Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. “Nisâ” kadınlar demektir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır.
1.
Ey insanlar, sizi tek bir nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip yayan Rabbinizden korkup sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak) tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Yetimlere mallarını verin ve murdar olana karşı temiz olanı değiştirmeyin. Onların mallarını mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir suçtur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Eğer yetim(kız) lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Şayet (yine de) adalet yapamıyacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin.) Bu sapmamanıza daha yakındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Allah’ın sizin için (kendileriyle hayatınızı) kaim (geçiminizi sağlamaya destekleyici bir araç) kıldığı mallarınızı düşük akıllılara vermeyin; bunlarla onları rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel (maruf) söz söyleyin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Yetimleri, nikâha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
(Mirası) Bölüşme sırasında yakınlar; yetimler ve yoksullar da hazır olursa, onları ondan rızıklandırın ve onlara güzel (maruf) söz söyleyin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanlar, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan sakınsınlar ve onlara doğru söz söylesinler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Gerçek şu ki, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş yemiş olurlar. Onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman da annesi için altıda bir’dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah’tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte bir sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın) dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın) dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup da onun erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyetten ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir’de -zarara uğratılmaksızın- onlar ortaktırlar. (Bu size) Allah’tan bir vasiyettir. Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Kim Allah’a ve Resulüne isyan eder ve onun sınırlarını aşarsa, onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara aleyhlerinde olmak üzere içinizden dört şahid tutun. Eğer şehadet ederlerse, onları, ölüm alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol kılıncaya kadar evlerde alıkoyun.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Sizlerden fuhuş yapanlardan, her ikisine eziyet edin. Eğer tevbe ederler de ıslah olurlarsa artık onlardan vazgeçin. Şüphesiz, Allah, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Allah’ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir) . İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Tevbe, ne kötülükleri yapıp edip de onlardan birine ölüm çatınca: «Ben şimdi gerçekten tevbe ettim» diyenler, ne de kendileri kâfirler olarak ölenler için değil. Böyleleri için acıklı bir azab hazırlamışızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız size helal değildir. Apaçık olan ’çirkin bir hayasızlık’ yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (kendinize almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir.) Onlarla güzellikle geçinin. Şayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah onda çok hayır kılar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Bir eşi bırakıp yerine bir başka eşi almak isterseniz, onlardan birine (öncekine) yüklerle (mal ve para) vermişseniz bile ondan hiç bir şey almayın. Ona iftira ederek ve apaçık bir günaha girerek verdiğinizi alacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Onu nasıl alırsınız ki, birbirinize katılmış (birleşerek içli-dışlı olmuş) tınız. Onlar sizden kesin bir güvence (kuvvetli bir ahid) de almışlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Kadınlardan babalarınızın nikâhladıklarını nikâhlamayın. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Çünkü bu, ’çirkin bir hayasızlık’ ve ’öfke duyulan bir iğrençliktir’. Ne kötü bir yoldu o!...Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışında kadınlardan ’evli ve özgür’ olanlarla da (evlenmeniz haramdır.) Bunlar, Allah’ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffeti koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek) evliliği veya evlenecek kadın aramanız (veya istemeniz) size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir) lerini, tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğunuz bir şey konusunda üstünüze bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse ellerinizde bulunan müslüman cariyelerden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise, iffetli yaşamaları, zina etmemek ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, velilerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden evlenmediği takdirde ahlâkî sıkıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allah bağışlayan, esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Allah, size açıklayarak anlatmak, sizi sizden öncekilerin sünnetlerine iletmek ve tevbelerinizi kabul etmek ister. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Allah, tevbelerinizi kabul etmek ister; şehvetleri ardınca gidenler ise, sizin büyük bir sapma ile sapmanızı isterler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Allah (ağır yükleri) sizden hafifletmek ister: (Çünkü) insan zayıf olarak yaratılmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Ey iman edenler, mallarınızı, sizden karşılıklı anlaşmadan (doğan) bir ticaretten başka haksız ’nedenler ve yollarla (batılca) ’ yemeyin. Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin. Şüphesiz, Allah, sizi çok esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Kim haddi aşarak ve zulmederek böyle yaparsa, biz onu ateşe göndeririz. Bu Allah için pek kolaydır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi ’onurlu-üstün’ bir makama sokarız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyi temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah, her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Anne-babanın ve yakınların geride bıraktıklarından her birine mirasçılar kıldık. Yeminlerinizin (akid ile) bağladığı kimselere de kendi paylarını verin. Şüphesiz, Allah, her şeye şahid olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ’sorumlu-yöneticilerdir.’ İyi kadınlar gönülden (Allah’a) itaat edenler, -Allah, (onları ve haklarını) nasıl koruduysa- görünmeyeni koruyanlardır. Başkaldırıp diretmelerinden korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) döğün. Size itaat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Allah’a ibadet edin ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliği emreder (önerir) ler ve Allah’ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kâfirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah’a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Allah’a ve ahiret gününe inanarak Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve kendi yanından pek büyük bir ecir verir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Her ümmetten bir şahid getirdiğimiz ve onların da üzerine seni şahid olarak getirdiğimiz zaman nasıl olacak?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
O gün, küfre sapıp da peygambere isyan edenler, yerle bir olmayı ’severek isteyecekler.’ Oysa Allah’tan hiç bir sözü gizleyemezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayakyolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmedin mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Kimi yahudiler, kelimeleri ’konuldukları yerlerden’ saptırırlar ve dillerini de eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek: «Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve ’Raina’ bizi güt, bize bak» derler. Eğer onlar: «İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve ’bizi gözet’» deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Ey kitap verilenler, yanınızdakini doğrulayıcı olarak indirdiğimiz Kitab’a inanın. Bazı yüzleri silip arkalarına döndürmeden ya da cumartesi adamlarını lanetlediğimiz gibi onları da lânetlemeden önce buna inanın. Hatırlayın ki Allah’ın emri daima yapılagelmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Allah’a karşı nasıl yalan düzüp uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Kendilerine Kitap’tan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar cibt ve tağuta inanıyorlar ve inkâr edenlere: «Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır» diyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
İşte bunlar Allah’ın kendilerini lanetlediğidir. Allah’ın kendisini lanetlediğine hiç bir yardımcı bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Yoksa onların mülk’ten bir payları mı var? Eğer böyle olsaydı, insanlara ’çekirdeğin sırtındaki küçücük bir tomurcuğu’ bile vermezlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Yoksa onlar, Allah’ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk de verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Böylece, onlardan kimi ona inandı, kimi ona sırt çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Ayetlerimize karşı küfre sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tadmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, ’ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe’ sokacağız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Hiç şüphe yok Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; peygambere itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah’a ve Resulüne döndürün. Şayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut’un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Onlara: «Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin» denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek: «Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik» diyen Allah’a yemin ederler?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
İşte bunların, Allah kalplerinde olanı bilmektedir. O halde sen, onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Biz peygamberlerden hiç kimseyi ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah’tan bağışlama dileselerdi ve peygamber de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı bulmaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Eğer gerçekten biz, onlara: «Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın» diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Allah’a ve Resul’e kim itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular (ve doğrulayanlar), şehidler ve salihlerle beraberdir. Ne iyi arkadaştır onlar?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Ey iman edenler, (düşmanlarınıza karşı) tedbirinizi alın da savaşa bölük bölük çıkın ya da topluca çıkın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Şüphesiz sizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: «Doğrusu Allah, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım» der.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Eğer size Allah’tan bir fazl (zafer) isabet ederse, o zaman da, sanki onunla aranızda hiç bir yakınlık yokmuş gibi kuşkusuz şöyle der: «Keşke onlarla birlikte olsaydım, böylece ben de büyük ’kurtuluş ve mutluluğa’ erseydim.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken, öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve «Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla» diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
İman edenler, Allah yolunda savaşırlar, küfredenler de tağutun yolunda savaşırlar; öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli düzeni pek zayıftır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Kendilerine; «Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekâtı verin» denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah’tan korkar gibi -hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve «Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?» dediler. De ki: «Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ’bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik kadar’ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: «Bu Allah’tandır» derler; onlara bir kötülük dokunsa: «Bu sendendir» derler. De ki: «Tümü Allah’tandır.» Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamağa çalışmıyorlar?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Kim peygambere itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiştir. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
«Tamam, kabul» derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Onlar halâ Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilâflar) bulacaklardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan sonuç çıkarabilenler, onu bilirlerdi. Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Artık sen Allah yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü’minleri de hazırlayıp teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin ağır baskılarını geri püskürtür. Allah, ’kahredici baskısıyla’ daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine de bir hisse vardır: kim de kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine, bir pay vardır. Allah her şeyin üzerinde koruyucudur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Allah; O’ndan başka ilah yoktur. Kendisinde hiç bir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Allah’tan daha doğru sözlü kimdir?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Allah, onları kazandıkları dolayısıyla tepe taklak etmiştir. Allah’ın saptırdığını hidayete eriştirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Onlar, kendilerinin küfre sapmaları gibi, sizin de küfre sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun) dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Allah dileseydi, onları da üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların) ı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Diğerlerinin de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız. (Ama) Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı (balıklama) dalarlar. Şayet sizden uzak durmaz, barış (şartların) ı size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün. İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ’destekleyici bir delil’ kıldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Bir mü’mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü’mini öldürmesi yakışmaz. Kim bir mü’mini ’hata sonucu’ öldürürse, mü’min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir. Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka. Eğer o, mü’min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda da mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda da ailesine bir diyet ödemek ve bir mü’min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir. (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkânı) bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır. Bu, Allah’tan bir tevbedir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
Kim bir mü’mini de kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse onun da cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (islam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak: «Sen mü’min değilsin» demeyin. Asıl çok ganimet, Allah katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Mü’minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah, yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) va’detmiştir; ancak Allah, cihad edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Melekler kendi kendilerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman, derler ki: «Neyde idiniz?» Onlar: «Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz’aflar) idik.» derler. (Melekler de:) «Onda hicret etmeniz için Allah’ın arzı geniş değil miydi?» derler. İşte onların barınma yerleri cehennemdir. Ne kötü yataktır o.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan müstaz’aflar olup hiç bir çareye güç yetiremeyenler ve bir yol (çıkış) da bulamayanlar başka.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Allah yolunda hicret eden, yer yüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da. Allah’a ve Resulüne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah’a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Yeryüzünde sefere çıktığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. (Özellikle de) İnkâr edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını da (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup da gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da ’korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız) dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah, kâfirler için aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Namazı bitirdiğinizde, Allah’ı ayaktayken de, otururken de ve yan yatarken de zikredin. Artık ’güvenliğe kavuşursanız’ namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü’minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah’tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Şüphesiz, Allah’ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye girişme. Hiç şüphesiz Allah, ihanette ilerlemiş günahkârı sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
Onlar, insanlardan gizlerler de Allah’tan gizlemezler. Oysa O, kendileri, sözden (plan olarak) hoşnut olmayacağı şeyi ’geceleri düzenleyip kurarlarken,’ onlarla beraberdir. Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
İşte siz böylesiniz; dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Peki kıyamet günü onlardan yana Allah’la mücadele edecek kimdir? Ya da onlara vekil olacak kimdir?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah’tan bağışlanma dilerse Allah’ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Kim bir günah kazanırsa, o ancak kendi nefsi aleyhinde onu kazanmıştır. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Kim bir hata ya da günah kazanır da sonra bunu bir suçsuza yüklerse, gerçekten o, böyle bir yalan (bühtan) ı ve apaçık bir günahı yüklenmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Eğer Allah’ın fazlı ve rahmeti senin üzerinde olmasaydı, onlardan bir grup, seni de saptırmak için tasarı kurmuştu. Oysa onlar, ancak kendi nefislerini saptırırlar ve sana hiç bir şeyle zarar veremezler. Allah, sana Kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediklerini öğretti. Allah’ın üzerindeki fazlı çok büyüktür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Onların ’gizlice söyleşmelerinin’ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah’ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Kim de kendisine ’dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, peygambere muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa, elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
Onlar, O’nu bırakıp da (bir takım) dişilere taparlar. Onlar, o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: «Andolsun, kullarından ’miktarları tesbit edilmiş bir grubu’ (kendime uşak) edineceğim.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah’ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim.» Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
(Şeytan) Onlara vaidler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
122.
İman edip de salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah’ın gerçek olan va’didir. Allah’tan daha doğru sözlü kim vardır?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah’tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
124.
Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar, cennete girecek ve onlar, bir ’çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar’ bile haksızlığa uğramayacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
125.
İyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim’in dinine uyandan daha güzel din’li kimdir? Allah, İbrahim’i dost edinmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: «Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. Bunun yanısıra size bu kitapta okunmakta olan emirleri, yani kendilerine yazılan (hakları veya mirası) ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap’ta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
Eğer bir kadın, kocasının zulüm ile eziyet etmesinden veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için de sakınca yoktur. Barış daha hayırlıdır. Nefisler ise ’kıskançlığa ve bencil tutkulara’ hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
129.
Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz. Öyleyse, büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
130.
Eğer ikisi ayrılacak olurlarsa, Allah her birine ’genişlik (rızık ve ihsan) kaynaklarından’ kazandırır (ihtiyaçlardan korur.) Allah, (rahmetiyle) geniş olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
131.
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Andolsun, biz sizden önce kitap verilenlere ve sizlere: «Allah’tan korkup sakının» diye tavsiye ettik. Eğer küfre saparsanız, şüphesiz, göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan, hamd’e layık olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
133.
Eğer dilerse, ey insanlar, sizi giderir (yok eder) ve başkalarını getirir. Allah, buna güç yetirendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
134.
Kim dünya savab (yarar) ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah katındadır. Allah işitendir, görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
135.
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhinde bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları) nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
136.
Ey iman edenler, Allah’a, Resulüne, Resulüne indirdiği Kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, kuşkusuz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
137.
Gerçek şu, iman edip sonra küfre sapanlar, sonra yine iman edip sonra küfre sapanlar sonra da küfürleri artanlar... Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğruyola da iletecek değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
139.
Onlar, mü’minleri bırakıp kâfirleri dostlar (veliler) edinirler. ’Kuvvet ve onuru (izzeti) ’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ’bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
140.
O, size Kitapta: «Allah’ın ayetlerine küfredildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz» diye indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacak olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
141.
Onlar sizi gözetleyip durmaktalar. Size Allah’tan bir fetih (zafer ve ganimet) gelirse: «Sizinle birlikte değil miydik?» derler. Ama kâfirlere bir pay düşerse: «Size üstünlük sağlamadık mı, mü’minlerden size (gelecek tehlikeleri) önlemedik mi?» derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir. Allah, kâfirlere mü’minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez..Mealleri KıyaslaSayfada Göster
142.
Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah’ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı ancak çok az anarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
143.
Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
144.
Ey iman edenler, mü’minleri bırakıp kâfirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
145.
Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı da bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
146.
Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah, mü’minlere büyük bir ecir verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
147.
Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
148.
Allah, zulme uğrayanlar dışında, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez. Allah işitendir, bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
149.
Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetiricidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
150.
Allah’ı ve peygamberlerini (tanımayıp) küfre sapan, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyen, ve «Bazısına inanırız, bazısını tanımayız» diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
İşte onlar, gerçekten kâfir olanlardır. Kâfirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
Allah’a ve peygamberine inananlar ve onlardan hiç biri arasında ayırım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
153.
Kitap Ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Musa’dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: «Bize Allah’ı açıkça göster.» Böylece zulümlerinden dolayı onlara yıldırım çarpmıştı. Ardından kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, buzağıyı (ilah) edinmişlerdi. Yine bundan dolayı da onları affettik ve Musa’ya apaçık olan ispatlayıcı bir delil verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
154.
Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur’u üstlerine yükselttik ve onlara: «Bu kapıdan secde ederek girin» dedik ve onlara: «Cumartesinde haddi aşmayın» da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
155.
Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerine karşı küfre sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: «Kalplerimiz örtülüdür» demeleri nedeniyle (onları lanetledik.) Hayır; Allah, küfürleri dolayısıyla ona (kalplerine) damga vurmuştur. Onların azı dışında, inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
157.
Ve: «Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük» demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
158.
Hayır; Allah onu kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
159.
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
160.
(Kısaca) Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kişiyi Allah’ın yolundan alıkoymaları nedeniyle (önceleri) kendilerine helal kılınmış güzel şeyleri onlara haram kıldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
161.
Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptık.) Onlardan kâfir olanlara pek acıklı bir azab hazırlamışızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
162.
Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; işte onlar, Biz onlara büyük bir ecir vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
163.
Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
Ve sana daha önceden gerçekten haberlerini aktarıp verdiğimiz peygamberler ile sana haberlerini aktarıp vermediğimiz peygamberlere de (vahyettik) . Allah, Musa ile de konuştu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
Peygamberler; müjdeciler ve uyarıcı-korkutucular olarak (gönderildi) . Öyleki peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
166.
Fakat Allah, sana indirdiğiyle şahidlik eder ki, O, bunu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de şahittirler. Şahid olarak Allah yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
167.
Şüphesiz, küfredenler ve Allah yolundan alıkoyanlar, gerçekten uzak bir sapıklıkla sapıtmışlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
168.
Gerçek şu ki, küfredenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
169.
Ancak, onda ebedi kalmaları için cehennem yoluna (iletecektir.) Bu da Allah’a pek kolaydır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
170.
Ey insanlar, şüphesiz peygamber size Rabbinizden hakla geldi. Öyleyse iman edin, sizin için hayırlıdır. Eğer küfüre sayarsanız, şüphesiz göklerde olanların ve yerde olanların tümü Allah’ındır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
171.
Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah’a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryemoğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın peygamberi ve kelimesidir. Onu (OL’ kelimesini) Meryem’e yöneltmiştir ve O’ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberine inanınız; «üçtür» demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
172.
Mesih de, yakınlaştırılmış (yüksek derece sahibi) melekler de, Allah’a kul olmaktan kesinlikle çekimser kalmazlar. Kim O’na ibadet etmeğe karşı çekimser davranırsa ve büyüklenme gösterirse (bilmeli ki,) onların tümünü huzurunda toplayacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
173.
Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azabla azablandıracaktır ve kendileri için Allah’tan başka bir (veli) koruyucu, dost ve yardımcı da bulamıyacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
174.
Ey insanlar, Rabbinizden size ’kesin bir kanıt (burhan) ’ geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
175.
İşte Allah’a iman edenler ve O’na sarılanlar, onları kendisinden olan bir rahmetin ve bir fazlın içine yerleştirecektir ve onları Kendisine varan dosdoğru bir yola yöneltip iletecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
176.
Senden fetva isterler. De ki: «Allah, ’çocuksuz ve babasız olanın (kelâlenin) ’ mirasına ilişkin hükmü açıklar: Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir. Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır. Allah, -şaşırıp sapmayasınız diye- açıklar. Allah, her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster