1. Elif, Lâm, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Allah ki, O`ndan başka ilâh yoktur. (O,) Hayy (ezelî ve ebedî hayat sâhibi olan)dır, Kayyûm (bütün mevcûdât kendisiyle kaim olan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (3-4) (O,) sana Kitâb`ı (Kur`ân`ı), kendinden öncekileri (diğer kitabları) tasdîk edici olarak hak ile indirdi; daha önce de, insanlara bir hidâyet olarak Tevrât ile İncîl`i indirdi, böylece Furkan`ı (hak ile bâtılı ayıran bütün kitabları) indirdi. Şübhesiz Allah`ın âyetlerini inkâr edenler yok mu, onlar için pek şiddetli bir azab vardır. Hâlbuki Allah, Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, intikam sâhibi (yapılan haksızlıkları cezâsız bırakmayan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. (3-4) (O,) sana Kitâb`ı (Kur`ân`ı), kendinden öncekileri (diğer kitabları) tasdîk edici olarak hak ile indirdi; daha önce de, insanlara bir hidâyet olarak Tevrât ile İncîl`i indirdi, böylece Furkan`ı (hak ile bâtılı ayıran bütün kitabları) indirdi. Şübhesiz Allah`ın âyetlerini inkâr edenler yok mu, onlar için pek şiddetli bir azab vardır. Hâlbuki Allah, Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, intikam sâhibi (yapılan haksızlıkları cezâsız bırakmayan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Şübhesiz ki ne yerde ne de gökte, hiçbir şey Allah`a gizli kalmaz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Sizi (ana) rahimler(in)de nasıl dilerse (öyle) şekillendiren O`dur. O`ndan başka ilâh yoktur; (O,) Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Sana Kitâb`ı (Kur`ân`ı) indiren O`dur; onun bir kısmı muhkem âyetlerdir ki onlar kitâbın anası (esâsı)dır, diğerleri ise müteşâbih (âyetler)dir. Ama kalblerinde bir eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve onun te`vîlini aramak için hemen ondan müteşâbih olanının peşine düşerler. Hâlbuki onun te`vîlini ancak Allah bilir. İlimde râsih (derinleşmiş) olanlar da.(Onlar:) `(Biz) ona inandık, hepsi Rabbimiz tarafındandır!` derler (ve o gizli hakikati izhâr ederler). Ve (ondan, selîm) akıl sâhiblerinden başkası ibret almaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (Hem onlar derler ki:) `Rabbimiz! Bizi hidâyete erdirdikten sonra kalblerimizi(haktan) eğriltme! Ve bize, tarafından bir rahmet ihsân eyle! Şübhesiz ki Vehhâb (çok ihsân edici) olan, ancak sensin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. `Rabbimiz! Hakkında şübhe olmayan (geleceği muhakkak) bir günde insanları bir araya getirici olan muhakkak ki sensin!` Şübhesiz Allah, va`dinden dönmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Şübhesiz ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâdları, Allah`(ın azâbın)a karşı kendilerine hiçbir şeyle fayda vermeyecektir! (Cehennem) ateşin(in) yakacağı olanlar da işte ancak onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (Bunların âdeti) Fir`avun ehlinin ve onlardan öncekilerin âdeti gibidir. (Onlar da)âyetlerimizi yalanlamışlardı. Allah da onları, günahları sebebi ile yakalayıvermişti. Allah ise, azâbı pek şiddetli olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. (Ey Resûlüm!) O inkâr edenlere de ki: `Yakında mağlûb olacaksınız ve (toplanarak)Cehenneme sevk edileceksiniz! Ki (o,) ne kötü bir yataktır!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (Bedir`de) karşılaşan iki cemâatte elbette sizin için bir delil vardır. Bir cemâat Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi ki, (kendi) göz görüş(ler)iyle onları (o mü`minleri, karşılarında) kendilerinin iki misli olarak görüyorlardı. Çünki Allah, dilediği kimseye yardımı ile kuvvet verir. Muhakkak ki bunda, basîret sâhibleri için gerçekten bir ibret vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Kadınlar, oğullar, yığılmış yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler (kabîlin)den nefsin arzu duyduğu şeylerin sevgisi insanlara süslendi(güzel gösterildi). Bunlar dünya hayâtının (geçici) menfaatidir. Hâlbuki varılacak yerin güzeli ancak Allah katındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?` (Günahlardan) sakınanlar için Rableri katında altlarından nehirler akan, içinde ebedî olarak kalıcı oldukları Cennetler, tertemiz zevceler ve Allah`dan bir rıdvân (râzı olması)vardır! Ve Allah, kulları(nı) hakkıyla görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Onlar ki: `Rabbimiz! Muhakkak ki biz îmân ettik; artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi o ateşin azâbından muhâfaza eyle!` derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. (Onlar:) Sabredenler, doğru olanlar, itâat edenler, (mallarını Allah yolunda) sarf edenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Allah, adâleti kaim kılarak kendisinden başka ilâh olmadığına şâhidlik etti; melekler ve ilim sâhibleri de (adâletle kaim olarak buna şâhidlik ettiler). O`ndan başka ilâh yoktur;(O,) Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Muhakkak ki Allah katında (yegâne) din, İslâm`dır! Kendilerine kitab verilenler(yahudi ve hristiyanlar), ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hasedden dolayı ihtilâfa düştüler. Artık kim Allah`ın âyetlerini inkâr ederse, artık şübhesiz ki Allah, hesâbı pek çabuk görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Allah`ın birliği ve dini konusunda karşı deliller getirerek seninle münakaşaya kalkışırlarsa: `Ben, bana, benim sünnetime tâbi olanlarla birlikte varlığımı, benliğimi Allah`a teslim ettim, İslâm`ı yaşayan bir müslüman oldum` diyerek tartışmalarına fırsat verme. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlara, Mekke ve civarındaki belli kabilelere, yazı, hesap-kitap bilmeyen ümmîlere de: `Siz de varlığınızı, benliğinizi Allah`a teslim ettiniz mi? İslâm`ı yaşayan müslümanlar oldunuz mu?` de. Eğer İslâm`ı yaşayan müslüman oldularsa, hidayete erdiler demektir. Şayet davetinden, Kur`ân`dan, yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeye devam ederlerse, elimizden kurtulacaklarını mı zannediyorlar? Sana düşen görev yalnızca tebliğdir. Allah kullarının davranışlarını biliyor, görüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Doğrusu Allah`ın âyetlerini inkâr edenler, haksız yere (haksızlıklarını bile bile)peygamberleri öldürenler ve insanlardan adâleti emredenleri öldürenler yok mu, artık onları(pek) elemli bir azâb ile müjdele! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. İşte onlar, dünya ve âhirette amelleri boşa gitmiş olanlardır. Onlar için yardımcılardan kimse de yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Kendilerine Kitab`dan (Tevrât`tan) bir nasib verilenleri görmedin mi? Aralarında hüküm vermesi için Allah`ın Kitâbı`na da`vet olunuyorlar da, sonra onlardan bir kısmı, kendileri (hakkı kabûlden) kaçınan kimseler olarak geri dönüyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Bu (yüz çevirmeleri), şübhesiz onların: `Sayılı birkaç günden başka, bize ateş aslâ dokunmayacaktır!` demeleri yüzündendir. Ve uydurmakta oldukları şeyler, dinleri husûsunda kendilerini aldatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Peki, hakkında hiç şübhe olmayan (geleceği muhakkak) bir günde onları bir araya getirdiğimiz ve herkese kazandığı (amellerin karşılığı) tam olarak verilip de kendilerine haksızlık edilmediği zaman (bakalım hâlleri) nasıl olacak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Ey mülkün (gerçek) sâhibi olan Allah! Dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden de mülkü çeker alırsın! Hem dilediğini azîz edersin, dilediğini de zelîl kılarsın! (Her) hayır (ancak senin) elindedir! Şübhesiz ki sen, herşeye hakkıyla gücü yetensin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. `Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın! Hem ölüden diriyi çıkarırsın, diriden de ölüyü çıkarırsın! Dilediğini ise hesabsız rızıklandırırsın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Mü`minler, mü`minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmesin! O hâlde kim böyle yaparsa, artık (o kişi,) Allah`dan (dostluk olarak göreceği) bir şey içinde değildir; ancak (dost görünerek) onlardan (gelebilecek) bir tehlikeden sakınmanız müstesnâ! Bununla berâber Allah, sizi kendisin(e karşı gelmek)den sakındırır! Dönüş ise ancak Allah`adır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. De ki: `Sînelerinizde olanı gizleseniz de onu açıklasanız da, Allah onu bilir. Göklerde olanı da yerde bulunanı da bilir.` Ve Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Herkes, yaptığı her iyiliği ve yaptığı her kötülüğü hazır olarak bulacağı gün arzu eder ki, keşke onunla (o kötü amelleri ile) kendisi arasında uzak bir mesâfe olsa! Allah ise, sizi kendisin(e karşı gelmek)den sakındırır! Ve Allah, kullar(ın)a karşı çok şefkatli olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Eğer Allah`ı seviyorsanız, o hâlde bana tâbi` olun ki, Allah (da) sizi sevsin ve günahlarınızı size bağışlasın!` Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. De ki: `Allah`a ve peygambere itâat edin!` Buna rağmen yüz çevirirlerse, hiç şübhesiz Allah, kâfirleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. (33-34) Muhakkak ki Allah, Âdem`i, Nûh`u ve İbrâhîm hânedânı ile Âl-i İmrân`ı(İmran kızı Meryem ve Îsâ`yı) birbirinden gelen bir zürriyet olarak âlemler üzerine seçkin kıldı. Allah ise, Semî` (hakkıyla işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. (33-34) Muhakkak ki Allah, Âdem`i, Nûh`u ve İbrâhîm hânedânı ile Âl-i İmrân`ı(İmran kızı Meryem ve Îsâ`yı) birbirinden gelen bir zürriyet olarak âlemler üzerine seçkin kıldı. Allah ise, Semî` (hakkıyla işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Bir zaman İmrân`ın hanımı (Hanne) şöyle demişti: `Rabbim! Gerçekten ben karnımdakini (ibâdet için) âzâd edilmiş (bir köle) olarak sana adadım, artık benden kabûl buyur! Şübhesiz ki Semî` (her niyâzı işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak sensin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Nihâyet onu doğurunca: `Rabbim! Gerçekten ben onu kız doğurdum!` dedi (ve bundan dolayı mahzun oldu). Hâlbuki Allah, onun ne doğurduğunu daha iyi bilendir. Ve erkek, (ma`bede hizmet için) kız gibi değildir. `Bununla berâber doğrusu ben ona Meryem adını verdim; artık şübhesiz ben onu ve zürriyetini kovulmuş şeytandan sana sığındırırım!`(dedi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Böylece Rabbi onu (Meryem`i, annesinden) güzel bir kabûl ile kabûl etti ve onu güzel bir bitki (bir çiçek) gibi yetiştirdi; ve onu (akrabâsı bulunan) Zekeriyyâ`nın himâyesine verdi. Ne zaman Zekeriyyâ onun yanına ma`bede girse, yanında bir rızık bulurdu. `Ey Meryem! Bu sana nereden (geldi)?` derdi. (O da:) `Bu, Allah tarafındandır!` derdi. Şübhesiz ki Allah, dilediğini hesabsız olarak rızıklandırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Orada Zekeriyyâ Rabbine duâ etti. Dedi ki: `Rabbim! Bana, tarafından temiz bir zürriyet ihsân eyle! Şübhesiz ki sen, duâyı hakkıyla işitensin.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Derken o, ma`bedde namaz kılarken ayakta olduğu bir sırada, melekler ona şöyle nidâ ettiler: `Doğrusu Allah, sana Allah`dan bir kelime (olan Îsâ`)yı tasdîk edici, bir efendi, bir iffet sâhibi ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahyâ`yı müjdeliyor!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. (Zekeriyyâ) şöyle dedi: `Rabbim! Doğrusu bana ihtiyarlık geldiği, hanımım da kısır olduğu hâlde, benim için bir oğul nasıl olur?` (Rabbi de ona:) `Böyledir! Allah, dilediğini yapar!` buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. (Zekeriyyâ) dedi ki: `Rabbim! (Onun geleceğine dâir) bana bir alâmet kıl!` (Rabbiona şöyle) buyurdu: `Senin (ona dâir) alâmetin, insanlarla işâret (ile anlaşman) dışında, üç gün konuşamamandır. Hem Rabbini çok zikret ve akşam sabah (O`nu) tesbîh eyle!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Bir zaman da melekler şöyle demişlerdi: `Ey Meryem! Şübhesiz ki Allah, seni seçti, seni temiz kıldı ve seni âlemlerin kadınlarına seçkin kıldı.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. `Ey Meryem! Rabbine gönülden bağlan, secde et ve rükû` edenlerle berâber rükû` et!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. (Habîbim, yâ Muhammed!) Bunlar gayb haberlerindendir ki, onu sana vahyediyoruz. Yoksa, içlerinden hangisi Meryem`i himâyesine alacak diye kalemlerini (kur`a için nehre) atarlarken, sen onların yanında değildin! (Onlar) birbirleriyle çekişirlerken de yanlarında değildin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Hani melekler demişti ki: `Ey Meryem! Şübhesiz Allah, seni tarafından bir kelimeyle(bir çocukla) müjdeliyor! İsmi, Meryemoğlu Îsâ Mesîh`tir, dünya ve âhirette şereflidir ve Allah`a yakın kılınanlardandır.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. `Hem beşikte ve yetişkin hâlde insanlarla konuşacak ve sâlih kimselerden olacaktır.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. (Meryem:) `Rabbim! Bana bir insan dokunmadığı hâlde benim için bir çocuk nasıl olur?` dedi. (Rabbi de:) `Böyledir! Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmettiğinde, artık ona sâdece `Ol!` der, (o da) hemen oluverir` buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. (Melekler şöyle dediler:) `Hem (Allah) ona yazmayı, hikmeti, Tevrât`ı ve İncîl`i öğretecek!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Ve İsrâiloğullarına bir peygamber olarak (şöyle diyecek): `Hiç şübhesiz ben, size Rabbinizden bir delil (bir mu`cize) ile geldim. Doğrusu ben, size çamurdan kuş şekli gibi birşey yapıp içine üflerim, Allah`ın izniyle (o) hemen bir kuş olur! Hem Allah`ın izniyle(anadan doğma) körü ve (teni) alacalıyı iyi ederim, ölüleri de diriltirim! Ve evlerinizde ne yiyorsanız ve ne biriktiriyorsanız size bildiririm! Eğer mü`min kimseler iseniz, şübhesiz bunda sizin için elbette bir delil vardır.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. `Hem benden önce gelen Tevrât`ı tasdîk edici olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri size helâl kılayım diye (geldim) ve size Rabbinizden bir delil (bir mu`cize) getirdim; artık Allahdan sakının ve bana itâat edin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. `Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; öyle ise O`na ibâdetedin! Bu, dosdoğru bir yoldur.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Sonunda Îsâ onlardan küfrü hissedince: `Allah`a (giden yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?` dedi. Havârîler: `Biz, Allah`ın (dîninin) yardımcılarıyız. Allah`a îmân ettik. Hem şâhid ol ki biz, şübhesiz Müslümanlarız` dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. (Havârîler:) `Rabbimiz! İndirdiğine îmân ettik ve peygambere tâbi` olduk. Artık bizi(seni ve peygamberlerini tasdîk eden) şâhidlerle berâber yaz!` (dediler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Ve (o yahudiler, Îsâ`ya) tuzak kurdular, Allah da (onlara) tuzak kurdu (karşılık verdi). Allah ise, tuzak kuranların en hayırlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. O vakit Allah şöyle buyurdu: `Ey Îsâ! Seni (kıyâmete yakın) vefât ettirecek olan ve seni kendime yükseltici ve seni o inkâr edenlerden (onların iftirâlarından) temizleyici ve sana tâbi` olanları kıyâmet gününe kadar inkâr edenlerin üstünde tutacak olan, şübhesiz benim! Sonra dönüşünüz ancak banadır; artık hakkında ihtilâf etmekte olduğunuz şeyler husûsunda aranızda (ben) hüküm vereceğim!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Fakat o inkâr edenler yok mu, artık onları dünyada ve âhirette şiddetli bir azâb ile cezâlandıracağım! Onlar için yardımcılardan kimse de yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Hâlbuki îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, artık (Rabbin) onlara mükâfâtlarını tam olarak verecektir. Çünki Allah, zâlimleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (Ey Resûlüm!) Bu (anlatılanlar) ki, onu sana âyetlerden ve hikmetli olan zikirden(Kur`ândan) okuyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Şübhesiz ki Allah katında Îsâ`nın (babasız yaratılışının) misâli, Âdem`in misâli gibidir. (Allah) onu (da babası olmadan) bir topraktan yarattı, sonra ona `Ol!` dedi, (o da)hemen oluverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Bu hak (gerçek haber), Rabbinden (gelen)dir; öyle ise şübhe edenlerden olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Artık sana ilim geldikten sonra, kim onun (Îsâ`nın) hakkında seninle tartışırsa, bunun üzerine de ki: `(İddiânızda samîmî iseniz) gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden duâ edelim de Allah`ın lâ`netini yalancıların üzerine kılalım!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Doğrusu bu, (Îsâ hakkında anlatılan) elbette gerçek kıssadır. Ve Allah`dan başka hiçbir ilâh yoktur! Muhakkak ki Azîz (kudreti dâimâ galib gelen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ise, ancak Allah`dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. (Ey Resûlüm!) Bundan sonra (yine) yüz çevirirlerse, artık şübhesiz ki Allah, fesad çıkaranları hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. De ki: `Ey ehl-i kitab! Bizimle sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin! Şöyle ki: `Allah`dan başkasına ibâdet etmeyelim, O`na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah`ı bırakıp da bazımız bazımızı rabler edinmesin!` ` Buna rağmen (onlar yine de) yüz çevirirlerse artık: `Şâhid olun ki gerçekten biz Müslümanlarız` deyin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Ey ehl-i kitab! İbrâhîm hakkında niçin münâkaşa ediyorsunuz? Hâlbuki Tevrât ve İncîl, ancak ondan sonra indirildi. Hiç akıl erdirmez misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. İşte siz öyle kimselersiniz ki, (haydi) hakkında (biraz) bilgi sâhibi olduğunuz şeyde(Mûsâ ve Îsâ mes`elesinde) tartıştınız; fakat hakkında hiç bilgi sâhibi olmadığınız şeyde(İbrâhîm mes`elesinde) niçin tartışıyorsunuz? Hâlbuki (onun gerçek mâhiyetini) Allah bilir, siz ise bilmezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. İbrâhîm, ne bir yahudi ne de bir hristiyandı; fakat (o, Allah`a) teslim olmuş bir Hanîf (hakka yönelmiş bir mü`min) idi. Ve (o, sizin gibi) müşriklerden değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Şübhesiz ki İbrâhîm`e insanların en yakını, elbette ona tâbi` olanlar ile bu peygamber(Muhammed) ve (ona) îmân edenlerdir. Allah ise, mü`minlerin dostudur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Ehl-i kitabdan bir tâife arzu ettiler ki, keşke sizi dalâlete düşürseler! Hâlbuki sâdece kendilerini dalâlete düşürürler de farkına varmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Ey ehl-i kitab! Siz (hakikati) görüp durduğunuz hâlde, niçin Allah`ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Ey ehl-i kitab! Niçin siz bile bile hakkı bâtıl ile karıştırıyor ve hakkı gizliyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Ehl-i kitabdan bir tâife de şöyle dedi: `Îmân edenlere indirilmiş olan (Kur`ân`)a günün evvelinde (sabahleyin yalandan) îmân edin, sonunda (akşam üstü) de inkâr edin; umulur ki (dinlerinden) dönerler.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Fakat dîninize tâbi` olandan başkasına inanmayın!` (dediler). (Ey Resûlüm!) De ki: `Şübhesiz hidâyet, Allah`ın hidâyetidir. Size verilenin benzeri, (başka) birine (de) veriliyor veya (kıyâmet günü) Rabbinizin huzûrunda (mü`minler) size karşı delil getirecekler (de galipgelecekler) diye mi (böyle söylüyorsunuz)?` De ki: `Şübhesiz lütuf, Allah`ın elindedir. Onu dilediğine verir!` Allah ise, Vâsi` (lütfu geniş olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Rahmetini dilediğine tahsîs eder. Çünki Allah, pek büyük ihsan sâhibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Ehl-i kitabdan öylesi de vardır ki, ona yığınla (altın) emânet etsen, onu sana iâde eder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar (bir altın) emânet etsen, tepesine dikilip durmazsan, onu sana iâde etmez. Bu, şübhesiz onların: `Ümmîler (ehl-i kitab olmayanlara yaptığımız haksızlıklar) hakkında üzerimize bir yol (bir vebâl) yoktur!` demeleri sebebiyledir. Ve onlar (hakikati) biliyor oldukları hâlde, Allah`a karşı yalan söylüyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Hayır! Kim sözünü yerine getirir ve (günahlardan) sakınırsa, hiç şübhesiz ki Allah, takvâ sâhiblerini sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Doğrusu (peygambere îman husûsunda) Allah`a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir fiyata (dünyalık menfaate) satanlar var ya, işte onlar, âhirette kendileri için bir nasib olmayanlardır. Hem Allah onlarla konuşmaz; hem kıyâmet günü onlara (rahmet nazarıyla)bakmaz ve onları (günahlardan) temizlemez! Ve onlar için (pek) elemli bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Doğrusu onlardan (ehl-i kitabdan) elbette bir fırka da vardır ki, kendisi Kitab`dan olmadığı hâlde, onu Kitab`dan sanasınız diye, (doğru kelimeyi değiştirerek) dillerini Kitab`la eğip bükerler. Ve o, Allah tarafından olmadığı hâlde: `Bu, Allah katındandır!` derler. Bu sûretle onlar, Allah`a karşı (hakikati) bile bile yalan söylerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Bir insan için, Allah ona kitab, hikmet ve peygamberlik versin de, sonra (o kimse)insanlara: `Allah`ı bırakıp bana kul olun!` desin, (bu) olur şey değildir; fakat (bir peygamber ancak şöyle der): `(Öğrenip) öğretmekte ve oku(yup, okut)makta olduğunuz Kitab sâyesinde Rabbânî (ilim ve ihlâsla kulluk ederek Rabbe mensûb olan kimse)ler olun!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. (Bir peygamber) size, melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez. Siz Müslüman kimseler olduktan sonra, (hiç) size küfr(e girmey)i emreder mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Hem Allah, vaktiyle peygamberlerin: `Size kitab ve hikmetten her ne versem, sonra size berâberinizde olanı tasdîk edici bir peygamber gelse, mutlaka ona îmân edeceksiniz ve mutlaka ona yardım edeceksiniz!` diye sağlam sözlerini aldığında: `İkrâr ettiniz (mi) ve bu ağır ahdimi (üzerinize) aldınız mı?` buyurdu. (Onlar:) `İkrâr ettik!` dediler. (Allah:) `Öyle ise şâhid olun, ben de sizinle berâber şâhidlerdenim!` buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Artık kim bundan sonra yüz çevirirse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. O hâlde Allah`ın dîninden başkasını mı arıyorlar? Hâlbuki göklerde ve yerde kim varsa, isteyerek veya istemeyerek O`na teslîm olmuştur ve ancak O`na döndürüleceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. (Ey Resûlüm!) De ki: `(Biz) Allah`a, bize indirilene ve İbrâhîm`e, İsmâîl`e, İshâk`a, Ya`kub`a ve (onun) torunlar(ın)a indirilenlere ve Mûsâ`ya, Îsâ`ya ve (bütün) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere îmân ettik. Onlardan hiçbirinin arasında (peygamberlik cihetiyle)fark gözetmeyiz. Ve biz, ancak O`na teslîm olan kimseleriz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Kim de İslâm`dan başka bir din ararsa, artık kendisinden aslâ kabûl edilmeyecektir. Âhirette ise o, hüsrâna uğrayanlardan (olacak)tır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Îmân (etme)lerinden ve şübhesiz peygamberin hak olduğuna şâhidlik yapmalarından, hem kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra, (bunlara rağmen) inkâr eden bir kavmi, Allah nasıl hidâyete erdirir? Çünki Allah, zâlimler topluluğunu (küfürlerindeki ısrarları sebebiyle) hidâyete erdirmez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. İşte onlar yok mu, onların cezâsı, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların lâ`neti şübhesiz kendilerinin üzerine olmasıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. (Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Ancak, bundan sonra tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler müstesnâdırlar; hiç şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Şübhesiz îmân (etme)lerinden sonra inkâr edenler, sonra da inkâr cihetiyle ileri gidenler yok mu, onların (son nefesteki) tevbeleri aslâ kabûl edilmeyecektir! İşte onlar ise, dalâlete düşenlerin ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Muhakkak ki o inkâr edip de kendileri kâfir kimseler olarak ölenler yok mu, artık dünya dolusu altın, velev ki (kendisini kurtarmak üzere) onu fedâ edecek (de) olsa, artık onların hiçbirinden aslâ kabûl edilmeyecektir! İşte onlar yok mu, kendileri için (pek) elemli bir azab vardır ve onlar için yardımcılardan kimse yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Sevmekte olduğunuz şeylerden (Allah yolunda) sarf etmedikçe, (gerçek) iyiliğe aslâ erişemezsiniz. O hâlde her ne sarf ederseniz, artık şübhesiz ki Allah, onu hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Tevrât indirilmeden önce (bir adağına binâen) İsrâîl`in (Ya`kub`un) kendine haram kıldığı şeyler dışında, bütün yiyecekler İsrâiloğullarına helâl idi. De ki: `Eğer (iddiânızda)doğru kimseler iseniz, haydi Tevrât`ı getirin de onu okuyun!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Artık bundan sonra, kim Allah`a karşı yalan uydurursa, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. De ki: `Allah doğru söylemiştir; öyle ise Hanîf (hakka yönelmiş) olan İbrâhîm`in dînine tâbi` olun! Hem (o, sizin gibi) müşriklerden değildi.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Muhakkak ki mübârek ve âlemlere bir hidâyet olarak insanlar için kurulan ilk ev (ilkma`bed), elbette Mekke`deki (Kâ`be)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Orada apaçık alâmetler, İbrâhîm`in makamı vardır. Oraya giren ise emniyette olur(ona dokunulmaz). Hem ona (, oraya gitmek için) bir yola gücü yeten bir kimsenin o evi(Kâ`be`yi) haccetmesi, insanlar üzerinde Allah`ın bir hakkıdır. Kim de inkâr ederse, artık şübhe yok ki Allah, âlemlerden müstağnîdir (hiçbir şeye muhtaç değildir)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. De ki: `Ey ehl-i kitab! Niçin Allah`ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?` Hâlbuki Allah, yapmakta olduklarınıza hakkıyla şâhiddir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. De ki: `Ey ehl-i kitab! (Hakka) şâhid kimseler olduğunuz hâlde, niçin ona bir eğrilik arayarak, îmân eden kimseyi Allah yolundan men` ediyorsunuz?` Hâlbuki Allah, yapmaktaolduklarınızdan gafil değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Ey îmân edenler! Eğer kendilerine kitab verilenlerden bir fırkaya uyarsanız,(Allah`a olan) îmânınızdan sonra sizi, kâfirler olarak (küfre) geri döndürürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Ve siz, Allah`ın âyetleri kendinize okunurken, hem içinizde peygamberi varken, nasıl inkâr edersiniz? Artık kim Allah`a (O`nun dînine) sımsıkı tutunursa, böylece muhakkak dosdoğru bir yola hidâyet edilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Ey îmân edenler! Kendisinden nasıl sakınmak gerekiyorsa, Allah`dan öyle sakının ve siz ancak Müslüman kimseler olarak can verin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. O hâlde hep birlikte Allah`ın ipine (Kur`ân`a) sımsıkı sarılın ve parçalanmayın!Hem Allah`ın size olan ni`metini hatırlayın! Hani (siz) (birbirinize) düşmanlar idiniz de (Allah)kalblerinizin arasını (İslâm ile) birleştirdi; böylece O`nun ni`meti sâyesinde kardeşler oldunuz. Hem ateşten bir çukurun kenarında (küfür içinde) idiniz de sizi oradan kurtardı. Allah, size âyetlerini böyle açıklar, tâ ki hidâyete eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. O hâlde içinizden, hayra da`vet eden ve iyiliği emredip kötülükten men` eden bir topluluk bulunsun! Ve işte kurtuluşa erenler, ancak onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilâfa düşenler (yahudi ve hristiyanlar) gibi de olmayın! Hem işte onlar yok mu, kendileri için (pek) büyük bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. O gün bazı yüzler (vardır ki) ağaracak, birtakım yüzler de kararacaktır. Artık o yüzleri kararanlara: `(Allah`a olan) îmânınızdan sonra inkâr mı ettiniz? Öyle ise, (vaktiyle)inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azâbı!` (denecektir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Yüzleri ağaranlar ise, artık Allah`ın rahmetinde (Cennetinde)dirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. (Ey Resûlüm!) Bunlar Allah`ın âyetleridir ki, onları sana hakkıyla okuyoruz. Ve Allah, âlemlere zulmetmek istemez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Ve göklerde ne var, yerde ne varsa Allah`ındır. (Bütün) işler ise ancak Allah`a döndürülür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. (Ey ashâb-ı Muhammed! Siz,) insanlar(ın iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz; iyiliği emreder, kötülükten men` eder ve Allah`a îmân edersiniz! Eğer ehl-i kitab (yahudilerle hristiyanlar) da îmân etseydi, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden îmân edenler vardır, ama onların çoğu (dinden çıkmış) fâsıklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Onlar size, eziyetten başka aslâ bir zarar veremezler. Hem sizinle savaşırlarsa, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım (da) edilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Nerede bulunsalar, (cizye vermek şartıyla) Allah`ın ahdi ve insanların(mü`minlerin) ahdi ile (sığınmış olmaları) müstesnâ, üzerlerine aşağılık (damgası)vurulmuştur; Hem Allah`ın gazabına uğradılar ve üzerlerine meskenet (yoksulluk damgası)vuruldu! Bu, şübhesiz onların, Allah`ın âyetlerini inkâr etmekte ve haksız yere peygamberleri öldürmekte olmaları sebebiyledir. (Ve yine) bu, (onların) isyân etmeleri ve haddi aşmakta olduklarından dolayıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. (Ancak, onların) hepsi bir değildir. Ehl-i kitabdan (istikamet üzere) doğru olan bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde Allah`ın âyetlerini okurlar ve onlar (namaz kılarak) secde ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Allah`a ve âhiret gününe îmân ederler, hem iyiliği emreder, kötülükten men` ederler ve hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar! Böylece işte onlar sâlihlerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Ve (onlar) ne hayır işlerlerse, artık şübhesiz ondan (sevâbından) mahrum bırakılmayacaklardır. Çünki Allah, takvâ sâhiblerini hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Şübhesiz ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâdları, Allah`(ın azâbın)a karşı kendilerine hiçbir şeyle fayda vermeyecektir! Ve işte onlar ateş ehlidirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Onların (insanî veya dinî gayeli gibi görünse de, menfaatlerini tatmin veya yanlış inançları yolunda ya da sırf gösteriş için) bu dünya hayatında harcama yapmaları şuna benzer: Dondurucu bir rüzgâr çıkar ve bizzat kendi öz canlarına zulmeden bir topluluğun ürününe isabet edip onu yok ediverir. Allah onlara zulmetmedi, haksızlık yapmadı; fakat onlar, hep kendi kendilerine zulmetmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Ey îmân edenler! Kendinizden başkasını sırdaş edinmeyin; onlar size fesad çıkarmakta kusûr etmezler. (Her zaman) sıkıntıya düşmenizi istediler. Doğrusu kinleri ağızlarından taşmıştır (hep aleyhinizde konuşurlar). Sînelerinin gizlediği (kin ve düşmanlık)ise daha büyüktür. Eğer akıl erdirirseniz, doğrusu âyetlerimizi size iyice açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. İşte siz öyle kimselersiniz ki onları seversiniz; (onlar ise) kitabların tamâmına îmân ettiğiniz hâlde sizi sevmezler. Hâlbuki sizinle karşılaştıkları zamân: `Îmân ettik!` derler. Kendi başlarına kalınca da, size olan öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: `Öfkenizle geberin!` Muhakkak ki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Eğer size bir iyilik dokunursa, (bu) onları üzer; fakat size bir kötülük gelirse, onunla sevinirler. Buna rağmen sabreder ve (günahlardan) sakınırsanız, onların hîlesi size hiçbir şeyle zarar vermez. Şübhesiz ki Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla kuşatıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. (Habîbim, yâ Muhammed!) Hani, mü`minleri (Uhud`da) savaş için mevzi`lere yerleştirmek üzere âilenden erkenden ayrılmıştın. Allah ise, Semî` (neler söylediğinizi işiten)dir, Alîm (ne düşündüğünüzü bilen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. O vakit içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu; hâlbuki onların yardımcısı Allah`dır! O hâlde mü`minler artık, ancak Allah`a tevekkül etsinler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Buna rağmen, siz (daha) zayıf olduğunuz hâlde, Allah Bedir`de size (zafer vererek)şübhesiz yardım etmişti. Öyle ise Allah`dan sakının, tâ ki şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. O zaman sen mü`minlere şöyle diyordun: `Rabbinizin size, indirilmiş üç bin melekle yardım etmesi size yetmez mi?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Evet, eğer sabreder ve (günahlardan) sakınırsanız, (onlar) şu anlarında bile size gelseler, Rabbiniz size (öncekinin daha da fazlasıyla) alâmetli beş bin melekle yardım eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. Çünki Allah, bu (yardımı)nı size sâdece bir müjde olsun ve kalbleriniz onunla mutmain olsun diye yaptı. Yoksa zafer, ancak Azîz (kudreti dâimâ galib gelen), Hakîm (her işi hikmetli) olan Allah katındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Tâ ki inkâr edenlerden bir kısmını helâk etsin veya onları perîşan etsin de maksadlarına erişemeyen kimseler olarak dönüp gitsinler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. (Ey Resûlüm!) Bu işte (îman veya inkârlarında) sana düşen bir şey yoktur; ya(îmâna gelirler de Allah) onların tevbelerini kabûl eder veya (küfürde ısrarlarından dolayı)onlara azâb eder; çünki doğrusu onlar zâlimlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Hem göklerde bulunan ve yerde olan ne varsa Allah`ındır. Dilediğine (kendi lûtfundan) mağfiret eder, dilediğine de (hak ettiği üzere) azâb eder. Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Ey îmân edenler! Kat kat artırılmış olarak fâizi yemeyin! Ve Allah`dan sakının, tâ ki kurtuluşa eresiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Ve kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. Hem Allah`a ve peygambere itâat edin! Tâ ki merhamet olunasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Ve (sâlih ameller işleyerek) Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer(kadar) olan Cennete koşuşun! (Ki orası,) takvâ sâhibleri için hazırlanmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. Onlar ki, bollukta ve darlıkta (mallarını Allah yolunda) sarf ederler, (kızdıkları zaman) öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Allah ise, iyilik yapanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. Ve (onlar,) çirkin bir iş yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah`ı zikredip günahlarının bağışlanmasını isterler. Zâten Allah`dan başka, günahları kim bağışlar? Hem (onlar,) işledikleri (günahları)nda kendileri bile bile ısrâr etmeyen kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. İşte onlar var ya, mükâfâtları Rablerinden bir mağfiret ve altlarından nehirler akan Cennetlerdir; (onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Artık (böyle) amel işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. Şübhesiz sizden önce(ki ümmetlere tatbîk edilen) nice yollar gelip geçmiştir; öyle ise yeryüzünde dolaşın da (peygamberleri) yalanlayanların âkıbeti nasıl olmuş, bir bakın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. Bu (Kur`ân), insanlar için bir açıklama, takvâ sâhibleri için ise bir hidâyet ve bir nasîhattir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. O hâlde gevşemeyin ve üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü`min kimseler iseniz, en üstün olanlar sizsiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. Eğer (Uhud`da) size bir yara dokunduysa, doğrusu (size düşman olan) o kavme de (Bedir`de) onun misli olan bir yara dokunmuştu. İşte bu günler (öyle günlerdir) ki, onları insanlar arasında evirir çeviririz. Tâ ki Allah, îmân edenleri ortaya çıkarsın ve içinizden (bu uğurda can veren) şehîdler (ve yaptıklarınıza şâhidler) edinsin! Çünki Allah, zâlimleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. Bir de Allah, îmân edenleri (bu sıkıntılarla günahlardan) temizlesin ve kâfirleri (bu zulümleri sebebiyle) helâk etsin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Yoksa, Allah içinizden cihâd edenleri ortaya çıkarıp, sabredenleri belli etmeden Cennete girivereceğinizi mi sandınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Ve and olsun ki (siz) onunla karşılaşmadan önce ölümü (şehâdeti) temennî ediyordunuz; işte siz (kardeşleriniz şehîd edilirken) bakakaldığınız bir hâlde, yakinen onu(ölümü) gördünüz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. Muhammed ise, ancak bir peygamberdir. Ondan önce (de) şübhesiz peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi (o) ölür veya öldürülürse, ökçeleriniz üzerinde geriye (küfre) mi döneceksiniz? Kim ökçeleri üzerinde geriye dönerse, o takdirde Allah`a, aslâ en ufak bir zarar veremez! Allah ise, şükredenleri mükâfâtlandıracaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Hem va`desi belli olan bir yazı (bir kader) olarak, Allah`ın izni olmadıkça hiçbir kimsenin ölmesi mümkün değildir. Artık kim dünya mükâfâtını isterse, ona ondan veririz. Kim de âhiret mükâfâtını isterse, ona (da) ondan veririz. Şükredenleri ise mükâfâtlandıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Nice peygamberler vardı ki, berâberlerinde birçok Rabbânî (Rabbe kulluk eden kimse)ler bulunduğu hâlde savaştı(lar). Bununla berâber Allah yolunda başlarına gelenlerdendolayı gevşemediler ve zaafa düşmediler, hem (düşmanlarına) boyun eğmediler! Allah ise, sabredenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Bunun üzerine (onların:) `Rabbimiz! Bizim için günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sâbit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle!` demelerinden başka bir sözleri olmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. Allah da onlara, (hem) dünya mükâfâtını hem âhiret mküâfâtının güzelliğini verdi. Çünki Allah, iyilik edenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. Ey îmân edenler! Eğer inkâr edenlere uyarsanız, sizi ökçeleriniz üzerinde geriye(küfre) çevirirler de hüsrâna uğrayanlara dönersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Hayır! Sizin Mevlânız Allah`dır! Ve O, yardım edenlerin en hayırlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah`a ortak koşmaları sebebiyle, inkâr edenlerin kalblerine korku salacağız! Varacakları yer de ateştir. Zâlimlerin kalacağı yer ise ne kötüdür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. Ve and olsun ki Allah, (siz) izni ile onları öldürürken, size olan va`dini yerine getirmiştir; tâ ki (Allah) arzu ediyor olduğunuz (zafer)i size gösterdikten sonra, zaafa düşüp(peygamberin geçidi tutan okçulara verdiği) emir husûsunda ihtilâfa düşerek isyân ettiğiniz zamâna kadar! İçinizden dünyayı (ganîmeti) isteyen de vardı, (ve yine) içinizden âhireti isteyen de vardı. Sonra (Allah) sizi imtihân etmek için, sizi onlardan (onları mağlûb etmekten) alıkoydu. Bununla berâber muhakkak ki (O) sizi affetti. Hem Allah, mü`minlere karşı (pek büyük) ihsan sâhibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. O zaman (siz harb sâhasından) uzaklaşıyor ve kimseye dönüp bakmıyordunuz, peygamber ise arkanızdan sizi çağırıyordu; böylece (Allah) sizi, keder üstüne kederle cezâlandırdı. Tâ ki ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülesiniz! Çünki Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize bir emniyet, bir uyku indirdi ki, (o hâl)içinizden bir tâifeyi (samîmî mü`minleri) bürüyordu; (münâfıklardan) bir tâife de vardı ki, doğrusu nefisleri, kendilerini derde düşürmüş, Allah hakkında haksız yere, câhiliye zannıyla zanda bulunuyorlardı. `Bu işten (zafer ve galibiyet va`dinden) bize bir şey var mı?` diyorlardı.(Ey Resûlüm!) De ki: `Şübhesiz iş tamâmıyla Allah`a âiddir!` Sana açıklayamayacaklarını içlerinde gizliyorlar. (Birbirlerine:) `Eğer (Muhammed`in dediği gibi) bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik` diyorlardı.De ki: `Evlerinizde bile bulunsaydınız, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, (öldürülerek)yatacakları yerlere mutlaka çıkıp giderlerdi!` Artık (bu, birçok hikmetler ve) Allah`ın sînelerinizde olanı denemesi, hem kalblerinizde olanı temizlemesi içindir. Çünki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. Şübhesiz ki (Uhud`da) iki ordu karşılaştığı gün, içinizden geri dönüp gidenler yok mu, şeytan ancak, yaptıkları bazı şeyler (hatâlar) yüzünden onları(n ayaklarını îmandan)kaydırmak istemişti. Buna rağmen and olsun ki Allah onları affetti. Muhakkak ki Allah, Gafûr(çok bağışlayan)dır, Halîm (azabda hiç acele etmeyen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. Ey îmân edenler! İnkâr eden ve kardeşleri hakkında yeryüzünde yolculuğa çıktıkları veya gaziler oldukları (savaşa gittikleri) zaman: `Eğer yanımızda olsalardı ne ölürler, ne de öldürülürlerdi!` diyenler gibi olmayın ki, Allah bunu (bu sözü) onların kalblerinde bir hasret (ve pişmanlık) kılsın! Çünki hayâtı veren de öldüren de (ancak) Allah`dır. Allah ise,yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Ve şânım hakkı için, eğer Allah yolunda öldürülür veya (o yolda iken) ölürseniz,elbette Allah`dan bir mağfiret ve bir rahmet, onların (dünyada) toplamakta olduklarından daha hayırlıdır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. And olsun ki, ölseniz de öldürülseniz de, muhakkak Allah`ın huzûruna toplanacaksınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. İşte Allah`dan bir rahmet iledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Hâlbuki kaba, katı kalbli olsaydın, elbette (onlar) etrâfından dağılırlardı. Artık onları affet, onlar için mağfiret dile ve (hakkında vahiy gelmeyen bir) iş husûsunda onlarla istişâre et! Fakat (bir görüşte)karar kıldığında, artık (işe giriş ve) Allah`a tevekkül et! Muhakkak ki Allah, tevekkül edenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Eğer Allah size yardım ederse, artık size galib gelecek kimse yoktur! Hâlbuki sizi yardımsız bırakırsa, o takdirde O`ndan sonra size kim yardım edebilir? Öyle ise mü`minler artık ancak Allah`a tevekkül etsinler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. Ve bir peygamber için (emânete) hıyânet etme (aslâ söz konusu) olmaz! Kim(emânete) hıyânet ederse, kıyâmet günü hıyânet ettiği şeyle (yüklü olarak) gelir. Sonra herkese, yaptıklarının karşılığı tam olarak verilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. Hiç Allah`ın rızâsına tâbi` olan kimse, Allahdan (gelen) bir gazaba uğrayan ve varacağı yer Cehennem olan kimse gibi olur mu? Hâlbuki (o,) ne kötü varılacak yerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah ise, (onların) yapmakta olduklarını hakkıyla görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. And olsun ki, Allah mü`minlere lütufta bulunmuştur. Çünki onlara içlerinden bir peygamber gönderdi, onlara (Allah`ın) âyetlerini okuyor, onları (günahlardan) temizliyor ve onlara Kitâb`ı ve hikmeti öğretiyor. Hâlbuki (onlar) daha evvel gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. (Bedir`de düşmanınıza) iki mislini uğrattığınız bir musîbet şimdi (Uhud`da) size gelince: `Bu nereden?` mi dediniz. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `O, kendi nefisleriniz tarafındandır!` Şübhesiz ki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. Hâlbuki (Uhud`da) iki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler, böylece Allah`ın izniyle olup, mü`minleri ortaya çıkarması içindi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. Bir de münâfıklık edenleri ortaya çıkarması içindi. Bunlara: `Gelin, Allah yolunda savaşın veya müdâfaada bulunun!` denilmişti. (Onlar ise:) `Eğer harb etmeyi bilseydik, elbette size tâbi` olurduk` dediler. Onlar o gün îmandan daha çok küfre yakın idiler! Ağızlarıyla, kalblerinde olmayanı söylüyorlardı. Hâlbuki Allah, (onların) gizlemekte olduklarını en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. Onlar ki (savaşa gitmeyip, evlerinde) oturdukları hâlde, (Uhud günü şehîd edilen)kardeşleri için: `Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi!` dediler. (Ey Habîbim!) De ki: `Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, haydi kendinizden ölümü def` edin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. Ve sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Bil`akis (onlar) hayatdardırlar, Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. (Hem onlar,) Allah`ın kendilerine ihsânından verdiği şeylerle sevinen kimselerdir ve arkalarından kendilerine (henüz) katılamayanları: `Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun(da) olmayacaklardır` diye müjdelemek isterler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. (Onlar) Allah`dan (gelen) bir ni`meti ve bir ihsânı ve şübhesiz Allah`ın, mü`minlerin mükâfâtını zâyi` etmeyeceğini (de) müjdelemek isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. (Uhud`da) kendilerine yara isâbet ettikten sonra Allah ve Resûlünün (cihad)da`vetine icâbet edenler var ya, işte onlardan iyilik eden ve (günahlardan) sakınanlar için pek büyük bir mükâfât vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Onlar ki, (bir kısım) insanlar kendilerine: `Şübhesiz insanlar (düşmanlarınız), gerçekten size karşı toplandılar; işte onlardan korkun!` dediler de (bu) onların îmanlarını artırdı ve: `Allah bize yeter! Ve (O) ne güzel Vekîldir!` dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Bunun üzerine, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah`dan bir ni`met ve bir ihsân ile (Bedir`den) geri döndüler; böylece Allah`ın rızâsına tâbi` oldular. Allah ise, pek büyük ihsan sâhibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. İşte (size haber getiren) o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Eğer îmân eden kimseler iseniz, artık onlardan korkmayın da (ancak) benden korkun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. (Habîbim, yâ Muhammed!) İşte o küfürde birbiriyle yarışanlar seni üzmesin! Çünki onlar Allah`a aslâ hiçbir şeyle zarar veremezler! Allah onlara (bu inkârları yüzünden)âhirette bir nasib vermemek istiyor. Ve onlar için (pek) büyük bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Şübhesiz ki îmâna karşılık küfrü satın alanlar, Allah`a aslâ hiçbir şeyle zarar veremezler! Hem onlar için (pek) elemli bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. O hâlde inkâr edenler, gerçekten onlara mühlet vermemizi kendileri için sakın bir hayır sanmasınlar! Onlara ancak, (pek istedikleri şekilde) günahlarının artması için mühlet veriyoruz! Hâlbuki onlara aşağılayıcı bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Allah, mü`minleri üzerinde bulunduğunuz hâlde bırakacak değildir; nihâyet, pis olanı temiz olandan (münâfığı mü`minden) ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek de değildir; fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (ve onlara gaybı bildirir); öyle ise Allah`a ve peygamberlerine îmân edin! Artık îmân edip (günahlardan) sakınırsanız, o takdirde sizin için(pek) büyük bir mükâfât vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Allah`ın, kendilerine ihsânından verdiği şeylerde cimrilik edenler de, onu kendileri için sakın bir hayır sanmasınlar! Bil`akis o, onlar için bir şerdir. O cimrilik ettikleri şeyler, kıyâmet günü boyunlarına dolanacaktır. Hem göklerin ve yerin mîrâsı Allah`ındır (mülk, umûmen O`nundur). Ve Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. And olsun ki, `Şübhesiz Allah fakirdir, biz ise zengin kimseleriz!` diyenlerin sözünü Allah işitmiştir. Dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve(biz de o gün onlara): `Yakıcı azâbı tadın (bakalım)!` diyeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. Bu (azab), ellerinizin işlediği (günahlar) yüzündendir; yoksa muhakkak ki Allah, kullar(ın)a zulümkâr değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
183. Onlar ki: `Şübhesiz Allah, (gökten inen) ateşin kendisini yiyeceği (onu yakacağı)bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere îmân etmememizi bize emretti` dediler. De ki: `Size, gerçekten benden önce apaçık mu`cizelerle ve dediğiniz (mu`cize) ile (de) peygamberler gelmişti. O hâlde (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, onları niçin öldürdünüz?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
184. (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık seni yalanladılarsa (üzülme ve bil ki), şübhesiz senden önce apaçık mu`cizeler, sayfalar ve nûrlandırıcı kitab getiren peygamberler de yalanlanmıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
185. Her nefis ölümü tadıcıdır! Amellerinizin karşılığı ise, ancak kıyâmet günü size tam olarak verilecektir. Artık kim ateşten uzaklaştırılıp Cennete sokulursa, işte (o kişi)gerçekten kurtulmuş (murâdına ermiş)tir. Hâlbuki dünya hayâtı, aldatıcı menfaatten başka bir şey değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
186. Celâlim hakkı için, mallarınız ve canlarınız husûsunda imtihan olunacaksınız ve sizden önce kendilerine kitab verilenlerden (yahudi ve hristiyanlardan) ve şirk koşanlardan şübhesiz birçok ezalar (incitici sözler) işiteceksiniz! Buna rağmen sabreder ve (günahlardan)sakınırsanız, artık şübhesiz ki bu, azmedilecek (kararlı sabra lâyık) işlerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
187. Ve hani Allah, kendilerine kitab verilenlerin `Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz!` diye sağlam sözlerini almıştı. Hâlbuki (onlar) onu (kulak ardı ederek) sırtlarının gerisine attılar ve onunla az bir baha (kıymetsiz bir menfaat) satın aldılar. İşte (bu) satın almakta oldukları şey ne kötüdür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
188. Sakın zannetme ki o yaptıklarıyla sevinen, yapmadıkları şeylerle de övülmeyi arzu edenler, evet, sakın onları sanma ki azabdan kurtulacaklar! Çünki onlar için (pek) acı bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
189. Hem göklerin ve yerin mülkü (saltanatı) Allah`ındır. Ve Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
190. Şübhesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında (ard arda gelmesinde, istikametli) akıl sâhibleri için elbette deliller vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
191. Onlar ki, ayakta dururken, otururken ve yanları üzerine (yatar) iken Allah`ı zikrederler ve gökler ile yerin yaratılışı hakkında (derin derin) düşünürler. (Ve şöyle duâ ederler:) `Rabbimiz! (Sen) bunları boş yere yaratmadın; sen (bundan) münezzehsin, artık bizi ateşin azâbından muhâfaza eyle!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
192. Rabbimiz! Şübhesiz ki sen kimi ateşe koyarsan bu sebeble onu gerçekten rezîl edersin! Zâlimlerin ise hiç yardımcıları yoktur.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
193. Rabbimiz! Muhakkak ki biz, `Rabbinize îmân edin!` diye îmâna çağıran bir da`vetçiyi (peygamberi) işittik ve hemen îmân ettik. Rabbimiz! Artık bizim için günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi bizden ört ve canımızı ebrâr (içi dışı tertemiz olan iyi kulların) ile berâber al!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
194. Rabbimiz! Artık peygamberlerin vâsıtasıyla bize va`d ettiklerini bize ver ve bizi kıyâmet günü rezîl etme! Şübhesiz ki sen, va`d(in)den dönmezsin.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
195. Rableri de onlar(ın duâların)a şöyle cevab verdi: `Muhakkak ki ben, içinizden erkek olsun kadın olsun, (sâlih) bir iş yapanın amelini zâyi` etmem. Hep birbirinizdensiniz. İşte hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler var ya, kötülüklerini onlardan mutlaka örteceğim ve Allah katından bir mükâfât olarak onları elbette altlarından nehirler akan Cennetlere koyacağım!` (Rabbiniz olan) Allah ki, mükâfâtın güzeli O`nun katındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
196. İnkâr edenlerin diyar diyar gezip dolaşmaları sakın seni aldatmasın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
197. (Bu, onlar için dünyada) az bir faydalanmadır! Sonra varacakları yer, Cehennemdir. Ve (o,) ne kötü yataktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
198. Fakat Rablerinden sakınanlar var ya, onlar için, Allah katından bir ağırlama olarak, altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır; orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Allah katında olan(ni`metler) ise, ebrâr (özü sözü tertemiz olan sâlih kullar) için daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
199. Kitap Ehlinden öyleleri de var ki, Allah`a da, size indirilene de, onlara indirilene de, Allah karşısında tam bir saygı içinde iman ederler ve üç beş kuruş için Allah`ın âyetlerini satmazlar. Onların Rableri katında ödülleri vardır. Allah ise hesapları pek çabuk görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
200. Ey îmân edenler! Sabredin! Sabırda (düşmanlarınıza) üstün gelin! (Her an cihâda) hazırlıklı olun ve Allah`dan sakının! Tâ ki kurtuluşa eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster