1. (1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. (1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir, hem de Güneş`in bütün doğuş yerlerinin de Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Muhakkak ki biz, dünya semasını (yeryüzüne en yakın göğü) yıldızlarla süsleyip donattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. (7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Melei Ala`yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Melei Ala`yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. (7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Melei Ala`yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Eğer (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Şimdi sen onlara sor bakalım: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?” Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. (12-13) Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (12-13) Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. (14-15) Bir mucize görseler onunla alay ederler. Ve “Bu apaçık büyüdür” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. (14-15) Bir mucize görseler onunla alay ederler. Ve “Bu apaçık büyüdür” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. (16-17) “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz? Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. (16-17) “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz? Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. O (diriliş anı) sadece şiddetli bir sesten (ikinci Sur`a üfürülüşten) ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş şaşkın şaşkın) bakıp duruyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. (Ve o zaman:) “Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür!” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. (Onlara:) “Bu, sizin yalanlamakta olduğunuz (iyiyi kötüden) ayırma günüdür.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. (22-24) (Allah, meleklere şöyle buyurur:) “Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın!” Allah`tan başka kulluk ettiklerine ve hepsine cehennemin yolunu gösterin ve onları orada tutun, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (22-24) (Allah, meleklere şöyle buyurur:) “Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın!” Allah`tan başka kulluk ettiklerine ve hepsine cehennemin yolunu gösterin ve onları orada tutun, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (22-24) (Allah, meleklere şöyle buyurur:) “Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın!” Allah`tan başka kulluk ettiklerine ve hepsine cehennemin yolunu gösterin ve onları orada tutun, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Onlara: “Size ne oldu ki (şimdi) birbirinize yardım etmiyorsunuz?” denir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Doğrusu onlar o gün kayıtsız şartsız teslim olmuşlar (boyun eğmişlerdir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. (27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. (27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. (29-30) (Diğerleri de onlara) şöyle derler: “Hayır, siz zaten inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplumdunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. (29-30) (Diğerleri de onlara) şöyle derler: “Hayır, siz zaten inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplumdunuz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. (31-32) “Artık Rabbimizin sözü (azabı) üzerimize hak oldu. Biz onu mutlaka tadacağız! (Evet,) biz sizi azdırdık (yoldan çıkardık), çünkü biz zaten azgın kimselerdik.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. (31-32) “Artık Rabbimizin sözü (azabı) üzerimize hak oldu. Biz onu mutlaka tadacağız! (Evet,) biz sizi azdırdık (yoldan çıkardık), çünkü biz zaten azgın kimselerdik.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Şüphesiz o gün, onlar azapta ortaktırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. (34-36) İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlara: “Allah`tan başka ilah yoktur” denildiği zaman büyüklük taslayarak: “Deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakalım?” diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. (34-36) İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlara: “Allah`tan başka ilah yoktur” denildiği zaman büyüklük taslayarak: “Deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakalım?” diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. (34-36) İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlara: “Allah`tan başka ilah yoktur” denildiği zaman büyüklük taslayarak: “Deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakalım?” diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Hayır! (O ne delidir ne de şair,) o, hakkı getirmiş ve gönderilen elçileri de doğrulamıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. (38-39) Muhakkak ki siz elem dolu azabı tadacaksınız. Aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. (38-39) Muhakkak ki siz elem dolu azabı tadacaksınız. Aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Ancak Allah`a gönülden bağlı olan kullar bu cezanın dışındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. (41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. (41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. (41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. (41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. (45-47) Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. (45-47) Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. (45-47) Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. (48-49) Yanlarında, korunmuş yumurtalar gibi, gözlerini onlara dikmiş (sadece onlardan emir bekleyen), iri gözlü dilberler (hizmetçi kadınlar) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. (48-49) Yanlarında, korunmuş yumurtalar gibi, gözlerini onlara dikmiş (sadece onlardan emir bekleyen), iri gözlü dilberler (hizmetçi kadınlar) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. (50-51) Cennet ehli (geçmiş hayatları hakkında) birbirine dönüp bir şeyler sorarlar. İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. (50-51) Cennet ehli (geçmiş hayatları hakkında) birbirine dönüp bir şeyler sorarlar. İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. (52-53) (Bana:) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacakmışız?” derdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. (52-53) (Bana:) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacakmışız?” derdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. (54-55) Yanındakilere: “Siz onu bilir misiniz?” diye sorar. Bakar ve onu cehennemin ortasında görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. (54-55) Yanındakilere: “Siz onu bilir misiniz?” diye sorar. Bakar ve onu cehennemin ortasında görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. (56-57) Ona şöyle der: “Allah`a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. (56-57) Ona şöyle der: “Allah`a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (58-59) “Peki, biz artık ilk ölümden başka ölmeyeceğiz ve azaba da uğratılmayacağız, değil mi (diyecek).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. (58-59) “Peki, biz artık ilk ölümden başka ölmeyeceğiz ve azaba da uğratılmayacağız, değil mi (diyecek).” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. (60-61) Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir kurtuluştur. Artık çalışanlar da böylesi bir şey için çalışmalıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. (60-61) Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir kurtuluştur. Artık çalışanlar da böylesi bir şey için çalışmalıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Ziyafet olarak cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha iyidir, yoksa Zakkum ağacı mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. (63-65) Gerçek şu ki, biz o (Zakkum ağacı)nı zalimler için (“ateşin içinde ağaç mı olur diye”) bir imtihan aracı kıldık. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinden çıkar. Onun tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. (63-65) Gerçek şu ki, biz o (Zakkum ağacı)nı zalimler için (“ateşin içinde ağaç mı olur diye”) bir imtihan aracı kıldık. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinden çıkar. Onun tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. (63-65) Gerçek şu ki, biz o (Zakkum ağacı)nı zalimler için (“ateşin içinde ağaç mı olur diye”) bir imtihan aracı kıldık. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinden çıkar. Onun tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Cehennemlikler ondan (zorla) yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Sonra onların dönecekleri yer, elbette (yine) çılgınca yanan ateş olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. (69-70) Çünkü onlar, atalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen kendileri de onların izinden gitmişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. (69-70) Çünkü onlar, atalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen kendileri de onların izinden gitmişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Andolsun, onlardan önce gelip geçenlerin çoğu da sapmıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. (72-73) Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. Şimdi bak, uyarılıp ta yola gelmeyenlerin sonu ne oldu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. (72-73) Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. Şimdi bak, uyarılıp ta yola gelmeyenlerin sonu ne oldu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Ancak, Allah`a gönülden bağlı olan kullar o azabın dışında kaldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. (75-76) Andolsun ki, Nuh bize (dua edip) seslenmişti. Biz de ne güzel icabet etmiştik. (Tufan`da) onu ve ailesini, pek büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. (75-76) Andolsun ki, Nuh bize (dua edip) seslenmişti. Biz de ne güzel icabet etmiştik. (Tufan`da) onu ve ailesini, pek büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. (Onun) soyunu (yeryüzünde kıyamete kadar) kalıcı kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. (78-79) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “Âlemler içinde Nuh`a selâm olsun” diye ona güzel bir nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. (78-79) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “Âlemler içinde Nuh`a selâm olsun” diye ona güzel bir nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. (80-81) İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. (80-81) İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Sonra da (iman etmeyen) diğerlerini (yaptıkları yüzünden) suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Muhakkak ki İbrahim de onun yolunda olanlardandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. “Allah`ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. “(O halde) Âlemlerin Rabbi olan (Allah) hakkında düşünceniz nedir?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. (88-89) Derken (İbrahim) yıldızlara bir baktı ve: “Ben, herhalde hastayım” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. (88-89) Derken (İbrahim) yıldızlara bir baktı ve: “Ben, herhalde hastayım” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Bunun üzerine derhal onun yanından uzaklaştılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. (91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. (91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. (95-96) “Siz kendi ellerinizle yonttuğunuz bu putlara mı tapıyorsunuz? Oysa sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Allah`tır” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. (95-96) “Siz kendi ellerinizle yonttuğunuz bu putlara mı tapıyorsunuz? Oysa sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Allah`tır” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Puta tapanlar: “Onun için bir bina yapın da onu (içinde yakılan) ateşe atın” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de (onu kurtarıp) onları en alçak kimseler kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Sonra İbrahim: “Ben Rabbim(in emrettiği yer)e gidiyorum; O bana yol gösterecek” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. (100-101) “Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli (olacak bir erkek çocuk) bağışla! (diye dua etti). Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. (100-101) “Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli (olacak bir erkek çocuk) bağışla! (diye dua etti). Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası ona şöyle dedi: “Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?” (İsmail): “Ey babacığım! Sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. (103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail`i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Ve biz de: “Ey İbrahim!” diye ona seslendik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. (103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail`i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. (106-107) “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı.” Ona (imtihanı kazanmasına karşılık) fidye olarak büyük bir kurban verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. (106-107) “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı.” Ona (imtihanı kazanmasına karşılık) fidye olarak büyük bir kurban verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. (108-109) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “İbrahim`e selam olsun” diye ona güzel bir nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. (108-109) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “İbrahim`e selam olsun” diye ona güzel bir nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. (110-111) İyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. (110-111) İyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Biz ona iyilerden peygamber olacak bir evladı İshak`ı müjdeledik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Onu da, İshak`ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin soyundan iyiler de vardır; kendine açıkça zulmedenler de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Andolsun biz Musa`ya da, Harun`a da ihsanda bulunduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. İkisini ve kavimlerini, büyük bir sıkıntıdan kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Kendilerine yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. (117-118) Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab`ı (Tevrat`ı) verdik. İkisini de dosdoğru yola ilettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. (117-118) Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab`ı (Tevrat`ı) verdik. İkisini de dosdoğru yola ilettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. (119-120) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “Musa`ya ve Harun`a selam olsun” diye onlara güzel birer nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. (119-120) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “Musa`ya ve Harun`a selam olsun” diye onlara güzel birer nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. (121-122) İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o ikisi de bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. (121-122) İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o ikisi de bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. (123-124) Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendi. Hani kavmine şöyle demişti: “Allah`a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. (123-124) Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendi. Hani kavmine şöyle demişti: “Allah`a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. “Yaratanların en güzelini bırakıp Ba`l (adlı puta) mı tapıyorsunuz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. “Allah, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. (127-128) Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (sorgulanmak üzere) huzura getirileceklerdir. Yalnız Allah`a gönülden bağlı olan kullar bunun dışındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. (127-128) Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (sorgulanmak üzere) huzura getirileceklerdir. Yalnız Allah`a gönülden bağlı olan kullar bunun dışındadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. (129-130) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “İlyas`a selam olsun” diye ona güzel bir nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. (129-130) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “İlyas`a selam olsun” diye ona güzel bir nam bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. (131-132) İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. (131-132) İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o bizim mü`min kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. (134-136) Hani geride kalan yaşlı bir kadın hariç, onu ve bütün ailesini kurtardık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. (134-136) Hani geride kalan yaşlı bir kadın hariç, onu ve bütün ailesini kurtardık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. (134-136) Hani geride kalan yaşlı bir kadın hariç, onu ve bütün ailesini kurtardık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. (137-138) Doğrusu siz (yolculuklarınız sırasında), onlar(ın harap olmuş yurtların)a hem sabahleyin hem de geceleyin uğrayıp duruyorsunuz. (Onların bu durumundan) aklınızı kullanarak ders almayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. (137-138) Doğrusu siz (yolculuklarınız sırasında), onlar(ın harap olmuş yurtların)a hem sabahleyin hem de geceleyin uğrayıp duruyorsunuz. (Onların bu durumundan) aklınızı kullanarak ders almayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. (140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. (140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. (140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. (143-144) Eğer o, Allah`ın sınırsız şanını yüceltenlerden olmasaydı, onun karnında insanların diriltilecekleri güne kadar kalacaktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. (143-144) Eğer o, Allah`ın sınırsız şanını yüceltenlerden olmasaydı, onun karnında insanların diriltilecekleri güne kadar kalacaktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Derken biz onu hasta bir hâlde sahile çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Ve üzerine (gölge yapması için), kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Biz onu yüz bin yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. Ey Muhammed! Onlara sor: “Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Yoksa biz, melekleri dişi olarak yarattık da onlar buna tanık mı oldular? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. (151-152) Dikkat edin! Onlar, iftiralarının bir eseri olarak: “Allah çocuk doğurdu” diyorlar. Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. (151-152) Dikkat edin! Onlar, iftiralarının bir eseri olarak: “Allah çocuk doğurdu” diyorlar. Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. (Yoksa Allah) kızları erkeklere tercih mi etti? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. (154-155) Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. (154-155) Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. (156-157) Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Eğer doğru söylüyorsanız, getirin kitabınızı! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. (156-157) Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Eğer doğru söylüyorsanız, getirin kitabınızı! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. (158-159) Allah`la cinler arasında soy bağı uydurdular. Andolsun cinler de, kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. Hâşâ! Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan uzaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. (158-159) Allah`la cinler arasında soy bağı uydurdular. Andolsun cinler de, kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. Hâşâ! Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan uzaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Allah`a gönülden bağlı olan kullar, bunların yaptıklarından uzaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. (161-163) (Ey inkârcılar!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız da kimseyi Allah`a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız. Siz ancak cehenneme girecek kişiyi (azdırabilirsiniz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. (161-163) (Ey inkârcılar!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız da kimseyi Allah`a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız. Siz ancak cehenneme girecek kişiyi (azdırabilirsiniz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. (161-163) (Ey inkârcılar!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız da kimseyi Allah`a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız. Siz ancak cehenneme girecek kişiyi (azdırabilirsiniz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. (164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O`nun sınırsız şanını yüceltenleriz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. (164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O`nun sınırsız şanını yüceltenleriz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. (164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O`nun sınırsız şanını yüceltenleriz.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. (167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah`ın temiz kulları olurduk.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. (167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah`ın temiz kulları olurduk.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. (167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah`ın temiz kulları olurduk.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. (171-172) Andolsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında bizim bir sözümüz vardır (O da): “Onlara mutlaka yardım edilecektir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. (171-172) Andolsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında bizim bir sözümüz vardır (O da): “Onlara mutlaka yardım edilecektir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. “Muhakkak ki bizim ordularımız galip gelecektir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. (174-175) O hâlde, bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) göreceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. (174-175) O hâlde, bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) göreceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. Azabımızın çabucak gelmesini mi istiyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Fakat o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. (178-179) Sen bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) görecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. (178-179) Sen bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) görecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Kudret ve izzet sahibi Rabbin, insanların her türlü tasavvurunun üstünde bir yüceliğe sahiptir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. (181-182) Gönderilen peygamberlere selâm olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah`a da övgüler olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. (181-182) Gönderilen peygamberlere selâm olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah`a da övgüler olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster