Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir. Sûrede temel konu olarak, inançları sebebiyle öldürülmekten kurtulmak içinbir mağaraya sığınan gençlerin mucizevî hâlleri, ayrıca Hz. Mûsâ ile Zülkarneyn konu edilmektedir.
1.
Kuluna kitabı, onda hiç bir eğrilik bırakmadan, dosdoğru olarak indiren Allah’a hamd olsun.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
(2-3) Kitabı, O’ndan gelecek şiddetli bir azabın uyarısını yapması ve doğruları yapan müminlere de içinde ebedi kalacakları güzel bir mükafaatın olduğunu müjdelemesiMealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
(2-3) Kitabı, O’ndan gelecek şiddetli bir azabın uyarısını yapması ve doğruları yapan müminlere de içinde ebedi kalacakları güzel bir mükafaatın olduğunu müjdelemesiMealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Onların da atalarının da o konu hakkında bir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz büyük bir günahtır. Çünkü söyledikleri yalandan başka bir şey değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
-Belki de sen, bu söze iman etmiyorlar diye onların arkasından üzüntüden kendini helak edeceksin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
İnsanların hangisi daha güzel hareket edecek diye denemek için yeryüzünde bulunanları, oranın süsü yaptık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Hani birkaç genç mağaraya sığınmıştı ve şöyle demişlerdi: -Rabbimiz, bize katından bir rahmet ver ve işimizde doğruyu başarmayı bize nasip et!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
(11-12) Mağarada onları yıllarca uyuttuk. Sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
(11-12) Mağarada onları yıllarca uyuttuk. Sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Biz sana onların haberlerini doğru olarak anlatıyoruz. Onlar, Rab’lerine iman etmiş gençlerdi. Biz onların hidayetini artırmıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Ayağa kalkarak: -Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka bir ilaha dua etmeyeceğiz. Yoksa batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman onların kalplerini sağlamlaştırmıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Onlar düşünüp, şöyle konuşuyorlardı -Şu bizim halkımız, Allah’tan başka ilah edindiler. Onların hakkında açık delil getirmeleri gerekmez miydi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Onlardan ve onların Allah’tan başka kulluk ettikleri şeylerden ayrıldınız. O halde mağaraya çekilin ki Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işlerinizde kolaylık sağlasın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Güneş doğduğunda mağaranın sağ tarafından meyledip, batarken de sol yanından onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağarada geniş bir alan içinde idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerindendir. Allah kime yol gösterirse o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de dalalette bırakırsa, ona da yol gösterecek bir veli bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Onlar uykuda iken sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola döndürüyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını eşiğe uzatmıştı. Onları görseydin, onlardan korkup arkana dönüp kaçardın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Böylece, birbirlerine sorsunlar diye onları tekrar uyandırdık. Onlardan biri şöyle dedi: "Ne kadar kaldınız?" -Bir gün veya daha az." dediler. "Ne kadar kaldığınızı en iyi Rabbiniz bilir. Şimdi, içinizden birine para verip şehre gönderin de baksın hangi yiyecek daha temiz ise ondan size azık getirsin. Çok dikkatli olun, sizi kimse hissetmesin." dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Eğer onların sizden haberi olacak olursa, taşa tutarlar veya sizi dinlerine döndürürler. O zaman asla kurtuluşa eremezsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
İşte bu şekilde insanların onları bulmalarını sağladık ki Allah’ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyamet hakkında şüphe olmayacağını bilsinler. Aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. -Onların üzerine bina yapın. Onları en iyi Rableri bilir, diyorlardı. Onlar hakkında tartışmada galip gelenler: -Oraya mescid yapacağız, dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Karanlığa taş atarak, -Onlar üç kişi idiler, dördüncüleri köpekleriydi, diyecekler. Beş kişi idiler altıncıları köpekleriydi, diyecekler. Ya da yedi kişiydiler, sekizincileri köpekleriydi, diyecekler. De ki: -Onların sayısını en iyi Rabbim bilir. Onları çok az kimseden başkası bilmez. O halde, onlar hakkında açık olarak ortaya konandan başka bir şeyi tartışma. Onlar hakkında kimseye bir şey sorma!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
"Allah dilerse.." de. Bunu unuttuğun zaman da Rabbini an ve Rabbim umulur ki beni doğruya en yakın olana eriştirir, de!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
De ki: "Ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. O ne güzel gören ve işitendir. Onların Allah’tan başka bir velisi yoktur. Otoritesine hiç kimseyi ortak etmez."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku! O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O’ndan başka bir sığınak da bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Sabah, akşam Rab’lerinin rızasını dileyerek O’na dua edenlerle beraber sen de sabret. Dünya hayatının süslerini isteyip, gözünü onlardan ayırma. Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız, arzularına uymuş ve işi taşkınlık olan kimseye itaat etme!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
De ki: -Hak Rabbinizdendir. Dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Biz zalimler için, duvarları kendilerini çepeçevre kuşatan bir ateş hazırladık. Yardım isterlerse, onlara erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su ile yardım edilir. O, ne kötü bir içecektir, ne kötü bir dayanaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
İman edip, doğruları yapanlar, elbette biz, iyi hareket edenlerin ecrini zayi etmeyiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Onlara, altlarından ırmaklar akan Adn Cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takarlar, ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler giyerler. Orada koltuklarına yaslanırlar. Ne güzel mükafat, Ne güzel nimetler!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Onlara iki adamı örnek ver. Onlardan birisine iki üzüm bağı vermiştik. Çevresini de hurmalıklarla çevirmiş, bu ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Her iki bahçe de ürünlerini vermiş, hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından da bir ırmak akıtmıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Onun başka ürünleri de vardı. İşte böyle bir halde arkadaşıyla konuşurken: -Benim malım senden daha çok, nüfus olarak da senden üstünüm, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Kıyametin kopacağını da hiç zannetmiyorum. Eğer Rabbime döndürülürsem, elbette bundan daha iyisini bulurum, derdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Arkadaşı ona cevap vererek derdi ki: -Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni adam haline getirene mi nankörlük ediyorsun?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından az görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman ‘Allah’ın dilediği olur, bütün güç sadece Allah’ındır.’ demen gerekmez miydi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Rabbim bana, senin bahçenden daha iyisini verebilir. Seninkinin üzerine de gökten bir bela gönderir de kupkuru boş bir arazi haline gelir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
Bir sabah kalktığında ürünleri yok edilmiş, çardakları ise çökmüştü: -Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım, diyerek; ona sarfettiği emeğe avuçlarını ovuşturuyordu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
İşte burada hakimiyet, şüphesiz Allah’ındır. En iyi mükafatı O verir. En iyi cezayı da O verir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Onlara dünya hayatının örneğini ver: O, gökten indirdiğimiz su gibidir. Suyla yerin bitkisi birbirine karışır. Sonunda rüzgarın savuracağı çerçöpe döner. Her şeyin üstünde güç sahibi olan Allah vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Mal ve evlat dünya hayatının süsüdür. Rabbinin katında baki kalacak doğrular, mükafat bakımından en iyisidir; ümit bakımından da en iyisidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
O gün dağları yürütürüz de yeri dümdüz görürsün. Onlardan hiç birini bırakmadan, toplarız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Saf saf Rablerinin huzuruna arz edilirler. -İlk defa sizi yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Oysa sizi toplayacağımıza dair bir söz vermediğimizi iddia etmiştiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Kitap ortaya konulduğunda suçluların onda (kayıtlı) olandan korktuklarını görürsün. Eyvah bize, bu kitap büyük küçük demeden hepsini olduğu gibi ortaya koyuyor. Yaptıklarını hazır bulurlar, Rabbin hiç kimseye zulmetmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Hani meleklere: -Adem için secde edin, demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. O, cinlerden olduğu için Rabbinin emrinden dışarı çıktı. O halde siz, onlar sizin düşmanınız olmasına rağmen, benim dışımda onu ve soyunu kendinize dost mu ediniyorsunuz? Zalimler için ne kötü bir bedel!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Onları, göklerin ve yerin yaratılmasına veya kendilerinin yaratılışına şahit tutmadım. Saptıranları da hiç bir zaman yardımcı edinmedim.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
-"Benim ortaklarım olduğunu iddia ettiklerinizi çağırın", dediği gün; onları çağırırlar. Fakat, onların çağrısına cevap veremezler. Aralarına bir uçurum koyarız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Suçlular ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ama ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Andolsun ki, bu Kur’an’da insan için her örneği verdik. Fakat insanın en çok yaptığı şey tartışmadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
İnsanlara doğruluk kılavuzu geldiği zaman, onları iman etmekten ve Rablerinden af dilemekten alıkoyan ancak öncekilere uygulananın başlarına gelmesini veya göz önünde bir azabın kendilerine gelmesini beklemeleridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Kafirler, batıl ile hakkı ortadan kaldırmak için mücadele ederler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alay konusu yaparlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, ondan yüz çeviren ve önceden yaptıklarını unutan kimseden daha zalim kim vardır? Biz, onların kalplerine, iyice anlamalarına engel örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Sen onları doğru yol göstericisine çağırsan da; onlar hiç bir zaman doğru yola girmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Rabbin ise bağışlayıcı ve merhametlidir. Eğer onları yaptıkları dolayısıyla hemen sorgulasaydı, elbette onları çabucak cezalandırırdık. Fakat onlara bir süre tanınmıştır. Ondan başka bir sığınak asla bulamazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler, onlara da yok etmek için bir süre tanıdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Hani Musa, genç arkadaşına: -İki denizin birleştiği yere ulaşmaya veya yıllarca yürümeye kararlıyım, demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaştıklarında balıklarını unuttular. O da denizde kaybolup gitti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
O yeri geçtikleri zaman genç arkadaşına: -Yiyeceğimizi getir, bu yolculuğumuzda bir hayli yorgun düştük, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
-Gördün mü, kayalığa sığındığımızda ben balığı unuttum. Onu bana Şeytandan başkası unutturmadı. Şaşılacak şekilde o, denizde yol aldı, demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Musa da bu şartı kabul etti. Bunun üzerine kalkıp yürüdüler. Sonunda bir gemiye bindiler. O kul, gemiyi deldi. Musa: -Gemiyi içindekileri boğmak için mi deldin? Acayip bir iş yaptın, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Yine yola devam ettiler. Sonunda bir gençle karşılaştılar. O, hemen onu öldürdü: -Bir cana karşılık olmaksızın, masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
- Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, benimle arkadaşlık etme. O zaman, benim tarafımdan mazur görülürsün, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Yine yola koyuldular, sonunda ulaştıkları kasaba halkından kendilerine yiyecek istediler. Kasaba halkı onları misafir etmek istemedi. Onlar da orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular. O kul, bunu doğrulttu. Musa: -Eğer isteseydin buna karşılık bir ücret alabilirdin, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
-Bu aramızdaki ayrılık noktasıdır. Şimdi sana sabredemediğin şeylerin gerçek yüzünü haber vereceğim.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Birincisi gemi, denizde çalışan fakirlere aitti. Onun kusurlu görünmesini istedim. Çünkü arkalarında, her sağlam gemiyi gasp eden bir kral vardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Gence gelince, onun, anne ve babası mümin idi. Gencin onları azdırıp, küfre sürüklemesinden korktuk.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Rab’lerinin ondan daha temiz ve daha merhamete yakın, hayırlı bir evlat vermesini istedik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Duvar ise, şehirdeki iki yetim gence aitti. Altında da onlara ait bir hazine vardı. Babaları temiz ve iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. Ben, bunları kendiliğimden yapmadım. İşte bu sabredemediğin işlerin gerçek yüzüdür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zülkarneyn, onları ister cezalandır; ister iyi davran.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Dedi ki: -Kim, zulmederse onu cezalandıracağız, sonra Rabbine döndürülür ve Rabbi onu görülmemiş bir azapla cezalandırır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Fakat, kim de iman eder ve doğruları yaparsa, ona da iyi bir karşılık vardır. Ona emrimizden kolay olanı yapacağız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Sonunda, güneşin doğduğu yere vardığında onun, güneşe karşı hiçbir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğduğunu gördü.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
-Ey Zülkarneyn, dediler, Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir set yapman için sana vergi verelim mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
(95-96) -Rabbimin bana verdikleri, sizinkinden daha hayırlıdır. Bana gücünüzle yardım edin, bana demir kütleleri getirin de sizinle onlar arasına sağlam bir duvar yapayım, dedi. Bunlar iki dağın arasını doldurunca: -Körükleyin, dedi. Sonunda onu ateş haline getirdi. -Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
(95-96) -Rabbimin bana verdikleri, sizinkinden daha hayırlıdır. Bana gücünüzle yardım edin, bana demir kütleleri getirin de sizinle onlar arasına sağlam bir duvar yapayım, dedi. Bunlar iki dağın arasını doldurunca: -Körükleyin, dedi. Sonunda onu ateş haline getirdi. -Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
-Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Bu, Rabbimin gerçek bir vaadidir, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Günü gelince biz onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur’a üflendiği zaman da hepsini bir araya toplarız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Kafirler, benden başka, kullarımı da veli edinebileceklerini mi sandılar. Biz, cehennemi kafirler için konut olarak hazırladık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
Bunlar, güzel iş yaptıkları halde, dünyadaki tüm çalışmaları boşa gitmiş olan kimselerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve onunla karşılaşmayı tanımamış, bu sebeple yaptıkları boşa gitmiştir. Kıyamet günü biz onlara bir değer vermeyeceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
İşte onların cezası, inkarcı oldukları, ayetlerimi ve peygamberlerimi alaya aldıkları için cehennemdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
İman edip doğruları yapanların ise, konak (iniş yeri) olarak firdevs cennetleri vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
De ki: -Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsaydı Rabbin sözleri bitmeden denizler tükenirdi. Hatta bir misli daha mürekkep getirsek bile..Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
De ki: -Ben de ancak sizin gibi bir insanım! Bana ilahınızın sadece tek ilah olduğu vahyediliyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç kimseyi O’na ortak koşmasın!Mealleri KıyaslaSayfada Göster