Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Bunun üzerine asasını bıraktı da o hemen açıkça ejderha oluverdi.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Bunun üzerine (Musa) asasını bırakdı, bir de ne görsünler: O, apaçık bir ejderhâdır.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Bunun üzerine (Mûsâ) asâsını (yere) bıraktı. Bir de baktılar ki, o, apaçık bir ejderhâ!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Bunun üzerine asasını bıraktı. Bir de ne görsünler; o, apaçık bir ejderhadır.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Musa asasını yere atınca, asa birden bire açık bir şekilde yılan oldu.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Bunun üzerine (Musa A.S) asasını atınca o (asa) açıkça bir yılan (ejderha) oldu.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir ejderha oluverdi.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Bunun üzerine (Musa), asasını yere bıraktı: Oo! (bir de ne görsünler!) düpedüz bir yılandı, bu;
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Bunun üzerine (Musa) asasını yere bıraktı: Fakat o da ne? Düpedüz bır yılandı o!
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Bunun üzerine âsâsını bıraktı. Âsâ hemen apaçık bir ejderha oluverdi.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Bunun üzerine asasını yere attı. Bir de ne görsünler! Apaçık bir ejderha!
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Bunun üzerine asasını attı, o birden apaçık kocaman bir yılan/ejderha oluverdi!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
bunun üzerine Musa, elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(107-108) Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Bunun üzerine (Mûsâ), asâsını attı, birden o, açıkça bir ejderha (oluverdi).
Şaban PirişŞaban Piriş:
O anda Musa bastonunu attı. Şimdi o apaçık bir ejderha olmuştu.