1. Elif lâm Râ. Bunlar, her şeyi apaçık bildiren kitabın (Kur`an`ın) ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Aklınızı kullanarak (manasının derinliğini iyice) anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur`an olarak indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (Ey Muhammed!) Biz sana bu Kur`an`ı vahyetmekle, kıssaların (geçmiş kavimlere ait haberlerin) en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce bunlardan haberin yoktu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Hani Yusuf babasına: “Babacığım; ben (rüyamda) on bir yıldızın, güneşin ve ayın önümde hürmetle yere eğildiklerini gördüm” demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. (Babası Yakup) şöyle dedi: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra (şeytana uyup) sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insan için apaçık bir düşmandır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. “İşte Rabbin seni böylece seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak`a nimetlerini tamamladığı gibi senin ve Yakup ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Şüphesiz Rabbin hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Gerçekten, Yusuf ve kardeşlerinin kıssasında (hakikati) sorup arayanlar için nice dersler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (Kardeşleri) şöyle demişti: “Biz güçlü bir grup olduğumuz halde Yusuf ve kardeşi (Bünyamin) babamızın gözünde bizden daha sevgilidir. Doğrusu, babamız apaçık bir yanılgı içindedir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. (İçlerinden biri dedi ki:) “Yusuf`u öldürün ya da bir yere götürüp atın ki, babanızın ilgisi yalnız size yönelsin. Ondan sonra da tevbe ederek iyi kimseler olursunuz (babanızla münasebetleriniz düzelir, işiniz yoluna girer.)” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Onlardan bir sözcü de dedi ki: “Yusuf`u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kafilelerden biri onu bulup alsın. Eğer (ona) bir şey yapmak istiyorsanız, böyle yapın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (Bu karara vardıktan sonra babalarına) şöyle dediler: “Ey babamız! Yusuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz onun iyiliğini istiyoruz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Yarın onu bizimle beraber gönder de yesin içsin gezip eğlensin. Şüphesiz biz onu koruruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (Babaları/Yakub) dedi ki: “Doğrusu onu götürmeniz beni üzer, siz ondan habersiz iken onu kurt yer diye korkuyorum.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. (Onlar da:) “Andolsun ki, biz, (güçlü) bir grup iken yine de onu kurt kaparsa, o zaman, kesinlikle biz hüsrana uğramış oluruz” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Nihayet kardeşleri onu götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz Yusuf`a: “Andolsun ki, gün gelecek sen, onların bu yaptıklarını (senin kim olduğunu) kavrayamayacakları bir anda kendilerine hatırlatacaksın!” diye vahyettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. (Onlar, Yusuf`u kuyuya bıraktıktan sonra) yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. “Ey babamız! Gerçek şu ki; yarış yapmak için bulunduğumuz yerden (biraz) uzaklaşmış ve Yusuf`u azıklarımızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! (Biliyoruz ki,) her ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmayacaksın” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (Yusuf`un) gömleğini üzerine bulaştırdıkları sahte bir kanla getirmişlerdi. (Babaları) dedi ki: “Nefsiniz sizi aldatıp böylesine (çirkin bir işe) itmiştir. Artık (bana) güzel bir sabır gerekiyor. Anlattıklarınıza karşılık ancak, Allah`ın yardımı beklenir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Daha sonra bir kafile geldi, sucularını su almak için (kuyuya) gönderdiler. Adam kovasını kuyuya sarkıtınca (Yusuf kovaya sımsıkı yapıştı, kovanın Yusuf`la dışarı çıktığını gören adam): “Hey müjde! İşte size bir oğlan çocuğu” dedi. Kafiledekiler onu bir ticaret malı olarak (başkalarına) satmak üzere sakladılar. Oysa Allah onların ne yaptıklarını biliyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. (Kafile Mısır`a varınca) Onu yanlarında alıkoymak istemedikleri için ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Onu satın alan Mısırlı (azizi) karısı (Züleyha`)ya: “Ona güzel bak, umulur ki bize bir yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz” dedi. İşte bu şekilde biz, Yusuf`u o yere (Mısır`a) yerleştirdik. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. (Yusuf) olgunluk çağına erişince ona hikmetle hükmetme becerisi ve ilim verdik. Ve işte iyiliği, güzel davranmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Ve (Yusuf`un) barındığı evin kadını (Züleyha) onun gönlünü çelmek istiyordu ve (bu niyetle bir gün) kapıları sımsıkı kapatıp ona: “Haydi, gelsene!” dedi. Yusuf: “(Hâşâ) Allah`a sığınırım (sana yaklaşmaktan). Doğrusu o (kocan) benim efendimdir, bana güzel bakmıştır. Gerçek şu ki, zalimler (nankörler ve zina edenler) asla kurtulamazlar” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Andolsun ki, kadın (Züleyha) ona (göz koyup) istek duymuştu. Eğer Rabbinin (zinadan alıkoyan) delilini görmemiş olsaydı, Yusuf da ona istek duyacaktı. Biz, ondan kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, bizim samimi kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. (Kaçmak isteyen Yusuf önde olduğu halde) ikisi de kapıya doğru koştular. Kadın, onun gömleğini arkasından boylu boyunca yırttı. Derken kapının yanında efendisine (kadının kocasına) rast geldi. (Kadın hemen) dedi ki: “Ailene kötülük etmek isteyenin cezası; zindana atılmaktan veya acıklı bir azaptan başka ne olabilir?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. (26-27) (Yusuf:) “Asıl kendisi benim gönlümü çelmek istedi!” diyerek (kendini savundu). O an kadının yakınlarından duruma tanık olan birisi: “Eğer onun gömleği ön taraftan yırtılmış ise kadın doğru söylemiştir, o (Yusuf) ise yalancılardandır. Yok, eğer onun gömleği arkadan çekilip yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve kendisi doğruyu söyleyenlerdendir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. (26-27) (Yusuf:) “Asıl kendisi benim gönlümü çelmek istedi!” diyerek (kendini savundu). O an kadının yakınlarından duruma tanık olan birisi: “Eğer onun gömleği ön taraftan yırtılmış ise kadın doğru söylemiştir, o (Yusuf) ise yalancılardandır. Yok, eğer onun gömleği arkadan çekilip yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve kendisi doğruyu söyleyenlerdendir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Kadının kocası, gömleğin arka tarafından yırtılmış olduğunu görünce karısına: “Hiç şüphesiz bu, siz kadınlara özgü bir komplodur, çünkü sizin komplolarınız gerçekten büyüktür” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. (Vezir: “Ey) Yusuf! Sen bu olayın üstünde durma (kimseye bir şey söyleme)! Ve (Züleyha) sen de işlediğin günahtan ötürü bağışlanma dile, çünkü sen günah işleyenlerden birisi oldun” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Şehirde birtakım kadınlar: “Aziz`in karısı, (hizmetçisi olan) genç (delikanlı) kölesinin gönlünü çelmeye kalkmış. Öyle ki Yusuf`un sevdası onun kalbine işlemiş. Doğrusu biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. (Züleyha) o (kadı)nların dedikodularını işitince (bir davetçi) gönderip onları çağırdı. Onlar için oturup yaslanacakları bir yer hazırladı. Her birine birer de bıçak verdi ve Yusuf`a: “Çık karşılarına” dedi. Kadınlar Yusuf`u görünce güzelliği karşısında büyülendiler (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve “Allah`ım, sen ne büyüksün! Bu bir insan değil, ancak saygın bir melektir” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Bunun üzerine kadın onlara dedi ki: “İşte bu, beni hakkında kınadığınız kimsedir. Andolsun ki, ben, ondan karşılık almak istedim. Fakat o, iffetinden dolayı bundan kaçındı. Yine Andolsun ki, kendisine emrettiğim (birlikte olma teklifini) kabul etmezse, mutlaka o zindana atılacak ve zillete uğrayanlardan olacaktır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Yusuf: “Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettiği şeyden daha sevimlidir. Eğer onların komplolarını benden uzaklaştırmazsan, onlara meyleder ve cahillerden olurum” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Ve Rabbi onun duasını kabul etti ve onu onların komplolarına karşı korudu. Çünkü O gerçekten her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi detayıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Sonra onlar (Yusuf`un suçsuzluğuna dair) bu kadar delili gördükleri halde, onu (dedikoduların kesileceği) bir zamana kadar zindana atmayı uygun buldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Onunla beraber iki delikanlı daha zindana girdi. Bunlardan biri: “Ben (rüyamda) kendimi şarap sıkıyor gördüm.” Öbürü de: “Ben de başımın üzerinde kuşların yemekte olduğu bir ekmek taşıdığımı gördüm, bunun yorumunu bize bildir, çünkü biz senin gerçekten iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. (Yusuf) dedi ki: “Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben (o yemek) daha gelmeden önce onun ne olduğunu size haber veririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah`a inanmayan ve ahireti de tamamen inkâr eden bir toplumun milletini terk ettim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. “Onun yerine atalarım İbrahim`in, İshak`ın ve Yakub`un dinlerine bağlandım. Allah`a herhangi bir şeyi ortak koşmak bize yakışmaz. Bu inanç Allah`ın, gerek bize ve gerekse tüm insanlara yönelik bir lütfudur. Fakat insanların çoğu Allah`a şükretmezler.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. “Ey benim zindan arkadaşlarım! (Hiçbir şeye gücü yetmeyen) farklı farklı (uydurma) tanrılar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek Allah mı?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. “O`ndan başka taptıklarınız, sizin ve atalarınızın takmış olduğu bir takım kuru isimlerden ibarettir. Allah, onların tanrı oldukları hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah`ındır. O, size kendisinden başkasına tapmamanızı emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. “Ey benim zindan arkadaşlarım! (Rüyalarınızın yorumuna gelince): Biriniz (daha önce olduğu gibi) efendisine şarap sunacak, diğeriniz ise (suçlu bulunup) asılacak da kuşlar başının etini yiyecek. İşte hakkında yorum istediğiniz şey olup bitmiştir (ilâhî kaza ve hüküm yerini bulacaktır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. (Yusuf,) kurtulacağını anladığı arkadaşına: “Efendinin yanında benden söz et (suçsuz olduğumu söyle ve özelliklerimi anlat)” dedi. Fakat şeytan, efendisine (Yusuf`u) anlatmayı adama unutturdu; (bu yüzden Yusuf) birkaç yıl daha zindanda kaldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Bir gün kral dedi ki: “Ben rüyamda yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini, ayrıca yedi yeşil başak ve bir o kadar da kuru başak gördüm. Efendiler! Eğer rüya yorumlamayı biliyorsanız, bu rüyamın ne anlama geldiğini bana açıklayın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. (Ünlü tabirciler) dediler ki: “(Bunlar) karmakarışık rüyalardır. Biz böyle rüyaların yorumunu bilemeyiz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. (Zindandaki) o iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zamandan sonra (Yusuf`u) hatırladı ve “Ben size rüyanın yorumunu haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. (Zindana varınca) dedi ki: “Ey özü sözü dosdoğru Yusuf! (Rüyada görülen) yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yemesi ve yedi yeşil başak ile bir o kadar sayıdaki kuru başak hakkında bize yorum yap. Ümit ederim ki (vereceğin bilgi ile) insanlara dönerim de onlar da (senin değerini) bilirler.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. (Yusuf şöyle) cevapladı: “Yedi sene, adetiniz üzere ekin ekersiniz. Yiyeceğiniz az bir miktar hariç, biçtiğinizi başağında öylece bırakın (depolayın).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. “Sonra onun ardından yedi yıl sıkıntı ve kuraklık meydana gelecek. (Tohumluk için) sakladığınız az şeyin dışında, daha önce biriktirdiklerinizin hepsini yiyip bitirecek.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. “Sonra bunun ardından insanların yağmura kavuşacağı bir yıl gelecek. (O zaman) insanlar (meyveleri) sıkacak, (hayvanları sağacak)lar.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. (Adam bu yorumu getirince) Hükümdar: “Onu bana getirin” dedi. Elçi, Yusuf`a gelince (Yusuf) dedi ki: “Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi? diye sor. Şüphesiz Rabbim onların tuzaklarını/hilelerini hakkıyla bilendir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. (Bunun üzerine Kral o kadınları çağırtıp kendilerine:) “Yusuf`un gönlünü çelmek isterken ne sağlayacağınızı umuyordunuz?” diye sordu. (Kadınlar:) “Allah korusun, biz ondan en küçük bir kötülük görmedik!” dediler. Tam o sırada Aziz`in karısı (Züleyha): “Artık gerçek ortaya çıktı!” diye atıldı: “Onun gönlünü çelmek isteyen bendim; o ise hep özü sözü doğru olan kimselerdendi!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. (Yusuf:) “(Aziz) şunu bilsin ki ben, arkasından ona ihanet etmedim. Gerçekten Allah hainlerin hilesini başarıya ulaştırmaz” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. “(Yine de) ben kendimi bütünüyle temize çıkarmaya çalışmıyorum. Çünkü Rabbimin merhameti olmadıkça, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Hükümdar (Yusuf`tan gelen bu haber üzerine): “Getirin onu bana, onu yakın çevreme (sırdaş olarak) alayım” dedi. Onunla konuşunca da (Yusuf`a): “Bugün(den sonra) sen artık bizim yüksek mevki sahibi ve güvenilir bir adamımızsın” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Yusuf: “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi de bilirim” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf`a güç ve imkân verdik. Öyle ki orada (Mısır`da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasip ederiz ve iyilik yapanların mükâfatını kayba uğratmayız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Elbette ki, inandıktan sonra Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar için ahiret ödülü daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (Derken, kıtlık yılı gelince) Yusuf`un kardeşleri (Mısır`a) çıkageldiler ve (Yusuf`un) yanına girdiler. Onlar Yusuf`u tanımadıkları halde o, onları hemen tanıdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Ve onların yüklerini yüklettikten sonra, kendilerine: “(Bir dahaki gelişinizde) o baba bir (üvey) erkek kardeşinizi (Bünyamin`i) de getirin bana. Görmüyor musunuz, tartıyı tam tuttum ve (size karşı) son derece iyi bir konukseverlik gösterdim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. “Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek tek ölçek (zahire) bile yoktur ve bir daha da bana yaklaşmayın” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. (Kardeşleri:) “Onu babasından istemeye çalışacağız, kuşkusuz bunu yapacağız” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. (Yusuf) yardımcılarına da dedi ki: “Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine koyun. İhtimal ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri dönerler.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Onlar, babalarına döndüklerinde: “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin`i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz mutlaka koruyacağız” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. (Yakub:) “Daha önce kardeşinizi (Yusuf`u) size nasıl emanet ettiysem bunu da aynı şekilde size emanet mi edeyim? Allah koruyup gözetici olarak (sizden) elbette daha üstündür. Çünkü O merhamet edenlerin en merhametlisidir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Yüklerini açıp zahire bedellerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. “Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedeller de bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve bir deve yükü zahire de fazladan alırız. Çünkü bu getirdiğimiz az bir zahiredir” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Babaları: “Hep birlikte ölüm çemberine düşmeniz ihtimali dışında, onu (Bünyamin`i) kesinlikle geri getireceğinize dair bana Allah adına sağlam bir güvence, bağlayıcı bir söz vermedikçe onu sizinle birlikte göndermem” dedi. Oğullarının istediği güvenceyi vermeleri üzerine (Yakub): “Bu söylediklerimize Allah vekildir” dedi (ve kardeşleri Bünyamin`i onlarla beraber Mısır`a gönderdi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Sonra şöyle dedi: “Ey oğullarım! (Şehre) hepiniz tek bir kapıdan girmeyin; (dikkat çekmeyecek şekilde) her biriniz farklı kapılardan girin. Bununla beraber (eğer başınıza yine de bir hal gelirse, bilin ki) Allah`a karşı sizin için elimden bir şey gelmez. Çünkü hüküm yalnızca Allah`a aittir. Ben yalnız O`na güvendim. Ve tevekkül edenler de yalnızca O`na güvensinler!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Nihayet (Yusuf`un kardeşleri) babalarının direktifi uyarınca (Mısır`a ayrı ayrı kapılardan) girdiler. Gerçi bu önlem, Allah`ın onlara ilişkin hiçbir ön kararını başlarından savacak değildi. Sadece Yakup, içinden gelen bir görev duygusunun gereğini yerine getirmişti. Onun bu meseleye ilişkin, tarafımızdan kendisine öğretilmiş bilgisi vardı. Fakat insanların çoğu (İlahi takdiri) bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Yusuf`un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi (Bünyamin`)i bağrına bastı ve (gizlice) “Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme!” dedi (ve başına gelenleri anlattı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. (Yusuf,) onların yüklerini donatıp hazırlarken, su kabını (öz) kardeşinin (Bünyamin`in) yüküne koydurdu. (kafile hareket ettikten) sonra bir tellal (çağrıcı) şöyle seslendi: “Ey kafile! Siz hırsızsınız!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. (Yusuf`un kardeşleri) onlara dönerek: “Ne kaybettiniz (ne arıyorsunuz)?” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Onlar: “Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Tellal (çağrıcı) buna ben kefilim” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. (Yusuf`un kardeşleri) dediler ki: “Allah`a yemin olsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ülkede fesat çıkarmaya gelmedik, hırsız da değiliz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Görevliler: “Peki eğer yalan söylüyorsanız, size göre hırsızlığın cezası nedir?” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Onlar da: “Cezası, su kabı kimin yükünde bulunursa, o kimsenin kendisinin alıkonması onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. (Bunun üzerine) Yusuf, (öz) kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı ve sonunda onu kardeşinin yükünden bulup çıkardı. İşte biz Yusuf`a böyle bir plân öğrettik. Yoksa Allah`ın dilemesi dışında hükümdarın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. (Biz) dilediğimiz kimseyi yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. (Yusuf`un kardeşleri) dediler ki: “Eğer o çalmışsa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.” Yusuf, bunu içinde sakladı ve onlara belli etmedi. İçinden: “Asıl kötü durumda olan sizsiniz. İleri sürdüğünüz iddiaların içyüzünü Allah çok daha iyi bilmektedir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. (Yusuf`un kardeşleri:) “Ey Vezir! Gerçek şu ki, bunun büyük bir yaşlı babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Görüyoruz ki, sen iyiliksever bir adamsın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. (Yusuf:) “Biz malımızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını almaktan Allah`a sığınırız. Çünkü biz öyle yaparsak haksızlık etmiş oluruz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Ondan tamamıyla ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki: “Babanızın Allah adına sizden kesin söz aldığını ve daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verinceye veya Allah benim hakkımda hükmedinceye kadar buradan asla ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. (Size gelince) siz babanıza dönüp gidin ve ona deyin ki: “Ey babamız! Oğlun hırsızlık yaptı. Biz ancak bildiğimiz şeye şahitlik ediyoruz (kaybolan su kabının onun yükünden çıktığını gördük). (Sana söz verdiğimiz zaman) gaybı (oğlunun hırsızlık yaparak alıkonacağını) bilemezdik.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. “(Bize inanmıyorsan) içinde bulunduğumuz kasaba halkına ve birlikte yolculuk yaptığımız kervancılara sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Yakup onlara: “Hayır, nefsiniz size bir işi süsleyip hayal gücünüzü artırmıştır. Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah, onların hepsini birden bana getirecektir. Şüphesiz ki O, (her şeyi) hakkıyla bilendir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Ve (Yakub) onlardan yüzünü başka tarafa çevirerek: “Vah Yusuf`um vah!” diye sızlandı. Gözleri hüzünden ağarmıştı, buna rağmen acısını içine gömüyor, belli etmiyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. (Oğulları) dediler ki: “Vallahi, sen hâlâ Yusuf`u anıp duruyorsun. Sonunda (üzüntüden) eriyip gideceksin veya helâk olacaksın.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. (Yakup) oğullarına dedi ki: “Ben acımı ve ızdırabımı yalnız Allah`a arz ediyorum ve ben Allah`tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Ey oğullarım! (Şimdi) gidin, Yusuf ile kardeşi hakkında bir haber almaya çalışın ve Allah`ın rahmetinden ümit kesmeyin. Bilin ki, hakkı inkâr eden insanlardan başkası Allah`ın rahmetinden ümidini kesmez.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Bunun üzerine (Mısır`a dönüp) Yusuf`un yanına girdiklerinde: “Ey vezir! Biz ve ailemiz sıkıntıya düştük, (bu sefer) pek az bir sermaye ile geldik. Zahiremizi tam ölç, ayrıca bize sadaka ver. Şüphesiz Allah, sadaka verenleri mükâfatlandırır” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. (Yusuf) dedi ki: “Siz (henüz) cahil kimseler iken Yusuf ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. “Ne? Yoksa sen Yusuf musun?” diye haykırdılar. “Evet, ben Yusuf`um” dedi. “Ve bu da benim kardeşimdir. Allah bize lütfetti. Gerçek şu ki, kişi Allah`a karşı duyarlı ve bilinçli olmaya çalışır ve güçlüklere göğüs gererse, (bilsin ki,) Allah iyilerin emeklerini boşa çıkarmaz!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. (Kardeşleri) dediler ki: “Allah`a yemin ederiz, Allah gerçekten seni bizden üstün kılmıştır. Biz gerçekten de büyük hata işledik.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (Yusuf da:) “Bugün size sorgulama ve kınama yoktur. Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. “Şu gömleğimi götürün, onu babamın yüzüne koyun da gözü açılsın. Sonra bütün ailenizle birlikte bana gelin.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Kafile (Mısır`dan) ayrılınca babaları: “Şüpheniz olmasın ki, ben Yusuf`un kokusunu alıyorum. Sakın bana ‘bunak` demeyin” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. (Yanındakiler Yakub`a:) “Vallahi, sen hâlâ o eski şaşkınlığının pençesindesin” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Müjdeci gelip gömleği (Yakub`un) yüzüne koyunca derhal gözleri açılıverdi. (Bunun üzerine Yakub:) “Ben size, Allah tarafından, sizin bilemediğiniz şeyleri bilirim dememiş miydim?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. (Oğulları) dediler ki: “Ey babamız! Allah`tan suçlarımızın bağışlanmasını dile. Biz, gerçekten suçluyduk.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. “Rabbimden sizi bağışlamasını dileyeceğim; Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Böylece onlar (gelip) Yusuf`un yanına vardıkları zaman, (Yusuf) babasını ve annesini bağrına bastı ve: “Allah`ın dilemesiyle Mısır`a güvenlik içinde giriniz” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Babasını ve annesini tahtının üstüne çıkartıp oturttu. Hepsi onun için (kendilerini ona kavuşturan Allah`a şükür için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: “Ey babam, işte bu, evvelce gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Doğrusu, Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilik etti. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi çölden getirdi. Gerçek şu ki, benim Rabbim, olmasını istediği şeyi aklın ermediği yollarla gerçekleştirir. Çünkü O (her şeyi) hakkıyla bilen, mutlak hüküm sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. “Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin (rüyaların, olayların) yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette benim yegâne dostum, yardımcım sensin. Benim canımı müslüman olarak al ve beni dürüst ve erdemli insanların arasına kat!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. (Ey Muhammed!) Sana böylece vahyettiklerimiz senin önceden bilmediğin haberlerdendir. Yapacak oldukları işe karar verdikleri ve tuzaklarını kurdukları zaman sen Yusuf`un kardeşlerinin yanında değildin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu inanmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Hâlbuki sen buna (tebliğ vazifesini yapmaya) karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. Bu (Kur`an) âlemler için ancak bir öğüt, bir hatırlatmadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Göklerde ve yerde (iman etmek için) nice ibret içerikli belgeler vardır ki, yanlarından geçtikleri halde onları umursamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Ve onların çoğu, başka varlıklara da tanrısal nitelikler yükleyerek Allah`a inanırlar (imanlarına şirk karıştırırlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Acaba onlar, hepsini birlikte çarpacak, yaygın bir ilahi azaba uğramayacaklarından ya da hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın kıyametin başlarına kopmayacağından emin midirler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. (Ey Resulüm!) De ki: “İşte benim yolum budur. Ben Allah`a (O`nun dinine) çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah`ı (ortaklardan ve her türlü noksanlıktan) tenzih ederim! Ve ben (Allah`a) ortak koşanlardan değilim.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Senden önce de memleketler halkından kendilerine vahyettiğimiz bir takım adamları peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin akıbetinin ne olduğuna bakmıyorlar mı? Ahiret yurdu, Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar için elbette çok daha hayırlıdır. Artık aklınızı kullanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. Nihayet, o peygamberler neredeyse büsbütün ümitlerini kaybettikleri ve yalancılıkla damgalandıklarını gördükleri bir sırada onlara yardımımız geldi de, böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirildi. Suçlu, günahkârlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için çıkarılacak bir ders vardır. (Bu Kur`an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden önceki (İlahi kitapların asıllarını) doğrulayan, her şeyi açıklayan (bir kitaptır) ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster