmayacaklarını" müjdelemek isterler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
171.
Onlar, Allah’dan olan ni’meti, fazlı ve "Allah’ın mü’minlerin mükâfatını zayi etmeyeceğini" müjdelemek isterler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
172.
Onlar (o mü’minler) ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah’ın ve Resul’un davetine icabet ettiler. Onlardan ahsen olanlar (Allah’ın bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiği hiçbir fiili işlemeyenler) ve (azîm) takvaya ulaşanlar için "Azîm Ecir (en büyük mükafat)" vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
173.
O (ahsen) kimseler ki, insanlar onlara: "Muhakkak ki, insanlar, sizin için (size saldırmak için) toplandılar. Artık onlardan korkun." dedikleri zaman, (bu söz), onların îmânını artırdı. Ve "Allah bize kâfîdir ve O, ne güzel vekildir." dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
174.
Böylece onlara bir kötülük dokunmadan, Allah’tan bir nimet ve fazl ile geri döndüler. Ve Allah’ın rızasına tâbi oldular. Ve Allah "Büyük Fazıl" sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
175.
Fakat şeytan, böylece ancak kendi dostlarını (onu dost edinenleri) korkutur. Artık onlardan korkmayın ve eğer sizler mümin iseniz, (sadece) Ben’den korkun.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
176.
Ve küfre koşanlar seni mahzun etmesin. Muhakkak ki onlar, Allah’a hiçbir şey ile asla zarar veremezler. Allah, onlara ahirette bir nasip vermemek istiyor. Ve onlar için "Büyük Azap" vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
177.
Muhakkak ki îman karşılığında küfrü satın alanlar, Allah’a hiçbir şey ile asla zarar veremezler. Ve onlariçin "Elîm Azab" vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
178.
Ve sakın o kâfirler, onlara mühlet vermemizi, kendileri için bir hayır sanmasınlar. Sadece günahlarını artırmaları için onlara mühlet veriyoruz. Ve onlar için "Alçaltıcı Azab " vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
179.
Allah, habis olanı (kötüyü), temiz olandan (mü’min olanı, mü’min gözükenden) ayırıncaya kadar mü’minleri, sizin bulunduğunuz hâl üzere (mü’min olanla mü’min gözükenin bir arada olduğu bir durumda) terk edecek değildir. Ve Allah sizi gayba muttali edecek (gaybı bildirecek) değildir. Ve lâkin Allah, resullerinden dilediği kimseyi seçer (gaybı o resulüne bildirir). O halde, Allah’a ve O’nun resullerine îman edin. Ve eğer âmenu olur ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için "Büyük Ecir" vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
180.
Ve Allah’ın kendi fazlından onlara verdiği şeyleri, (Allah yolunda infak etmeyip) cimrilik edenler, sakın zannetmesinler ki o, kendileri için hayırdır. Bilâkis o, onlar için bir şerdir.Cimrilik ettikleri şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacak. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah, yaptığınız şeylerden haberdar olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
181.
Andolsun ki : "Muhakkak ki Allah fakirdir, biz zenginiz" diyen o kimselerin sözünü Allah işitti. Biz onların söylediklerini ve peygamberlerini haksız yere öldürmelerini yazacağız. Ve onlara : "yakıcı azabı tadın" diyeceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
182.
İşte bu (azab), Allah kullara zulmedici olduğundan değil, ellerinizle takdim ettiğiniz (yaptığınız) şeyler sebebiyledir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
183.
Onlar, "Muhakkak ki Allah, "bize ateşin yiyeceği bir kurbanı getirin-ceye kadar, hiçbir Resule " îman etmememiz için bize ahdetti" dediler. Onlara de ki: "Benden önce Resuller, beyyinelerle ve sizin söylediğiniz o şey ile size gelmişlerdi. Eğer siz sâdıklar (doğru söyleyenler) iseniz, o halde onları niçin öldürdünüz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
184.
Artık seni yalanlarlarsa (üzülme), halbuki, senden önceki, açık belgeler, yazılı sayfalar ve nurlu kitaplar getiren resuller de yalanlanmıştı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
185.
Her nefs, ölümü tadıcıdır ve lâkin ecirleriniz (amellerinizin karşılığı) kıyamet günü ödenir. O vakit kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa o takdirde o kurtulmuştur. Ve dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
186.
Mallarınız ve canlarınız hususunda siz mutlaka imtihan olunacaksınız. Sizden önce kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan elbette birçok incitici (sözler) duyacaksınız. Eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız ki bu muhakkak, işlerin "âzim" olanlarındandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
187.
Ve Allah, kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz." diye, misâk almıştı. Fakat onu (misâkı), arkalarına attılar (sözlerini tutmadılar ) Ve onu az bir değere sattılar.Oysa yaptıkları alışveriş ne kötü.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
188.
Sakın zannetme ki, (Kitab Ehli’ninden olup, Kitab’tandır diyerek) getirdikleri şey ile ( doğrusunu gizleyip, gerçeği açıklamıyarak yaptıkları ile) ferahlayan (sevinen) kimseler ve yapmadıkları ile övülmeyi seven kimseler ki,bundan sonra onların azaptan kurtulacak bir yerde olduğunu sanma Ve onlar için "Elîm Azap" vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
190.
Muhakkak ki, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde, ulûl elbab için elbette ayetler (deliller) vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
191.
Onlar (ulûl elbab, lüblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri), ayaktayken, otururken, yan üstü yatarken (daima ) Allah’ı zikrederler. Ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler (ve derler ki): "Ey Rabbimiz! Sen bunları bâtıl olarak (boşuna ) yaratmadın. Sen Subhan’sın, artık bizi ateşin azabından koru.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
192.
Ey Rabbimiz! Muhakkak ki Sen, kimi ateşe sokarsan artık onu hakir ve rezil etmişsindir. Zalimler için bir yardımcı yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
193.
Rabbimiz! Muhakkak ki biz,"Rabbinize âmenu olun" diye îmana davet eden davetçiyi işittik , böylece îman ettik (davetçiye tâbi olarak âmenû olduk) Rabbimiz artık bizim günahlarımızı mağfiret et, seyyiatlarımızı ört ve bizi ebrar olan (Allah’a ulaşan ve veli olan cennetlik) kullarınla beraber vefat ettir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
194.
Rabbimiz! Resullerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin şeyleri bize ver ve kıyamet günü bizi rezil ve perişan etme. Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
195.
O zaman Rab’leri, onların dualarına icabet etti. (Şöyle buyurdu): Sizden erkek veya kadın amel edenin amelini, Ben kesinlikle zayietmem. Siz birbirinizdensiniz. Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, Ben’im yolumda işkenceye uğrayanların, savaşanların ve öldürülenlerin seyyiatlarını mutlaka örteceğim. Ve onları mutlaka, altlarından nehirlerakan cennetlere sokacağım, Allah’ın katından bir mükâfat olarak. Ve Allah, O’nun katında mükâfatların en güzelidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
197.
(Bu) Az bir metâdır. Sonra onların varacakları yer cehennemdir.Ve o ne kötü bir döşektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
198.
Fakat Rab’lerine karşı takva sahibi olanlar...Onlar için altlarından nehirler akan, içinde ebediyen kalacakları cennetler, Allah tarafından ziyafet sofraları vardır.Ve Allah’ın katında olan şeyler, ebrar kullaMealleri KıyaslaSayfada Göster
199.
Ve muhakkak ki kitap ehlinden öyle kimseler var ki, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene mutlaka iman ederler. Allah’a karşı huşû duyarlar. Allah’ın ayetlerini az bir değere satmazlar. İşte onlar, onların mükâfatları, Rab’lerinin katındadır. Muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
200.
Ey âmenu olanlar (Ölmeden önce, ruhlarını Allah’a ulaştırmayı dileyenler)! Sabredin ve sabır sahibi olun ! Ve, râbıta kuranlar olun (râbıta kurun!) ve Allah’a karşı takva sahibi olun ! Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster