كِلْتَا الْجَنَّتَيْنِ آتَتْ أُكُلَهَا وَلَمْ تَظْلِمْ مِنْهُ شَيْئًا ۚ وَفَجَّرْنَا خِلَالَهُمَا نَهَرًا
Kiltel cenneteyni atet üküleha ve lem tazlim minhü şey’ev ve feccerna hılalehüma nehara
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
الْجَنَّتَيْنِ
l-cenneteyni
bağ (da)
أُكُلَهَا
ukulehā
yemişini
تَظْلِمْ
teZlim
eksik etmemişti
شَيْئًا
şey’en
hiçbir şey
وَفَجَّرْنَا
ve feccernā
ve akıtmıştık
خِلَالَهُمَا
ḣilālehumā
aralarından
نَهَرًا
neheran
bir ırmak
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Bu iki bağ, dâimâ mahsûl verirdi, veriminde noksan bulunmazdı, iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Bu iki bağ daima mahsül verirdi, veriminde de noksan bulunmazdı. İki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Bağların her ikisi de yemişlerini vermiş, ondan hiçbir şeyi noksan bırakmamış... İki bağın ortasından bir de nehir fışkırtmışız.
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Her iki bağ da ürününü vermiş ve ondan bir şeyi eksik bırakmamıştı. Aralarından bir de ırmak fışkırtmıştık.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir ırmak fışkırtmıştık.
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiç bir şeyi noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
Her iki bahce de urunlerini vermislerdi, hicbir seyi de eksik birakmamislardi. Ikisinin arasindan bir de irmak akitmistik.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
O iki bağ da yemişlerini verdi, hiçbir şey eksik bırakmadı ve ikisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Aralarına bir ırmak yerleştirdiğimiz için, her iki bağ da yemişini hiç esirgemeden cömertçe vermişti.
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Bağlar meyvalarını cömertçe veriyorlar, hiçbir ürünlerini esirgemiyorlardı. İki bağ arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir nehir fışkırtmıştık (feccerna).
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
Bu iki bağ (her sene aleddevam) mahsulünü vermiş, bundan bir şey’i eksik bırakmamışdı. Onların arasından bir de ırmak fışkırtmışdık.
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
Her iki bağ da yemişlerini vermiş ve ondan hiçbirini eksik bırakmamıştı; ikisinin (o iki bahçenin) arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Her iki bahçe de ürünlerini vermişler ve hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
Bu iki bahçe tam bir verimlilik içerisinde ürünlerini hiç eksiltmeden veriyordu ve iki bahçe arasından da bir nehir akıtıyorduk.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
İki bahçenin ikisi de meyvelerini verdi. Ve ondan bir şey eksik kalmadı. İkisinin arasından bir nehir akıttık.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
İki bağ da yemişlerini vermişti, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
Bu her iki bahçe de beklenen ürünü veriyor, verimlerinde herhangi bir eksilme göstermiyorlardı; çünkü Biz her birinin içinden bir dere akıtmıştık.
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Her iki bağ da kendilerinden beklenen ürünü veriyor, verimlilikte en küçük bir düşüş yaşanmıyordu: üstelik her iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık.
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
O iki bağ da yemişlerini meydana getirmiş ve onlardan hiçbir şey noksan bırakmamıştı ve bunların arasında da bir ırmak akıtmıştık.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Her iki bağ da/bahçe de meyvelerini verdi, hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Bağlar meyvalarını cömertçe veriyorlar, hiçbir ürünlerini esirgemiyorlardı. İki bağ arasından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Her iki bağ da meyvesini verdi, hiçbir şeyi eksik bırakmadı. O iki bağın arasında da bir ırmak akıttık.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Her iki bağ da yemişini vermiş, ondan hiçbir şey eksik etmemişti. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Her iki bahçe de ürünlerini vermiş, hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından da bir ırmak akıtmıştık.
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık.
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız.
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
Each of those gardens brought forth its produce, and failed not in the least therein: in the midst of them We caused a river to flow.
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.