1. Kulunu (Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemî) bir gece Mescid-i haramdan (alıb) Mescid-i Aksaaya kadar götüren (Zât-i ecelle ve a’lâ her dürlü nakıysalardan) münezzehdir. (O Mescid-i Aksaa ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik (ve bu gece yolculuğunu) ona (o peygambere) âyetlerimizden ba’zısını gösterelim diye (yapdırdık). Şübhesiz ki O, (asıl) O (her şey’i) hakkıyle işiden, (her şey’i) kemâliyle görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Biz Musâya kitab verdik ve o (kitabı) «Benden başka hiçbir vekîl tutmayın» diye israil oğulları için bir hidâyet (rehberi) kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Ey Nuh ile beraber (gemide) taşı (yıb selâmete çıkar) dığımız (insanlar) zürriyeti, (şu) bir hakıykatdır ki (Nuh) çok şükreden bir kuldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Biz kitabda Isrâîl oğullarına şu haberi verdik: «Siz arz (-ı mukaddes) de muhakkak iki defa fesâd çıkaracak ve muhakkak (bana karşı) büyük bir serkeşlik yapıb kabaracaksınız». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. İşte o ikiden birinci (fesadlarının ceza) va’de (si) gelince (muhaarebede) çok çetin bir kuvvete mâlik olan kullarımızı üzerinize musallat kıldık da onlar evlerin aralarına kadar girib (sizi) araşdırdılar. (Bu), yerine getirilmiş bir va’d idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Sonra bunlara karşı size tekrar devlet ve galebe verdik. Mallarla, oğullarla sizin imdadınıza yetişdik, cem’iyyetinizi de (olduğunızdan) daha fazla çoğaltdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Eğer kötülük ederseniz (yine) kendinize kötülük (etmiş olursunuz). Artık diğer (cezanın) vâde (si) gelince yüzlerinizi kötülesinler, mescid (iniz) e birinci defa girdikleri gibi gir (ib tahrîb et) sinler, galebe ve istilâ etdiklerini mahv etdikce etsinler diye (başınıza yine düşmanları musallat etdik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (Tevbe ederseniz) Rabbinizin sizi esirgeyeceğinizi umabilirsiniz. (Eğer tekrar fesada) dönerseniz biz de (sizi cezâlandırmıya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Gerçek bu Kur’an (insanları) öyle bir şey’e (yola) doğrultub götürür ki o, en aadil ve en doğru bir (yol) dur. Güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunan mü’minlere kendileri için muhakkak bir ecr olduğunu da müjdeler o. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Âhirete îman etmezler (e gelince:) onlar için de şübhesiz pek acıklı bir azâb hazırladığımızı (bildirir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. İnsan, hayra olan düaası gibi, şerre de düaa eder. Pek acelecidir (bu) insan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Biz gece ile gündüzü (kudretimize delâlet eden) iki âyet (nişane) kıldık da gece âyetini silib (giderib yerine eşyâyi) gösterici (zıyâdâr) gündüz âyetini getirdik. Tâki (gündüzün) Rabbinizden (geçiminize âid) bir lûtf-u inayet arayasınız, yılların sayısını, (vakıtların) hesabı (nı) bilesiniz. İşte biz (böylece) her şey’i gereği gibi anlatdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Herkesin (dünyâdaki) amel (ve hareket) ini kendi boynuna doladık. Kıyamet günü onun için bir kitab çıkaracağız ki neşredilmiş olarak kendisine kavuş (ub şöyle çat) acak: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. «Oku kitabını, bu gün sana karşı, iyi hesâb görücü olarak kendi nefsin yeter». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Kim doğru yolu bulursa, o doğru yolu ancak kendi fâidesine bulmuş olur. Kim de sapıklık ederse o da yalınız kendi aleyhine sapmış olur. Hiç bir günahkâr başkasının günâh yükünü yüklenmez. Biz bir resul gönderinceye kadar (hiç bir kimseye ve kavme) azâb ediciler değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Bir memleketi helak etmek dilediğimiz vakit onun ni’met ve refahdan şımarmış elebaşılarına emrederiz de orada (bu emre rağmen) itaatden çıkarlar. Artık o (memlekete) karşı söz (azâb) hak olmuşdur. İşte biz onu artık kökünden mahv-ü helak etmişizdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Nuh (devrin) den sonra nice asırları (n halkını) helak etdik. Rabbin, kullarının günahlarından hakkıyle haberdârdır, (onları) hakkıyle görücüdür ya, (işte bu) yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Kim bu çarçabuk geçen (dünyâyı) dilerse biz de burada ona, (evet) kimi dilersek ona, dileyeceğimiz şey’i çarçabuk veririz. Sonra da onu cehenneme sokarız. O, buraya kınanmış ve (rahmetimizden) koğulmuş olarak ulaşır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Kim de mü’min olarak âhireti diler, onun için (ona gereken) bir sa’y ile çalışırsa işte onların (bu) çalışmaları meşkûr (ve makbul) olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Her birine, onlara da, bunlara da Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Rabbinin vergisi (kimseden) men edilmiş değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Baksan a, biz onların kimini kiminden nasıl üstün kıldık. Elbette âhiret, dereceler (farkları) i’tibariyle de daha büyükdür, üstün kılmak bakımından da daha büyükdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Allah ile beraber diğer bir Tanrı edinme. Sonra kınanmış ve kendi başına (yardımsız) bırakılmış olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Rabbin, «Kendinden başkasına kulluk etmeyin. Ana ve babaya iyi muamele edin» diye hükmetdi. Eğer onlardan biri veya her. ikisi senin nezdinde ihtiyarlığa ererlerse onlara «Öf» (bile) deme. Onları azarlama. Onlara çok güzel (ve tatlı) söz söyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Onlara acıyarak tevaazu kanadını (yerlere kadar) indir ve: «Yârab, Onlar beni çocukken nasıl terbiye etdilerse Sen de kendilerini (öylece) esirge» de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Rabbiniz sizin içlerinizdekini en iyi bilendir. Eğer siz iyi kimseler olursanız şübhesiz ki Allah da dâima kendine dönenleri (ve çok tevbe edenleri) cidden yarlığayıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların biraderleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine (karşı) çok nankördür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Şâyed Rabbinden umduğun rahmeti arayarak onlardan sarf-ı nazar edersen (böyle bir mecburiyyetde kalırsan) o halde kendilerine yumuşak bir söz söyle (mekle mukaabelede bulun). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Elini boynuna bağlı olarak asma Onu büsbütün de açıb saçma. Sonra kınanmış, peşîman bir halde oturub kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Şübhesiz ki Rabbin kimi dilerse rızkını genişletir, daraltır. Çünkü O, kulları (nın her haali) nden gerçekden haberdârdır, (her şey’i) hakkıyle görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Evlâdlarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Hakıykat, onları öldürmek büyük bir suçdur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, şübhesiz bir hayaasızlıkdı, kötü bir yoldur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Allahın haram kıldığı cana, haklı bir sebeb olmadıkça, kıymayın. Kimi mazlum olarak öldürülürse biz onun velîsine (mirasçısına maktülün hakkını taleb hususunda) bir salâhiyyet vermişizdir. O da katilde israf etmesin. Çünkü o, cidden (ve zâten) yardıma mazhar edilmişdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Yetimin, erginlik çağına erişinceye kadar, malına yaklaşmayın. Meğer ki bu, en iyi bir suretle ola. Bir de ahdi yerine getirin. Çünkü ahid (den cayanlar) sorumludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Ölçdüğünüz vakit da ölçeği tam yapın. Doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha hayırlıdır, hem aakıbeti i’tibariyle daha güzeldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey’in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes’uldür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Yer (yüzün) de kibr-ü azametle yürüme. Çünkü (ne kadar bassan) arzı cidden yaramazsın, boyca da asla dağlara eremezsin!.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Kötü olan bütün bunlar Rabbinin indinde sevilmeyen (şeyler) dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Bunlar Rabbinin sana vahyetdiği hikmet (ler) dendir. Allah ile beraber diğer bir Tanrı edinme ki sonra yerinmiş, koğulmuş olarak cehenneme atılırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Yâ! Rabbiniz size oğulları beğenib seçdi de kendisi meleklerden dişiler mi edindi?! Hakıykaten siz büyük söz söylüyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Andolsun, bu (ihtaarı) şu Kur’anda dürlü dürlü şekillerde açıklamışızdır. Tâki iyice düşünüb ibret alsınlar. Halbuki bu, onların (hakdan) nefret etmelerinden başka, bir şey’i artırmıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. De ki: Allah ile beraber, söyleyegeldikleri gibi, (başkaca) Tanrılar da olsaydı onlar arşın saahibine elbet bir yol ararlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. O, bunların söylemekde oldukları şeylerden tamâmiyle münezzehdir, yücedir, büyükdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Yedi gökle yer ve bunların içinde bulunan (melekler, cinler, insan) lar onu tesbîh (ve tenzîh) eder (ler). Hiç bir şey haaric değil, hepsi Ona hamd ile tesbîh eder. Fakat siz, onların tesbihini iyi anlamazsınız. O, hakıykaten halimdir, gerçekden yarlığayıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Sen Kur’ânı okuduğun zaman seninle âhirete inanmazların arasına gizli bir perde çekeriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. (Evet) onların kalbleri üzerine, onu (Kur’ânı) iyice anlamalarına (engel), perdeler gerer, kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen Kur’anda Rabbini bir tek olarak andığın vakit onlar ürkek ürkek arkalarını çevirirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Onlar seni dinleyecekleri zaman (hakıykatde) neyi dinleyeceklerini, gizli (ve sinsi) konuşurlarken o zalimlerin (nasıl) «Siz büyülenmiş bir kimseden başkasına tâbi’ olmuyorsunuz» diyeceğini biz pek iyi bileniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Dediler ki: «Biz bir sürü kemik, kırıntı ve döküntü (haalinde bir toprak) olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz»? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Söyle: «Gerek bir taş (gibi çetin), gerek bir demir (gibi kuvvetli) olun, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Yahud göğüslerinizde (akıllarınızca) büyüyen her hangi bir halk (olun, mutlakaa diriltileceksiniz). «O halde bizi kim (dirilterek) geri çevirecek?» diyecekler. Sen de de ki: «Sizi ilk defa yaratmış olan (kudret saahibi diriltecekdir)». O vakit sana başlarını sallayacaklar da: «(istihza ile) Ne vakit o?» diyecekler. Söyle ki: «Yakın olması me’muldür». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. (Allah) sizi çağıracağı gün hemen (kabirlerinizden kalkıb) Onun emrine icabet edeceksiniz ve sanacaksınız ki (kabirlerinizde) ancak pek az bir müddet kalmışsınızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. (Mü’min) kullarıma söyle: «(Kâfirlere) en güzel (söz) ne ise, onu söylesinler». Çünkü şeytan aralarına fesâd sokar. Zîrâ şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. «Rabbiniz sizi çok iyi bilendir. Eğer dilerse sizi esirger, yahud şâyed dilerse sizi azâblandırır». Biz seni onların üstüne bir vekîl göndermedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Andolsun ki biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kılmışızdır. Dâvuda da Zebur verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. De ki: «Onu (Allâhı) bırakıb boş yere (Tanrı diye) söylediklerinizi çağırın. Onlar sizden her hangi bir sıkıntı gideremeyecekleri gibi değişdiremezler de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Onların tapdıkları da — hangisi Rablerine daha yakın (olacak) diye — (bizzat) vesîle arıyorlar, Onun rahmetini umuyorlar, Onun azabından korkuyorlar Çünkü Rabbinin azabı korkuncdur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Hiçbir memleket haaric olmamak üzere biz onları kıyamet günündün evvel ya helak edeceyiz, yahud şiddetli bir azâb ile azâblandıracağız. Bu, o kitabda (böylece) yazılıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Bizi (Kureyşe) âyetler (mucizeler) göndermemizden alıkoyan (sebeb başka değil) ancak evvelki (ümmet) lerin onları tekzîb etmiş olduklarıdır. Biz, Semuda gözleri göre göre o dişi deveyi verdik de (onu öldürdüler ve) bu yüzden (kendilerine) zulmetdiler. Halbuki bir âyetleri (azâb ve ihlâk için değil) ancak (âhiret azabından) korkutmak için göndeririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Sana: «Şübhesiz Rabbin insanları çepçevre kuşatmışdır» demişdik, hatırla. (Geceleyin) sana gösterdiğimiz o temaşayı ve Kur’anda lâ’net edilen ağacı biz (başka değil) ancak insanlara bir fitne (ve imtihan) yapdık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, onlarda büyük bir taşkınlıkdan başka bir şey artırmıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. (Şunu da) hatırla ki biz meleklere: «Âdem için secde edin» demişdik ve onlar da secde etmişlerdi de İblîs etmemiş, «Ben bir çamur olarak yaratdığın kişiye secde edermiyim?» demişdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. (Yine) dedi ki: «Benden şerefli kıldığın bu (adam da) kim oluyormuş, bana haber ver! Eğer beni kıyamet gününe kadar gecikdirirsen, andolsun ki, onun zürriyetini, birazı müstesna olmak üzere, behemehal kendime bendederim». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. (Allah da): «(Defol) git, dedi, artık onlardan kim sana uyarsa şüphesiz ki cehennem hepinizin cezasıdır, tastamam bir ceza». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. «Onların içinden gücünün yetdiği kimseleri sesinle yerinden oynat, onlara karşı süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkar, mallarına, evlâdlarına ortak ol. Onlara va’d et». Şeytan (bu)! Onlara bir aldatışdan başka ne va’d eder o? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. «Benim gerçek kullarım (var ya.) Senin onlar üzerinde hiç bir haakimiyyetin yokdur. (Onlara) vekîl olarak Rabbin yeter». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Rabbiniz, fazl (-u kerem) inden (nasıyb) arayasınız diye, sizin için denizde gemileri yürütendir. Şübhe yok ki O sizi çok esirgeyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Denizde size bir sıkıntı değdiği zaman Ondan (Allahdan) başka (bütün) tapdığınız kişiler gaaib olur (gider. Yalınız Allahdan yardım istersiniz). Fakat O, sizi kurtarıb karaya çıkarınca yine yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Onun kara tarafında sizi yere geçirmesinden, yahud üzerinize çakıllı bir (kasırga) göndermesinden (selâmetinize) emîn mi oldunuz? (Olmayın). Sonra kendinize hiç bir vekîl bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Yoksa Onun, sizi tekrar oraya (denize) döndürüb de üstünüze kırıb büken bir fırtına yollamasına ve nihayet yapdığınız nankörlük sebebiyle sizi boğmasına karşı emniyyete mi girdiniz? (Bu suretde de) yine bize karşı onun öcünü alacak bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Andolsun ki biz Âdem oğullarını üstün bir izzet ve şerefe mazhar kılmışadır. Onlara karada, denizde taşıyacak (vaasıtalar) verdik, onlara güzel güzel rızıklar verdik, onları yaratdığımızın bir çoğundan cidden üstün kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. (Hatırla) o gün (ü) ki insan sınıflarından her birini biz imanlarıyle çağıracağız. Artık kimin kitabı sağından verilirse onlar kitablarını en küçük haksızlığa uğratılmaksızın (kendileri) okuyacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Kim bu (dünyâ) da kör olursa o, âhiretde de kördür, yolca da daha şaşkındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. (Akıllarınca) onlar sana vahy etdiğimzden başkasını uydurub bize (atf ve) iftira edesin diye seni bile hemen hemen fitneye düşürecekler, o takdirde seni (candan) dost edineceklerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Eğer sana sebat vermiş olmasaydık, andolsun ki, sen onlara (belki) biraz meyl edecekdin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. O takdirde ise biz dirimin de katmerli, ölümün de katmerli (acısını) sana tatdıracakdık muhakkak. Sonra bize karşı kendin için hiç bir yardımcı da bulamayacakdın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Yakında seni, neredeyse, bu yerden çıkarmak için her halde rahatsız edecekler, (fakat) o takdirde kendileri de arkandan pek az kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. (Biz bunu) senden evvel gönderdiğimiz peygamberler için de sünnet (ve kaaide yapmışızdır). Sen bizim sünnetimizde (Habîbim) hiç bir değişiklik bulmazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Güneşin (zeval vakfında) kayması ânından gecenin kararmasına kadar güzelce namaz kıl. Sabah namazını da (öylece edâ et). Çünkü sabah namazı şahidlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Gecenin bir kısmında da uyanıb, sırf sana mahsus fazla (bir ibâdet) olmak üzere onunla (Kur’an ile) gece namazı kıl. Ümîd edebilirsin, Rabbin seni bir makaam-ı mahmuda gönderecekdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Ve şöyle de: «Rabbim, beni sıdk (ve selâmet) girdirilişi ile girdir. Sıdk (ve selâmet) çıkarışı ile çıkar ve tarafından bana hakkıyle yardım edici bir hüccet (-i kaahire ve kudret-i kâmile) ver». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. De ki: «Hak geldi, baatıl zeval buldu. Şübhesiz ki baatıl dâim zeval bulucudur». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Biz Kur’andan peyderpey onu indiriyoruz ki (herbiri) mü’minler için şifâ ve rahmetdir o. Zaalimlerin ise o, (maddî ve ma’nevî) ziyanından başkasını artırmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. İnsana ni’met verdiğimiz zaman (zikrullahdan) yüz çevirip yan çizer. Ona şer dokununca da pek ümidsiz olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. De ki: «Her biri kendi aslî tabıy’atına göre hareket eder. O halde kimin daha doğru yolda bulunduğunu Rabbin daha iyi bilicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Sana «ruuh» u sorarlar. De ki: «Ruuh, Rabbimin emri (cümlesi) ndendir. (Zâten) size az bir ilimden başkası verilmemişdir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Andolsun sana vahy etdiğimizi de, dilersek, muhakkak gideriveririz. Sonra bize karşı onu (geri getirmek için) kendine bir vekîl de bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Ancak Rabbinden olan bir rahmetdir (ki onu ibkaa etmişdir). Hakıykat, Onun, senin üzerindeki fazl (-u keremi) büyükdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. De ki: «Andolsun, ins-ü cin şu Kur’ânın benzerini (meydana) getirmeleri için bir araya toplansa, yekdiğerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Şânıma andolsun ki biz bu Kur’anda insanlar için her ma’nâdan nice türlüsünü açıklamışızdır. İnsanlardan pek çoğu ise ille gâvurlukda ayak dirediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. «Biz, dediler, sana kat’iyyen inanmayız. Tâki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. «Yahud senin hurmalık (lar) dan, üzümlük (ler) den bir bağçen olsun da aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtasın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. «Yahud iddia etdiğin gibi gök yüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allahı ve melekleri kefil getiresin». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. «Yahud altından bir evin olsun, yahud semâya çıkasın. Ona çıkdığına da asla inanmayız a! Tâki üstümüze okuyacağımız bir kitab indiresin»! (Şöyle) de: «Rabbimin şaanı yücedir. Ben (Allahın) resûl (ü) bir beşerden başkası mıyım ki»? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. İnsanların — kendilerine hidâyet (rehberi) geldiği zaman îman etmelerini «Allah bir beşeri mi peygamber gönderdi?» demelerinden başka bir şey men’ etmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. De ki: «Eğer (yüzün) de (insanlar gibi) sakin sakin yürüyen melekler olsaydı biz ancak onlara gökden melek bir peygamber gönderirdik». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. De ki: «Benimle sizin aranızda hakıykî şâhid olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının (her şeyinden) cidden haberdârdır, kemâliyle görendir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Allah kime hidâyet (nasıyb) ederse işte o, doğru yolu bulmuşdur. Kimi de şaşırırsa artık bunlar için Ondan başka asla yardımcılar bulamazsın. Biz onları kıyamet günü körler, dilsizler, sağırlar olarak yüzükoyun hasredeceğiz. Onların varacağı yer cehennemdir ki ateşi yavaşladıkça biz onun alevini artırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Bu, onların cezasıdır. Çünkü, onlar âyetlerimizi tanımayarak kâfir oldular, «Bir yığın kemik ve kırıntı olunca mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Onlar gözleri ve yeri yaratan Allahın kendileri gibilerini de yaratmıya kaadir olduğunu görmediler mi? (Allah) onlar için bir ecel ta’yîn etdi ki onda hiç şübhe yokdur. Böyle iken zaalimler ancak gâvurlukda ayak dayamışdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. De ki: «Rabbimin rahmet hazînelerine siz mâlik olsaydınız o zaman harcama (kdan tükenir) korkusuyla muhakkak cimrilik ederdiniz». Çok cimridir insan! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Andolsun ki biz Musâya açık açık dokuz âyet verdik. İşte İsrail oğullarına sor: O, bunlara geldiği vakit Fir’avn ona: «Musa, ben seni herhalde büyülenmiş sanıyorum» demişdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. O da: «Andolsun, dedi, bunları (her biri basıyretle görülecek) birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilmişsindir. Ben de, Fir’avn, seni herhalde helak edilmiş sanıyorum». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Derken onları o yerden sürüb çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem maiyyetindekileri, topdan suda boğuverdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Arkasından da İsrâîl oğullarına (şöyle) dedik: (Haydin), o yerde siz oturun. Sonra âhiret va’di geldiği vakit onları da, sizi de bir araya getireceğiz». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Biz o (Kuranı) hak olarak indirdik ve o, hak olarak indi. Seni de (sevabın) bir müjdeci (sin) den, (azabın) bir haberci (sin) den başka bir (sıfatla) göndermedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Biz onu bir Kur’an olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki insanlara karşı, dura dura (ağır ağır, dâne dâne) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. De ki: «Ona ister îman edin, ister îman etmeyin. Çünkü bundan evvel ilim verilmiş olanlar bile kendilerine karşı o tilâvet olununca çenelerinin üstüne (yüzü koyun) kapanarak secde ediyorlar». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Ve: «Rabbimizi tenzîh ederiz. Hakıykat, Rabbimizin va’di kat’iyyen fi’le çıkarılmışdır» diyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Ağlayarak çeneleri üstüne (yüzü koyun) kapanıyorlar ve bu, onlara derin saygısını artırıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. De ki: «Gerek Allah diye (ad verib) çağırın, gerek Rahman diye (habîbim) (ad verib) çağırın, hangisi ile çağırırsanız nihayet en güzel isimler Onundur». Namazında pek bağırma, sesini o kadar kısma da. İkisinin arası bir yol tut. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. (Şöyle) de: «Evlâd edinmeyen, mülk (ün) de hiç bir ortağı olmayan, züll (-ü aciz) den nâşî yardımcıya da (ihtiyâcı) bulunmayan Allaha hamd olsun». Onu büyük bil, büyüklükle an. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster