1. Elif, Lâm, Mim, Sad. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (Bu,) kendisi ile (insanları) uyarasın ve inananlara öğüt veresin diye sana indirilen bir kitaptır. O halde bu görevi yaparken sakın ruhun sıkılmasın/kalbinde bir şüphe olmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (Ey insanlar!) Rabbinizden size indirilen Kitap`a uyun! O`ndan başka dostlar edinerek onlara uymayın! Ne kadar az düşünüyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Biz nice kentleri (yaptıkları yüzünden) yok ettik. Azabımız, onları, ya (Lut kavminde olduğu gibi) geceleyin ya da (Şuayip kavmindeki gibi) öğle uykuları sırasında yakalayıverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Baskınımız başlarına geldiği zaman, çağırışları: “Biz gerçekten (haddi aşan) zalimlerdendik” demekten başka bir şey olmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Kendilerine (peygamber) gönderilenleri de, gönderilen (peygamberleri) de sorguya çekeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Andolsun ki, yaptıklarını kendilerine bir bir anlatacağız. Zira biz onlardan uzak değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. O (kıyamet) gün(ü herkesin dünyada yaptığını) tartmak haktır. Kimin tartıları (sevap bakımından) ağır gelirse; işte onlar mutluluğa erenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Kimin de tartıları (sevap bakımından) hafif gelirse; işte onlar, ayetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden dolayı kendilerini zarara uğratanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Andolsun ki, sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçimlikler yarattık. Ona rağmen ne kadar az şükrediyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Yine andolsun ki; sizi (önce madde olarak) yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere dedik ki: “Âdem`e secde edin (onun önünde saygı ile eğilin.” Onların hepsi secde ettiler yalnız İblis direndi ve secde edenlerden olmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Allah İblis`e: “Secde etmeni emrettiğimde seni secde etmekten alıkoyan ne oldu?” dedi. O da: “Ben ondan üstünüm, beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (Allah:) “Öyleyse oradan in! Orada büyüklük taslaman senin (hakkın) olamaz. Hemen çık. Gerçekten sen, aşağılanmış kimselerdensin” buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. (İblis: “Hiç olmazsa insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar bana süre ver” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. (Allah:) “Tamam, sen artık mühlet verilen kimselerden oldun” buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. (Bunun üzerine İblis:) “Mademki beni (yaptıklarım yüzünden rahmetinden uzaklaştırarak) azgın bıraktın, o halde ben de, gidip senin doğru yolunun üzerinde onlar(ı saptırmak) için pusuya yatacağım” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Sonra andolsun ki: “Onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından gelip sokulacağım. Ve sen, onların çoğunu şükreder bulmayacaksın” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (Allah) buyurdu ki: “Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın! Yoksa zalimlerden (haddi aşanlardan) olursunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Bunun üzerine, şeytan, (o ana kadar) farkında olmadıkları mahrem yerlerini göstermek amacıyla onlara fısıldayıp (şöyle dedi): “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, yalnızca, siz ikiniz melekler (gibi) olmayasınız ya da sonsuza kadar yaşayamayasınız diyedir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Bir de onlara: “Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye yemin etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Böylece ikisinin de yanılmalarını sağladı. Âdem ile eşi o ağacın meyvesinden tadınca, mahrem yerleri açılıp ortaya çıktı. Bunun üzerine cennet yapraklarıyla oralarını örtmeye başladılar. Rableri de onlara şöyle seslendi: “Ben ikinizi de o ağaçtan yasaklamadım mı?” Ve size: “Şeytan mutlaka ikinize de açık bir düşmandır” demedim mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (İkisi de:) “Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz kaybedenlerden oluruz!” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (Allah) buyurdu ki: “(Şeytana uyduğunuz için) buradan (şeytan ve siz) birbirinize düşman olarak inin bakalım! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. (Allah) yine buyurdu ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (dirilip) çıkarılacaksınız.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Ey Âdemoğulları! “Size ayıp yerlerinizi örtecek bir giyimlikle, bir de sizi süsleyecek elbise gönderdik. Takva örtüsü (Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşamak) ise daha hayırlıdır. Bunlar; Allah`ın ayetlerindendir. Olur ki insanlar düşünür de ders alırlar.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Ey Âdemoğulları! Ayıp yerlerini kendilerine açmak için elbiselerini soyarak anababanızı cennetten çıkardığı gibi şeytan sizleri de ayartıp tuzağa düşürmesin! Sizin şeytanı ve adamlarını göremeyeceğiniz yerlerden onlar sizi görürler. Muhakkak ki biz şeytanları inanmayanların dostu yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Onlar ne zaman utanç verici bir iş işleseler: “Biz atalarımızı da bu işi yapar bulduk. Allah da bunu emretmiştir bize” derler. De ki: “Şüphesiz ki Allah asla utanç veren işleri emretmez. Siz, yoksa hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir şeyi mi Allah`a yakıştırıyorsunuz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. De ki: “Rabbim (yalnızca) doğru olanın yapılmasını emretmiştir. Ve kulluğunuzu göstermek üzere giriştiğiniz her türlü eylemde bütün varlığınızı ortaya koymanızı ve içtenlikle O`na bağlanarak yalvarıp yakarmanızı (ister). (Unutmayın ki) İlk defa sizi yaratan nasıl O`ysa, döneceğiniz kimse de yine O`dur.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Allah (insanların) bir kısmını hidayete erdirdi, bir kısmına da (kötü niyetlerinden dolayı) sapıklık hak oldu. Çünkü onlar; Allah`ı bırakıp şeytanları kendilerine dostlar edindiler. Ve onlar; kendilerinin (hala) doğru yolda olduklarını sanıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Ey Âdemoğulları! “Her (namaz vaktinde) mescide giderken, süsünüz olan elbisenizi giyinin. Yiyin, için fakat israf etmeyin! Çünkü Allah israf edenleri asla sevmez.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. De ki: “Allah`ın kulları için yarattığı güzelliği, rızkın iyisini, temizini yasaklayan kimdir?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara tahsis edilmiştir. Biz, ayetlerimizi bilen bir kavim için böylece açıklarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. De ki: “Rabbim, ancak açık ya da gizli kötülükleri, günahın her çeşidini, (başkasının elindekine) haksız yere göz dikmeyi, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi Allah`a ortak koşmanızı ve bilmediğiniz şeyleri Allah`a izafe etmenizi yasaklamıştır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Ve her toplum için bir vade belirlenmiştir. Öyle ki, vadeleri dolduğunda ne bir an geri kalabilirler ne de bir an öne geçebilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Ey Âdemoğulları! İçinizden size ayetlerimizi anlatan peygamberler gelince, her kim ki sakınıp kendini düzeltirse; artık onlar için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Ayetlerimizi yalanlayıp onlara karşı büyüklük taslayanlar; işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Allah`a karşı yalan uyduran veya O`nun ayetlerini yalan sayandan daha zalim kim olabilir? (Onların) kaderden nasipleri (ne ise) kendilerine ulaşacaktır. Melekler gelip canlarını alırken onlara: “Hani, nerde Allah`tan başka yalvarıp durduğunuz varlıklar?” dediklerinde: “Onlar bizi bırakıp kayboldular!” diye karşılık verecekler ve (böylece) hakkı inkâr eden kimseler oldukları konusunda kendi aleyhlerine tanıklık etmiş olacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. (Bunun üzerine Allah buyuracak ki:) “Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de girin ateşe!” Her ümmet (cehenneme) girdikçe; (kendisine uyduğu) yoldaşına lanet eder. Nihayet hepsi peş peşe orada toplanınca; sonrakiler öncekiler için derler ki: “Rabbimiz! İşte bizi bunlar saptırdı. Onun için bunlara katmerli azap ver.” (Allah) buyurur ki: “Her biriniz katmerli azaba müstahaksınız ama bunu bilmiyorsunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Öncekiler de sonrakilere cevap olarak “Sizin bizden hiçbir üstünlüğünüz yoktu, kazandıklarınızdan dolayı azabı tadın” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Muhakkak ki ayetlerimizi yalan sayıp onlara karşı büyüklük taslayanlar var ya; işte onlara, göğün (rahmet) kapıları açılmaz ve onlar, halat iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler. Biz, suçluları işte böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Onlar için cehennemde (ateşten) bir döşek ve üstlerine de (yine ateşten) örtüler vardır. Biz, zalimleri işte böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince ki biz, hiç kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemeyiz işte onlar, cennetliklerdir. Onlar orada temelli kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Onların içlerinde kinden ne varsa söküp atarız. Altlarından ırmaklar akarken derler ki: “Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah`a hamdolsun! Allah bize doğru yolu göstermeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Andolsun ki; Rabbimizin peygamberleri hakkı getirmiştir.” (Onlara:) “İşte (dünyada yapmış olduğunuz) güzel işlere karşılık, şu cennete vâris kılındınız” diye seslenilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Cennetlikler cehennemliklere: “Rabbimizin bize vaat ettiğini biz gerçek olarak gördük. Siz de Rabbinizin vaat ettiğini gerçek olarak gördünüz mü?” diye seslenirler. Onlar, “Evet” derler. O zaman aralarında bir davetçi: “Allah`ın lâneti zalimlere olsun!” diye seslenir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Onlar (insanları) Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri göstermek isteyenlerdir. Onlar ahirete de inanmayanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Bu iki taraf arasında bir perde vardır. A`raf `ın (surun tepeleri) üzerinde de (cennetlik ve cehennemliklerin) hepsini yüzlerinden tanıyan kimseler vardır. Cennete gireceklere: “Allah`ın selamı üzerinize olsun” diye seslenirler ki bunlar çok arzu ettikleri halde, henüz oraya (cennete) girmemiş kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: “Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma!” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. (Yine) A`raf ehli, simalarından kendilerini tanıdıkları birtakım (inkârcı) kimselere seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. “Yeryüzünde iken, küçük gördüğünüz ve Allah`ın rahmetine asla erişemez diye yeminler ettiğiniz, bunlar mıydı?” derler. (Allah) Girin cennete, sizin için orada ne korku nede üzüntü var” der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Cehennemlikler de cennetliklere: “Üzerimize biraz su dökün yahut Allah`ın size bahşettiği azıklardan (atın bize)!” diye seslenecekler. (Berikiler:) “Doğrusu, Allah, gerçeği inkâr edenlere her ikisini de haram kılmıştır” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. O inkârcılar ki; dinlerini alaya eğlenceye aldılar ve böylece onları dünya hayatı aldatmış oldu. Artık onlar bu günlere yetişeceklerini unuttukları ve bizim âyetlerimizi inkâr ettikleri gibi biz de onları bugün unutacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Andolsun ki onlara, inanan bir toplum için yol gösteren ve ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız rahmet olan bir kitap gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. (O inkârcılar) ancak onun tevilini (davetinin sonucunu mu) bekliyorlar? Onun bildirdiği sonuç gelip çattığı gün, onu daha önce önemsemeyenler: “Rabbimizin elçileri (bize) gerçeği getirmişlerdi. Bizim için aracılık edecek bir şefaatçi var mı? Yahut öncekinden farklı davranmak için geri gönderilsek” derler. Onlar cidden kendilerine yazık etmiş ve uydurdukları varlıklar (ilahlar) da onları terk etmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde (evrede) yaratan, sonra Arş`ı sınırsız kudret ve iktidarıyla hükmü altına alan, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüzle bürüyüp örten, güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah`tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O`na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Rabbinize (gönülden) yalvararak ve gizlice dua edin. Doğrusu O, haddi aşanları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. (Allah`ın mesajlarıyla) belli bir düzene girmiş olan yeryüzünde bozgunculuk yapmayın! (Azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak O`na dua edin! Çünkü Allah`ın rahmeti iyilere/iyilik yapanlara her zaman yakındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O`dur. Nihayet o rüzgârlar, topladığı (yağmur dolu) ağır bulutları yüklendiğinde; biz, onu ölü bir memlekete göndeririz; derken onunla su indirir ve o su ile de türlü türlü mahsuller yetiştiririz. İşte ölüleri de böyle (diriltip) çıkarırız. Umulur ki iyice düşünüp ibret alırsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Rabbinin izniyle toprağı güzel olan yerin bitkisi de güzel olur. Kötü olandan ise faydasız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte şükredecek bir toplum için ayetleri böylece farklı şekillerde açıklıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Andolsun ki Nuh`u, kavmine peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah`a kulluk edin. Sizin O`ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben üzerinize (inecek) büyük bir günün azabından endişe ediyorum.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Kavmi içinden önde gelenler: “Doğrusu, biz senin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu görüyoruz!” diye karşılık verdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Nuh dedi ki: “Ey kavmim! Bende herhangi bir sapıklık yok, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. “Size Rabbimin mesajlarını iletiyorum, size öğüt veriyorum ve Allah`tan gelen vahiy sayesinde sizin bilmediğinizi biliyorum.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Sizi uyarmak, sizin sakınmanızı ve böylece rahmete kavuşmanızı sağlamak için aranızdan bir adama Rabbiniz tarafından bir zikir (vahiy) geldi diye mi hayret edip şaşırıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. (Bunun üzerine) onu (tekrar) yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayanları da suda boğduk. Çünkü onlar, gerçekten kör (hakkı görmeyen) bir toplum idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Ad kavmine de, kardeşleri Hud`u gönderdik. O dedi ki: “Ey milletim! Allah`a kulluk edin, O`ndan başka ilahınız yoktur. Siz hala (Allah`ın azabından) sakınmayacak mısınız?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Halkından ileri gelen inkârcılar ona: “Biz seni aptal olarak görüyoruz ve bir yalancı olduğunu sanıyoruz” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Hud onlara dedi ki: “Bende bir aptallık yoktur, tersine tüm varlıkların Rabbi tarafından gönderilen bir peygamberim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. “Size Rabbimin vahiy ile gelen buyruklarını tebliğ ediyorum. Ve ben sizin için güvenilir bir peygamberim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. “Sizi uyarması için aranızdan bir adama Rabbiniz tarafından bir zikir (öğüt ve ihtar) geldi diye mi hayret ediyorsunuz? Düşünün ki; sizi Nuh toplumunun yerine getirdi ve sizi maddi varlık olarak nasıl kat kat üstün güçlerle donattı. Ve artık hatırlayın Allah`ın nimetlerini ki kurtuluşa eresiniz!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. (Soydaşları ona) dediler ki: “Sen bize tek Allah`a kulluk edelim, atalarımızın taptıkları ilâhları bırakalım diye mi geldin. Eğer söylediklerin doğru ise ilerde çarpılacağımızı söylediğin azabı şimdi başımıza getir de görelim (bakalım).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. (Hud) dedi ki: “Rabbinizin layık gördüğü ürkütücü bir bela ve gazapla kuşatılmış durumdasınız zaten! Şimdi, Allah`ın haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve atalarınızın taktığı (uydurma) isim(li put)lar hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? (O kaçınılmaz olan azabı) bekleyin öyleyse; doğrusu ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Biz, rahmetimizle, Hud`u ve beraberinde bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanların ve iman etmeyenlerin kökünü kestik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Semud kavmine de kardeşleri Salih`i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah`a kulluk edin. Sizin için O`ndan başka bir ilâh yoktur. Gerçekten size Rabbinizden açık bir delil geldi. Allah`a ait olan bu dişi deve bir mucizedir sizin için. Bırakın onu da Allah`ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülük etmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. “Allah`ın sizi Ad kavminin yerine geçirdiğini ve ovalarında köşkler edinip dağlarında yontma evler yaptığınız bir bölgeye yerleştirdiğini hatırlayınız! Allah`ın nimetlerini hatırlayınız da yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan kaçınınız!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Salih`in kavminden imana gelmeyip kibirlenenler, içlerinden iman eden zayıflar için, alay yollu, şöyle dediler: “Siz Salih`in hakikaten Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu biliyor musunuz?” Onlar da: “Biz, doğrusu, onunla gönderilen her şeye iman edenleriz” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Büyüklük taslayanlar dediler ki: “Biz de sizin iman ettiğiniz şeyi inkâr ediyoruz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Ve böyle (diyerek) dişi deveyi yatırıp hunharca kestiler. Rablerinin buyruğuna burun kıvırıp sırt çevirdiler. Ve (bununla da kalmayıp): “Ey Salih! Eğer gerçekten Allah`ın peygamberlerinden biriysen, haydi getir şu bizi korkutup durduğun azabı!” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Derken bir deprem ansızın yakalayıverdi onları ve kendi yurtlarında/evlerinde dizüstü dona kaldılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. (Salih de onların düştüğü bu felaketi görünce) onlardan yüz çevirip şöyle dedi: “Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve (iyiliğiniz için) size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Hani Lut da kavmine şöyle demişti: “Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı hayâsızlığı mı yapıyorsunuz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. “Çünkü siz; kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, çok aşırı giden bir toplumsunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Halkının ona verdiği cevap şundan ibaret oldu: “Bunları (Lut`u ve taraftarlarını) ülkenizden çıkarın; bunlar temizliğe fazla düşkün insanlarmış!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Bunun üzerine biz de, Lût`u ve eşi dışındaki yakınlarını kurtardık. Eşi ise geride kalıp helak olanlardan oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Ve üzerlerine (helak edici) bir yağmur yağdırdık. İşte görün, günaha gömülüp gidenlerin başına geleni! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Medyen toplumuna da kardeşleri Şuayb`ı peygamber olarak gönderdik. Şuayb onlara dedi ki: “Ey milletim! Allah`a kulluk edin, O`ndan başka bir ilâhınız yoktur. İşte size Rabbiniz tarafından açık bir delil geldi: Artık ölçüde ve tartıda dürüst olun, insanların eşyalarını eksik vermeyin, yeryüzünde huzur sağlandıktan sonra bozgunculuk çıkarmayın! Eğer inanıyorsanız sizin için hayırlı olan budur.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. “Bir de, inanan herkesi tehditle Allah`ın yolundan dönmeye zorlayarak ve onu eğri göstermeye çalışarak (doğruya götüren) her yolun kıyısında pusuya yatmayın! Ve hatırlayın ki, siz pek az idiniz de (Allah) sizi çoğalttı. Ve bakın ki fesat çıkaranların sonu ne oldu?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. “Eğer içinizden bir grup, benimle gönderilen hakikate inanır, diğer bir grup inanmazsa, Allah aramızda hükmedinceye kadar sabredin/bekleyin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Kavmi içinde ileri gelen, kendini beğenmiş kimseler dediler ki: “Ey Şuayb! Hiç şüphen olmasın ki, seni ve inanan yoldaşlarını ülkemizden sürgün edeceğiz yahut kesin bir biçimde bizim yolumuza dönersiniz!” O da: “Peki, ya bunu (sürgünü) istemiyorsak?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. “Allah, bizi ondan (sizin dininizden) kurtardıktan sonra yine ona dönecek olursak; doğrusu Allah`a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz olan Allah`ın dilemesi olmadıkça, sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Ancak Allah`a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Kavmimizle bizim aramızda sen, hak ile hüküm ver. Sen, hüküm verenlerin en hayırlısısın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Kavminden inkârcıların ileri gelenleri dediler ki: “Şuayb`a uyarsanız; kesinlikle zarara uğrar, perişan olursunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Derken, onları müthiş bir deprem yakalayıverdi ve yurtlarında/evlerinde cansız olarak dizüstü donakaldılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Şuayb`ı yalanlayanlar, (öyle bir azaba uğradılar ki) sanki yurtlarında hiç oturmamış gibi oldular. Şuayb`ı yalanlayanlar işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. (Ve nihayet Şuayb onların düştüğü bu felaketi görünce) onlardan yüz çevirip şöyle dedi: “Ey kavmim! Ben size Rabbimin gönderdiklerini tebliğ ettim ve size nasihat de ettim. Nankörlük etmiş bir kavme ne diye acıyayım?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkını (inkârları yüzünden) ancak yalvarıp yakarsınlar diye, dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Sonra o darlığı değiştirip yerine genişlik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (nankörlük edip): “Atalarımız da darlık ve sıkıntıya düşmüşlerdi” dediler. İşte ancak bundan sonradır ki, kendileri (ne olup bittiğinin) farkına varmadan, onları kıskıvrak yakaladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Eğer o memleketlerin ahalisi iman edip Allah`tan sakınsalardı elbette üzerlerine yerden gökten bereket kapıları açardık. Ama gerçeği yalanladılar ve biz de yaptıklarından dolayı onları kıskıvrak yakaladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. O halde, hangi toplumun insanları, azabımızın, geceleyin onlar uykudayken ansızın başlarına gelmeyeceğinden emin olabilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Yahut hangi memleketin halkı, azabımızın, güpegündüz onlar oyalanıp dururken başlarına gelmeyeceğinden emin olabilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Yoksa onlar Allah`ın azabından emin mi oldular? Hüsrana uğrayanlar topluluğundan başkası Allah`ın azabından emin olmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Önceki kuşakların arkasından yeryüzüne varis olanlar için (şu gerçek) hala ortaya çıkmadı mı ki, eğer dileseydik kendi günahları yüzünden onları da çarpabilirdik; hem de (hakikati) işitmesinler diye kalplerine mühür basarak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. İşte o memleketlerin haberlerinin bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller getirdi; ama onların daha önce de yalanladıkları şeye inanmaya hiç niyetleri yoktu. İşte Allah (inatları yüzünden) inkârcıların kalplerini böyle mühürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Ve biz onların çoğunda doğru olan şeylere karşı (içsel) bir bağlılık (sadakat) bulmadık. Tersine, onların çoğunu yoldan çıkmış günahkârlar olarak bulduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Sonra onların ardından Musa`yı ayetlerimizle Firavun`a ve onun ileri gelen adamlarına gönderdik. Onlar buna karşı haksızlık ettiler. Sonra bak, o bozguncuların sonu ne oldu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Musa dedi ki: “Ey Firavun, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. “Bana düşen, Allah hakkında gerçekten başka bir şey söylememektir. İşte size Rabbinizden apaçık delille çıkıp geldim. Öyleyse bırak artık, İsrailoğulları benimle gelsinler!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. (Firavun) dedi ki: “Eğer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan onu göster bakalım.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Bunun üzerine Musa, asasını yere bırakıverdi, o da birdenbire kocaman bir ejderha oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Ve elini (koynuna sokup) çıkardı ki, bir de ne görsünler o, bakan kimseler için parlak ve ışık saçan bir el haline gelmiş! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Firavun`un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Bu gerçekten çok bilgili bir sihirbazdır!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. “Sizi yurdunuzdan çıkarmak isteyen biri!” (Firavun:) “Peki, ne öneriyorsunuz?” diye sordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Şöyle cevap verdiler: “Onu ve kardeşini bir süre alıkoy ve şehirlere davetçiler gönder.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. “Bütün usta ve bilgin sihirbazları senin huzuruna toplayıp getirsinler.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Ve sihirbazlar Firavun`a gelip: “Galip gelecek olursak, mutlaka bize büyük bir mükâfat verilir, değil mi?” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Firavun: “Evet, yakın adamlarım arasına gireceksiniz” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Sihirbazlar: “Ya Musa, önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın, yoksa biz mi önce hünerimizi ortaya atalım” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. (Musa:) “Siz atın!” dedi. Ve onlar (asalarını) yere attıkları zaman, insanların gözlerini büyüyle bağladılar ve onları korkuyla şaşkına çevirdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Biz de Musa`ya: “Asanı bırak (yere at)!” diye vahyettik. Bir de baktılar ki (Musa`nın asası) onların uydurduklarını yutuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Böylece gerçek kendini gösterdi ve onların yaptıkları boşa çıktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Artık (böylece) orada onlar yenilmiş ve küçük düşmüşlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Sihirbazlar (hemen) diz çöküp secdeye kapandılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. (121-122) “Musa ve Harun`un Rabbi olan âlemlerin Rabbine iman ettik” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. (121-122) “Musa ve Harun`un Rabbi olan âlemlerin Rabbine iman ettik” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Firavun: “Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!” dedi. “Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. “Mutlaka sizin ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sonra mutlaka hepinizi toplu halde asacağım!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Onlar da: “(Ne yaparsan yap), biz zaten Rabbimize döneceğiz!” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. “Ve sen ancak Rabbimizin ayetleri bize gelince onlara inandık diye bizden öç alıyorsun. Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve canımızı Müslüman olarak al!” diye dua ettiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Firavn`un kavminin ileri gelenleri: “Peki,” dediler, “Musa ve halkının ülkede karışıklık çıkarıp sana uyanları senden ve senin topraklarından uzaklaştırmalarına göz mü yumacaksın?” (Firavun:) “Onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Çünkü gerçekten onların üzerinde ezici bir gücümüz var!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. Musa kavmine: “Allah`tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, yeryüzü Allah`ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Ve istikbal Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlarındır” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Kavmi ona: “Biz, sen gelmeden önce de çok eziyet çektik, geldikten sonra da!” dediler. (Musa cevaben:) “Belki de, Rabbiniz düşmanınızı yok edip yeryüzüne sizi varis kılacak ve sonra sizin nasıl (ve neler) yaptığınıza bakacak!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Andolsun ki; biz, Firavun hanedanını düşünüp ibret alırlar diye yıllarca kuraklık ve mahsul kıtlığı ile cezalandırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Onlara bir iyilik geldiğinde: “Bu, bizim içindir” derlerdi. Ne zaman da başları dara düşse bunu Musa ve onun yandaşlarının uğursuzluğuna verirlerdi. Şüphesiz, onların uğursuzlukları (yaptıkları yüzünden) Allah tarafından öngörülmüştür. Ne var ki, çokları bunu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. (Firavun`un yandaşları, Musa`ya) dediler ki: “Bizi büyülemek için her ne getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Bunun üzerine biz de onlara, ayrı ayrı birer mucize olarak su baskını, çekirge sürüsü, zararlı böcek salgını, kurbağalar ve (sularına) kan gönderdik. Yine de büyüklük taslayarak günahkâr bir toplum oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. Ne zaman ki azap üzerlerine çöktü: “Ey Musa sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et! Eğer bu azabı bizden kaldırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle iman eder ve muhakkak İsrailoğullarını seninle birlikte (Mısır`dan) göndeririz” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye (boğulma vaktine) kadar, o iğrenç azabı üzerlerinden kaldırdık, onlar yine yeminlerini bozdular (sözlerine durmadılar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. Bu yüzden; biz de onlardan intikam aldık/hakkı teslim ettik; ayetlerimizi yalanlayıp umursamadıkları için hepsini denizde boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. O güne kadar horlanan, ezilen toplumu (Yahudileri) bereketlerle donattığımız toprakların doğusuna ve batısına mirasçı kıldık. İsrailoğulları`nın sabırlarına karşılık, Rabbinin onlara verdiği güzel söz gerçekleşti. Firavn`un ve soydaşlarının ortaya koydukları eserleri ve yükselttikleri yapıları yıkıp yok ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. İsrailoğullarını denizden geçirdik. Onlar, (çölde) gönülden putlara tapan bir topluluğa (Amelika kavmine) rastladılar ve dediler ki: “Ey Musa! Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap!” O da dedi ki: “Siz gerçekten cahil topluluksunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. (139-140) (Musa) dedi ki: “Şüphe yok ki yaşam tarzları onları kaçınılmaz biçimde yok oluşa götürecek. Çünkü yaptıkları her şey boş ve değersizdir. O (Allah) sizi âlemlere üstün kılmışken ben size Allah`tan başka bir tanrı mı arayayım?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. (139-140) (Musa) dedi ki: “Şüphe yok ki yaşam tarzları onları kaçınılmaz biçimde yok oluşa götürecek. Çünkü yaptıkları her şey boş ve değersizdir. O (Allah) sizi âlemlere üstün kılmışken ben size Allah`tan başka bir tanrı mı arayayım?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. (Ey İsrailoğulları!) Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Onlar size ağır eziyetler çektiriyor, oğullarınızı öldürüp kadınlarınızı (kızlarınızı) sağ bırakıyorlardı. Bu olaylar Rabbinizin size yönelik büyük bir sınavıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Ve Musa için (Sina Dağında) otuz gecelik bir süre belirledik. Ve buna bir on gece daha ekledik ki böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye tamamlandı. Ve Musa kardeşi Harun`a şöyle dedi: “Halkımın arasında benim yerime geç, dürüst (ve erdemli) davran, bozguncuların yoluna uyma!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Ve Musa belirlediğimiz vakitte, tayin ettiğimiz yere (Sina Dağına) varınca, Rabbi onunla konuştu. (Musa da:) “Ey Rabbim, göster bana (kendini) ki sana bakayım!” dedi. (Allah:) “Beni asla göremezsin. Ama yine de (istersen) şu dağa bir bak; eğer o yerinde durabilirse o zaman, ancak beni görebilirsin!” Ve Rabbi dağa tecelli edince, onu yerle bir etti ve Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde: “Sen ne yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin öncüsüyüm” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. (Allah) “Ey Musa!” dedi. “Ben verdiğim (peygamberlik) görevimle ve seninle konuşmamla seni insanların başına seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Biz ona (Tevrat`a ait) levhalarda, insanlara öğüt olmak üzere her şeyi açık olarak yazdık. “Ona sıkıca yapış. Kavmine de emret, onları en güzel şekliyle tutsunlar. Yoldan çıkanların yurdunu ne hale getirdiğimi (ibret almanız için) yakında size göstereceğim” (dedik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri ayetlerim(i anlamak)tan uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de (inatlarından) iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Azgınlık yolunu görseler, hemen onu yol edinirler. Bu, ayetlerimizi yalanlamış olmalarından ve ondan gafil bulunmalarındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Ayetlerimizi ve ahiret karşılaşmasını yalanlayanların tüm amelleri boşa gitmiştir. Onlar yaptıklarından başkasıyla mı karşılık görecekler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. (Musa Tevrat`ı almak için Tur`a gittiği zaman) kavmi onun arkasından ziynet takımlarından canlıymış gibi böğüren bir buzağı heykeli edindiler. Görmemişler miydi ki o heykel onlara hitap edemiyordu ve kendilerine yol da gösteremiyordu. Ama buna rağmen onu tanrı edindiler ve zalimlerden oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. (İsrailoğulları yaptıklarına) pişman olup kendilerinin gerçekten sapıtmış olduklarını görünce dediler ki: “Rabbimiz bize merhamet etmezse ve bizi bağışlamazsa muhakkak ki hüsrana uğrayanlardan oluruz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Musa kavmine döndüğünde, pek kızgın ve üzgün olarak şöyle dedi: “Benim arkamdan ne kötü işler yapmışsınız. Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?” (Elindeki) Tevrat levhalarını bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) “Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı ve neredeyse beni öldürmeye kalktılar. Bari sen, düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte değerlendirme!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. Musa dedi ki: “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla! Bizi rahmetinin içine al! Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. Muhakkak ki (altın) buzağıyı ilah edinenlere Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında bir horluk erişecektir. İşte biz, yalan uyduranları böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. Ancak, kötü işler yapan ve sonra pişmanlık duyup (hakka) inananlara gelince doğrusu, böyle bir tevbeden sonra şüphesiz senin Rabbin çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Musa`nın öfkesi yatışınca, levhaları koyduğu yerden aldı. Onların bir nüshasında, Rablerinden sakınanlar için doğru yolu gösterir belgeler ve rahmet (yazılı) idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip ayırdı. Bunları da dayanılmaz bir sarsıntı tutuverince dedi ki: “Rabbim, eğer dileseydin, onları da, beni de daha önceden helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi de mi helak edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla sen dilediğini (kötü niyetlerinden dolayı) sapıklıkta bırakırsın, dilediğini de (samimiyetinden dolayı) hidayete eriştirirsin. Sen bizim dostumuzsun. Öyleyse bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bağışlayanların en hayırlısısın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. “Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik nasip et! Şüphesiz ki biz (tevbe edip) sana yöneldik.” Allah buyurdu ki: “Ben, eylemlerine göre dilediğim kimseyi azabıma uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara nasip edeceğim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. O (Ehli Kitap ola)nlar ki, ellerindeki Tevrat`ta ve (daha sonra da) İncil`de tanımlanmış, ümmi (okuryazar olmayan) peygambere uyarlar. (Ve o elçi ki) onlara yapılması doğru olanı tavsiye edip yapılması yanlış olanı yasaklar. Yine onlara temiz ve hoş şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram kılar. Onların üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri (zor önerileri) kaldırır. Ve sonuç olarak, ona inanan, onu yüce tutup destekleyen ve yücelerden bahşedilen ışığın ardına onunla birlikte düşenler; işte böyleleri, nihai kurtuluşa, esenliğe erişen kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben Allah`ın sizin hepinize gönderdiği bir peygamberiyim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O`nundur. O`ndan başka ilah yoktur. O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah`a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allah`a ve O`nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki doğru yolu bulmuş olasınız.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. Musa`nın (görevlendirildiği) topluluk içinde doğru yolu gösteren ve onun ışığı altında adaletle davranan insanlar vardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Biz onları (İsrailoğullarını) ayrı topluluk halinde on iki kabileye ayırdık. (Tih Çölünde) kavmi kendisinden su isteyince, Musa`ya: “Asanı taşa vur!” diye vahyettik. Derhal on iki pınar fışkırdı. Her kabile su alacağı yeri öğrendi. Üzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Sonra da onlara şöyle dedik:) “Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin.” Ama onlar (buna rağmen emirlerimizi dinlememekle) bize bir zarar vermiyorlar, kendilerine yazık ediyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. Hani onlara denmişti ki: “Şu kasabada (Kudüs ya da Eriha`da) oturunuz, orada ne isterseniz yiyiniz, kasabanın kapısından girerken, başlarınızı eğerek (hürmet ve tevazu ile) girin ve ‘bağışla bizi` deyiniz ki, günahlarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlerin mükâfatını artıralım.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. Ama (ne yazık ki), onlardan kötülüğe eğilimli olanlar kendilerine söylenen sözü (tahrif edip) başka bir sözle değiştirdiler ve bu yüzden biz de, yaptıkları bütün kötülüklerin karşılığı olarak onların üzerine gökten bir bela (veba) gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. Onlara, denizin kıyısındaki o kasabanın durumunu (başına gelen felaketi) sor. Hani onlar, Cumartesi gününü ihlal ederek haddi aşmışlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günleri balıklar sürüyle geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. Onlardan bir topluluk: “Allah`ın (yaptıkları yüzünden) kendilerini helak etmek veya şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?” dedi. (Öğüt verenler de) dediler ki: “Rabbinizin katında sorumlu olmayalım ve (bu bozguncular) belki böylece Allah`a karşı sorumluluk bilincine erişirler diye” (öğüt veriyoruz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. Onlar, kendilerine yapılan uyarıları unutunca; kötülükten sakındıranları kurtardık ve zalimleri, yoldan çıkmaları yüzünden ağır bir azap ile yakaladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. Sakındırıldıkları kötülüğü ısrarla ve küstahça işlemeye devam edince, kendilerine: “Birer aşağılık maymun olunuz” dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. Ve Rabbin, O vakit, kıyamet gününe kadar, onlara en kötü eziyeti yapacak kimseleri mutlaka göndereceğini bildirmiştir. Doğrusu, senin Rabbin ceza vermekte çabuktur, ama O aynı zamanda çok bağışlayan, çok merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. Onları (Yahudileri) grup grup yeryüzüne dağıttık. Onlardan iyi kimseler de vardır, aksine (inkârda ve isyanda) olanları da vardır. (Biz) belki (doğru yola) dönerler diye onları hem iyiliklerle hem de (kıtlık ve sıkıntı gibi) kötülüklerle imtihan ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. Nihayet onlardan sonra gelen kötü bir nesil kitaba (Tevrat`a) varis oldu. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve “(nasıl olsa) biz bağışlanacağız” derler. Kendilerine benzeri bir mal/menfaat gelse onu da alırlar. Peki, Kitap`ta Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar Kitap`takini okumamışlar mıydı? Hâlbuki Allah`a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıllanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. Kitab`a sımsıkı sarılırlar (Kur`an eksenli yaşan) ve namazı dosdoğru kılanlara gelince; şüphesiz biz, dürüst ve erdemli olmayı benimseyen ve bunu öğütleyen kimselerin hakkını elbette ziyan etmeyeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. Hani o dağı (Tur Dağı`nı tehdit için İsrailoğulları`nın) başları üzerine kaldırmıştık da onlar dağın üzerlerine düşeceğini sanmışlardı. Bu durumda kendilerine: “Size verdiğimiz Kitab`a sımsıkı sarılın ve içindeki mesajları sürekli aklınızda tutun. Böylelikle sakınanlardan olursunuz” demiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. Kıyamet gününde: “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz diye, hani Rabbin, Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkarmış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti.) Onlar da: “Evet (Rabbimizsin) şahit olduk” demişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Ya da: “(Ne yapalım) vaktiyle atalarımız müşrik olmuşlardı, biz onlardan sonra gelen kuşaklardık (onların yolundan gittik), bizi eğri yola sapanların yaptıklarından dolayı mı mahvedeceksin?” demeyesiniz diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Belki inkârdan dönerler diye ayetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. Kendisine mesajlarımızı lütfettiğimiz halde onları bir kenara itip de şeytanın kendisini peşine taktığı ve böylece azgınlardan olan adamın haberini onlara (Yahudilere) anlat. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. Eğer biz dileseydik, onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Ama o yere saplandı, arzu ve isteklerine uydu. Onun durumu; üstüne varsan da dilini sarkıtıp soluyan, kendi başına bıraksan da dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalanlayan topluluğun durumu böyledir. Artık gerçek olan haberi onlara aktar. Umulur ki düşünürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Ayetlerimizi yalanlayarak kendilerine zulmeden kavmin misali ne kötüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur. O`nun (inatları yüzünden) sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince; işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Andolsun ki, birçok cini ve insanı (yaptıkları yüzünden) cehennemlik kıldık. Onların kalpleri var fakat (hakkı) anlamazlar, gözleri var fakat (gerçeği) görmezler, kulakları var fakat (doğruyu) duymazlar. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da sapıktırlar. Onlar gaflet içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. En güzel isimler/sıfatlar Allah`a aittir. Öyleyse, o güzel isimlerle yalnız O`na dua edin ve O`nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın (onlardan uzak durun). Böyleleri yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. (Bunun yanında) yarattıklarımız arasında (başkalarına) doğru yolu gösteren ve onun ışığında adaletle davranan insanlar da vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. Ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan kimselere gelince; onları, hiç bilmeyecekleri yerden adım adım felakete götüreceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
183. Ben onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim sapasağlamdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
184. Onlar düşünmediler mi ki (kendileriyle iç içe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber`de) delilikten eser yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
185. Onlar, Allah`ın göklerdeki ve yerdeki mutlak egemenliğini, yarattığı bütün o nesneleri hiç göz önüne almıyorlar mı? Ve (sormuyorlar mı kendilerine) ya vakit erişip ecelleri gelmişse? Artık bundan (Kur`an`dan) sonra, başka hangi söze inanacaklar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
186. Allah`ın (kötü niyet ve eylemlerinden dolayı) sapıklık içinde bıraktığı kimseler için yol gösterici yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır, körü körüne yuvarlanır giderler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
187. Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O`ndan başka açığa vuracak kimse de yoktur. (O Saat) göklere ve yere bütün ağırlığıyla çökecek ve sizi mutlaka umulmadık bir anda yakalayacaktır” Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi ancak Allah`ın yanındadır ama insanların çoğu bilmezler.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
188. (Ey Peygamber) de ki: “Allah dilemedikçe, kendime bir yarar sağlamak ya da kendimden bir zararı uzaklaştırmak benim elimde değil. Eğer insan kavrayışının ötesinde olanı bilseydim, muhakkak ki, daha çok hayır yapmak isterdim ve bana kötülük de dokunmazdı. (Ama) ben sadece bir uyarıcıyım ve inanan bir topluma iyi haberler getiren müjdeleyiciyim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
189. Sizi tek bir nefisten (Âdem`den) yaratan, (sevgiyle) kadına meyletsin diye ona kendi özünden/cinsinden eş var edip çıkaran O`dur. Öyle ki, o eşini kucaklayınca, eşi (ilkin) hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve bir müddet onu taşır. Sonra (kadının) gebeliği ağırlaşınca, her ikisi birden Rableri Allah`a: “Bize gerçekten kusursuz bir (çocuk) bahşedersen, muhakkak ki sana şükreden kimselerden olacağız!” diye dua ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
190. Fakat (Allah) onlara salih bir çocuk verince; kendilerine verdiği bu çocuk hakkında Allah`a ortaklar koşarlar. Allah, onların ortak koştuğu şeylerden münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
191. Bunlar hiçbir şey yaratamayan, tersine kendileri yaratılmış bulunan varlıkları mı (Allah`a) ortak koşuyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
192. Hâlbuki bunlar; ne onlara yardım edebilir, ne de kendilerine bir yardımları olabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
193. Onları doğru yola çağırırsanız, size uymazlar. Çağırmanız da, susmanız da onlar için birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
194. Allah`tan başka çağırıp, sığındığınız şeylerin hepsi, hiç şüphe yok ki sizler gibi yaratılmış varlıklardır. Eğer doğru sözlü kimselerdenseniz, haydi onları çağırın da dualarınıza icabet etsinler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
195. Onların ayakları var mıdır ki onunla yürüsünler? Elleri var mıdır ki onunla tutsunlar? Gözleri var mıdır ki onunla görsünler? Kulakları var mıdır ki onunla işitsinler? De ki: “Çağırın ortaklarınızı da, elinizden gelirse, bana tuzak kurun ve göz açtırmayın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
196. Doğrusu benim koruyucum bu Kitab`ı (Kur`an`ı) indiren Allah`tır. Çünkü O`dur dürüst olanların koruyucusu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
197. O`nu bırakıp taptıklarınız ise size yardım edemedikleri gibi kendilerine de yardım edemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
198. Eğer onları, doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sen onların sana baktıklarını sanırsın, hâlbuki onlar görmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
199. (Ey Peygamber!) Sen affetmeyi ve müsamahayı esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
200. Ve eğer Şeytandan bir kışkırtı seni sürükleyecek olursa (hemen) Allah`a sığın ve bil ki O (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi) hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
201. Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlara şeytandan bir vesvese dokununca, hemen düşünüp gözlerini açarlar (şeytana uymazlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
202. (Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürükler, sonra da yakalarını bırakmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
203. Ve sen (ey Peygamber,) onlara bir mucize getirmediğin zaman: “(Ötekiler gibi) onu da kendin derleyip getirseydin ya!” derler. De ki: “Ben sadece Rabbim tarafından bana vahyolunan her neyse, ona uyarım. Bu (Kur`an), inanmak isteyen bir toplum için Rabbinizin katından bahşedilmiş bir kavrama yöntemi, bir yol gösterici ve bir rahmettir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
204. Bunun içindir ki, Kur`an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki merhamete nail olasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
205. Rabbini gönülden yalvararak, ürperti ve duyarlık içinde, sesini yükseltmeden sabah akşam zikret ve sakın umursamaz kimselerden olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
206. Bil ki, Rabbine yakın olanlar (melekler) O`na kulluk etmekten asla kibre kapılmazlar ve O`nun sınırsız yüceliğini övgüyle anarlar ve (yalnızca) O`na secde ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster