أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِ أَهْلِهَا أَنْ لَوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ ۚ وَنَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ
E ve lem yehdi lillezıne yerisunel erda mim ba’di ehliha el lev neşaü esabnahüm bi zünubihim ve natbeu ala kulubihim fe hüm la yesmeun
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
يَهْدِ
yehdi
yola getirmedi mi?
لِلَّذِينَ
lilleƶīne
kimseleri
يَرِثُونَ
yeriṧūne
varis olanları
الْأَرْضَ
l-erDe
şu toprağa
أَهْلِهَا
ehlihā
sahiplerinden
نَشَاءُ
neşā`u
biz dilesek
أَصَبْنَاهُمْ
eSabnāhum
kendilerini de cezalandırırız
بِذُنُوبِهِمْ
biƶunūbihim
günahlarıyle
وَنَطْبَعُ
ve neTbeǔ
ve mühürleriz
قُلُوبِهِمْ
ḳulūbihim
kalblerinin
يَسْمَعُونَ
yesmeǔne
hiç işitmezler
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Oralarda yaşayanların helâkinden sonra mîraslarına konarak yurtlarını elde edenler, hâlâ anlamazlar mı ki dilersek, suçları yüzünden onları da musîbetlere uğratırız ve kalplerini mühürleriz de işitmezler.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara, hâlâ şu gerçek belli olmadı mı? Dilemiş olsaydık onları da, günahları yüzünden felakete uğratır ve kalpleri üzerine mühür basardık; böylece işitmez ve anlamaz duruma gelirlerdi.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâla şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) işitmezler.
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Helâk olan toplumun mirasçısı olan halk (hâlâ) şu gerçeği fark etmedi mi: Eğer dilesek onların suçları yüzünden onlara musîbetler isâbet ettirir, kalplerini mühürleriz (bilinçlerini kilitleriz) de artık onlar algılayamazlar!
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Eski halkından sonra yeryüzüne varis olanlarca şu husus anlaşılmadı mı ki, biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibete uğratırdık ve kalplerine mühür vururduk da, artık bir şey duymazlardı.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
(Bütün bunlar,) Sakinlerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanları doğruya erdirme(ye veya ortaya çıkarmaya yetmez) mi? Eğer Biz dilemiş olsaydık onlara günahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik; ve kalplerine damgalar vururduk da onlar böylelikle işitmeyenler olurlardı.
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
Yeryüzünün eski sahipleri azabla helâk olduktan sonra, yeryüzüne varis olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki, eğer biz dilemiş olsaydık, öncekiler gibi, bunlara da günahlarının cezasını verirdik. Fakat biz kalblerinin üzerlerini mühürleriz de, onlar, gerçeği işitmezler.
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki, eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibete uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar gerçekleri işitmezler/anlamazlar.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
Kalblerini kapatip muhurleriz de birsey duymazlar.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
Önceki yerlilerinden sonra yeryüzüne vâris olanlar şu gerçeği hâlâ anlayamadılar mı ? Dilemiş olsaydık onları da günahları karşılığında felâkete uğratır ve kalbleri üzerine mühür basardık. (Böylece) işitmez ve anlamaz duruma gelirlerdi.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Önceki kuşakların arkasından yeryüzüne varis olanlar için (şu gerçek) hala ortaya çıkmadı mı ki, eğer dileseydik kendi günahları yüzünden onları da çarpabilirdik; hem de (hakikati) işitmesinler diye kalplerine mühür basarak!
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara şu gerçek apaçık belli olmadı mı ki, biz dileseydik onları da (öncekiler gibi) günahları yüzünden cezalandırırdık. Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar hakkı işitmezler.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâla şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) işitmezler.
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Önceki nesillerin yerine yeryüzüne vâris olanlara belli olmadı mı ki, eğer dilesek onları da günahlarıyla cezalandırarak kalplerini mühürleriz de işitemezler.
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) işitmezler.
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Üzerinde yaşadıkları toprakları eski yerlilerinden miras alanlar, istesek kendilerini günahları yüzünden musibetlere çarptırabileceğimizi, kalplerini mühürleyebileceğimizi ve kulaklarının işitemez olabileceğini, bu tarihi sürecin ışığında halâ kavrayamadılar mı?
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
(Bütün bunlar) Ehlinden sonra yeryüzünde mirasçı olanları doğruya erdirme(ye veya ortaya çıkarmaya yetmez) mi? Eğer biz dilemiş olsaydık onlara günahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik ve kalplerine damgalar vururduk da onlar böylelikle işitmeyenler olurlardı.
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
Sakinlerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanları doğruya erdirmeye mi? Eğer biz dilemiş olsaydık onlara günahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik; ve kalplerine damgalar vururduk da onlar böylelikle işitmeyenler olurlardı.
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
(Evvelki) saahiblerinden sonra yer yüzüne vâris olanlara haalâ şu (hakıykat) belli olmadı mı ki eğer biz dileseydik onları da günâhlarından dolayı musıybetlere uğratırdık. Biz onların kalbleri üzerine mühür basarız. Binâen’aleyh (hakıykatı) işitmezler.
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
(Eski) sâhiblerinden sonra yeryüzüne vâris olanları hâlâ (şu hakikat) yola getirmedi mi ki; eğer dileseydik, kendilerini günahları yüzünden musîbete uğratırdık. Hem(biz) onların kalblerini mühürleriz de onlar (nasîhati) işitmezler!
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Sahiplerinden sonra, yeryüzüne varis olanlara besbelli değilmidir ki; eğer Biz, dileseydik onları da günahlarından dolayı cezalandırırdık. Ve onların kalbleri üzerine mühür basarız da bir şey duymazlar.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
O kasaba halkının sakinlerinden sonra, onların topraklarına yerleşenler için, doğru yol gelmedi mi? Biz dileseydik yaptıkları günahlardan sonra onları hemen cezalandırırdık ve kalplerini doğrulara kapatırdık da (gelen mesajları) sözleri dinlemezlerdi.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
Ve de onun (o ülkenin) halkından sonra, yeryüzüne varis olanları hidayete erdirmez mi? Eğer dileseydik günahları sebebiyle onlara (musibetler) isabet ettirirdik. Ve kalplerinin üstünü tabederdik (açılamaz damga vururduk) de artık onlar işitmezlerdi.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
Sahiplerinden sonra yeryüzüne mirasçı olan kimseleri, hâlâ şu (gerçekler) hidayete erdirmedi mi ki eğer biz dilersek onları da günahları sebebiyle musibetlere uğratır ve kalplerini mühürleriz de artık bir şey duyamazlar.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
Öyleyse, önceki kuşakların izinden yeryüzüne varis olanlar için (şu gerçek) hala ortaya çıkmadı mı, eğer dileseydik kendi günahları yüzünden onları (da) pekala çarpabilirdik; hem de (hakikati) işitmesinler diye kalplerine mühür basarak!
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Artık önce gelip geçmiş (uygarlıkların) ardından yeryüzünün (medeniyet) mirasına konanlar için şu gerçek ortaya çıkmış olmuyor mu: Eğer istersek, günahları yüzünden onları da hedefe koyabiliriz; üstelik kalplerine mühür basarız da, onlar artık (gerçeği) işitmez olurlar.
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yere kadim ahalisinden sonra varis olacaklar için tebeyyün etmedi mi ki, eğer Biz dilemiş olsak onları da günahları sebebiyle musibetlere uğratırdık ve kalblerini mühürlerdik de artık onlar işitemezlerdi.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki; eğer biz dileseydik, onları da günahlarından dolayı cezalandırırdık. Biz onların kalplerini mühürleriz de, artık hiç işitmezler.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Önceki sahip(selef)lerinden, yeryüzüne vâris (halife) olanlara bu gerçek hâlâ belli olmadı mı? Eğer Biz dilemiş olsaydık, onlara günahları nedeniyle bir musibet dokundururduk ve kalplerine de mutsuzluk verirdik, artık onlar duymak istemiyorlar.
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Üzerinde yaşadıkları toprakları eski yerlilerinden miras alanlar, istesek kendilerini günahları yüzünden musibetlere çarptırabileceğimizi, kalplerini mühürleyebileceğimizi ve kulaklarının işitemez olabileceğini, bu tarihi sürecin ışığında halâ kavrayamadılar mı?
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Önceki sahiplerinden sonra dünya mülküne vâris olanlar hâlâ şu gerçeği anlamadılar mı ki, eğer dilemiş olsaydık kendilerini de günahları sebebiyle musîbetlere uğratırdık?Fakat biz kalplerini mühürleriz de onlar işitmez, anlamaz hâle gelirler.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
(Geçmiştekilerin başlarına gelenler), sâhiplerinden sonra şu toprağa vâris olanları yola getirmedi mi (hâlâ anlamadılar mı) ki biz dilesek, kendilerini de günâhlarıyle cezâlandırırız ve kalblerini mühürleriz, artık hiç işitmezler.
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Oranın halkından sonra yeryüzüne varis olanlara belli olmadı mı? Ki eğer istersek günahlarıyla birlikte yakalarız, yok ederiz, kalplerini de damgalarız da işitmezler.
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
(Bütün bunlar,) Sakinlerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanları doğruya erdirme (ye veya ortaya çıkarmaya yetmez) mi? Eğer biz dilemiş olsaydık onlara günahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik; ve kalplerine damgalar vururduk da onlar böylelikle işitmeyenler olurlardı.
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Tüm bu olanlar, eski sahiplerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanlara şunu göstermedi mi: Dilersek onları günahları yüzünden belaya çarptırırz, kalpleri üzerine mühür basarız da artık söz dinleyemez olurlar.
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
To those who inherit the earth in succession to its (previous) possessors, is it not a guiding, (lesson) that, if We so willed, We could punish them (too) for their sins, and seal up their hearts so that they could not hear?
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.