وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُوا يَا مُوسَى ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَ ۖ لَئِنْ كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Ve lemma vekaa aleyhimür riczü kalu ya mused’u lena rabbeke bima ahide ındek le in keşefte annar ricze le nü’minenne leke ve le nürsilenne meake benı israıl
Kelime
Anlamı
Kökü
وَلَمَّا
ne zaman ki
وَقَعَ
çökünce
عَلَيْهِمُ
üzerlerine
الرِّجْزُ
azab
قَالُوا
dediler
يَا مُوسَى
Musa
ادْعُ
du’a et
لَنَا
bizim için
رَبَّكَ
Rabbine
بِمَا
üzerine
عَهِدَ
verdiği söz
عِنْدَكَ
sana
لَئِنْ
eğer
كَشَفْتَ
kaldırırsan
عَنَّا
bizden
الرِّجْزَ
azabı
لَنُؤْمِنَنَّ
muhakkak inanacağız
لَكَ
sana
وَلَنُرْسِلَنَّ
ve mutlaka göndereceğiz
مَعَكَ
seninle beraber
بَنِي
oğullarını
إِسْرَائِيلَ
İsrail

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Azâba uğrayınca yâ Mûsâ diyorlardı; icâbet edeceğine dâir verdiği söze uyarak Rabbine duâ et de bizden bu belâyı defetsin, muhakkak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ve başlarına ne zaman bir bela ve musibet gelse, "Ey Musa!" derlerdi. "Sana verdiği söze karşılık Rabbine, bizim için dua et. Eğer bizden bu azabı kaldırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle inanır ve israoğullarını seninle beraber göndeririz."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Azap üzerlerine çökünce, "Ey Musa! sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğullarını seninle göndereceğiz" dediler.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Üzerlerine bu azap geldiğinde: "Ey Musa! Sözleşmene dayanarak, bizim için Rabbine dua et... Şayet bu azabı bizden kaldırırsan, muhakkak ki sana iman edeceğiz ve mutlaka İsrailoğullarını seninle beraber göndereceğiz" dediler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Ey Musa! Sana olan ahdine dayanarak bizim için Rabbine dua et. Eğer üzerimizden bu felaketi kaldırırsan sana iman edecek ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz’ diyorlardı.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Başlarına iğrenç bir azap çökünce, dediler ki: "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğulları’nı seninle göndereceğiz.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Onların) üzerlerine o azab çökünce: "- Ey Mûsa! Bizim için, sana verdiği peygamberlik ahdi hürmetine, (Rabbine) duâ et. Eğer bizden bu azâbı kaldırırsan, yemin olsun ki, sana muhakkak iman edeceğiz, ve İsraîloğullarını da elbette seninle beraber göndereceğiz." dediler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Azap üzerlerine çökünce, “Ey Mûsâ! Sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et! Eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrâiloğulları`nı seninle göndereceğiz” dediler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Azap baslarina cokunce, «Ey Musa! Rabbine, sana verdigi ahde gore bizim icin yalvar. Bizden azabi kaldirirsan sana, and olsun ki, inanacagiz ve Israilogullarini seninle beraber gonderecegiz"dediler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Üzerlerine (bu gibi azâb, murdarlık) çökünce. Ey Musa, dediler, sana verdiği söze karşılık Rabbine bizim için duâ et. Eğer bizden bu azâb ve murdarlığı kaldırırsan and olsun ki sana kesinlikle inanırız ve İsrail oğullarını seninle beraber (serbest bırakıp) göndeririz.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Ne zaman ki azap üzerlerine çöktü: “Ey Musa sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et! Eğer bu azabı bizden kaldırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle iman eder ve muhakkak İsrailoğullarını seninle birlikte (Mısır`dan) göndeririz” dediler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Üzerlerine azap çökünce, "Ey Mûsâ! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz" dediler.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Azap üzerlerine çökünce, «Ey Musa! sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğullarını seninle göndereceğiz» dediler.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Her ne zaman başlarına bir musibet gelse, "Ey Musa, sana verdiği sözden dolayı Efendine yalvar. Bizi bu felaketlerden kurtarırsan seni onaylar ve İsrailoğullarını da seninle beraber yollarız" dediler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ne zaman ki, azap üzerlerine çöktü, dediler ki, «Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et, sana olan ahdi hürmetine eğer bizden bu azabı kaldırır uzaklaştırırsan, yemin olsun ki, sana kesinlikle iman edeceğiz. Ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz.»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Azap başlarına çökünce; «Ey Musa sana verdiği peygamberlik payesine dayanârak, bizim için Rabbine dua et. Eğer bu azabı başımızdan savarsan, andolsun ki, sana inanacak ve İsrailoğulları’nı seninle birlikte göndereceğiz» dediler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Başlarına iğrenç bir azab çökünce dediler ki: "Ey Musa, rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip giderirsen andolsun sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Ne zaman ki üzerlerine azap çöktü, "Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et de sana olan ahdi hürmetine bizden bu azabı kaldırırsan andolsun ki sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını muhakkak seninle beraber göndereceğiz." dediler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Üzerlerine o azâb çökünce: «Yâ Musa, dediler bizim için Rabbine — sana olan ahdi hürmetine —düâ et. Eğer bu azabı bizden ayırıb sıyırırsan, andolsun, sana kat’iyyen îman edeceğiz. Andolsun, İsrail oğullarını da seninle beraber mutlak göndereceğiz».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Derken üzerlerine o kötülük (o azab) çökünce: `Ey Mûsâ! Senin yanında olan(sana) verdiği söz hürmetine bizim için Rabbine duâ et; yemîn olsun ki, eğer bizden azâbı kaldırırsan, sana mutlaka îmân edeceğiz ve muhakkak İsrâiloğullarını seninle berâber göndereceğiz!` dediler.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Üzerlerine azab çökünce, dediler ki: Ey Musa, sana olan ahdine göre Rabbına dua et. Eğer bu azabı bizden kaldırırsan; andolsun ki, sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Ne zaman bu belalar onların başlarına geldi, o vakit Musa’ya "Yanındaki ahit adına Rabbine dua et. Eğer bu belaları bizden kaldırırsa, sana inanacağız ve seninle birlikte İsrail oğullarını göndereceğiz" dediler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve azap üzerlerine geldiği (vuku bulduğu) zaman: "Ya Musa (Allah’ın) seni sahip kıldığı ahd (nübüvvet ahdi) sebebiyle bizim için Rabbine dua et. Eğer bizden azabı kaldırırsan, biz sana mutlaka inanırız ve mutlaka İsrailoğullarını seninle beraber göndeririz." dediler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Azap başlarına çökünce, "Ey Musa! Rabbine, sana verdiği söz uyarınca bizim için yalvar. Bizden azabı kaldırırsan, şüphesiz sana iman edeceğiz ve İsrail oğullarını seninle beraber (vaat edilmiş topraklara) göndereceğiz" dediler.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve başlarına ne zaman bir bela/bir musibet gelse, "Ey Musa" derlerdi, "Seninle yaptığı (peygamberlik) ahdine dayanarak bizim için Rabbine dua et! Eğer bu musibeti bizden uzaklaştırırsa sana inanacağız ve İsrailoğullarının seninle gitmesine izin vereceğiz!"

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Bu) musibet(ler)in başlarına geldiği her zaman şu vaadde bulunurlardı: "Ey Musa, seninle yaptığı peygamberlik ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et! Bu musibeti bizden uzak tutmayı sağlarsan, söz, sana inanacak ve İsrailoğullarının seninle gitmesine izin vereceğiz."

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Vaktâ ki onların üzerlerine azap çöktü. Dediler ki: «Ya Mûsa! Bizim için Rabbine dua et, sana olan ahdi hürmetine eğer bizden azabı açarsa, andolsun ki sana elbette imân ederiz ve elbette seninle beraber İsrailoğullarını göndeririz.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Azap üzerlerine çökünce: "Ey Musa! Sana verdiği söz yüzü suyu hürmetine, bizim için Rabbine duâ et. Eğer bu azabı bizden kaldırırsan, andolsun ki sana kesinlikle inanacağız ve İsrâiloğullarını seninle beraber göndereceğiz. " dediler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Üzerlerine pislik azabı çökünce, dediler ki: "Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine bizim için dua et. Eğer bu cezayı bizden kaldırırsa; ant olsun ki sana inanırız ve kesinlikle İsrailoğulları’nı seninle birlikte göndeririz."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Azap başlarına çökünce; «Ey Musa sana verdiği peygamberlik payesine dayanârak, bizim için Rabbine dua et. Eğer bu azabı başımızdan savarsan, andolsun ki, sana inanacak ve İsrailoğulları’nı seninle birlikte göndereceğiz» dediler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Azap üzerlerine çökünce dediler ki: "Mûsâ! Rabbin ile arandaki ahit uyarınca, bizim için O’na yalvar. Eğer bu azabı üstümüzden kaldırırsan, mutlaka sana inanacak ve İsrailoğullarını da seninle göndereceğiz."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Üzerlerine azâb çökünce: "Ey Mûsâ, dediler, sana verdiği söz uyarınca bizim için Rabbine du’â et; eğer bizden azâbı kaldırırsan, muhakkak sana inanacağız ve mutlaka İsrâil oğullarını seninle beraber göndereceğiz!"

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Ey Musa, yanındaki ahid Kitap ile Rabbine yalvar, eğer bizden bu azabı kaldırırsa kesin olarak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle beraber salıvereceğiz.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Başlarına iğrenç bir azab çöküverince, dediler ki: «Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip gideriverirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Pislik üzerlerine çökünce şöyle dediler: "Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine dua et. Şu pisliği üzerimizden kaldırırsa, sana kesinlikle inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte mutlaka göndereceğiz."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Every time the penalty fell on them, they said: "O Moses! on your behalf call on thy Lord in virtue of his promise to thee: If thou wilt remove the penalty from us, we shall truly believe in thee, and we shall send away the Children of Israel with thee."