Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetler deyer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; verilen sözlerin yerine getirilmesi, İsrailoğullarının sözlerinde durmamaları, Hıristiyanların yanlış inançları, dünyaya düşkünlükleri ve yolsuzlukları, müslümanlar için bazı talimat, uyarı ve dinî hükümler konu edilmektedir.
1.
Ey iman edenler, anlaşmalarınıza tam olarak uyun... İhramlı iken, avlanmayı helal saymamanız şartıyla ve size bildirilenler müstesna, otyiyenler (koyun, sığır, keçi, deve gibi) size helal kılındı... Muhakkak ki Allâh dilediğini hükmeder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Ey iman edenler! ŞeairAllâh’a (Allâh nişanelerine, Allâh’ı çağrıştırana - hissettirene), haram aylara, Beytullah’a hediye olunan kurbanlıklara, özel gerdanlıklı kurbanlara, Rablerinden bir fazl ve rıdvan isteyerek Beyt’e gelenlere, hürmetsizlik yapmayın... İhramdan çıktığınızda avlanabilirsiniz... Mescid-i Haram’a (daha önce) girmenizi engellediler diye bir kavme olan nefretiniz, sizi haddi aşmaya sevketmesin... Birr ve takva üzere yardımlaşın; zulüm ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın... Allâh’tan (yaptıklarınızın sonucunu yaşatacağı için) korunun... Muhakkak ki Allâh, "Şediyd’ül Ikab"dır (şiddetle kötülüğün sonucunu yaşatandır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Size ölmüş hayvan eti, kan, domuz eti, Allâh’tan gayrı adına boğazlananlar haram kılınmıştır. Ayrıca boğularak, dövülerek öldürülen veya bir yerden düşerek ölen veya derisi yüzülerek öldürülen veya vahşi hayvan tarafından parçalanmış olan veya tapınaklardaki dikili taşlarda kesilmiş olan hayvanların etleri de haramdır. Fal oklarıyla (veya bu amaçlı araçlarla geleceğe dönük) kısmet aramanız da! Bütün bunlar fısktır (yoldan çıkmaktır)... Bugün hakikati inkâr edenler, sizin Dininizi geçersiz kılma konusunda umutsuzluğa düşmüşlerdir... Artık onlardan korkmayın, benden haşyet edin... Bugün sizin için Dininizi ikmal ettim (Din konusundaki bilgilenmenizi), üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için Din (anlayışı) olarak İslâm’a (Allâh’a tam teslimiyete) razı oldum... Her kim açlık dolayısıyla çok zor durumda kalırsa, haramı helal saymaksızın bunlardan yiyebilir. Muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar... De ki: "Size güzel - temiz gıdalar helal kılınmıştır... Bir de Allâh’ın size talim ettiğinden öğrettiğiniz, alıştırıp eğittiğiniz avcı hayvanların, sizin için tuttuklarından yeyin ve üzerine Allâh ismini zikredin... Allâh’tan korunun..." Muhakkak ki Allâh "Seriy’ul Hisab"dır (Seriy’ul Hisab = açığa çıkanın sonucunu bir sonraki anda oluşturan).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Bugün size güzel - temiz tüm gıdalar helal kılınmıştır... Kendilerine hakikat bilgisi verilmiş olanların yemekleri size helaldir... Sizin yemekleriniz de onlara helaldir... İman eden kadınların iffetli olanları ile sizden önce kendilerine hakikat bilgisi verilenlerden iffetli olan kadınlar da, mehrlerini vermeniz (nikâhlamanız), zinadan uzak durmaları ve (gizli) dost tutmamaları şartıyla, size helaldir... Kim imanın şartlarını ve gereklerini tanımayıp, hakikati inkâr ederse, elbette onun yaptığı işler boşa gider ve o, sonsuz gelecek sürecinde hüsranda olanlardandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Ey iman edenler... Salâta doğrulduğunuzda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi su ile yıkayın; başlarınızı mesh edin ve iki topuğunuza kadar ayaklarınızı da yıkayın... Eğer cünüp iseniz bütün vücudunuzu yıkayın... Eğer hasta olmuşsanız veya bir sefer üzere iseniz veya sizden biri tuvalet ihtiyacını gidermiş olarak gelirse yahut kadınlarla yatmışsanız, su da bulamamışsanız; temiz toprağa teyemmüm edin... Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin... Allâh size güçlük oluşturmak dilemez, fakat sizi arındırmak ve "HÛ"nun nimetini sizin üzerinizde tamamlamayı diler; tâ ki şükredesiniz (değerlendiresiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Üzerinizdeki Allâh nimetini ve sizi onunla bağladığı sözleşmeyi hatırlayın; hani "İşittik ve itaat ettik" demiştiniz... Allâh’tan korunun! Muhakkak ki Allâh içinizdekilere, onların Esmâ’sıyla hakikati olarak Aliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Ey iman edenler... Allâh için dosdoğru durun, âdil şahitler olun... Bir topluluğa olan nefretiniz sizi adaletsizliğe sevketmesin! Âdil olun, bu anlayış korunmaya daha yakındır... Allâh’tan korunun! Muhakkak ki Allâh tüm fiillerinizi (onların yaratanı olarak) Habiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Allâh, iman edip imanının gereği fiilleri ortaya koyanlara (şöyle) vadetmiştir: "Onlar için mağfiret ve azîm bir mükâfat vardır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Hakikati inkâr edenlere ve (Esmâ’nın açığa çıkışı olan) işaretlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennem halkıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Ey iman edenler... Üzerinizdeki Allâh nimetini hatırlayın... Hani bir topluluk ellerini size uzatmaya (zarar vermeye) niyetlenmişti de, onların ellerini sizden çekmişti... Allâh’tan korunun! İman edenler, Allâh’a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin, gereğini yerine getireceğine iman etsinler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Andolsun ki Allâh, İsrailoğullarının sözünü aldı... Onlardan on iki temsilci bâ’s ettik... Allâh şöyle buyurmuştu: "Ben muhakkak sizinleyim... Salâtı ikame ettiğiniz, zekâtı verdiğiniz, Rasûllerime iman edip onlara yardımcı olduğunuz; Allâh’a karz-ı hasen ile borç verdiğiniz takdirde, kötülüklerinizi sizden silerim; elbette sizi altlarından nehirler akan cennetlere koyarım... Bundan sonra sizden kim hakikati inkâr ederse, gerçekten yolun ortasından sapmıştır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Ahdlerini bozmaları ile onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık (anlayışlarını kilitledik)! Kelimelerdeki mânâları asıl anlamlarından saptırırlar. Uyarıldıkları hakikatlerden haz almayı unuttular... Pek azı hariç, onlardan daima hainlik görürsün... Onları affet, aldırma! Muhakkak ki Allâh ihsan sahiplerini sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
"Biz Nasarayız" diyenlerden de söz almıştık! Bunlar da hatırlatıldıkları şeyden bir hisse almayı unuttular... Biz de onların arasına, kıyamet süreci başlayana kadar düşmanlık ve nefret saldık... Allâh onlara ne üretip oluşturduklarını gösterecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Ey hakikat bilgisi verilmiş olanlar... Hakikat bilgisinden gizlediklerinizin birçoğunu size açıklayan ve birçoğunu (gizlemenizi de) affeden Rasûlümüz geldi... Gerçekten size Allâh’tan bir Nûr ve Kitab-ı Mubiyn (açık seçik Sünnetullâh bilgisi) gelmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Rıdvanına (insandaki Esmâ hakikatiyle tahakkuk kuvvesi - melekesi) tâbi olanları, Allâh hakikatleri olan Esmâ özellikleriyle, hakikate erdirir; onları Esmâ bileşimlerinin elvermesiyle karanlıklardan nûra çıkarır ve onları doğru yaşam yoluna yöneltir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Andolsun ki "Allâh, Meryemoğlu Mesih’tir" diyenler hakikati inkâr etmişlerdir! De ki: "Eğer Meryemoğlu Mesih’i, Onun anasını ve yeryüzünde kim varsa hepsini birden helâk etmeyi dilerse, kim Allâh’a karşı koyacak bir kuvvete sahiptir?"... Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin varlığı Allâh (Esmâ ül Hüsnâ özelliklerinin açığa çıkması - seyri) içindir! Dilediğini yaratır! Allâh her şeye Kaadir’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Yahudi ve Nasara: "Biz Allâh’ın oğulları ve O’nun sevdikleriyiz" dediler... De ki: "Öyle ise sizi niçin suçlarınız yüzünden azaplandırıyor?"... Hayır, siz de O’nun yarattığı bir beşersiniz... Dilediğini mağfiret eder, dilediğine azap eder... Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin mülkü Allâh içindir... Dönüş O’nadır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Ey kendilerine hakikat bilgisi verilmiş olanlar... Rasûllerin arasının kesildiği bir süreçte, size gerçekleri açıklayan Rasûlümüz gelmiştir... "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyesiniz (diye)... İşte size müjdeleyici ve uyarıcı (Rasûl) geldi... Allâh her şey üzerine Kaadir’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Bir zaman Musa, halkına şöyle demişti: "Ey halkım, üzerinizdeki Allâh nimetini hatırlayın; içinizde Nebiler meydana getirdi ve sizi melîkler kıldı; âlemlerden hiç kimseye vermediğini (insana has olan yeryüzünde halife olması bilgisini) size verdi."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
"Ey halkım, Allâh’ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) Arz-ı Mukaddes’e (kutsal vadi) girin, eskiye dönmeyin; yoksa hüsrana uğrayanlar olarak dönersiniz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Dediler ki: "Yâ Musa, muhakkak ki orada zorba bir halk yaşıyor... Onlar oradan çıkıncaya kadar biz oraya asla giremeyiz... Şayet oradan kendiliklerinden giderlerse, o zaman biz gireriz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Korktukları toplum içinden gelen Allâh’ın in’amda bulunduğu iki adam şöyle dedi: "Onların üzerine kapıdan girin... Ona girdiğinizde artık muhakkak ki siz galiplersiniz... Eğer iman edenler iseniz Allâh’a tevekkül edin (hakikatinizdeki El Vekiyl isminin özelliğinin, gereğini yerine getireceğine iman edin)."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Dediler ki: "Yâ Musa, orada oldukları müddetçe biz oraya ebeden girmeyeceğiz... Git, sen ve Rabbin; ikiniz savaşın! İşte burada oturucularız."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
(Musa) şöyle dedi: "Rabbim... Muhakkak ki ben, sadece kendime ve kardeşime söz geçirebiliyorum... Artık bizimle o fâsıklar (inancı bozulmuşlar) topluluğunun arasını ayır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Buyurdu ki: "Artık orası onlara kırk sene haram edilmiştir... Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklardır... Artık sen de o fâsıklar (inancı bozulmuşlar) topluluğu için üzülme.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini, Hak olarak anlat... Hani ikisi de birer kurban takdim etmişlerdi de, birinden kabul olunmuş, diğerinden kabul olunmamıştı... (Kabul olunmayan Kabil) şöyle dedi: "Kesinlikle seni öldüreceğim"... (Kabul olunan Habil) ise: "Allâh yalnızca muttakilerden kabul eder" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
"Yemin ederim sen beni öldürmek için elini uzatsan da, ben elimi öldürmek için sana uzatacak değilim! Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allâh’tan korkarım!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
"İsterim ki hem benim suçumun vebalini hem de kendi suçunun vebalini yüklenesin; ateş ehlinden olasın... İşte budur zâlimlerin cezası!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Nihayet benliğindeki hırs ve haset ona kardeşini öldürmeyi kolaylaştırdı, böylece onu öldürdü... Bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Bunun üzerine Allâh, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, toprağı eşeleyen bir karga bâ’s etti... (Kabil) kendi kendine söylendi: "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olmaktan âcizim ki kardeşimin cesedini toprağa gömmeyi düşünemedim!" Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Bu nedenledir ki İsrailoğulları üzerine şunu yazdık: "Kim bir kişiyi bir kişiye karşılık (kısas) veya yeryüzünde fesada karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir... Kim de onu diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibidir..." Andolsun ki Rasûllerimiz onlara açık deliller olarak geldi; ama hâlâ onlardan birçoğu bunun ardından, yeryüzünde israf etmektedirler (verdiklerimizi değerlendirmemekteler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Allâh ve O’nun Rasûlü ile savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkartmak için uğraşanların yaptığının karşılığı; öldürülmeleri yahut asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut hapsedilmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir... Sonsuz gelecek sürecinde ise onlara azîm bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Ancak, elinize geçmeden önce tövbe edenler müstesna... İyi bilin ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Ey iman edenler! Allâh’tan korunun; O’na yakîn edinmenizi sağlayacak vesileyi isteyin ve O’nun yolunda azimle gayret edin ki kurtuluşa eresinizMealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Hakikati inkâr edenlere gelince; eğer yeryüzünde bulunanların hepsi ve bir o kadarı da beraber onların olsa da kıyamet sürecinin azabından kurtulmak için onu fidye verseler, onlardan bu asla kabul edilmez! Onlar için üzücü azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Ateşten çıkmak isterler ama oradan dışarı çıkamazlar... Onlar için daimî bir azap vardır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının ellerini kesin; yaptıklarına karşılık ve Allâh’tan ibret verici bir azap olarak! Allâh Aziyz’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Fakat kim zulmünden sonra tövbe eder ve (hâlini) ıslah ederse, muhakkak ki Allâh onun tövbesini kabul eder... Kesinlikle Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dirMealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Semâlar ve arzın mülkü Allâh içindir (hakikatini), bilmedin mi? Dilediğini azaplandırır ve dilediğini bağışlar! Allâh her şeye Kaadir’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Ey Rasûl! Kalpleriyle (şuurlu olarak - anlamını hissedip yaşayarak) iman etmedikleri hâlde, ağızlarıyla "İman ettik" diyenlerden küfürde koşuşanlar, seni mahzun etmesin... Yahudi olanlardan öylesi var ki, yalan uydurmak için veya sana gelmemiş bir topluluk adına (aracı olarak) dinleyendir... Yerli yerince söylenen Kelimeleri tahrif ederek, "Size şu verilirse alın, eğer o verilmez (Allâh hükmü ile hükmedilir) ise sakın yanaşmayın" derler... Allâh bir kimsenin dalâletini dilerse, artık onun için sen Allâh’tan bir şey bekleyemezsin... İşte onlar, Allâh’ın kalplerini arındırmayı dilemediği kimselerdir... Dünyada onlar için rezillik vardır... Sonsuz gelecek sürecinde de onlar için çok büyük azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
(Onlar) sürekli yalan dinleyenler, çokça haram yiyenlerdir... Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet yahut onlardan yüz çevir... Eğer onlardan yüz çevirir isen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler... Şayet hükmedersen onların arasında adaletle hükmet... Muhakkak ki Allâh muksitleri (âdil olup her şeyin hakkını verenleri) sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
İçinde Allâh hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, neden seni hakem yaparlar; üstelik senin verdiğin hükümden sonra da yüz çevirip giderler! Böyleleri iman eden değildir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Gerçek ki, içinde nûr ve hakikat bilgisi olan Tevrat’ı biz inzâl ettik... Teslim olmuş Nebiler, onunla Yahudilere hükmederdi; Rabbanîler (Tevrat’a göre Yahudilerin terbiyesiyle ilgilenenler) ve Ahbar (ilim ve hikmet sahipleri) da onun üzerine şahitler olarak hakikat bilgisini korumakla görevliydiler... O hâlde insanlardan korkmayın, Ben’den korkun! Benim bildirdiğim gerçekleri az bir menfaate satmayın! Kim Allâh’ın inzâl ettiği (hüküm) ile hükmetmezse, işte onlar hakikati inkâr edenlerin ta kendisidir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Onda (Tevrat’ta), onlara şöyle hükmettik: "Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş! Yaralarda da eş değer karşılık..." Fakat kim onu (kısas hakkını) bağışlarsa, o onun için geçmiş suçlarına örtü olur!.. Kim Allâh’ın inzâl ettiği (hüküm) ile hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Daha onların (teslim olmuş Nebilerin) izleri üzere, Tevrat’tan, ellerindekini (gerçek olanını) tasdik edici olarak Meryemoğlu İsa’yı gönderdik. Ona, içinde Hüda (hakikat ilmi) ve Nûr bulunan; Tevrat’tan Ona ulaşmış olanı da tasdik eden, korunanlar için bir hidâyet kılavuzu mahiyetindeki İncil’i, öğüt olması için verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
İncil’e uyanlar, Allâh’ın inzâl ettiği İncil’deki hükümlerle hükmetsin... Kim Allâh’ın inzâl ettiği ile (hükümlerle) hükmetmez ise, işte onlar fâsıkların ta kendileridir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Sana da, kendinden önce inzâl olmuş hakikat bilgilerini tasdik eden ve onlar üzerine koruyucu, şahit, hâkim olan, Hakk’ı ihtiva eden hakikat (Sünnetullâh bilgisini) inzâl ettik... O hâlde onların aralarında Allâh’ın inzâl ettiği ile hükmet... Hak’tan sana geleni bırakıp, onların boş heves ve arzularına tâbi olma... Sizden her biriniz için bir şir’at (yaşam ortam ve şartlarına göre kurallar) ve bir minhac (zamanla değişmesi mümkün olmayan realiteler üzerine kurulmuş sistem) oluşturduk... Eğer Allâh dileseydi, elbette sizi bir tek toplum yapardı! Fakat size verdiği ile sizi denemek istedi (tâ ki ne olduğunuz sizce bilinsin)... O hâlde hayır yapmada yarışın! Hep birlikte dönüşünüz Allâh’adır... Hakkında ayrılığa düşüp tartıştığınız şeyleri size haber verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
(Sana şu hükmü verdik): Onların aralarında Allâh’ın sana inzâl ettiği hüküm ile hükmet... Onların (nefsaniyetten kaynaklanan) gerçeğe dayanmayan isteklerine tâbi olma... Allâh’ın sana inzâl ettiğinin bazısından seni fitneye düşürmelerinden sakın! Eğer yüz çevirirlerse iyi bil ki, bazı suçlarından dolayı, Allâh onlara bir musîbet vermek istiyor... Muhakkak ki, insanların çoğu gerçekten bozuk inanca sahiptirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
(Yoksa) Cahiliye hükmünü mü istiyorlar? Hakikata yakîni olan topluluk için, Allâh’tan daha güzel hüküm veren kimdir?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Ey iman edenler... Yahudileri ve Hristiyanları hâmi - dostlar edinmeyin... Onlar birbirlerinin dostu - hâmisidirler... Sizden kim onları hâmi - dost edinirse, muhakkak ki o da, onlardandır... Muhakkak ki Allâh zâlimler topluluğuna hidâyet etmez (nefsine zulmedenlere hakikati yaşatmaz)!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Sağlıklı düşünemeyenlerin (münafıkların), "Olayların akışının bizim aleyhimize dönmesinden korkuyoruz" diyerek, onların (Yahudi ve Nasaranın) arasına süratle daldıklarını görürsün... Umulur ki Allâh, açıklık veya (HÛ) indînden bir hüküm getirir de, (onlar) içlerinde sakladıklarından (nifaktan) pişmanlık duyarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
İman edenler derler ki: "Sizinle beraber olduklarına, bütün güçleriyle Allâh adına yemin edenler bunlar mı?" Yaptıkları boşa gitmiştir; hüsrana uğrayanlar olmuşlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Ey iman edenler... Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allâh (onun yerine) öyle bir topluluk getirir ki, (O) onları sever, (onlar da) O’nu severler... İman edenlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkâr edenlere karşı onurludurlar. (Onlar) hiçbir kınayanın kınamasından korkmaksızın, Allâh uğruna mücahede ederler... Bu Allâh’ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir... Allâh Vasi’dir, Aliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Sizin Veliyy’niz sadece Allâh’tır, "HÛ"nun Rasûlüdür ve (şu) iman edenlerdir ki, onlar salâtı ikame ederler ve rükû hâlinde zekâtı verirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Kim Allâh’ı, "HÛ"nun Rasûlünü ve iman edenleri velî edinir ise, (bilsin ki) muhakkak Allâh taraftarları, galip gelecek olanların ta kendileridir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Ey iman edenler... Sizden önce kendilerine hakikat bilgisi verilenlerin, dininizi alay, eğlence konusu edinenlerini ve hakikati inkâr edenleri velîler edinmeyin! Eğer iman ehliyseniz Allâh’tan korunun!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Salât için ezan okuduğunuzda, ezanı alay ve eğlence edindiler... Bu, onların aklını kullanamayan bir güruh olmalarından ötürüdür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
De ki: "Ey hakikat bilgisi verilmiş olanlar, yalnızca hakikatimiz olan Allâh’a, bize inzâl olunana ve daha önce inzâl olunana iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Sizin ekseriyetiniz, yoldan çıkmışlardır!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
De ki: "Allâh indînde, yapageldiklerinin karşılığı ne kadar kötüdür, bu konuda size haber vereyim mi? Allâh’ın lânetlediği ve gazap ettiğidir o kimse! (Allâh) onları maymunlar (düşünmeden taklitle yaşayanlar), domuzlar (şehevî zevkleri için yaşayanlar) ve tağuta (şeytana - vehmine - dürtülerine) tâbi olarak yaşayanlar hâline dönüştürmüştür! İşte bunlardır mekânı en kötü olanlar ve yolun ortasından sapanlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Size geldiklerinde "İman ettik" dediler... Gerçekte ise (yanınıza) inkârla girip, yine onunla çıkmışlardır... Allâh gizlemekte olduklarını, yaptıklarını yaratan olarak daha iyi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Onlardan çoğunun Allâh’a karşı suça meyilli; düşmanlıkta ve haram yemekte süratli gittiklerini görürsün... Yapmakta oldukları ne kadar da kötüdür!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
Rabbanîler ve Ahbar (Mâide:44’te açıklandı) onları Allâh’a karşı suç olanları söylemekten ve haram yemekten engelleseler ya... Onların yapıp üretmekte oldukları ne kötüdür!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Yahudiler, "Allâh’ın eli bağlıdır" dediler... Söyledikleri kendilerinde açığa çıktı, kendi elleri bağlandı ve lânetlendiler! Bilakis, Allâh’ın iki eli de açıktır; dilediğince bağışlamaya devam ediyor! Andolsun ki, Rabbinden sana inzâl olunan, onlardan çoğunun inkâr ve tuğyanını (isyan ile haddini aşmayı) arttırır! Onların arasına kıyamet sürecine kadar düşmanlık ve nefret duygusu yerleştirdik! Her ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allâh onu söndürdü... (Gene de) yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar... Allâh inançları saptırma peşinde koşanları sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Eğer, önceden kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olup (bunu değerlendiremeyenler), iman edip, (şirkten) korunsaydı, elbette onların kötülüklerini siler ve onları Naîm cennetlerine koyardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Şayet onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rablerinden onlara inzâl olunanı değerlendirip gereğini uygulasalardı, elbette fevklerinden ve ayaklarının altından gelen (manevî ve maddi âlemlerden alacakları) nimetlerle yaşarlardı! Onlardan ümmet-i mukteside (hepsinin hakkını veren) var; ama çoğu ne kötü işler yapıyor!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Ey (şerefli) Rasûl... Rabbinden sana inzâl olunanı tebliğ et! Eğer yapmazsan, "HÛ"nun risâletini edâ etmemiş olursun! Allâh seni insanlardan korur... Muhakkak ki Allâh, hakikati inkâr edenler topluluğuna hidâyet etmez!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
De ki: "Ey önceden kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size inzâl olunanı ikame etmedikçe (bilfiil yaşamadıkça), bir şey üzere değilsiniz!" Andolsun ki, Rabbinden sana inzâl olunan, onlardan çoğunun inkârını ve taşkınlığını arttırır... O hâlde inkârcılar topluluğuna üzülme!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Muhakkak ki iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Nasara’dan kim (âlemlerin ve kendisinin Rabbi olan) Allâh’a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eder ve imanının gereğini yaparsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Andolsun biz, İsrailoğullarının sözünü aldık ve onlara Rasûller irsâl ettik! Onlara ne zaman benliklerinin hoşlanmayacağı bir şey ile bir Rasûl gelse, kimini yalanladılar ve kimini de öldürdülerMealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Bir zararı olmayacak zannettiler de (hakikate) kör oldular, (hakikatin seslenişine) sağır kesildiler! Sonra Allâh onların tövbelerini kabul etti... Sonra onlardan çoğu (yine) kör (hakikati değerlendirememek) ve sağır (anlatılanı algılayamamak) kesildiler! Allâh onların yapmakta olduklarına (yaptıklarının yaratanı olarak) Basıyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Andolsun ki: "Allâh, Meryemoğlu Mesih’tir" diyenler hakikati inkâr edenlerden oldular... (Oysa) Mesih şöyle dedi: "Ey İsrailoğulları... Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz (olan) Allâh’a kulluk edin... Çünkü kim Allâh’a şirk koşarsa, muhakkak Allâh ona cenneti haram kılmıştır! Onun varacağı yer cehennem ateşidir! Zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Andolsun ki: "Allâh, üç’ün üçüncüsüdür" diyenler de hakikati inkâr edenlerden olmuşlardır! Tanrısallık kavramı geçersizdir, Ulûhiyet sahibi TEK’tir!.. Söylemekte olduklarından vazgeçmezler ise, onlardan hakikati inkâr edenler, elbette acı veren azabı yaşayacaklardır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Hâlâ Allâh’a tövbe edip, bağışlanmaları için yalvarmayacaklar mı? Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Meryemoğlu Mesih sadece bir Rasûldür... Ondan önce de Rasûller gelip geçti! Onun annesi sıddîkadır (hakikati görüp şüphesiz tasdik etmiş olan)! İkisi de yemek yerlerdi (beşerdi)!.. İşaretleri onlara nasıl açıkladığımıza bir bak! Sonra bak, nasıl gerçekten sapıyorlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
De ki: "Allâh dûnunda, sizin için bir zarar veya faydası olmayanlara mı kulluk ediyorsunuz? Allâh ‘Basıyr’dur; Semi’ ve Aliym."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
De ki: "Ey Ehl-i Kitap... Dininizde, haksız olarak ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın... Daha önce birçoğunu saptırmış ve yolun merkezinden sapmış bir kavmin boş hayallerine tâbi olmayın!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
İsrailoğullarından Hakk’ı inkâr edenler, Davud’un ve Meryemoğlu İsa’nın lisanı üzere lânetlenmişlerdir (Allâh’tan uzak düşmüşlerdir)... Bu (sonuç), onların isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzündendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Yaptıkları herhangi bir çirkin davranıştan birbirlerini vazgeçirmezlerdi. Yaptıkları ne kötü idi!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Onlardan birçoğunun, hakikat bilgisini inkâr edenleri velî edindiklerini görürsün... Benliklerinin kendileri için hazırladığı gelecek ne kötüdür! Allâh onlara gazap etmiştir! Azapta ebedî kalacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Eğer, varlıklarını El Esmâ’sından yaratan Allâh’a, En Nebi’ye (Hz. Muhammed’e) ve O’na inzâl olunana iman etmiş olsalardı, onları (inkârcıları) evliyâ edinmezlerdi... Fakat onlardan birçoğu fâsıklardır (inancı bozuk olanlar).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Muhakkak ki iman edenlere düşmanlık bakımından insanların en şiddetlisi olarak, Yahudileri ve şirk koşanları bulursun... Elbette iman edenlere sevgi bakımından onların en yakını olarak da, "Biz Nasarayız = Hristiyanlarız" diyenleri... Ki onlardan (Nasaradan) kıssisîn (derin ilim sahibi keşişler) ve ruhban (kendini Allâh’a adamış rahipler) vardır ki kesinlikle onlar kibre sapmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Er-Rasûl’e (Hz. Rasûlullâh’a) inzâl olunanı işittiklerinde, tanıyıp - bildikleri Hak’tan nâzil olmuş bir kısım bilgiden dolayı, gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün... Derler ki: "Rabbimiz, iman ettik... Artık bizi şahitlerle beraber yaz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
"Rabbimizin bizi, sâlihler topluluğuna katmasını umarken, ne diye Esmâ’sıyla hakikatimiz olan Allâh’a ve Hak’tan bize gelmiş olana iman etmeyelim!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Böyle düşünmeleri nedeniyle, Allâh onları içinde ebedî kalacakları, altlarından nehirler akan cennetler ile mükâfatlandırdı... İşte budur muhsinlerin cezası! (İhsanın cezası = karşılığı = getirisi = sonucu, ihsandır.)Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Hakikat bilgisini inkâr edenlere ve (Esmâ’nın açığa çıkışı olan) işaretlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem arkadaşlarıdır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Ey iman edenler!.. Allâh’ın sizin için helal ettiği pak rızıkları haram kılmayın ve haddi aşmayın (Allâh’ın helal kıldığını haram kabul ederek)! Muhakkak ki Allâh haddi aşanları sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Allâh’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal ve tayyib olanı yeyin... Korunun Allâh’tan ki siz O’na, Esmâ’sıyla nefsinizin hakikati olduğu inancıyla, iman edenlersinizMealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Allâh sizi düşüncesizce ettiğiniz yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz! Fakat kasıtlı - bilinçli yeminlerinizden sorumlu olursunuz! Bilinçli yeminin kefâreti, ailenize yedirdiğinizin orta yollusundan on yoksulu doyurmak yahut onları giydirmek yahut bir köleyi hürriyetine kavuşturmaktır! Kim bunları yapacak imkâna sahip değilse, o takdirde üç gün oruç gerekir. İşte yemin ettiğinizde yeminlerinizin kefâreti budur! Yeminlerinizi muhafaza edin... Değerlendirirsiniz diye, Allâh işaretlerini sizin için işte böyle açıklıyor.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Ey iman edenler... Hamr (sarhoşluk veren içkiler), Meysir (kumar), Ensab (putlar, tanrı - ilâh vasfı atfetmeler) ve Ezlam (fal okları ve kehanet araçları) ancak şeytanî fiiller olarak birer pisliktir! Artık ondan kaçının ki felâha eresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Şeytan, içki ve kumar türleri ile aranıza düşmanlık ve kin yerleştirmeyi, sizi Allâh zikrinden ve salâttan engellemeyi murat eder ancak... Artık vazgeçtiniz değil mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Allâh’a itaat edin, Rasûle itaat edin ve sakının! Eğer yüz çevirirseniz, iyi bilin ki, bizim Rasûlümüzün üzerine düşen yalnızca apaçık tebliğ etmektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
İman edip imanının gerektirdiği fiilleri ortaya koyanlar, korunmaya devam ederlerse (bir üst mertebede) imana ulaşıp, o imanın gereği çalışmalar yaparlar... Sonra bu anlayışa göre korunarak daha üst mertebede iman anlayışına kavuşurlar... O anlayışla imanlarının sonucu olarak da ona göre korunmaya başlarlar... Bundan sonra, ulaştıkları bu anlayışa göre korunmaya devam etmeleri, onları ihsana (Müşahede mertebesine) erdirirse (daha önce) taddıkları dolayısıyla onlara bir günah yoktur... Allâh muhsinleri sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Ey iman edenler... Allâh sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şey ile dener; ki bil-gayb (gaybları olan) O’ndan korkan kim, bilinsin! Artık bundan sonra kim haddi aşarsa, onun için acı verici azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Ey iman edenler... İhramda iken avlanmayın... Sizden kim kasten avı öldürürse, o işin vebalini tatması için yaptığının karşılığı olarak; öldürdüğünün misli, Kâbe’ye ulaşacak bir kurban gerekir. Ki ona da sizden iki adalet sahibi hükmeder... Yahut miskinleri doyurma olan bir kefârettir yahut ona denk bir oruç tutmak... Allâh geçmişi affetmiştir... Fakat kim bir daha yaparsa Allâh ona yaptığının sonucunu yaşatır!.. Allâh Aziyzün Züntikam’dır (açığa çıkan fiilin sonucunu şiddetle yaşatandır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
Hem sizin hem de yolcuların faydalanması için, denizde avlanmak ve onun yemeğini yemek helal kılınmıştır... Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haramdır! Allâh’tan korunun ki, O’na haşrolunacaksınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Allâh Kâbe’yi, O Beyt-el Haram’ı, Haram Ay’ı, Hedy’i (kurban) ve Kalaid’i (boynu bağlı kurbanlıklar) insanların kıyamı (imanının ayakta kalması ve devam etmesi için) yaptı... Bu, Allâh’ın semâlar (düşünce boyutu) ve arzda (bedeninde) olanı bildiğini ve Allâh’ın her şeye Aliym olduğunu, sizin de bilmeniz içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
Bilin ki Muhakkak ki Allâh, "Şediyd’ül Ikab"dır (şiddetle kötülüğün sonucunu yaşatandır); ve dahi Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Rasûle düşen sadece tebliğ etmektir! Allâh, açığa vurduklarınızı da içinizde gizlediklerinizi de bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
De ki: "Habis (pis), tayyib (temiz) ile eş değerde olmaz... Habisin çoğunluğu hoşuna gitse bile"... O hâlde ey öze ermiş derin düşünür akıl sahipleri (Ulül Elbab), Allâh’tan korunun ki kurtuluşa eresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Ey iman edenler... Size açıklandığında hoşlanmayacağınız şeylerden, soru sormayın! Eğer Kur’ân inzâl edilmekteyken cevabından hoşlanmayacağınız şeyleri sorarsanız, cevabı size açıklanır! Allâh onları affetmiştir... Allâh Ğafûr’dur, Haliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Sizden önce de bir topluluk bunu sordu; (aldıkları cevapları hazmedememeleri yüzünden) hakikat bilgisini inkâr edenlerden oldular.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Allâh Bahire, Saibe, Vasıyle ve Ham (isimleriyle tanımlanan bir kısım kurbanlıklar) diye bir şey hükmetmemiştir (bu bir kısım insanların uydurmacılık geleneğidir). Ne var ki, hakikat bilgisini inkâr edenler, Allâh üzerine yalan uyduruyorlar! Onların çoğunluğu aklını kullanmaz!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
Onlara: "Allâh’ın inzâl ettiğine ve Rasûle geliniz" denildiğinde, "Babalarımızdan gördüğümüz bize yeter" dediler... Babaları bir şey bilmeyen ve hidâyet üzere olmayanlarsa da mı?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Ey iman edenler... Siz nefsinizden sorumlusunuz! Siz hidâyet üzere oldukça, sapmış olan size zarar veremez! Sizin hep birlikte dönüşünüz Allâh’adır... Yapmış olduklarınızın size neler getirdiğini gösterecektir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
Ey iman edenler... Sizden birine ölüm (alâmetleri) geldiğinde vasiyet anında, adalet sahibi iki şahit bulunsun... Ya da seyahatteyseniz ve ölüm de size isâbet etmişse, size iki şahit gereklidir... (Şehâdetleri konusunda) kuşkulanırsanız, namazı edâ etmelerinden sonra onların ikisini alıkoyarsınız, "Yeminimizi, akraba da olsa hiçbir bedele satmayacağız; Allâh şahitliğini saklamayacağız; aksi takdirde suçlu oluruz" diye Allâh’a yemin ederler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Eğer o iki şahidin geçmişte bir yalan söylediği bilinirse, bunların yerine, karşısında bulundukları taraftan daha evla iki kişi geçer (ve): "Bizim şahitliğimiz o iki şahidin şahitliğinden elbette daha haktır... Biz haddi de aşmadık; yoksa o takdirde zâlimlerden olurduk" diye Allâh adına yemin ederler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
İşte bu, şehâdetlerini onun vechi üzere getirmeleri (Allâh adına yapmaları) için yahut da (yalancı şahitlerin) yeminlerinden sonra, yeminlerinin reddolmasından korkmalarına çözümdür... Allâh’tan korunun ve algılayın! Allâh fâsıklar (bozuk - asılsız inançlılar) topluluğunu hakikate erdirmez!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Allâh, Rasûlleri cem edeceği süreçte (Onlara sorar): "Size nasıl icabet edildi?", "Hiçbir bilgimiz yok! Kesinlikle gaybları bilen yalnız sensin" derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Hani Allâh şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi an... Hani seni, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds kuvvesi ile teyit etmiştim... Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun... Hani sana Kitabı, Hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i talim etmiştim (bunlardaki ilmi, bilincinde açığa çıkarmıştım)... Hani Bi-izni (iznimle) balçıktan kuş şeklinde yaratıyor, onun içinde nefhediyordun da Bi-izni (iznimle) bir kuş oluyordu! Anadan doğma köre ve cüzzamlıya benim iznimle şifa veriyordun... Hani ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun... Hani İsrailoğullarını senden engellemiştim! Hani sen kendilerine delillerle gelmiştin de, onlardan hakikat bilgisini inkâr edenler şöyle demişti: ‘Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değil!’"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Hani Havarilere, "Bana ve Rasûlüme ("B"nin işareti kapsamıyla) iman edin" diye vahyetmiştim... "İman ettik... Sen şahit ol, biz gerçekten müslimleriz" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Hani Havariyyun: "Ey Meryemoğlu İsa! Senin Rabbinin kudreti yeter mi semâdan bizim üzerimize bir mâide (zâhir anlamıyla, sofra; bâtın anlamıyla, hakikat ve marifete ait ilimler) inzâl etmeye?" dediler... (Demek istedikleri şuydu: Allâh’ın seni yarattığı Esmâ terkibin yani fıtratın, yaratılış programın, böyle bir şey için yeterli midir? Bu soruyu İsa’dan o güne kadar tüm açığa çıkanlar kapsamında değerlendirmek gerekir. A.H.) (İsa da:) "Eğer iman edenlerseniz Allâh’tan korunun" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Dediler ki: "İsteriz ki o sofradan yiyelim (o ilimleri uygulayalım), kalplerimiz mutmain olsun (açıkladıklarına yakîn oluşsun); senin bize (mutlak) hakikati açıkladığını bilelim ve ona şahitlerden olalım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Meryemoğlu İsa: "Allâhım! Rabbimiz... Üzerimize semâdan bir mâide inzâl et bizim için de, hem evvelimiz ve hem âhirimiz için bir bayram ve senden bir delil olsun... Rızıklandır bizi; sen rızıklandıranların en hayırlısısın" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Allâh buyurdu ki: "Kesinlikle Ben, onu size inzâl edeceğim... Bundan sonra sizden kim hakikati inkâr ederse, Ben ona öyle azap edeceğim ki, âlemlerden hiçbirine böyle azap vermedim!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Ve hani Allâh şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa!.. İnsanlara, ‘Allâh dûnunda beni ve annemi iki ilâh edinin’ diye sen mi söyledin?"... (İsa) dedi ki: "Subhaneke (tenzih ederim seni)! Benim, Hak olmayanı söylemem nasıl mümkün olur? Eğer onu söylemişsem, (zaten) kesin sen onu bilmişsindir! Sen nefsimde olanı bilirsin, fakat ben senin nefsinde olanı bilmem! Kesin ki gaybların tamamını bilen sensin, sen!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
"Onlara: ‘Benim ve sizin Rabbiniz olan Allâh’a kulluk bilincine erin’ diye senin bana emrettiğinden başka bir şey söylemedim... Ben aralarında bulunduğum sürece üzerlerine şahit idim... Beni vefat ettirdin! Onlar üzerine Rakıyb sen oldun!.. Sensin her şey üzerine şahit!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
"Eğer onları azaplandırırsan, elbette onlar senin kullarındır! Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sensin Aziyz, Hakiym olan, sen!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
Allâh buyurdu: "Bu, sadıklara, tasdiklerinin (hakikati şüphesiz ve tereddütsüz) sonucunun yaşandığı gündür! İçinde ebedî kalıcılar olarak, altlarından nehirler akan cennetler var onlar için"... Allâh onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı... İşte budur büyük kurtuluş!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Semâlar, arz ve onlarda ne varsa hepsinin varlığı Allâh’ındır (Esmâ’sının mânâlarının açığa çıkışıdır)! O, her şeye Kaadir’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster