فَلَمَّا أَنْ جَاءَ الْبَشِيرُ أَلْقَاهُ عَلَىٰ وَجْهِهِ فَارْتَدَّ بَصِيرًا ۖ قَالَ أَلَمْ أَقُلْ لَكُمْ إِنِّي أَعْلَمُ مِنَ اللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Fe lemma en cael beşıru elkahü ala vechihı fertedde besıyra kale elem ekul leküm innı a’lemü minellahi ma la ta’lemun
Kelime
Anlamı
Kökü
فَلَمَّا
zaman
أَنْ
جَاءَ
geldiği
الْبَشِيرُ
müjdeci
أَلْقَاهُ
koyunca
عَلَىٰ
üzerine
وَجْهِهِ
yüzü
فَارْتَدَّ
derhal
بَصِيرًا
görür oldu
قَالَ
dedi ki
أَلَمْ
أَقُلْ
demedim mi?
لَكُمْ
size
إِنِّي
elbett ben
أَعْلَمُ
bilirim
مِنَ
-tan
اللَّهِ
Allah-
مَا
şeyleri
لَا
تَعْلَمُونَ
sizin bilmediğiniz

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Müjdeci gelip de gömleği gözlerine sürünce Yakup’un gözleri açıldı, görmeye başladı. Demedim mi size, şüphe yok ki Allah bana bildirmiştir, sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim ben dedi.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Ben size Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?" dedi.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya’kub) görür oldu. Ben size: "Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim" demedim mi? dedi.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Nihayet müjdeci geldiğinde, gömleği Yakup’un önüne koydular, (Yakup) hemen gerçeği gördü! (Yakup) dedi ki: "Size dememiş miydim, muhakkak ki ben Allâh hakkında sizin bilmediklerinizi bilirim."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Ben Allah’tan sizin bilmediğinizi biliyorum, dememiş miydim?’ dedi.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: "Ben, size bilmediğinizi Allah’tan gerçekten biliyorum demedim mi?"

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Fakat, hakikaten müjdeci gelip de gömleği (Yâkub’un) yüzüne bırakınca, gözü açılıverdi: "- Ben size, Allah katından vahy ile, sizin bilemiyeceklerinizi bilirim demedim mi?" dedi.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz, Yakub görür oldu. Bunun üzerine Ya‘kûb, “Ben size Allah tarafından vahiy ile sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim, demedim mi?” dedi.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Mujdeci gelip, gomlegi Yakub’un yuzune birakinca, hemen gozleri acildi. Bunun uzerine Yakub «Ben size, Allah katindan sizin bilmediginizi biliyorum dememis miydim?» dedi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ne var ki müjdeci gelip, gömleği Yâkub’un yüzüne sürünce, gözü açılıverdi. «Ben size, Allah’tan bilmediğinizi şüphesiz ben bilirim dememiş miydim?» dedi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Müjdeci gelip gömleği (Yakub`un) yüzüne koyunca derhal gözleri açılıverdi. (Bunun üzerine Yakub:) “Ben size, Allah tarafından, sizin bilemediğiniz şeyleri bilirim dememiş miydim?” dedi.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Müjdeci gelip gömleği Yakub’un yüzüne koyunca gözleri açılıverdi. Yakub, "Ben size, Allah tarafından, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim demedim mi?" dedi.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya’kub) görür oldu. Ben size: «Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim» demedim mi! dedi.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Müjdeci gelip de onu yüzüne atınca, tekrar görmeye başladı ve şöyle dedi: "ALLAH’tan sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum dememiş miydim?"

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, gömleği Yakub’un yüzüne koydu, hemen gözü açıldı. «Ben size demedim mi, ben Allah’dan sizin bilmediklerinizi bilirim.» dedi.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Hz. Yakub’un müjdeli haberi taşıyan oğlu gelip de gömleği babasının yüzüne sürünce, gözleri açılıverdi ve oğullarına «ben size Allah hakkında sizin bilmediklerinizi biliyorum demedim mi?» dedi.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: "Ben, size bilmediğinizi Tanrı’dan gerçekten biliyorum demedim mi?"

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Müjdeci gelip de onu onun yüzüne sürdüğü zaman derhal görmeye başladı ve dedi ki: "Ben size sizin bilmeyeceğiniz şeyleri Allah’tan muhakkak biliyorum, dememiş miydim?"

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Fakat müjdeci gelib de onu (Ya’kubun) yüzüne koyduğu, o da derhal (yeni başdan) görür bir haale geldiği zaman dedi ki: «Ben size bilmeyeceğiniz şeyleri Allahdan muhakkak biliyorum demedim mi»?

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Nihâyet müjdeci gelip onu (o gömleği Ya`kubun) yüzüne koyunca, hemen(gözleri) görür hâle geri geldi. `Size, `Bilemeyeceğiniz şeyleri Allah tarafından şübhesiz ki ben biliyorum` demedim mi?` dedi.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Fakat müjdeci gelip de onu yüzüne sürünce; derhal gördü ve dedi ki: Ben, size Allah katından sizin bilmeyeceğinizi biliyorum, dememiş miydim?

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Müjdeci Yakup’a gelip, (Yusuf’un gömleğini) yüzüne sürdüğünde, Yakup yeniden görmeye başladı ve "Ben, Allah tarafından sizin bilmediklerinizi biliyorum diye, size söylememiş miydim?" dedi.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Böylece müjdeci geldiği zaman onu (Yusuf’un gömleğini), onun (babasının) yüzüne sürdü. Görme hassası hemen geri döndü. Yâkub (A.S): "Ben size demedim mi? Gerçekten, ben sizin bilmediğiniz şeyleri Allah’tan (vahiy olarak) biliyorum." dedi.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Müjdeci gelip, gömleği Yakub’un yüzüne bırakınca, hemen gözü görür olarak (eski haline) dönüverdi. Bunun üzerine Yakup, "Ben size, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?" dedi.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Fakat ne zaman ki müjdeci çıkagelip (Yusuf’un gömleğini) o’nun yüzüne sürdü ve o’nun gözleri ışığına kavuştu, "Ben size, ’ben Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum’ dememiş miydim?" diye haykırdı.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Nihayet müjdeci ulaşıp da o (gömleği) yüzüne sürünce, derhal gözleri ışığa yeniden kavuştu; "Ben size dememiş miydim` dedi, `herhalde ben Allah sayesinde sizin bilmediklerinizi biliyorum` diye?"

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Vaktâ ki müjdeci geldi, onu yüzünün üzerine koydu, hemen görücü haline döndü. Dedi ki: «Ben size dememiş mi idim ki, sizin Allah’tan bilmeyeceklerinizi ben bilirim?»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Müjdeci gelip de gömleği Yakub’un gözüne sürünce, gözleri hemen açıldı. "Ben sizin bilmediklerinizi, Allah tarafından bilirim dememiş miydim?" dedi.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Müjdeci gelip de, (Yusuf’un) gömleğini yüzüne koyunca, derhal görmesi açıldı. "Ben size demedim mi?" dedi. "Ben Allah’ın verdiği ilim ile sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Hz. Yakub’un müjdeli haberi taşıyan oğlu gelip de gömleği babasının yüzüne sürünce, gözleri açılıverdi ve oğullarına «ben size Allah hakkında sizin bilmediklerinizi biliyorum demedim mi?» dedi.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Müjdeci gelip de gömleği Yâkub’un yüzüne sürünce gözleri açıldı ve:"Ben sizin bilmediklerinizi Allah tarafından vahiy yolu ile bilirim dememiş miydim?" dedi.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Müjdeci gelip de (Yûsuf’un gömleği)ni (Ya’kub’un) yüzüne koyunca, derhal (gözü açıldı), görür oldu: "Size demedim mi ben, Allah’tan sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim?" dedi.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Müjdeci gelip, gömleği Yakub’un yüzüne atınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine: -Ben size, Allah tarafından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim? dedi.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: «Ben, size bilmediğinizi Allah’tan gerçekten biliyorum demedim mi?»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Müjdeci gelip gömleği yüzünün üstüne bırakınca, gözü derhal görür hale geldi. Yakub: "Ben size demedim mi? Allah’ın izniyle sizin bilmediklerinizi bilirim." diye konuştu.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Then when the bearer of the good news came, He cast (the shirt) over his face, and he forthwith regained clear sight. He said: "Did I not say to you, ´I know from Allah that which ye know not?´"