1. Bu, bir sûredir ki, onu indirdik ve onda helâl ile haramı beyan ettik. İçinde apaçık ayetler (deliller) gösterdik. Olur ki, öğüt alır haramdan sakınırsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (Bekâr olub da) zina eden kadınla zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, bunlara, Allah’ın dini hususunda (emirlerini yerine getirmekte) merhametiniz tutmasın. Müminlerden bir topluluk da, bunların ceza tatbikinde şahid olsun (hazır bulunsun ki, artık böyle bir fenalık işlenmesin). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Zina eden bir erkek, ancak zina eden bir kadınla, veya bir müşrike ile evlenmek ister. Zina eden bir kadını da, ancak zina eden bir erkek veya müşrik bir kimse nikâh etmek ister. Müminlere böyle bir evlenme haram kılınmıştır. (Müfessirler bu âyet-i kerimenin manasında ihtilâf etmişlerdir. Bir kısmına göre, bazı ashab hakkında nazil olmuş olmakla mana hasdır, bir kısmına göre mana umumidir ve diğer bir kısım müfessirlere göre de, bu âyet-i kerime "Dulları nikâhlayın" ayet-i kerimesiyle mensuhtur.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. İffetli müslüman kadınlara zina iftira edenler, sonra (bunu isbat için) dört şahid getirmiyenler (var ya) işte bunlara seksen değnek vurun. (Hiç bir şey hakkında) bunların şahidliklerini ebediyyen kabul etmeyin. Bunlar, asıl fasıklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Ancak bu iftiradan sonra tevbe edip hallerini düzeltenler hakkında, Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Karılarına zina isnad eden ve kendi nefislerinden başka şahidleri de bulunmıyan kimselerin her biri (hâkim huzurunda ifadede bulunarak) dört defa şöyle şahidlik etmelidir (demelidir): "Eşhedü billâh, kendisi zevcesine isnad ettiği sözde muhakkak doğru söyliyenlerdendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Beşinci defa şöyle demelidir: "- Eğer yalancılardan ise, Allah’ın lâneti muhakkak üzerine olsun". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Kadından azabı, (had cezasını) dört defa (yine hâkim huzurunda ifadede bulunarak) şöyle şahidlik etmesi defeder: "Eşhedü billâh o (koca) muhakkak yalancılardandır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Beşinci defa kadın şöyle der: "- Eğer o (koca) doğru söyliyenlerden ise, muhakkak Allah’ın gazabı kendinin (kadının) üzerine olsun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Eğer Allah’ın üzerine ihsanı ve rahmeti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hikmet sahibi olmasaydı, sizi rüsvay ve perişan ederdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (Hz. Aişe hakkında) o iftira haberini getirenler, içinizden (münafık olan) bir zümredir. O iftirayı, Allah katında sizin için bir kötülük sanmayın. Bilâkis o, (sevab bakımından ahirette) hakkınızda bir hayırdır. (Bu hitab, iftira hadisesinden üzülen müminleredir). O iftiracılardan her kişiye, kazandığı günah kadar ceza vardır. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen (Abdullah İbni Ubeyy) için büyük bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Keşke, onu (Hz. Aişe’ye iftirayı) işittiğiniz zaman, erkek ve kadın müminler, kendi kardeşlerine iyi bir zanda bulunub da: "- Bu apaçık bir iftiradır." deselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Buna dört şahid getirselerdi ya... Madem ki şahid getiremediler, o halde onlar, Allah katında yalancılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Eğer dünyada ve ahirette Allah’ın ihsan ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, o daldığınız dedikodu sebebiyle size muhakkak büyük bir azab dokunurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. O vakit siz, o iftirayı dillerinizle birbirinize anlatıyordunuz; hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız şeyi, ağızlarınızla söyliyor ve bunu kolay (günah olmıyan şey) sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında (günah bakımından) çok büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Onu (Hz. Aişe’ye iftirayı) işittiğiniz zaman: "- Bunu söylemek bize caiz olmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır." desenizdi ya... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Eğer inanıb tasdik ediyorsanız, böyle bir şeye ebediyyen bir daha dönmenizi Allah size yasaklıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Allah size ayetlerini (emir ve yasaklarını) böyle açıklıyor. Allah Alîm’dir= her şeyi bilir, Hakîm’dir=hükmünde hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Müminler içinde, kötü sözlerin yayılmasını arzu edenler için, muhakkak dünya ve ahirette acıklı bir azab vardır. (Kötülüğü yaymak istiyenleri) siz bilmediğiniz halde Allah bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Eğer Allah’ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmayaydı, azabınızı çarçabuk verirdi. Gerçekten Allah Raûf’dur, Rahîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Ey iman edenler! Şeytanın izi ardınca gitmeyin. Kim şeytanın izine uyarsa, bilsin ki, o, kötülüğü ve meşrû olmıyanı emreder. Eğer üzerinizde Allah’ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiç biri ebediyyen (günah kirinden) temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah Semî’dir=her şeyi işitir, Alîm’dir= her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Bir de, içinizde fazilet ve servet sahibi olanlar, akrabalara, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere vermemek (yedirmemek) üzere yemin etmesinler; (kusurlarını) bağışlasınlar, aldırmasınlar. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir = çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Zinadan haberi bulunmıyan iffetli mümin kadınlara, zina isnad edenler, dünyada ve ahirette lânete uğramışlardır. Onlara büyük bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Kıyamet gününde (iftiracıların) aleyhlerinde olarak dilleri, elleri ve ayakları bütün yaptıklarına şahidlik edecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. O gün Allah, onlara, cezalarını adaletle tastamam verecek ve Allah’ın aşikâr Hak olduğunu bileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Kötü sözler, kötü kimseler için; kötü kimseler de, kötü söz ve işler içindir. Temiz olan söz ve işler ise, temiz kimselere ve temiz olan kimseler de, temiz söz ve işlere lâyıktır. Bunlar, (Hz. Aişe ve Safvan), o iftiracıların dediklerinden beridirler. Kendileri için bir mağfiret ve cennette kerim bir rızık vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Ey iman edenler! Kendi ev ve odalarınızdan başka evlere, sahibleriyle alışkanlık temin edib izin almadan ve selâm vermeden, girmeyin. Bu, sizin için daha hayırlıdır. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Eğer evlerde bir kimse bulmazsanız, size izin verilmedikçe içeri girmeyin. Eğer size geri dönün derlerse, dönün. Bu sizin için (kapıda beklemekten) daha temizdir ve Allah, yapmakta olduğunuz bütün işleri bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. İçinde oturulmıyan ve içinde, faydalanma hakkınız bulunan (ahır ve han gibi) evlere (izinsiz) girmenizde bir günah yoktur. Allah, açıkladığınızı da bilir, gizlediğinizi de... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. (Ey Rasûlüm), Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan beri alsınlar ve ırzlarını zinadan korusunlar. Bu, kendileri için daha temizdir. Muhakkak ki Allah, onların bütün yaptıklarından haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, zinetlerini (süslerinin takılı olduğu boğaz, baş, gerdan, kol, bacak ve kulakları gibi yerlerini) açıb göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz, eller ve ayaklar) müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üzerine koysunlar (göğüs ve boyunlarını göstermesinler). Zinetlerini (ve süs yerlerini) ancak şu kimselere göstersinler (gösterebilirler.): Kocalarına, yahud babalarına, yahud kocalarının babalarına, yahud kendi oğullarına, yahud kocalarının (başka anadan olma) oğullarına, yahud kendi erkek kardeşlerine, yahud erkek kardeşlerinin oğullarına, yahud kız kardeşlerinin oğullarına, yahud müslüman kadınlarına, yahud ellerindeki cariyelere, yahud (şehvetsiz ve kadına) ihtiyacı olmıyan (sırf yemek peşinde koşan) uyuntu kimselere, yahud henüz kadınların gizli yerlerinin farkına varmamış olan (erkek kadın münasebetini bilmiyen) çocuklara. Gizledikleri zinetleri bilinsin diye, ayaklarını da (yere veya birbirine) vurmasınlar (erkekleri kendilerine meyil ettirmesinler). Ey müminler! Hepiniz Allah’a tevbe edin ki, dünya ve ahiret saadetine kavuşasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Bir de içinizden bekârları ve kölelerinizle cariyelerinizden salihleri (evlenme durumunda olanları) evlendirin. Eğer fukara iseler, Allah onlara fazlından rızık ihtiyaçlarını giderir. Allah’ın ihsanı geniştir, Alîm’dir= her şeyi hikmeti üzere bilerek verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Evlenmiye imkân bulamıyanlar, Allah fazlından onların ihtiyacını giderinceye kadar, iffetli kalmaya (zinadan sakınmaya) çalışsınlar. Kölelerinizden mükâtebe (para kazanıb efendisine vermek suretiyle azad olmak) istiyenleri de, eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız, hemen kitabete (sözleşmeye) bağlayın ve onlara Allah’ın size verdiği malından verin (size olan borçlarından düşürün). Dünya hayatının geçici menfaatını kazanacaksınız diye, cariyelerinizi fuhşa zorlamayın, hele iffetli olmak isterlerken... Kim, onları zinaya mecbur ederse, muhakkak ki Allah bu mecbur edilişlerinden ve tevbelerinden sonra kendileri hakkında Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Muhakkak ki size, din hükümlerini apaçık bildiren ayetler, sizden önce gelib geçen kimselerden misaller ve takva sahibleri için bir takım öğütler indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Allah, göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. Müminin kalbinde, nurunun sıfatı: Sanki bir hücre ki, içinde bir lâmba var; lâmba da cam bir mahfaza içinde; o cam mahfaza, sanki (parlayan) incimsi bir yıldız. Bu lâmba, güneşin doğuşunda ve batışında gölgeye düşmiyen mübarek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. Bu öyle (saf) bir yağdır ki, nerde ise ateş dokunmasa da aydınlık verecek. Bu aydınlık, nur üstüne nurdur (Allah’ın müminlere hidayeti, iman nuru üstüne bir nurdur). Allah, dilediği kimseyi nuruna (İslâm dinine) kavuşturur. Allah, insanlara böyle misaller verir (ki ibret alıb iman etsinler). Allah, her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Bu lâmba, o camilerde yakılır ki, onların yüce tanınmasını ve içlerinde isminin anılmasını Allah emretmiştir. Buralarda sabah ve akşam (beş vakit) Allah’ı tesbih eder namaz kılarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alış-veriş, Allah’ı anmaktan (O’na ibadet etmekten ve emirlerine bağlanmaktan), namazı gereği üzre kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini alıkoymaz. Onlar, bir günden (kıyametten) korkarlar ki, o günde kalbler ve gözler korkudan halden hale döner kıvranır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Çünkü Allah, kendilerine yaptıkları işlerin en güzeli ile mükâfat verecek ve fazlından da, onlara daha ziyadesini verecektir. Allah, dilediği kimseye hesabsız rızık verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Kâfir olanların amelleri ise, dümdüz engin bir arazideki serab gibidir. Susayan, onu bir su zanneder; nihayet ona vardığı zaman, onu zannetiği gibi bir şey bulmaz (işte kâfir de kıyamet günü, yaptığı amelden bir sevab bulamaz). Yanında Allah’ın cezasını bulur. Allah’da onun hesabını (amelinin cezasını) tamamen verir. Allah, çok çabuk hesab görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Yahud (kâfirlerin amelleri, fesad ve boşuna oluş bakımından) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. O denizi bir dalga bürüyor; üstünden bir dalga daha. (Gökte de yıldızları kaplayan) bulut var. Bunlar birbiri üstüne yığılmış karanlıklardır ki, kendisi elini çıkarsa, onu göremiyecek kadar... (İşte kâfirlerin amelleri de, hiç bir işe yaramıyan ve fayda temin etmiyen bu karanlıklar gibidir. Kâfir, kalbindeki koyu karanlık sebebiyle hakkı göremez ve hidayete eremez). Allah, kime hidayet yaratmazsa, artık onun için hiç bir nur yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. (Ey Rasûlüm), görmedin mi ki, gökte olanlar, yerdekiler, havada kanatlarını çırparak uçan kuşlar, gerçekte hep Allah’ı tesbih ediyorlar. Bunların her biri duasını da, tesbihini de bilmiştir (Allah’ın kendilerine has kıldığı vazifeyi şaşırmazlar.) Allah da bütün yaptıklarını bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Bütün göklerin ve yerin mülkiyet ve tasarrufu Allah’ındır. Hep dönüş de, yalnız Allah’adır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Görmedin mi ki, Allah bulutları sürüklüyor; sonra bulutların arasını topluyor (birbirine sıkıştırıyor), sonra onu bir yığın haline getiriyor. İşte görüyorsun ki, yağmur bunların arasından çıkıyor. Allah, gökte dağ halindeki birikintilerden dolu indiriyor da, dilediği kimseye bununla musibet veriyor. Dilediğinden de onu bertaraf ediyor. Şimşeğinin parıltısı nerde ise gözleri alıverecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Allah, gece ile gündüzü arka arkaya çevirerek uzatıb kısaltıyor. Şüphe yok ki, bütün bunlarda akıl sahibleri için birer ibret vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Allah, her hayvanı, (husûsi) bir sudan yarattı. Bunlardan kimi karnı üstünde yürüyor, kimi iki ayak üstünde yürüyor, kimi de dört ayak üstünde yürüyor. Allah dilediği şeyi yaratır, çünkü Allah her şeye kadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Gerçekten biz, (emir ve yasaklarımızı bildiren) apaçık ayetler indirdik. Allah dilediği kimseyi doğru yola (İslâm dinine) iletir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Bir de münafıklar: "-Allah’a ve Rasûlüne inandık ve itaat ettik." diyorlar da, sonra bunun arkasından bir zümresi yüz çeviriyor. Bunlar, (kalbleriyle inanmış) müminler değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Aralarında hüküm vermek için, o münafıklar, Allah’ın kitabına ve peygamberine çağrıldıkları vakit bir de bakarsın, onlardan bir fırka yüz çeviriyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Eğer hak kendilerinin olursa, koşarak Peygambere gelirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Bunların kalblerinde bir maraz (küfür ve nifak) mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler, yahut Allah’ın ve Rasûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Müminler, aralarında hüküm vermek için, Allah’ın kitabına ve peygamberine çağrıldıkları vakit, onların sözü ancak: "-Dinledik ve itaat ettik." demeleridir. İşte bunlar, zafer bulacak olanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Kim Allah’a ve Rasûlüne itaat eder, yaptığı günahlardan ötürü Allah’dan korkar ve geri kalan ömründe de O’ndan sakınırsa, işte bunlar ebedî saadete kavuşanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Bir de münafıklar, kendilerine emrettiğin takdirde, muhakkak (savaş ve hicrete) çıkacaklarına en kuvvetli yeminleriyle yemin ettiler. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: (Yalan yere) yemin etmeyin. Sizden istenen halis bir itaattır. Şübhe yok ki Allah, bütün yaptığınız ve yapacağınız şeylerden haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. (Ey Rasûlüm), de ki: Allah’a itaat edin, Rasûl’e itaat edin. Eğer bunlara itaat etmekten yüz çevirirseniz, peygambere düşen ancak O’na yükletilen tebliğdir. Sizin üzerinize de, size yükletilendir (icabet etmektir). Eğer O’na itaat ederseniz hidayete erersiniz. Peygamber üzerine icab eden, ancak açık bir tebliğdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Sizden iman edib de salih ameller işliyenlere Allah şöyle vaad buyurdu: "- Yemin olsun ki, kendilerinden evvel gelen İsrail oğullarını nasıl kâfirlerin yerine getirdi ise, onları da kâfirlerin arazisine getirecek (hakim kılacak) ve onlara, kendileri için seçtiği dinlerini (İslâm’ı) kuvvetlendirib icra imkânı verecek, onları korkularının arkasından muhakkak emniyete kavuşturacaktır (Allah müslümanların düşmanlarını helâk edecektir). Böylece bana hiç bir şeyi ortak koşmıyarak hep bana ibadet edecekler. Kim de bundan sonra nankörlük ederse, işte onlar asıl fasıklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Namazı gereği üzre kılın, zekâtı verin ve peygambere itaat edin ki, rahmete kavuşturulasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. (Ey Rasûlüm), sakın o kâfirleri, yer yüzünde (kendilerine helâk erişmesinden, bizi) aciz bırakıcılar sanma. Onların varacakları yer ateştir. O ne fena varış yeridir!... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Ey iman edenler! Sahib olduğunuz köleler ve sizden olub da henüz bulüğ çağına ermemiş küçükler (odalarınıza girecek olurlarsa) şu üç vakıtta sizden izin istesinler: Sabah namazından evvel (çünkü bu vakit, elbise değişme vaktidir. Gecelikler çıkarılır ve gündüz elbiseleri giyilir), öğle sıcağından (yatmak için) elbisenizi çıkardığınız sırada, bir de yatsı namazından sonra (uyku için soyunduğunuz zaman). Bu üç vakit sizin için yalnız kalma vaktidir. Bu vakitlerin dışında ne size, ne onlara bir günah yoktur; (hizmet için) yanınızda dolaşırlar ve siz de birbirinize (odalarınıza) girip çıkabilirsiniz. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Allah Alîm’dir= her şeyi bilir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Sizden olan çocuklar da, bülûğa erdiklerinde, kendilerinden önceki ağabeylerinin izin isteyişleri gibi, (odanıza girmek için her vakıtta) izin istesinler. İşte Allah size ayetlerini, (emir ve yasaklarını) böyle açıklıyor. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir (her şeyi bilir, hükmünde hikmet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Nikâha ümidleri kalmıyan, hayız ve çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, bir bezenişle gösterişe çıkmamaları şartiyle (görünmesi haram olan yerlerini göstermemek üzre), dış elbiselerini bırakmalarında kendilerine bir günah yoktur. Bununla beraber dış elbiselerini bırakmakdan da sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah Semî’dir= her şeyi işitir, Alîm’dir= her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. A’ma ile beraber yemek yiyene günah yoktur, topal ile yiyene bir günah yoktur, hasta ile yiyene bir günah yoktur (yahut özürlü bulunan bu üç sınıf kimsenin bekçi olarak bırakıldıkları evlerinizden ihtiyaçları kadar yemelerinde bir günah yoktur). Sizin de (çocuklarınız ve zevcelerinize ait) evlerinizden, yahud babalarınızın evlerinden, yahud annelerinizin evlerinden, yahud erkek kardeşlerinizin evlerinden, yahud kız kardeşlerinizin evlerinden, yahud amcalarınızın evlerinden, yahud halalarınızın evlerinden, yahud dayılarınızın evlerinden yahud teyzelerinizin evlerinden, yahud koruyucusu bulunduğunuzdan (yani gözetlediğiniz hayvan sütünden bağ ve bahçe mahsulünden), yahud sadık dostlarınızın evlerinden yemenizde size bir günah yoktur. Sizin topluca bir arada, yahud ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Ancak evlere girdiğiniz zaman, Allah katından meşrû olan mübarek pek hoş sağlık dileyişiyle kendinizden olanlara (müminlere, yahut evde kimse olmadığı takdirde bizzat kendinize) selâm verin. İşte Allah âyetlerini (hükümlerini) size böyle açıklıyor, olur ki anlarsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Gerçek müminler, ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Rasûlüne iman etmişler ve toplu bir işte bulundukları vakit de Peygamberden izin almadıkça bırakıb gitmezler. Doğrusu senden izin istiyenler, Allah’a ve Rasûlüne iman eden kimselerdir bunlar... Bu bakımdan bazı işleri için senden izin istediklerinde sen de onlardan dilediğin kimseye izin ver. Onlar için Allah’dan mağfiret dile. Şübhe yok ki Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır. Rahîm’dir= çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Peygamberlerin çağrışını, aranızda birbirinizi çağırış gibi tutmayın (davetine hemen koşun ve izinsiz ayrılmayın). İçinizden birbirini siper ederek (savaştan veya hutbeden) sıvışıb kaytaranları Allah muhakkak biliyor. Bunun için, Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir belâ inmekten, yahud kendilerine acıklı bir azab isabet etmekten sakınsınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Dikkat edin! Muhakkak ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O, sizin hangi inanç üzerinde olduğunuzu biliyor. Kendisine döndürülecekleri kıyamet gününde de, Allah onların dünyada yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster