1. Elif, Lâm, Mim! (İlmini ilminde ilmiyle!) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. İnsanlar denenip (kendilerince) ne olduklarının sonucu görülmeden "İman ettik" lafıyla kurtulacaklarını mı sandılar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Andolsun ki onlardan öncekileri de sınav objeleriyle denemişizdir... Allâh (dışarıdan bir tanrı gibi değil - hakikatleri olarak) elbette (sözlerinde) sadıkları açığa çıkarıp bilecek ve elbette yalancıları da açığa çıkarıp bilecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Yoksa o kötülükleri yapanlar bizi geçip gideceklerini mi sandılar... Ne kötü hüküm veriyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Kim Allâh’ın likâsını (ismi Allâh olanın, şuurunda Esmâ’sıyla açığa çıkışını fıtratınca yaşamayı) umuyorsa, (bilsin ki) muhakkak ki Allâh’ın takdiri olan bedenli yaşam sürecinin sonu elbette gelir! "HÛ"; Es Semi’dir, El Aliym’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Kim (bu imanı, hakikati yaşamak için) hırs - azim ile çalışırsa, yalnızca kendi benliği için bu savaşı vermiş olur (Cihadı Ekber - büyük savaş)! Muhakkak ki Allâh, âlemlerden (Esmâ bileşimi birimselliklerden) elbette Ğaniyy’dir ("HÛ"viyeti {ZÂT’ı} itibarıyla, Esmâ’sında açığa çıkanlarla kayıtlanmaktan veya onlarla sınırlı tanımlanmaktan münezzehtir)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. İman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onların kötülüklerini (nefsanî özelliklerini) kendilerinden elbette sileriz ve elbette yaptıklarının en güzeli ile kendilerini cezalandırırız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Biz insana ana-babasına güzel davranmasını vasiyet ettik... Eğer ilmine ters düşen bir şeyi bana ortak koşman için seninle tartışıp seni zorlarlarsa, o ikisine itaat etme! Dönüşünüz banadır... Yaptıklarınızın (anlamının) haberini vereceğim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. İman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onları elbette sâlihlere dâhil edeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. İnsanlardan kimisi de vardır ki: "Amenna billâh = iman ettik Esmâ’sıyla hakikatimiz olan Allâh’a" dediği hâlde; Allâh uğruna eziyete uğradığında, insanların fitnesini Allâh’ın azabı gibi kabul etti. Andolsun ki Rabbinden bir zafer gelirse, elbette şöyle diyecekler: "Gerçekten biz sizinle beraberdik." Allâh, âlemlerin sadırlarında (insanların beyinlerinde) olan şeyi (Esmâ’sından yaratanı olarak) daha iyi bilen değil midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Allâh, elbette iman edenleri bilecektir; elbette münafıkları da (zekâlarını, Hak olan doğrultusunda değil, çıkarları doğrultusunda kullanan ikiyüzlüleri) bilecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: "Bizim anlayışımıza uyun, sizin suçlarınızı (günahlarınızı) biz yüklenelim!" İnkârcılar, onların suçlarının veballerinden hiçbir şey yüklenmezler... Muhakkak ki onlar yalancılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Andolsun ki onlar hem kendi veballerini, hem de kendi yükleriyle beraber (başka) veballer de yüklenip taşıyacaklar... Uydurdukları fikirlerden kıyamet sürecinde mutlaka sorumlu tutulacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Andolsun ki Nuh’u kendi toplumuna irsâl ettik de onların içinde elli yıl hariç bin sene kaldı! Zulümleri üzereyken tufan onları yakaladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Onu ve gemi halkını kurtardık ve onu insanlar için bir ibret kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. İbrahim... Hani (İbrahim) toplumuna dedi ki: "Allâh’a kulluk edin ve O’ndan korunun! Anlayabilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. "Allâh dûnunda putlara tapıyorsunuz; uyduruyorsunuz! Allâh dûnunda tapındıklarınız var ya, size bir yaşam gıdası veremezler! Yaşam gıdanızı (hakikatiniz olan) Allâh indînden isteyin... O’na ibadet edin ve O’na şükredin... O’na döndürülmektesiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. "Eğer yalanlarsanız, (bilin ki) sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı... Rasûle düşen apaçık bir tebliğden başka değil." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Görmediler mi Allâh, yaratılmışları nasıl yaratıyorsa, sonra da onu (aslına veya ikinci defa yeni bir yaratışa) iade ediyor... Muhakkak ki bu Allâh’a kolaydır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. De ki: "Arzda (bedende) inceleme yapıp, yaratmaya nasıl başladığına bir bakın... Bundan sonra Allâh, neş’e-i âhireti (gelecek yaşam bedeninizi) inşa eder... Muhakkak ki Allâh her şey üzerine Kaadir’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. "Dilediğine azap eder, dilediğine de merhamet eder... O’na dönüştürüleceksiniz (Hakikatinizin El Esmâ ül Hüsnâ olduğunu fark edeceksiniz)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. "Siz, ne arzda ve ne semâda güçsüz bırakamazsınız! Sizin Allâh’tan başka ne bir Veliyy’niz ve ne de bir yardımcınız yoktur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Allâh’ın varlıklarındaki işaretlerini ve O’na kavuşmayı inkâr edenler var ya, işte onlar Rahmetimden ümidi kesmişlerdir; işte onlar için feci bir azap vardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (İbrahim’in) toplumunun cevabı şu oldu: "Onu öldürün yahut Onu yakın!" (Fakat) Allâh, Onu ateşten kurtardı... Muhakkak ki bu olayda, iman eden toplum için elbette işaretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. (İbrahim) dedi ki: "Siz dünya hayatında (atalarınızla) aranızdaki duygu bağı yüzünden Allâh dûnunda putlar edindiniz. Bu yüzden kıyamet sürecinde kiminiz kiminizi inkâr edecek ve bir diğerine lânet edecektir! Mekânınız ateştir ve yardımcınız da yoktur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Bundan sonra İbrahim’e (kardeşinin oğlu) Lût iman etti ve: "Doğrusu ben Rabbime hicret edeceğim!" dedi... Muhakkak ki O, "HÛ"; Aziyz’dir, Hakiym’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Ona (İbrahim’e) İshak’ı ve Yakup’u hibe ettik... Onun zürriyyeti içinde nübüvvet ve BİLGİ oluşturduk... Mükâfatını Ona dünyada verdik... Muhakkak ki O, sonsuz gelecekte de sâlihlerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Lût... Hani toplumuna dedi ki: "Şüphesiz ki daha önceden hiç kimsenin yapmadığı çirkin bir işi yapıyorsunuz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. "Muhakkak ki siz erkeklerle yatıp, (doğal üreme) yolu kesiyorsunuz; toplum içinde bunu yapıyorsunuz." (Lût’un) toplumunun cevabı şu oldu: "Eğer sözünde sadıksan, Allâh azabını getir bize!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. (Lût) dedi ki: "Rabbim, bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Rasûllerimiz, İbrahim’e müjde olarak geldiklerinde dediler ki: "Doğrusu biz şu bölge halkını helâk edeceğiz... Muhakkak ki oranın halkı nefslerine zulmedenler oldular." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. (İbrahim) dedi ki: "Muhakkak ki orada Lût var?" Dediler ki: "Orada kim olduğunu biliriz... Mutlaka Onu ve Onun ailesini kurtaracağız... Karısı hariç; o geride kalanlardan oldu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Rasûllerimiz Lût’a geldiklerinde onlar yüzünden fena oldu; onlardan dolayı (olacaklardan dolayı) içi daraldı... (Rasûllerimiz de) dediler ki: "Korkma, mahzun olma! Doğrusu biz seni ve senin aileni kurtaracağız... Karın müstesna; o geride kalanlardan oldu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. "Muhakkak ki biz şu bölge halkına, bozuk inançları dolayısıyla semâdan bir azap inzâl edeceğiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Andolsun ki ondan (o bölgeden), aklını değerlendiren bir topluluk için apaçık bir ibret nişanesi bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı... Dedi ki: "Ey yurttaşlarım... Allâh’a ibadet edin, sonsuz geleceğe iman edin ve bozguncular olarak yeryüzünde taşkınlık yapmayın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Onu (Şuayb’ı) yalanladılar... Bu yüzden onları o şiddetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökmüş hâlde kaldılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Ad ve Semud’a (da böyle yaptık)... Onların meskenlerinden durumlarını anlamışsınızdır... Şeytan kendilerine yaptıklarını süsledi de onları (Hak) yoldan engelledi... Gerçeği anlayacak hâlde olmalarına rağmen! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı (da böyle yaptık)... Andolsun ki Musa onlara apaçık deliller olarak geldi de; dünyada benlik - büyüklük tasladılar... Oysa (gücümüzün) önüne geçemezlerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Her birini kendi suçunun sonucuyla yakaladık... Onlardan kiminin üzerine hortum irsâl ettik! Onlardan kimini o korkunç dalgalı ses yakaladı! Onlardan kimini yerin dibine geçirdik... Onlardan kimini de suda boğduk... Allâh onlara zulmetmiyordu; fakat onlar kendi nefslerine zulmediyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Allâh dûnunda (tanrı kabul ederek birbirini) velîler edinenlerin meseli, bir ev edinen dişi örümceğin meseli gibidir... Muhakkak ki evlerin en zayıfı elbette dişi örümceğin ağıdır! Eğer bilselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Muhakkak ki Allâh, O’nun dûnunda yöneldiğiniz şeyleri bilir... "HÛ"; Aziyz’dir, Hakiym’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. İşte misaller, insanlara vurguluyoruz! (Fakat) onları âlimlerden başkası aklıyla değerlendirmez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Allâh, semâları ve arzı Hak olarak (Esmâ’sının işaret ettiği özelliklerle) yarattı! Muhakkak ki bunda iman edenlere elbette bir işaret vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Sana vahyolunan BİLGİ’yi (Kitap) oku, bildir; salâtı ikame et... Kesinlikle salât fahşadan (kendini beden kabulünün getirisi olan aşırı davranışlardan) ve münkerden (Sünnetullâh’a ters düşüren şeylerden) uzaklaştırır... Elbette ki Allâh zikri (hatırlanışı) Ekber’dir (Ekberiyeti hissettirir)! Allâh ne hâlde olduğunuzu bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Aralarındaki zulmedenler müstesna! Geçmişte kendilerine BİLGİ verilmiş olanlarla, en güzeli neyse o şekilde mücadele edin ve şöyle deyin: "Bize inzâl olunana da size inzâl olunana da iman ettik... İlâhımız ve ilâhınız aynı TEK’tir! Biz O’na teslim olmuşlarız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Böylece sana Kitabı (Hakikat ve Sünnetullâh bilgisini) inzâl ettik... Kendilerine Kitap verdiklerimiz (hakikatleri olarak) O’na iman ederler... İşte bunlardan, O’na (hakikatlerine) iman eden kimse de vardır... İşaretlerimizi sadece hakikat bilgisini inkâr edenler (kilitlenmişler) bile bile inkâr eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Sen O’ndan (inzâl ettiğimiz BİLGİden) önce (Tevrat, İncil gibisinden) bir kitap okumuyor ve onu sağ elinle de yazmıyordun... (Demek ki genel anlamda okur - yazar olabilir... Furkan: 5) (Eğer okuyup yazıyor olsaydın) o takdirde dediklerini çürütmek isteyenler elbette şüphe ederdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Bilakis O (Kur’ân), kendilerine ilim verilmiş olanların derûnlarında apaçık işaretlerdir... (Hakikatlerinde mevcut) işaretlerimizi ancak nefsine zulmedenler inkâr eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Dediler ki: "O’na Rabbinden mucizeler inzâl edilmeliydi!"... De ki: "Mucizeler sadece Allâh indîndendir... Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Kendilerine bildirilen O BİLGİ’yi sana inzâl etmiş olmamız, onlara yeterli gelmedi mi? Muhakkak ki bunda iman eden topluma elbette bir rahmet ve öğüt vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. De ki: "Benimle aranızda şahitlik itibarıyla Esmâ’sıyla hakikatim olan Allâh yeterlidir! Semâlarda ve arzda olanı bilir! Bâtıla inanıp (kendilerini toprak olacak beden kabul edip); Esmâ’sıyla nefslerinin hakikati olan Allâh’ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Azaplarını (ölümü) senden acele istiyorlar... Eğer takdir edilmiş bir ömürleri olmasaydı, onlara azap elbette gelirdi! Onlar farkında değilken, kendilerine aniden, mutlaka gelecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Azaplarını (ölümü) senden acele istiyorlar... Muhakkak ki Cehennem (el an) hakikat bilgisini inkâr edenleri ihâta etmiştir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. O süreçte, azap onların üstlerinden (bilinçlerini) ve ayaklarının altından (bedenlerini) bürür ve: "Yaptıklarınızın getirisini tadın!" der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Ey iman eden kullarım! Muhakkak ki Benim Arz’ım geniştir! (Beyin kapasitesi geniştir! Burada şunu fark etmek gerekir. Gerek beden ve gerekse beyin madde ve toprak asıllı yapısı ve katmanı itibarıyla "arz" kelimesiyle işaretlenirken; beyin faaliyetinin, nöronik hareketlerinin daha da deriniyle data açığa çıkışının anlatımı da "semâ" kelimesiyle tanımlanmıştır. "Semâlar" denilmesinin sebebi ise açığa çıkan data, bilgi - ilim kapsamı mertebeleridir kanaatimizce. Dolayısıyladır ki burada "arzım geniştir" işaretiyle beyin kapasitesinin olabildiğince yüksek düzeyde kullanılarak ilim elde edilmesi önerilmektedir. Zira ana konu toprakta yok olacak kapasiteler, nesneler değil ölümsüz yaşam itibarıyla gerekli kazanımlardır.) Yalnız bana kulluk edin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Her nefs, ölümü tadacaktır! Sonra bize döndürüleceksiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (Hakikatlerine) iman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, kesinlikle onlara cennetten, altlarından nehirler akan yüksek odalar hazırlayacağız... Onlarda sonsuza dek yaşarlar... Çalışanların karşılığı ne güzeldir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Onlar ki sabrediyorlar ve Rablerine tevekkül ediyorlar (nefslerinin hakikatindeki El Vekiyl isminin özelliğine iman edip işlevine güveniyorlar)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Nice canlı var ki, yaşam gıdasını yüklenip taşımıyor... Onların da sizin de yaşam gıdanızı Allâh veriyor... "HÛ"; Semi’dir, Aliym’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Yemin olsun ki eğer onlara: "Semâları ve arzı kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim işlevlendirdi?" diye sorsan, elbette: "Allâh" diyecekler... Nasıl (bu gerçeği göz ardı edip şirke) dönüyorlar peki? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Allâh, kullarından dilediğine yaşam gıdasını arttırır ve (dilediğine de) kısar! Muhakkak ki Allâh Bi-küllî şey’in (hakikatinde olarak) Aliym’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Yemin olsun ki eğer onlara: "Semâdan suyu tenzîl edip de (şuurunda hakikat ilmi açığa çıkarıp), ölümünden sonra (hakikat şuurundan mahrum ölü gibi yaşarken) onunla arzı (bedeni) kim diriltti?" diye sorsan, elbette: "Allâh" diyecekler... De ki: "El Hamdu lillâh = Hamd, Allâh’a aittir!" Hayır, onların çoğu aklını kullanıp bunları değerlendirmezler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Şu dünya hayatı (en sefil yaşam - esfeli sâfîliyn) bir eğlence (kendini avutarak keyifle oyalanma) ve bir oyundan (kurallarına göre oynanan senaryo) başka bir şey değildir! Sonsuz gelecek vatana gelince; işte asıl bilinçlilik - yaşam yurdu odur. Kavrayabilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Gemiye bindikleri vakit, inançlarını sırf O’na yönlendirerek Allâh’a dua ederler... Onları karaya (çıkarıp) kurtarınca, bir de bakarsın onlar şirk koşuyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Kendilerine verdiklerimize (hakikatlerindeki kuvvelere) nankörlük yapsınlar ve (geçici şeylerden) faydalansınlar diye (şirke dönerler)! Yakında anlayacaklar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Görmediler mi ki, onların çevresinden insanlar çekilip alınırlarken güvenli bir Harem kıldık... Bâtıla (kendilerinin bedenden ibaret olup, vefat ederek yok olacaklarına) iman edip, Allâh nimetini (nefslerindeki El Esmâ kuvvelerini) inkâr ederek nankörlük yapmıyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Allâh üzerine yalan uydurandan yahut kendisine Hak olarak (Rasûl) geldiğinde bunu yalanlayandan daha zâlim kimdir? Hakikat bilgisini inkâr edenlerin yaşam ortamı, cehennemde değil midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Biz’e (ermek için nefsine karşı) savaş verenlere gelince, elbette onları yollarımıza ulaştıracağız... Kesinlikle Allâh, yakîn ehliyle (ihsan sahibi {Allâh’a görüyormuşçasına yönelen}) elbette beraberdir! (Mâiyet sırrı.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster