Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Elini koltuğuna sokup çıkarınca bakanlar gördüler ki bembeyaz, parıl-parıl parlayan bir el.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Elini koynundan çıkardı, ne görsünler bembeyaz, pırıl pırıl parlıyor.
Adem UğurAdem Uğur:
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Ve (Musa) elini çekip çıkardı, birden o (el) parlayan beyaz ışık hâlinde göründü!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Ardından elini çıkardı. O da bakanlara bembeyaz görünüverdi.
Ali BulaçAli Bulaç:
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Bir de elini (koynundan) çıkardı ki, ne görsünler; seyredenlere, eli bembeyaz ışık saçıyor.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Elini çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Bekir SadakBekir Sadak:
(107-10) 8 Musa, asasini yere atar atmaz apacik bir yilan oluverdi; elini cikardi, bakanlar bembeyaz oldugunu gorduler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Ve elini (koynuna sokup) çıkarıverdi de o, bakanlara bembeyaz (ışık saçan, pırıl pırıl) oluverdi.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Ve elini (koynuna sokup) çıkardı ki, bir de ne görsünler o, bakan kimseler için parlak ve ışık saçan bir el haline gelmiş!
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Ve elini yeninin altından çıkardı, bakanlar onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
Gültekin OnanGültekin Onan:
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Elini çıkardı, o da hemen bakanlara bembeyaz parlayıverdi.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temâşâ edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Ve elini (koynundan) çıkardı, bir de ne görsünler, o da bakanlara bembeyaz (nûr saçan bir el)!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Elini çıkardı, ne görsün; o da bakanlara bembeyaz.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Elini koynundan çekince, bakanlar elinin bembeyaz olduğunu gördü.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve elini (göğsünden) çekip çıkardığı zaman bakanlar, onun (elinin) beyaz olduğunu (gördüler).
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Elini çıkardı, (bir de ne görsün) bakanlara bembeyaz (oluverdi)!
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Ve (sonra) elini yukarı kaldırdı: Oo! Bir de baktılar, bembeyaz, ışıl ışıl!
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Ve elini çıkardı: Bir de baktılar ki, göz kamaştırıcı bir parlaklık!
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Ve elini (cebinden) çıkardı, o hemen bakanlar için bembeyaz (bir nûr) kesildi.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Ve elini çıkardı. Bir de ne görsünler! O da bakanlara bembeyaz görünüyor!
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Elini çıkardı, o da ne?! Bakanlar için parlayan bembeyaz bir şey!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Ve elini yeninin altından çıkardı, bakanlar onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(107-108) Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Elini koynuna soktu. O şimdi bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz bir el idi
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi) .
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
And he drew out his hand, and behold! it was white to all beholders!