Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetler deyer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; verilen sözlerin yerine getirilmesi, İsrailoğullarının sözlerinde durmamaları, Hıristiyanların yanlış inançları, dünyaya düşkünlükleri ve yolsuzlukları, müslümanlar için bazı talimat, uyarı ve dinî hükümler konu edilmektedir.
1.
Ey imân edenler! Akidleri yerine getirin. İhrâmlı iken —avlanmayı helâl saymaksızın— size davarların (eti) helâl kılınmıştır. Ancak (aşağıda) size okunacak olanlar müstesna. Şüphesiz ki Allah dilediğini hükmeder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Ey imân edenler! Allah’ın (ibâdet için koyduğu) belirtileri, haram ayını, (hediye olarak Kabe’ye gönderilen) kurbanlığı, kurbanlık hayvana takılan gerdanlıkları; Rablerinin hoşnutluğunu, O’nun fazl-u keremini (kendi bilgileri ölçüsünde de olsa) dileyerek Beytu’l-Haram’a yönelip gelenlerin mal ve canını) helâl sayıp saygısızlık etmeyin, ihramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Harâm’a girmekten alıkoydular diye bir topluluğa beslediğiniz kin ve öfke sizi tecâvüze sevk etmesin; iyilik ve takva (Allah’tan saygı ile korkup kötülüklerden sakınmak) hususunda yardımlaşın ; günah ve (haklara) tecâvüz üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkup (kötülüklerden, her türlü haksız tecâvüzden) sakının. Şüphesiz ki Allah’ın cezası çok şiddetlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Ölü (hayvan), kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazladığınız —yetişerek şartına uygun kesilen müstesna— boğulmuş, (bir cisimle) vurularak öldürülmüş, yüksekçe bir yerden yuvarlanıp ölmüş, süsülerek ölmüş, canavar tarafından parçalanarak ölmüş hayvan; dikili taşlar (putlar) üzerine kesilen ve bir de fal okları, kumar zarlarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bütün bunlar (Allah ve din) yolundan çıkıştır. Bugün kâfirler sizin dininizden (onun nurunu söndürmekten) ümidlerini kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi kemâle erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim. Kim açlıktan bunalıp çaresiz hale^ gelir, —günaha istek gösterip eğilmeksizin— onlardan yemek zorunda kalırsa, şüphesiz ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
Senden kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar; de ki . Size temiz yararlı şeyler helâl kılınmıştır. Eğittiğiniz ve Allah’ın size öğrettiğini öğrettiğiniz avcı hayvanların sizden yana yakaladıklarını yeyiniz ve üzerine Allah’ın ismini anınız (Besmele çekiniz). Allah’tan korkup kötülüklerden (murdar ve zararlı şeylerden) sakının ; şüphesiz ki Allah hesabı çabuk görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Bugün size temiz-yararlı şeyler helâl kılındı; kendilerine kitap verilen (Yahudî ve Hıristiyan)lerin yiyeceği size helâldir; sizin de yiyeceğiniz onlara helâldir. İnanan iffetli kadınlarla, sizden önce kendilerine kitap verilenlerin iffetli kadınları, —iffetli olduğunuz, zina etmediğiniz, gizli dost tutmadığınız halde— (nikâh akdi yaparak) mahirlerini verdiğinizde (size helâldırlar). Kim (Hakk’a) imânı inkâr ederse, gerçekten ameli boşa gider ve Âhirette de zarara uğrayanlardandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Ey imân edenler! Namaza kalkmayı dilediğinizde yüzlerinizi, dirseklere kadar (dirsekler dahil) ellerinizi yıkayın. Başlarınıza meshedip topuklarına kadar (topuklar dahil) ayaklarınızı yıkayın. Cünüb iseniz iyice yıkanıp temizlenin (boy abdesti alın). Hasta iseniz veya yolculukta bulunuyorsanız veya sizden biri tabiî ihtiyacını gidermekten gelmişse veya kadınlara dokunmuşsanız, bu durumda su da bulamamışsanız, tertemiz bir toprakla teyemmüm edin ; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah size sıkıntı vermek istemez. ama sizi tertemiz yapmak ve şükredesiniz diye üzerinize nîmetini tamamlamak ister.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Allah’ın size olan nîmetini ve «İşittik, itaat ettik» dediğiniz zaman sizi bağladığı mîsakını hatırlayın. Allah’tan korkup (ahdi ve andı bozmaktan) sakının. Şüphesiz ki Allah göğüslerdekini gereği gibi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Ey imân edenler! Allah için (hakkı) sağlam ölçülerle ayakta tutun ; adaletli şâhidler olun ve bir kavme (veya millet ve topluluğa) olan kin (ve düşmanlığınız) sizi sakın adaletsizliğe itmesin. Adaletle hareket edin ; o, takva (Allah’tan saygı ile korkup kötülüklerden sakınma)ya daha çok yakındır. Allah’tan korkup takva üzere bulunmaya devam edin. Şüphesiz ki Allah işlediklerinizden haberlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Allah, imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara va’detti: Onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Ey imân edenler! Allah’ın üzerinizdeki nîmetini hatırlayın; hani bir kavim ellerini size uzatmayı (sizi öldürüp yok etmeyi) kasdetmişti de Allah onların ellerini sizden men’etmişti. Allah’tan korkup (kötülüklerden, haklara tecâvüzden) sakının. Mü’minler ancak Allah’a güvenip dayansınlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
And olsun ki Allah İsrail oğullarından kesin bir söz almıştı; onlardan oniki tane ileri gelen söz sahiplerini görevlendirip göndermiştik. Allah onlara, «eğer namaz kılar, zekât verir, Peygamberlerime inanır da kendilerine yeterince yardım ederseniz ve Allah’a faizsiz güzel bir ödünç verirseniz, and olsun ki kusur ve günahlarınızı elbette bağışlarım ve altlarından ırmaklar akan Cennetlere sizi yerleştiririm» demişti. Bu kesin sözden sonra sizden kim nankörlük edip inkâra saparsa, gerçekten o düz ve doğru yoldan sapmış olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları lanetledik, kalblerini de kaskatı yaptık. Kelimeleri (asıl konuldukları) yerlerinden oynatıp değiştirirler. Uyarıldıkları hususlardan nasiplerini unuttular. İçlerinden pek azı müstesna, onlardan sürekli olarak hainlik görürsün. (Bununla beraber) sen onları affet ve (geçmiş kusurlarından) geç.. Şüphesiz ki Allah iyilikte bulunan yararlı kişileri sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
«Biz, Nasrâniyiz» diyenlerden de kesin söz aldık. (Ne yazık ki) onlar da uyarıldıkları hususlardan nasiplerini unuttular. Bu yüzden aralarına Kıyamet gününe kadar düşmanlık, kin ve nefret sokup bulaştırdık. Allah onlara neler işlediklerini, ne sanatlar kurduklarını haber verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Ey Kitap Ehli! Kitabınızdan gizlediğiniz birçok şeyi size açıklayan ve birçoğunu da (açıklamaya gerek görmeyip) geçen Peygamberimiz size gelmiştir. Şüphesiz ki size Allah’tan bir nûr ve çok açık bir kitap gelmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Allah kendi hoşnutluğuna uyanları onunla selâmet yollarına eriştirir; kendi izniyle onları karanlıklardan çıkarıp aydınlığa ulaştırır ve doğru yola koyar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
«Allah, Meryem oğlu Mesih’in kendisidir,» diyenler, and olsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: Eğer Allah, Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzündeki her şeyi yok etmeyi dilese, Allah’ın (bu irâdesin)den bir şey kurtarmaya (onu durdurmaya) kim sahip olabilir ? Göklerin, yerin ve aralarındaki her şeyin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah’ın kudreti her şeye yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Yahudî ve Hıristiyanlar, «Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: Öyle ise neden Allah günahlarınız sebebiyle size azâb ediyor ? Hayır, siz O’nun yarattıklarından bir beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azâb eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin mülkü (ve tasarrufu) Allah’ındır; dönüş O’nadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Ey Kitap Ehli! Peygamberlerin ardı arkası kesildiği bir zamanda, «biz3 (saadet va’deden) bir müjdeci ve uyarıcı gelmedi» demiyesiniz diye size (en doğruyu, güzeli ve iyiyi ve her yönüyle hakkı) açıklayan Peygamberimiz gelmiştir. Şüphe yok ki, size hem müjdeci, hem uyarıcı gelmiştir. Allah’ın kudreti her şeye yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Musa, kendi kavmine bir ara şöyle demişti: Ey kavmim ! Allah’ın size olan nîmetini hatırlayın; hani içinizden peygamberler çıkardı, sizi hükümdarlar, (hür insanlar) yaptı ve milletlerden hiç birine vermediğini size verdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Ey kavmim I Allah’ın size yazıp takdir ettiği Arz-ı Mukaddes (kutsal yer)e girin ; gerisin geri arkanıza dönmeyin, sonra zarara uğramış olarak dönersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Ey Musa ! dediler, doğrusu orada zorba bir millet vardır; onlar oradan çıkmadıkça elbette biz giremiyeceğiz ; eğer oradan çıkarlarsa, o zaman biz gerçekten girebiliriz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
(İlâhi buyruğa uymamaktan) korkup Allah’ın kendilerine (sağlam bir imân ve irfan) nîmetini sunduğu iki adam (çıkıp) dediler ki: «Onların üzerine kapıdan giriş yapın; bir defa girdiniz mi artık şüpheniz olmasın ki siz üstünsünüzdür. Eğer inanmış kişilerseniz Allah’a güvenip dayanın.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Onlar (yine) ey Musa ! dediler, o zorbalar orada oldukça biz kesinlikle oraya giremeyiz. Sen, Rabbinle git de ikiniz (onlarla) savaşın, biz burada otururuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Musa dedi ki: Ey Rabbim! Doğrusu ben ancak kendimle kardeşime sahip bulunuyorum; artık bizimle (Allah) yolundan çıkıp yozan milletin arasını ayır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
(Allah ona): Şüphesiz ki, o kutsal yer onlara kırk yıl haram kılınmıştır. (Çöl) yerinde şaşkın perişan dolaşıp duracaklar. Sen artık (Allah) yolundan çıkan bir millet İçini tasalanma, dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Bir de onlara Âdem’in iki oğ lunun haberini (aralarında geçen ola yi) gerçek yönüyle anlat: Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen bu duruma öfkelenmiş): And olsun ki seni öldüreceğim, demişti. O da : Allah ancak muttakîler (Hakk’a saygılı olup kötülüklerden sakınanlardan kabul buyurur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Yemin ederim ki, beni öldürmek için elini uzatırsan, herhalde ben seni öldürmek için elimi uzatacak değilim ; çünkü ben şüphe yok ki âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım, demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Ben (bu durumda) İsterim ki, benim günahımı da kendi günahını da yüklenip Cehennemliklerden olasın, işte zâlimlerin cezası budur!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Kardeşini öldürmek için nefsi ona baş eğdirdi, o da tutup öldürdü ve zarara uğrayanlardan oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Derken Allah ona kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunun üzerine) O, «yazıklar olsun bana, şu karga gibi olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz mi kaldım ?» dedi. Bu sebeple ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
İşte bundan dolayı (Tevrat’ ta) İsrail oğulları üzerine şunu yazdık : «Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında veya yeryüzünde fesat (çıkarma suçundan dolayı) olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur; kim de bir kişinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. Şanıma and olsun ki, peygamberlerimiz onlara çok açık belgelerle ve kanıtlarla geldi. Ne var ki onlardan bir çoğu bunca belgelerden sonra yeryüzünde (kötülük ve günahta) aşırı gidenler oldular.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkaranların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çapraz biçimde kesilmesi veya (eyleştikleri) yerden sürülmeleridir. Bu ceza onlar için dünyada bir aşağılık ve rüsvaylıktır. Âhirette ise onlara büyük bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Ancak onlara eliniz henüz yetmeden önce tevbe edenler bu hükmün dışındadır. Bilmiş olun ki, Allah çok affedendir ve çok merhamette bulunandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Ey imân edenler I Allah’tan korkup (kötülüklerden, ilâhî sınırları aşmaktan) sakının; O’na yakın olmak için vesile arayın ve yolunda cihâd edin. Ola ki, korktuğunuzdan kurtulup umduğunuza kavuşursunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Şüphesiz yeryüzündeki bütün şeyler ve bir misli de beraberinde o küfredenlerin olsa da Kıyamet gününün azabından kurtulmak karşılığında verseler, yine de kendilerinden kabul edilmez; onlar için elem verici bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Ateşten çıkmak isterler, ne çare ki oradan çıkıcı değillerdir; (onları oradan Allah’tan başka çıkaracak bir kuvvet yoktur), onlar için devam edecek bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Hırsızlık eden erkeğin ve hırsızlık eden kadının (bu yoldan) elde ettiklerine (ve insan haklarına el uzatmalarına) karşılık Allah tarafından ibret verici bir ceza olmak üzere ellerini kesin. Allah çok üstündür, çok güçlüdür, yegâne hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Kim de yaptığı haksızlık (hırsızlıktan sonra tevbe eder ve kendini düzeltirse, şüphesiz ki Allah onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Bilmez misin ki, ancak Allah’ indir göklerin ve yerin mülkü ; dilediğine azâb eder. dilediğini bağışlar. Allah’ın kudreti her şeye yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Ey Peygamber! Ağızlarıyla İnandık deyip kalbleri inanmayanlarla Yahudilerden küfre koşuşanlar seni üzmesin. Onlar yalana iyice kulak verir, sana gelmeyen bir topluluktan yana kulak kabartıp casusluk yaparlar ; kelimeleri yerine konulmuşken kaydırıp değiştirirler de, «size bu anlamda (bir hüküm) verirlerse alın, böyle vermezlerse kaçının !» derler. Allah kimin fitne içinde kalmasını dilerse artık onun için Allah’tan (doğru yolu bulmasına) hiçbir şey ile sahip olamazsın. İşte onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalblerini temizlemeyi dilememiştir. Dünya’da onlar için aşağılık ve rüsvaylık, Âhirette de onlara büyük bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
Yalana iyice kulak verirler, durmadan haram yerler. Şayet sana gelirlerse, aralarında hükmet veya (istersen) kendilerinden yüzçevir. Yüzçevirecek olursan sana elbette hiçbir zarar veremezler. Hükmedecek olursan aralarında adalet ve insafla hükmet. Çünkü Allah şüphe yok ki âdil ve insaflı olanları sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Hem içinde Allah’ın hükümleri bulunan Tevrat yanlarında bulunduğu halde nasıl oluyor da (bu ciddi ve samimi olmayan kişiler) seni hakem ediniyorlar?! Sonra da (samimiyetsizliklerini ortaya koyup) verdiğin hükümden yüzçeviriyor, arka dönüyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Şüphesiz ki, biz, içinde hidâyet (doğru yolu gösterici ve ona iletici) ve (kafa ile gönülleri) aydınlatıcı (belgeler) bulunan Tevrat’ı indirdik. Kendilerini (hakka) teslim eden peygamberler, Yahudiler arasında onunla hükmederlerdi; yine onlardan Rabb için yol gösterenleri de, bilginleri de Allah’ın kitabından muhafazasıyla emrolundukları hususlarla hükmederlerdi. Ve onlar buna şahitlerdi de.. (Ey hükmetme durumunda olanlar !) artık insanlardan korkmayın benden korkun ; âyetlerimizi az bir değere satmayın. Kim Allah’ın Indlrdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Tevrat’ta onlara (şunu da) yazıp farz kıldık : Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar misliyle karşılık görür. Ama kim bu hakkını sadaka olarak bağışlarsa, (günahlarına) keffarettir. Kim de Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Ardından da peygamberlerin izleri üzerine Meryem oğlu İsa’yı. önündeki Tevrat’ı tasdîk edici olarak gönderdik ve ona, içinde hidâyet (doğru yolu gösterici, kalb ve kafaları) aydınlatıcı belgeler bulunan, sakınanlar için hidâyet ve öğüt olan İncil’i verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
(Onlara dedik ki:) Artık İncil’e bağlı olanlar, Allah’ın onda indirdiğiyle hükmetsin. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar Hak yolunu ve ilâhî sınırları aşan günahkârlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Sana da (Ey Muhammed !) önündeki kitabı (Tevrat, Zebur ve İncil’i) doğrulayan, onları gözetip denetliyerek tashîh eden HAK KİTAB’I indirdik. Artık onlar arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet; sana gelen haktan sonra onların heveslerine uyma. Her biriniz için bir şeriat ve açık bir yol meydana getirdik. Eğer Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı ; ama size verdiğiyle sizi denemek için (tek bir ümmet yapmadı). O halde hayırlara koşuşun ; hepinizin dönüşü ancak Allah’adır. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden size O haber verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Ve artık aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet; onların arzu ve heveslerine uyma ; Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmında seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bilmiş ol ki, Allah bazı günahlarından dolayı onları musîbete uğratmak istiyor ve hem insanların çoğu gerçekten ilâhî sınırları aşanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Onlar Câhiliyye Devri’ne ait hüküm mü istiyorlar? Şüpheden uzak bir bilgiyle inanan bir millet için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Ey imân edenler! Yahudî ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar (gerektiğinde) birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse, doğrusu o da onlardandır. Şüphesiz ki Allah zâlim topluluğu doğru yola eriştirmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Kalblerinde hastalık bulunanları, onlara doğru (dostluk kucağını açarak) koşuştuklarını görürsün ve: «Bize, (devrin dönmesiyle) bir felâketin dokunmasından korkarız» derler. Umulur ki Allah fetih veya kendi katından bir emirle gelir de (o kimseler) içlerinde gizleyip durduklarına pişman olarak sabahlarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
İmân edenler de, «Bunlar mıdır olanca yeminleriyle Allah’a yemin edip sizinle beraber olduklarını İddia edenler ?» derler. Amelleri boşa gitti de zarara uğrayanlar olarak sabahladılar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Ey imân edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki, Allah ’ onları sever, onlar da Allah’ı severler ; mü’minlere karşı boyunları bükük ve alçak gönüllüdürler; kâfirlere karşı başlan dik, vakarlı ve güçlüdürler ; Allah yolunda cihâd (kutsal savaş) ederler, kınayıp ayıplayanların ayıplamasından endişe etmezler, işte bu, Allah’ın öyle bir lûtfudur ki dilediğine verir. Allah’ın (lütuf ve İhsanı) geniştir ve (O her şeyi) bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Sizin dostlarınız ancak Allah’tır, O’nun Peygamberidir ve namazı dosdoğru kılıp rükû’u yerine getirerek zekât veren mü’minlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Kim Allah’ı, Peygamberini ve imân edenleri dost edinirse, şüphesiz ki ancak Allah’tan yana olanlar üstündürler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Ey imân edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi eğlence konusu edinip oyuncak yerine koyanları ve bir de kâfirleri dostlar edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz, Allah’tan korkup (bu gibi dostluk ve yakınlıktan) sakının.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Namaza (eron okuyup) çağırdığınızda, onu eğlence ve alaya alırlar. Bu onların akletmiyen bir topluluk olmasındandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
De ki: Ey Kitap Ehli! Elbette Allah’a imân etmemizden, bize indirilene ve bizden önce indirilene inanmamızdan ve bir de çoğunuzun Allah yolundan çıktığınızdan dolayı öfkelenip bizden hoşlanmıyorsunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
De ki: Allah yanında ceza olarak bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi ? Allah’ın lanetlediği, gazab ettiği ve kendilerinden maymun ve domuz yaptığı ve Tâğût’a tapan kimseler (var ya), işte onlar yer ve makam itibariyle daha şer ve düz yoldan daha çok sapmışlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Size geldikleri zaman, «inandık» derler. Halbuki (yanınıza) küfür ile girip yine küfür ile çıktılar. Allah onların gizlediklerini çok iyi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Onlardan birçoğunun günaha, haksızlıkla düşmanlığa, haram yemeğe yarışırcasına koşuştuklarını görürsün. Yapageldikleri şey ne de fena !Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
Rab’den yana olan mürşidleri ve (dinde derinleşmiş) bilginleri onları günah söylemekten ve haram yemekten alıkoysalardı ya! İşleyegeldikleri şey ne kötü !Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Yahudîler, «Allah’ın eli bağlıdır,» dediler. Dediklerinden dolayı elleri bağlansın ve lanet olsunlar. Hayır, Allah’ın iki eli (lütuf, ihsan ve rahmeti) açıktır, dilediği gibi harcar. Şanıma and olsun ki, sana Rabbinden indirilen (ilâhî buyruklar) onların çoğunun azgınlık ve küfrünü artırır. Aralarına tâ Kıyamete kadar sürecek düşmanlık ve kin attık. Ne kadar savaş İçin bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür. (Onlar durmadan) yeryüzünde fesat çıkarmaya koşuşurlar. Allah ise fesat çıkaranları sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Eğer Kitap Ehli imân etselerdi ve (Allah’tan) korkup (fitne ve fesat çıkarmaktan) sakınsalardı, günah ve kötülüklerini örter ve kendilerini Naîm Cennetlerine koyardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Ve eğer Kitap Ehli, Tevrat ve incîl’i ve Rablerinden kendilerine indirilen (Kur’ân hükümlerini) dosdoğru yerine getirselerdi, herhalde hem üstlerinden, hem ayaklarının altından (nice nimetler) yerlerdi. Onlardan mutedil (ve insaflı) bir grup yok değildir. Çoğu ise ne kötü İşler yapıyorlar !Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni teblîğ et; eğer etmezsen, (Rabbin sana verdiği) peygamberliği teblîğ etmemiş olursun ; Allah seni insanlardan korur ve şüphesiz ki Allah kâfirleri amaçlarına eriştirmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
De ki: Ey Kitap Ehli! Tevrat’ı, İncîl’i ve size Rabbinizden indirilen (Kur’ân hükümlerini) dosdoğru yerine getirmedikçe hiçbir şey (ciddi bir inanç ve temel) üzere değilsinizdir. Şanıma and olsun ki, sana Rabbinden indirilen (Kur’ân) onlardan çoğunun azgınlık ve küfrünü artırır. Artık sen kâfirler topluluğuna (bu azgınlıklarından dolayı başlarına gelecek azâbdan dolayı) üzülme.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Şüphesiz ki, (görünürde yalnız dilleriyle) imân edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Nasrânîler’den kim Allah’a ve Âhiret gününe inanır, iyi ve yararlı amelde bulunursa, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
And olsun ki, İsrail oğullarından sağlam söz aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik; ne kadar onlara bir peygamber, canlarının hoşlanmadığı bir hükümle geldiyse, kimini yalanladılar, kimini de öldürüyorlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Hem (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne olmayacağını sandılar da körleşip sağırlaştılar. Allah onların ne yaptığını görmektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Şanıma and olsun ki, «Allah, Meryem oğlu Mesih’in kendisidir,» diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesîh (onlara şöyle) demişti: «Ey İsrail oğulları! Benim ve sizin Rabbınız Allah’a tapın. Doğrusu kim Allah’a ortak koşarsa, herhalde Allah ona Cenneti haram kılar/varıp eyleşeceği yer ise ateş (Cehennemdir). Zâlimlerin hiçbir yardımcısı da yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
And olsun ki, Allah üçün üçüncüsüdür (üç ilâhtan biridir) diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, şüphesiz onlardan küfre girenlere elem verici bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Hâlâ Allah’a tevbe edip bağışlanmalarını dilemiyecekler mi ? Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Meryem oğlu Mesîh, peygamberden başka değildir. Şüphesiz ki ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Annesi de çok doğru (ve iffetli) bir kadındı; ikisi de yemek yerlerdi. Dikkat et, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz; sonra yine dikkat et de bak, nasıl çevriliyorlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
De ki: Allah’ı bırakıp da size zarar ve yarara sahip olamayan şeylere mi tapıyorsunuz ? Allah (her şeyi) işitendir, bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
De ki: Ey Kitap Ehli! Dininizde haksız yere taşkınlık yapıp sınırı aşmayın. Daha önce sapmış ve birçoklarını saptırmış da düz yoldan ayrılmış bir topluluğun heveslerine uymayın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
İsrail oğulları’ndan küfre sapanlar, Davud’un ve Meryem oğlu isa’nın diliyle lanetlenmişlerdir. Bu, onların isyan etmeleri ve taşkınlık yapıp haddi aşmalarındandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Öyle ki, yaptıkları kötülükten birbirlerini men’etmiyorlardı. Yapageldikleri şey ne de kötü !Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Onlardan çoğunun (Allah’ı) inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün. Nefslerinin kendilerinden yana öne sürdüğü şey ne fena! Allah onlara hışmetmiştir ve onlar azâb içinde devamlı kalıcılardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Eğer Allah’a, Peygamber’e ve Peygamber’e indirilene imân etmiş olsalardı, elbette o kâfirleri dost edinmezlerdi; ne var ki, onların çoğu fâsık (ilâhî yol ve sınırı aşmış)dırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
And olsun ki, mü’minlere karşı insanlardan en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve bir de Allah’a ortak koşanları bulursun. Ve onlardan mü’minlere karşı en yakın sevgi gösterenleri ise, «Biz Nâsrânîyiz» diyenleri bulursun. Bu da, onların arasında papazlar ve rahipler bulunduğu içindir; hem bunlar (Hakk’ı kabulde pek) büyüklük taslamazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Peygambere indirileni işitince, Hakk’a olan aşinalıklarından dolayı gözlerinde yaş dolup boşaldığını görürsün. «Rabbimiz! İnandık, bizi (hakka) şâhidlerle beraber yaz» derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Bize ne oluyor da Allah’a ve bize gelen hakka (ilâhî çağrıya) inanmayalım ? Halbuki Rabbimizin bizi iyi kişiler topluluğuna katmasını umup durmaktayız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Allah da onlara, bu sözlerine karşılık altlarından ırmaklar akıp, içinde ebedî kalacakları Cennetleri sevap (mükâfat) olarak verdi. İşte bu iyilikte bulunup ihsan üzere davrananların mükâfatıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Hakk’ı inkâr edip küfre sapanlar ve âyetlerimizi yalanlayanlar (var ya), işte onlar Cehennem ehlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Ey imân edenler! Allah’ın size helâl kıldığı temiz ve yararlı şeyleri haram kılmayın ; aşırı da gitmeyin. Şüphesiz ki Allah aşırı gidenleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Allah’ın size verdiği rızıktan heiâl ve temiz olarak yiyin ; imân ettiğiniz Allah’tan korkup (haddi aşmaktan ve haram yemekten) sakının.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Allah sizi boşanlamsız (dil alışkanlığı sebebiyle yaptığınız) yeminlerinizle sorumlu tutmaz; ama (bilerek, azmederek) bağladığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Bunun keffareti, çoluk çocuğunuza yedirdiğinizin ortalamasından on yoksula yedirmeniz veya onları giydirmeniz ya da bir köle azâd etmenizdir. Bunları bulamayan kimseye üç gün oruç gerekir. İşte yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi koruyun. İşte böylece Allah size âyetlerini açıklıyor, ola ki şükredersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Ey imân edenler! içki, kumar, tapınmak için konulan dikili taşlar ve fal okları (talih zarları) şeytan işi murdar şeylerden başkası değildir. O halde bunlardan kaçınıp sakının ki kurtuluşa eresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Şeytan, içki ve kumar hususunda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçersiniz değil mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve (içki, kumar gibi haramlardan) sakının. Eğer yüzçevirirseniz, bilin ki Peygamberimize düşen sadece açık tebliğdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, (Allah’a ortak koşmaktan) sakınıp (Allah’a ve Peygamber’e) imânlarında sebat ederek iyi yararlı amellerini sürdürürler, sonra da (içki, kumar ve benzeri fenalıklardan) sakınıp (bunların haram kılındıklarını kabul ederek) inanırlar ve amellerini güzelleştirip iyi hâl üzere olurlarsa, (daha önce bu gibi haram nesnelerden) tattıklarından dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah güzel amellerde bulunup durumunu iyileştirenleri sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Ey imân edenler! And olsun ki Allah sizi, gıyabında kendisinden kimin (saygı dolu bir kalb ile) korktuğunu, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebildiği av (cinsinden) bir şeyle denemektedir. Artık kim bundan sonra (Allah’ın koymuş olduğu yasak sınırını) aşarsa, onun için elem verici bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Ey imân edenler! Siz ihrâmlı iken avı öldürmeyin ; sizden kim bile bile onu öldürürse kendisine ceza vardır. O da öldürdüğüne benzer bir davardır ki, öldürülen gibi olduğunu iki âdil kimse takdîr eder, hüküm verir. Davar, hacı kurbanı olmak üzere Kabe’ye götürülür, orada kesilir; yahut yoksullara yemek vermek veya onun dengince oruç tutarak keffaretini edâ etsin. Tâ ki işlediği (bu cinayetin) vebalini tatmış olsun. Geçmişteki (işlenen bu tür cinayetleri) Allah bağışladı. Kim dönüp bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah hep üstündür, güçlüdür ve (ilâhi sınırları aşanlardan tevbe etmezlerse) intikam alıcıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
Deniz avı ve onu yemek size de, gelen misafir kafilelere de helâl kılındı. Ve ihrâmlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır. (Kabirlerinizden kalkıp hesap alanına) toplanacağınız, (huzurunda yer alacağınız) Allah’tan korkun.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Allah Beytü’l-Haram = Kabe’yi, hürmetli ay’ı, Kabe’ye gönderilen gerdanlıklı, gerdanlıksız kurbanlıkları, insanların hayat düzeni için dayanak kılmıştır. Bu, Allah’ın göklerde olanı da, yerde olanı da bildiğini ve gerçekten Allah’ın her şeyi bilen olduğunu bilip anlamanız içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
Biliniz ki, Allah gerçekten hem vereceği ceza bakımından çok şiddetlidir, hem de Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Peygambere ancak tebliğ gerekir. Allah ise sizin neler açıkladığınızı, neler gizlediğinizi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
De ki: Murdarın çokluğu senin hoşuna gidip hayretini mûcib olsa da murdarla pâk bir değildir. O halde ey sağduyu sahipleri! Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Ey imân edenler! Size açıklanınca sizi kötümser yapacak (veya üzecek) şeylerden sormayın; ama Kur’ân indirildiğinde sorarsanız size açıklanır. Allah (daha önce bu kuralı bilmeden) sorduklarınızdan dolayı sizi) atfetmiştir. Allah çok bağışlayandır, şefkatle, lûtufla, merhametle sabredendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Allah ne bahire, ne sâibe, ne vesile, ne de hâm’dan hiç biriyle emretmemiş ve meşru’ da kılmamıştır. Ama o küfredenler Allah’a karşı yalan uydurup iftirada bulunuyorlar; çoğunun da aklı ermemektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
Onlara, «Allah’ın indirdiği Kitab’a ve Peygamberin (Sünnetine) yüzçevirip gelin!» denilince, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyler bize yeter, derler. Ya ataları bir şey bilmeyenler ve doğru yolu bulmayanlar idiyse..Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Ey imân edenler! Kendinize sahip çıkın. Siz doğru yolda iseniz, yoldan sapan size zarar veremez. Hepinizin de dönüşü Allah’adır. O size yaptıklarınızı bir bir haber verip açıklayacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
Ey imân edenler! Sizden birine ölüm hâli geldiğinde vasiyyette bulunurken, aranızdan iki âdil kişiyi veya yolculuk hâlinde bulunuyorsanız, bu sırada size ölüm musibeti gelip çatmışsa, sizden olmayan başka iki kimseyi şâhid tutun ve onları namazdan sonra alıkoyun. Şüphelendiğiniz takdirde, onlar şöyle yemin ederler: «And olsun ki, yakınımız bile olsa andımızı paha ile değiştirmeyeceğiz, aksi halde günaha girenlerden oluruz !»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Eğer bu iki şahidin (vebal altına girip) bir günahı hakkedeceklerine bilgi edinilirse, onların yerine, ölene daha yakın hak sahibi vârislerden iki kişi geçer ve Allah’a yemin ederek şöyle derler: «Yemin olsun ki bizim şâhidliğimiz onların şâhidliğinden daha haktır ve hakkı da aşmadık, aksi halde zâlimlerden oluruz.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
Bu, şâhidliği yerine getirmelerine veya yeminlerinden sonra yeminlerinin reddolunmasından korkmalarına daha yakın (bir çare)dir. Allah’tan korkup (şahitliği yerine getirmemekten) sakının ve (iyice) dinleyin. Allah, ilâhî sınırları aşıp günah işleyenleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Allah, peygamberleri biraraya getireceği günde, «size ne cevap verildi ?» diyecek. Onlar da «bizim hiç bir bilgimiz yok, gayıbları bilen şüphesiz ki sensin sen!» diyecekler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Allah (o gün) buyuracak ki: Ey Meryem oğlu İsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla ; hani seni Ruhu’l-Kudüs ile desteklemiştim de beşikte ve yetişkin iken insanlara konuşuyordun ; hani sana kitab’ı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve incil’i öğretmiştim ve sana, benim iznimle çamurdan kuş biçiminde (şekil) yapıp ona üflemiştin, o da benim iz nimle kuş oluvermişti. Bir de anadan doğma körü, alaca tenliyi benim iznimle iyileştirmiştin; hani ölüleri de benim iznimle kabirden diri olarak çıkarıyordun ve İsrail oğulları’na açık belgeler (mu’cizeler) getirdiğinde onların (saldırısını) senden savmıştım ; onlardan inkâra sapanlar, «bu açık bir sihirden başkası değildir» demişlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Ve hani Havarilere, bana ve peygamberime imân edin diye ilhamda bulunmuştum, onlar da «biz imân ettik, Hakk’a teslimiyet göstrediğimize şâhid ol» demişlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Hani bir vakit de Havariler, «Ey Meryem oğlu İsâ ! Rabbin gökten üzerimize bir sofra indirebilir mi ? (veya sen Rabbin’den böyle bir istekte bulunabilir misin?)» demişlerdi. (Bunun üzerine İsâ onlara:) «Eğer mü’minler iseniz Allah’tan korkup (ilâhî sınırları aşmaktan, O’nun hakkında şüphe etmekten) sakının,» demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Havariler, «ondan yemeği, kalbimizin yatışmasını ve senin de bize doğruyu söylediğini bilmeyi, onun üzerine şahitlerden olmayı arzu ediyoruz da (ondan bu istekte bulunuyoruz),» diyerek (samimiyetlerini) belirtmişlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Meryem oğlu İsâ (duâ ederek) dedi ki: Allah’ım ! Rabbimiz ! Üzerimize gökten (öyle) bir sofra indir ki, bizim ilkimize de sonrakilerimize de bayram ve senden açık bir belge (mu’cize) olsun. Bizi rızıklandır; sen rızık verenlerin en hayırlısısın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Allah (onun bu isteğine karşı şöyle) buyurdu : O sofrayı herhalde size indireceğim ; artık kim ondan sonra inkâra, nankörlüğe saparsa, âlemlerde hiç kimseye yapmayacağım bir azâb ile ona azâb ederim.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Hem Allah, «Ey Meryem oğlu İsâ! Sen mi insanlara Allah’tan başka benimle annemi iki ilâh edinin, dedin ?!» demişti (diyecek) de İsâ, «Seni (ortaklardan, noksanlıklardan) tenzîh ederim ; bana, hak olmayan bir sözü söylemek yaraşmaz. Eğer söylemişsem elbette sen onu bilirsin. Nefsimde olup biten şeyi bilirsin, ben ise senin nefsinde (ilminde sübut bulan) şeyleri bilmem. Şüphesiz ki sen, sensin gaybleri çok iyi bilen,» diye cevap vermişti (cevap verecek).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
Onlara sadece bana emrettiğini söyledim: «Benim de Rabbim, sizin de Rabblniz olan Allah’a kulluk edin». Onlar arasında bulunduğum sürece kendilerine şâhid idim. Beni aralarından tutup aldığında, üzerlerinde denetleyici olarak (sadece) sen kaldın ; sen her şeye yeterince şâhidsin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
Eğer onlara azâb edersen, şüphesiz ki onlar senin kullarındır; bağışlarsan, doğrusu sen çok güçlüsün, çok üstünsün, hem de yegâne hikmet sahibisin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
(Bunun üzerine) Allah buyuracak : (Bugün) doğruların doğruluklarının kendilerine yarar verdiği gündür; onlar için altlarından ırmaklar akan içinde ebedî kalacakları Cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah’tan razı oldular. İşte bu, büyük bir kurtuluştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların mülkü (tasarruf ve hükümranlığı) Allah’ındır. O her şeye kadirdir (gücü her şeye yeter).Mealleri KıyaslaSayfada Göster