Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; bireysel ve toplumsal hayatla ilgili çeşitli hüküm ve prensipler, özellikle aile hayatına dair esaslar yer almaktadır.
1.
(Bu) bir sûredir ki, onu indirdik ve onu(n hükümlerini) farz kıldık; ve onda apaçık âyetler indirdik. Tâ ki siz ibret alasınız!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Zinâ eden kadın ile zinâ eden erkeğin her birine yüzer sopa vurun; eğer Allah`a ve âhiret gününe îmân ediyorsanız, Allah`ın cezâsı(nı tatbik) husûsunda o ikisine karşı bir acıma duygusu, artık size mâni` olmasın! Mü`minlerden bir topluluk da o ikisinin cezâsına şâhid olsun!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Zinâ eden erkek, zinâ eden bir kadından veya müşrik olan bir kadından başkasıyla evlenemez. Zinâ eden bir kadına gelince, zinâ eden bir erkekten veya müşrik olan bir erkekten başkası onunla evlenemez. Bu, mü`minlere haram kılınmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
İffetli kadınlara zinâ isnâd eden, sonra dört şâhid getiremeyenler(in herbirin)e seksen sopa vurun ve ebedî olarak onların şâhidliğini kabûl etmeyin! İşte onlar, fâsıkların ta kendileridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Ancak, bundan sonra tevbe eden ve (hâllerini) düzeltenler müstesnâ. Artık şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
(6-7) Zevcelerine zinâ isnâd eden ve lehlerinde kendilerinden başka şâhidleri de bulunmayanlara gelince, bunların herbirinin şâhidliği, kendisinin gerçekten doğru söyleyenlerden olduğuna dâir dört def`a Allah`a yemîn ederek şâhidlik etmesi; beşinci deeğer yalan söyleyenlerden ise, gerçekten Allah`ın lâ`netinin kendi üzerine olması(nı dilemesi)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
(6-7) Zevcelerine zinâ isnâd eden ve lehlerinde kendilerinden başka şâhidleri de bulunmayanlara gelince, bunların herbirinin şâhidliği, kendisinin gerçekten doğru söyleyenlerden olduğuna dâir dört def`a Allah`a yemîn ederek şâhidlik etmesi; beşinci deeğer yalan söyleyenlerden ise, gerçekten Allah`ın lâ`netinin kendi üzerine olması(nı dilemesi)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
(8-9) (Zevcenin de,) şübhesiz onun (kocasının) gerçekten yalan söyleyenlerden olduğuna dâir dört (def`a) Allah`a yemîn ederek şâhidlik etmesi; beşincide, eğer (kocası)doğru söyleyenlerden ise Allah`ın gazabının kendi üzerine olması(nı dilemesi) kendisinden hadd cezâsını kaldırır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
(8-9) (Zevcenin de,) şübhesiz onun (kocasının) gerçekten yalan söyleyenlerden olduğuna dâir dört (def`a) Allah`a yemîn ederek şâhidlik etmesi; beşincide, eğer (kocası)doğru söyleyenlerden ise Allah`ın gazabının kendi üzerine olması(nı dilemesi) kendisinden hadd cezâsını kaldırır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Hâlbuki üzerinizde Allah`ın ihsânı ve rahmeti (olmasaydı) ve şübhesiz ki Allah, Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Hakîm (her işi hikmetli olan) olmasaydı (hâliniz nice olurdu)!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Şübhesiz ki o iftirâyı getirenler, içinizden bir topluluktur. Onu (o iftirâyı),kendiniz için bir şer sanmayın! Bil`akis o, sizin için (hakkınızda inen âyetlere ve bir çoksevâba vesîle olmakla) bir hayırdır. Onlardan (o iftirâyı çıkaranlardan) her bir kişiye (ise, âhirette cezâsını görmek üzere) o işlediği günah vardır. Onlardan, (elebaşılık yaparak, bu günahın) büyüğünü yüklenen kimseye ise, (pek) büyük bir azab vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Onu işittiğiniz zaman, gerek erkek mü`minlerin ve gerekse kadın mü`minlerin, kendi vicdanlarıyla hüsn-i zanda bulunarak: `(Böyle bir şey olamaz!) Bu apaçık bir iftirâdır!` demeleri gerekmez miydi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
(Onların) buna karşı dört şâhid getirmeleri gerekmez miydi? Mâdem ki şâhidleri getiremediler; öyleyse onlar Allah katında yalancıların ta kendileridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Hâlbuki dünyada ve âhirette Allah`ın ihsânı ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız bu şeyden (iftirâdan) dolayı, size elbette (pek) büyük bir azab dokunurdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Bunu (bu iftirâyı) dillerinizle (birbirinizden) alıyor ve hakkında bir bilgi sâhibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu (pek) kolay (ehemmiyetsiz) bir şey sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Hem onu duyduğunuz zaman: `Bu hususta konuşmamız bize yakışmaz! Hâşâ! Bu büyük bir iftirâdır!` demeniz gerekmez miydi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Eğer mü`min kimseler iseniz, böyle bir duruma ebediyen (bir daha) dönmemeniz için Allah size (böyle) nasîhat ediyor.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Ve Allah size âyetleri açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyin içyüzünü bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Şübhesiz ki çirkin şeylerin (söz ve fiillerin), îmân edenlerin içinde yayılmasını arzû edenlere, dünyada da âhirette de (pek) elemli bir azab vardır. Ve Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Ve eğer üzerinizde Allah`ın ihsânı ve rahmeti (olmasaydı) ve şübhesiz ki Allah, Raûf (çok şefkat eden), Rahîm (çok merhamet eden) olmasaydı (sizi hemen azâba uğratırdı)!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Ey îmân edenler! Şeytanın adımlarına uymayın! Kim şeytanın adımlarına tâbi` olursa, artık şübhesiz ki o, çirkin işleri ve kötülüğü emreder! Eğer üzerinizde Allah`ın ihsânı ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse ebedî olarak temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Çünki Allah, Semî` (hakkıyla işiten)dir, Alîm (herşeyi bilen)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
İçinizden fazîletli ve servet sâhibi kimseler, akrabâlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemîn etmesin; affetsinler, aldırmasınlar!Dikkat edin, (sizin onları bağışlamanıza mükâfaten) Allah`ın (da) sizi bağışlamasını arzû etmez misiniz? Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Şübhesiz ki, (çirkin işlerden) habersiz, iffetli mü`min kadınlara zinâ isnâd edenler, dünyada ve âhirette lâ`netlenmişlerdir; onlar için (pek) büyük bir azab vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
O gün, dilleri, elleri ve ayakları, yapmakta oldukları şeylere dâir aleyhlerinde şâhidlik edecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
O gün, Allah onlara hak ettikleri cezâlarını tam olarak verecektir ve (onlar)mutlaka Allah`ın apaçık hak olduğunu bileceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Kötü kadınlar kötü erkekler içindir, kötü erkekler de kötü kadınlar içindir(birbirlerine yaraşırlar). İyi kadınlar iyi erkekler için, iyi erkekler de iyi kadınlar içindir(onlar da onlara lâyıktır). Bunlar (o iftirâcıların) söylemekte olduklarından uzak olanlardır. Onlar için bir mağfiret ve (dâimî) güzel bir rızık vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Ey îmân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin almadan ve (o evin) halkına selâm vermeden (içeri) girmeyin! Bu sizin için hayırlıdır; olur ki ibret alırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Eğer orada (girmek istediğiniz evlerde) kimseyi bulamazsanız, size izin verilmedikçe oraya girmeyin! Size: `Geri dönün!` denirse, artık dönün; bu sizin için daha temizdir. Allah ise, yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Oturulmayan ve içinde menfaatiniz bulunan evlere (herkese açık olan yerlere izinsiz) girmenizde size bir günah yoktur. Artık neyi açıklarsanız ve neyi gizlerseniz, Allah bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
(Ey Resûlüm!) Mü`min erkeklere söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar! Bu, onlar için daha temizdir. Şübhesiz ki Allah, (onların) yapmakta oldukları şeylerden hakkıyla haberdardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Mü`min kadınlara da söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar; (el, yüz gibi) görünen kısımları müstesnâ, ziynetlerini göstermesinler ve başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar! Ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kendi kadınları (Müslüman kadınlar) veya sâhib oldukları câriyeleri veya (pek yaşlı olmakla) kadınlara karşı şehvetleri olmayan erkek hizmetçiler veya kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler!Gizlemekte oldukları ziynetleri bilinsin diye ayaklarını (yere) vurmasınlar! Ey mü`minler! Hep birlikte Allah`a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
İçinizden bekâr olanları, kölelerinizden ve câriyelerinizden iyileri (nikâha müsâid olanları) evlendirin! Eğer fakir iseler, Allah lütfundan onları zenginleştirir. Çünki Allah,Vâsi` (rahmeti geniş olan)dır, Alîm (herşeyi bilen)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Evlenme(ye imkân) bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusun(lar)!Sâhib olduğunuz kölelerinizden (ve câriyelerinizden) mükâtebe (hür kalmak için yazılı sözleşme) yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır bilmiş iseniz onlarla artık mükâtebe yapın! Allah`ın size verdiği maldan, (siz de) onlara verin!Dünya hayâtının geçici menfaatini elde etmek için, iffetli kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın! Kim onları (fuhşa) zorlarsa, artık şübhesiz ki Allah, onların zorlanmalarından sonra, (o câriyelere karşı) çok mağfiret edendir, çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
And olsun ki, (biz) size açıklayıcı âyetler, hem sizden önce gelip geçenlerden bir misâl ve takvâ sâhibleri için bir nasîhat indirdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Allah, göklerin ve yerin Nûr`udur. O`nun nûrunun misâli, içinde lâmba bulunan bir kandillik gibidir. O lâmba bir cam içindedir. O cam da, sanki inciden bir yıldızdır; bu lâmba, ne doğuya ne de batıya nisbeti olmayan mübârek bir ağaçtan, zeytin ağacından(çıkan yağdan) yakılır; onun yağı, nerede ise kendisine ateş değmese bile ışık verecek! Nûr üstüne nûrdur. Allah, dilediği kimseyi nûruna hidâyet eder. İşte Allah, insanlara böyle misâller getirir. Çünki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
(Bu kandil, bu nûr) birtakım evlerde (mescidlerde)dir ki Allah, onların(kıymetlerinin) yükseltilmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir; buralarda (bu evlerde) sabah akşam O`nu tesbîh eder(ler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
(Onlar) ne bir ticâretin, ne de bir alış-verişin kendilerini Allah`ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymadığı erlerdir! (Onlar, dehşetten) kalblerin ve gözlerin kendisinde döneceği bir günden korkarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Tâ ki, Allah onları amellerinin daha güzeliyle mükâfâtlandırsın ve lütfundan onlara daha fazlasını da versin! Çünki Allah, dilediği kimseyi hesabsız rızıklandırır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
İnkâr edenlere gelince, onların amelleri çöllerdeki serab gibidir; susayan bir kimse onu su zanneder. Nihâyet (yardıma pek muhtaç olduğu, o hesab gününde) ona (o ameline)vardığı zaman, onu (kendisine fayda verecek) bir şey olarak bulamaz ama (amelinin)yanında Allah`ı bulur; (O da) onun hesâbını tamamıyla hemen görüverir. Çünki Allah, hesâbı çok çabuk görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Veya (onların amelleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir; (öyle ki) onu (o denizi) bir dalga örtüyor, onun üstünden bir dalga daha, onun da üstünden bir bulut(örtmektedir). Birbiri üstüne (yığılmış) karanlıklar! (İnsan) elini çıkarsa, neredeyse onu dahi göremez. İşte Allah kime bir nûr vermemişse, artık onun için hiçbir nûr olmaz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Görmedin mi, göklerde ve yerde bulunan kimseler ve kanatlarını çırparak uçan kuşlar O`nu, Allah`ı tesbîh eder. Her biri kendi (fıtrî vazîfesiyle) duâsını ve tesbîhini muhakkak bilmiştir. Ve Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Görmedin mi ki şübhesiz Allah, bir bulutu nasıl sürüyor; sonra arasını birleştiriyor; sonra da onu bir yığın hâline getiriyor da arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Ve (Allah) gökten, oradaki dağ (gibi bulutlar)dan bir dolu indirir de onu dilediğine isâbet ettirir, dilediğinden de onu çevirir. (Bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri(n nûrunu) alır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Allah, gece ile gündüzü (ard arda) evirip çevirir. Şübhesiz ki bunda, basîret sâhibleri için elbette bir ibret vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Ve Allah, (yeryüzünde) hareketli olan her canlıyı sudan yaratmıştır. Artık onlardan kimi karnı üstünde (sürünerek) yürür; kimi iki ayak üstünde yürür; kimi de dört (ayak)üstünde yürür. Allah, dilediğini yaratır. Muhakkak ki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
And olsun ki, (biz size hakikati) açıklayıcı âyetler indirdik. Allah ise, dilediği kimseyi (hikmetine binâen kendi lütfundan) dosdoğru bir yola hidâyet eder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
(Münâfıklar:) `Allah`a ve peygambere inandık ve itâat ettik!` diyorlar. Sonra da içlerinden bir tâife bunun ardından yüz çeviriyor. İşte bunlar, mü`min kimseler değildirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Aralarında hüküm vermesi için Allah`a ve Resûlüne çağırıldıkları zaman, bir de bakarsın ki, onlardan bir tâife yüz çeviricidirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Eğer hak, (Allah resûlünün verdiği hüküm,) kendi lehlerine olursa, ona itâat eden kimseler olarak (koşa koşa) gelirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Kalblerinde bir hastalık (nifak) mı var? Yoksa (onun peygamberliğinde) şübhe mi ettiler? Yâhut Allah`ın ve Resûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! İşte onlar zâlimlerin ta kendileridir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Aralarında hüküm vermesi için Allah`a ve Resûlüne çağırıldıkları zaman, mü`minlerin sözü ancak: `İşittik ve itâat ettik!` demeleridir. İşte bunlar, gerçekten kurtuluşa erenlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Allah`a ve Rasulüne itaat edenler, Kur`ân ve sünneti uygulayanlar, Allah`tan korkarak saygı duyanlar, O`na sığınanlar, emrine yapışanlar, günahlardan arınıp, azabından korunanlar, işte onlar mutluluğa erenlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Bir de (o münâfıklar), kendilerine emredersen, kesinlikle (savaşa) çıkacaklarına dâir bütün güçleriyle Allah`a yemîn ettiler. De ki: `Yemîn etmeyin! (Sizden istenen) bilinen(hâlis) bir itâattir. Şübhesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdârdır.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
De ki: `Allah`a itâat edin; Peygambere de itâat edin! Eğer yüz çevirirseniz artık ona (o peygambere) düşen, ancak kendisine yüklenen (tebliğ)dir; size düşen de size yüklenen (itâat)dir.` Eğer ona itâat ederseniz, hidâyete erersiniz. Peygambere düşen ise, ancak apaçık tebliğdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
(Ey Resûlüm!) Allah, içinizden îmân edip sâlih ameller işleyenleri, ken dilerinden öncekileri (İsrâ ilo ğul la rını, Fir`avun ehlinin) yerine geçirdiği (hâkim kıldığı) gibi onları (o berâ be rindeki mü`min le ri) de mutlakā yeryüzünde (kâfirlerin) yerlerine geçi re(rek hâkim kıla)cağını va`d etmiştir. Ve (Allah) onlar için râzı olduğu dinlerini (İslâm`ı) mutlakā kendilerine sağlamlaş tıracak (onlara imkânlar verecek) ve kor kularından sonra kendilerini mut lakā güvenli bir hâle çevirecektir. (Böylece onlar) bana ibâdet edecekler; hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Namazı hakkıyla edâ edin, zekâtı verin ve peygambere itâat edin ki merhamet olunasınız!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Sakın inkâr edenleri, yeryüzünde (Allah`ı) âciz bırakacak kimseler sanma! Onların varacağı yer, ateştir. Ve o, ne kötü varılacak yerdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Ey îmân edenler! Sâhib olduğunuz köle (ve câriye)ler ve içinizden büluğ çağına girmemiş olanlar (yanınıza gireceklerinde), şu üç vakitte sizden izin istesin: Sabah namazından önce, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra.(Bunlar) sizin açık bulunabileceğiniz (muh temel olan) üç vakittir. Bunların (bu vakitlerin)dışında, birbirinizin yanında dolaşan kimseler olarak (bulunma nızda) ne size, ne de onlara bir günah yoktur. İşte Allah, size âyetleri böyle açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
Sizden olan çocuklar bülûğ çağına girdiği zaman, kendilerinden önceki (büyük)lerin izin istedikleri gibi, artık (onlar da) izin istesinler! İşte Allah, size âyetlerini böyle açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Artık evlenmeyi ümîd etmeyen (âcizlikten dolayı) oturmuş (kalmış, yaşlı)kadınların, ziynetlerini gösteren kimseler olmamak şartıyla, dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. Fakat (daha da) iffetli davranmak istemeleri kendileri için daha hayırlıdır. Çünki Allah, Semî` (her konuştuğunuzu işiten)dir, Alîm (kalblerinizde olanı hakkıyla bilen)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
(Başkalarıyla berâber yemek yemeleri husûsunda) köre bir zorluk yoktur, topala da bir zorluk yoktur, hastaya da bir zorluk yoktur. Size de kendi (çocuklarınıza âid)evlerinizden veya babalarınızın evlerinden veya annelerinizin evlerinden veya erkek kardeşlerinizin evlerinden veya kız kardeşlerinizin evlerinden veya amcalarınızın evlerinden veya halalarınızın evlerinden veya dayılarınızın evlerinden veya teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları elinizde bulunan (evler)den veya dostunuz(un evin)den yemenizde (bir günah) yoktur.(Bu kişilerle) hep berâber veya ayrı ayrı yemenizde de size bir günah yoktur. Artık evlere girdiğiniz zaman, Allah katında mübârek ve güzel bir sağlık temennîsi olarak, kendinize (ve o evlerde bulunanlara) selâm verin! İşte Allah, size âyetleri böyle açıklıyor; tâ ki akıl erdiresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Mü`minler ancak o kimselerdir ki, Allah`a ve Resûlüne (gönülden) îmân etmişlerdir; ictimâî bir iş için onunla (peygamberle) berâber bulundukları zaman, ondan izin almadan(işlerini bahâne ederek) gitmezler!(Ey Resûlüm!) Gerçekten o senden izin isteyenler var ya, işte onlar, Allah`a ve Resûlüne îmân edenlerdir. Öyle ise bazı işleri için senden izin istediklerinde, artık içlerinden dilediğine izin ver ve (daha hayırlı olanı özürle de olsa terk ettiklerinden) ken dileri için Allah`dan mağfiret dile! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışla yan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
(Ey mü`minler!) Peygamberin çağırmasını, kendi aranızda herhangi birinizin diğerini çağırması gibi tutmayın! Allah, içinizden birbirinin arkasına gizlenerek azar azar sıvışıp gidenleri muhakkak biliyor. O`nun emrine muhâlif hareket edenler, artık başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine (pek) elemli bir azâbın uğramasından sakınsın(lar)!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Dikkat edin! Şübhesiz ki göklerde ve yerde ne varsa Allah`ındır. (O,) sizin ne hâlde olduğunuzu gerçekten biliyor. O`na döndürülecekleri gün ise, yaptıklarını artık onlara bildirecektir. Çünki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster