1. Bütün övgüler, kuluna kitabı indiren ve ona hiçbir eğrilik koymayan Allah`a aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (2-4) Onu dosdoğru bir kitap olarak indirdi ki Allah`ın katından gelecek şiddetli azaba karşı uyarsın; iyi işler yapan müminlere de, kendileri için, içinde süreli bulunacakları güzel bir ödül olduğunu müjdelesin ve “Allah çocuk edindi” diyenleri de uyarsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (2-4) Onu dosdoğru bir kitap olarak indirdi ki Allah`ın katından gelecek şiddetli azaba karşı uyarsın; iyi işler yapan müminlere de, kendileri için, içinde süreli bulunacakları güzel bir ödül olduğunu müjdelesin ve “Allah çocuk edindi” diyenleri de uyarsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. (2-4) Onu dosdoğru bir kitap olarak indirdi ki Allah`ın katından gelecek şiddetli azaba karşı uyarsın; iyi işler yapan müminlere de, kendileri için, içinde süreli bulunacakları güzel bir ödül olduğunu müjdelesin ve “Allah çocuk edindi” diyenleri de uyarsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Bu hususta ne kendilerinin ne de atalarının bir bilgisi vardır. Ağızlarından ne büyük söz çıkıyor! Onlar yalandan başka bir şey söylemiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Herhalde sen, onlar bu söze inanmıyorlar diye üzüntüden kendini helâk edeceksin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Biz yeryüzündeki şeyleri, kendisine süs olsun diye yarattık ki, onların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Biz, elbette yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Yoksa sen, sadece Kehf ve Rakîm sahiplerinin, bizim şaşılacak âyetlerimizden olduğunu mu sandın? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. O gençler mağaraya sığınmışlar ve “Rabbimiz, bize katından rahmet ver ve bize şu durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!” demişlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk/onları uykuya daldırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Sonra da iki gruptan hangisinin kaldıkları müddeti daha iyi hesap edeceğini görelim diye onları uyandırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Gerçekten onlar, Rabblerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O`ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. “Şu bizim toplumumuz Allah`tan başka tanrılar edindiler. Bâri bu tanrılar konusunda açık bir delil getirseler. Öyle ise, Allah hakkında yalan uydurandan daha zâlim var mı?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. “Madem ki siz onlardan ve onların Allah`ın dışında tapmakta oldukları varlıklardan uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde sizin için fayda ve kolaylık sağlasın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Ve yıllarca güneşin doğarken, onların mağarasını sağ taraftan yalayıp geçtiğini, batarken de onlara dokunmadan sol yandan geçip gittiğini ve onların mağaranın genişce bir bölümünde bulunduğunu görürdün, Allah`ın ayetlerinden biriydi bu. Allah kime yol gösterirse, doğru yolu bulan odur, kimi de saptırırsa, artık ona kesin olarak doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Mağaradakiler uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürüyorduk. Köpekleri de dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın ve için korku ile dolardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Birbirine sorsunlar diye onları böylece uyandırdık. İçlerinden biri, “Ne kadar kaldınız?” dedi. “Bir gün veya bir günden az kaldık” dediler. “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Birinizi şu para ile şehre gönderin de, yiyeceklerin en iyisine baksın ve size yiyecek getirsin, nazik davransın ve sakın sizi kimseye duyurmasın!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. “Doğrusu, eğer onlar sizi ele geçirirse ya taşlayarak öldürürler veya kendi yollarına döndürürler ve bu durumda asla kurtulamazsınız” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Böylece Allah`ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyametin kopacağından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladık. Çünkü, halk onların durumunu aralarında tartışıyorlardı. “Onların adına bir bina yapın” diyorlardı. Oysa, onları en iyi Rabbleri bilir. Tartışmayı kazananlar, “Onlar adına elbette bir mescit yapacağız” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. “Onların sayısını en iyi Rabbim bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Onlar hakkında bu yüzeysel anlatılanların dışında kimseyle tartışma ve onlar hakkında başkalarından bilgi isteme!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (23-24) Allah`ın dilemesine bağlamadıkça, hiçbir şey için, “Bunu yarın yapacağım” deme! Bunu unuttuğun takdirde Allah`ı an ve “Umarım Rabbim beni doğruya bundan daha yakın olan bir yolla iletir” de! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (23-24) Allah`ın dilemesine bağlamadıkça, hiçbir şey için, “Bunu yarın yapacağım” deme! Bunu unuttuğun takdirde Allah`ı an ve “Umarım Rabbim beni doğruya bundan daha yakın olan bir yolla iletir” de! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Onlar mağaralarında üç yüzyıl ve buna ilâveten dokuz yıl kalmışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. “Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gizlisi O`na aittir. O ne kadar güzel görür ve ne kadar güzel işitir! Onların, O`ndan başka bir yöneticisi yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku! O`nun kelimelerini değiştirecek kimse yoktur. O`ndan başka bir sığınak da bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Sabah akşam Rabblerine O`nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sabret! Dünya hayatının süsünü arayarak gözlerini onlardan ayırma! Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. “Hak, Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin. Biz, zâlimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Susuzluktan imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. İman edip de iyi davranışlarda bulunanlar bilmelidirler ki biz, güzel iş yapanların ödülünü vermemezlik etmeyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. İşte onlara, içinde ırmaklar akan adn cennetleri vardır. Onlar ‘Adn cennetlerinde tahtlar üzerinde kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler; ince ve kalın ipeklerden yeşil elbiseler giyecekler. Ne güzel karşılık ve ne güzel bir kalma yeri! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Onlara şu iki adamı örnek alarak anlat! Birine iki üzüm bağı vermiş, bu bağların etrafını hurmalarla donatmış, aralarında da ekinler bitirmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. “Ben servetçe senden daha zenginim, insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. “Bu bahçenin batacağını hiç sanmam.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Hoş, ben Son Saat`in bir gün gerçekleşeceğini de düşünemiyorum ya! Fakat Rabbime döndürülecek olsam bile, sonuçta bundan daha iyisini bulacağımdan eminim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. “Seni topraktan, sonra da meniden yaratan, sonra da seni adam kılığına koyanı mı inkâr ediyorsun?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. “Fakat, O Allah, benim Rabbimdir. Rabbime kimseyi ortak koşmam.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. “Bağına girdiğinde, her ne kadar sen beni mal ve çocuk bakımından daha az görüyorsan da, ‘Allah dilemiş! Her güç Allah iledir` demeli değil miydin?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Fakat Rabb`im bana senin bahçenden daha iyisini verebilir ve senin bahçeni de gökten gelen bir afete uğratarak çıplak bir düzlüğe çevirebilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. (40-41) “Umulur ki Rabbim bana senin bahçenden daha iyisini verir ve seninkinin üzerine de gökten hesap görecek bir yıldırım gönderir de, orası kaygan, kuru bir yer olur. Yahut suyu çekilir de, artık, onu bir daha elde edemezsin” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini ovuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. “Âh, keşke, Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!” diyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Kendisine Allah`tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi, kendi kendini kurtaracak güçte de değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah`a mahsustur. Ödülü en iyi olan O, en güzel sonucu veren yine O`dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. “Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkisi birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp haline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Servet ve çocuklar dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha iyi hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Dağları yürüttüğümüz gün, yeryüzünü dümdüz görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın insanların hepsini bir araya getiririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. İnsanlar, sıra sıra Rabblerinin huzuruna çıkarılırlar. Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi bize geldiniz. Fakat, size bir buluşma sözü vermediğimizi sanmıştınız, değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Kitap ortaya konunca, suçluların orada yazılı bulunanlardan korktuklarını görürsün. Onlar, “Vay halimize! Ne oluyor bu kitaba! Küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıyor?” derler. Yaptıklarını hazır bulurlar. Ama Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Hani biz meleklere, “Âdem`e secde ediniz” demiştik. İblîs hariç olmak üzere, onlar hemen secde ettiler. İblîs cinlerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı. “Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun zürriyetini dost mu ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zâlimler için bu ne fenâ bir takastır!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Ben İblîs`i ve soyunu ne göklerin ve yerin yaratılışına ne de kendilerinin yaratılışına şâhit tuttum. Ben, yoldan çıkanları yardımcı edinecek değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Allah, “Bana ortak olduklarını sandıklarınızı çağırınız!” dediği gün, onları çağırırlar, fakat hiçbiri çağrılarına cevap veremez. Aralarına bir uçurum koyarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Suçlular ateşi görecekler ve oraya düşmekte olduklarını anlayacaklar; ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Andolsun ki biz, bu Kur`ân`da insanlara her örneği açıkladık. Ama insan tartışmaya her şeyden daha düşkündür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rabblerinden af dilemekten alıkoyan şey, sadece öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Biz peygamberleri, sadece müjdeleyici ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise hakkı yerinden kaydırıp ortadan kaldırmak için bâtıl uğruna mücâdele verirler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan tehditleri de alay konusu edinirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatıldığında onlardan yüz çevirip, önceden yaptığı günahtan oluşan amelleri unutandan daha zâlim kim vardır? Bu nedenle Biz âyetleri anlamamaları için kalplerine örtüler, duymamaları için kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları doğru yola çağırsan da asla doğru yola gelmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Rabbin çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir. Eğer onları, yaptıklarından dolayı cezalandıracak olsaydı, onlara azabı hemen indiriverirdi. Fakat onlar için kaçıp kurtulamayacakları bir vakit belirlenmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. İşte, zulmettiklerinden dolayı helâk ettiğimiz ve helâkleri için bir süre tayin ettiğimiz şehirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Mûsâ`nın, genç adamına, “Ya iki denizin birleştiği yere ulaşacağım ya da uzun bir süre yürüyeceğim” dediği ânı hatırla! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unuttular. Derken balık da yolunu bulup denize dalarak gözden kayboldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. İkisi de orayı geçip gittiklerinde Mûsâ, genç adamına, “Kuşluk yemeğimizi getir. Bu yolculuğumuzdan dolayı iyice yorulduk” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Genç adamı, “Gördün mü, kayaya sığındığımızda, balığı orada unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytan unutturdu. Balık, şaşılacak şekilde denizde yolunu bulup gitti” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Mûsâ, “İşte arzu ettiğimiz de buydu” dedi. Hemen geldikleri yoldan izlerini takip ederek geri döndüler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Orada katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve yine katımızdan kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Mûsâ ona, “Sana öğretilmiş olan yol gösterici ilimden bana öğretmen için seninle gelebilir miyim?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. O kul, “Sen benimle birlikte olmaya sabredemezsin.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. “Hakkında hiçbir bilgin olmayan şeylere sen nasıl sabredeceksin?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Mûsâ, “İnşâallâh benim sabırlı olduğumu ve sana hiçbir işte karşı gelmeyeceğimi görürsün” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. “Eğer bana uyacaksan, hakkında sana açıklama yapıncaya kadar bana hiçbir şey sormayacaksın” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman o, gemiyi deliverdi. Mûsâ, “Gemidekileri boğmak için mi gemiyi deldin? Gerçekten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. O kul, “Sen benimle beraber bulunmaya dayanamazsın, dememiş miydim?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Mûsâ, “Unuttuğum şeyden dolayı beni kınama ve bana bu işimden dolayı bir güçlük çıkarma” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğuna rastladılar. O kul, hemen onu öldürdü. Mûsâ, “Bir can karşılığı olmadan temiz bir çocuğa kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. O kul, “Ben sana, sen benimle beraber bulunmaya dayanamazsın, dememiş miydim?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. “Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, artık bana arkadaş olma, benden sana özür ulaştı; o zaman benden ayrılabilirsin.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Yine yürüdüler. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yemek istediler. Şehir halkı onları misafir etmekten kaçındı. Derken orada yıkılmak üzere bulunan bir duvarla karşılaştılar. O kul hemen onu doğrulttu. Mûsâ, “Dileseydin, elbet buna karşı bir ücret alırdın” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. “İşte bu, artık ayrılmamızın sebebidir. Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere aitti. Ona hasar vermek istedim. Çünkü arkasında her sağlam gemiyi zorla gasp eden bir kral vardı.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. “O çocuk ise, onun anne ve babası inanmış kimselerdi. Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. “Rabblerinin onlara, ondan daha iyisini ve kendilerine karşı daha merhametli bir çocuk vermesini istedik.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. “Duvara gelince o da, şehirdeki iki yetim çocuğa aitti. Duvarın altında onlara ait bir hazine vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Rabbin onların ergenlik çağına ulaşıp da hazinelerini çıkarmalarını, kendi katından bir rahmet olarak istedi. Ben, bunları kendiliğimden yapmadım. İşte bu anlattıklarım senin sabredemediğin şeylerin yorumudur.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. “Size ondan biraz bahsedeceğim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Şüphesiz, biz, ona yeryüzünde imkan sağladık ve kendisine her şeye ulaşacağı bilgiyi verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. O da bir yol tutup gitti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Nihayet güneşin battığı yere varınca, güneşi kopkoyu bir suda batıyormuş gibi gördü. Orada bir topluluğa rastladı. “Ey Zülkarneyn! Onları ister cezalandır, ister onlara karşı iyi davran!” dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. “Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra da o, Rabbine döndürülecek. Rabbi de onu görülmemiş bir ceza ile cezalandıracaktır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Ancak inanıp yararlı iş yapana gelince, onun için güzel ödül vardır. Biz ona kendi emirlerimizden kolay olanı söyleyeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Sonra doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak başka bir hedefe yöneldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Sonunda güneşin doğduğu yere varınca, güneşi, kendilerine güneşten başka bir örtü vermediğimiz bir topluluğun üzerine doğuyor buldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. İşte onun durumu böyledir. Onun bilgi olarak sahip olduğu her şeyi biz biliriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Sonra yine bir yol tutup gitti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Sonunda iki set arasına varınca, bunların ötesinde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir topluluk buldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. “Ey Zülkarneyn! Şüphesiz Ye`cüc ve Me`cüc burada bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onların arasına bir set yapman için sana bir ödeme yapabilir miyiz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. “Rabbimin bana verdiği imkan sizinkinden daha iyidir. Bana bedenen yardım ediniz de sizinle onların arasına sağlam bir set yapayım.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. “Bana demir kütleleri getirin!” Kütleler iki dağın arasını doldurunca, “Körükleyin!” dedi. Demirler akkor haline gelince, “Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Ye`cüc ve Me`cüc onu ne aşmaya ne de onda bir delik açmaya güç yetirebildiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Zülkarneyn, “Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi bir gerçektir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. O gün biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır. Sûr`a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. (100-101) Dünyada iken gözleri beni hatırlatan her şeye karşı perdeli, kulak vermeye de dayanamayan kâfirleri, o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. (100-101) Dünyada iken gözleri beni hatırlatan her şeye karşı perdeli, kulak vermeye de dayanamayan kâfirleri, o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirler için bir konak olarak hazırladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. “Size, işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Onlar, iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O`na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir. Biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü/değerlendirmeye tabi tutmayacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve peygamberlerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. İman edip iyi amel yapanlara gelince, onlar için makam olarak Firdevs cennetleri vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Orada uzun süreli kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. “Rabbimin kelimelerini yazmak için denizler mürekkep olsa, bir o kadarını daha ilâve etsek, Rabbimin kelimeleri tükenmeden denizler tükenirdi.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. “Ben de sadece sizin gibi bir insanım. Bana sizin tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmak isterse iyi amel yapsın ve kullukta hiçbir kimseyi Rabbine ortak koşmasın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster