1. (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Onlar, artık mele-i a’lâ’ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Şimdi sor onlara! Yaratma bakımından onlar mı daha zor, yoksa bizim yarattığımız (insanlar) mı? Şüphesiz biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Bir mucize görseler alay ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Bu ancak açık bir büyüdür, derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. «Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. «İlk atalarımızda mı (diriltilecek)?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. O (diriltme) korkunç bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. (Durumu gören kâfirler:) Eyvah bize! Bu ceza günüdür, derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. İşte bu, yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. (22-24) (Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah’tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (22-24) (Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah’tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (22-24) (Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah’tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Evet, onlar o gün zilletle boyun eğeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. (İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. (29-30) (Ötekiler de:) «Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yok. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. (29-30) (Ötekiler de:) «Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yok. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. «Onun için Rabbimizin hükmü bize hak oldu. Biz (hak ettiğimiz cezayı) mutlaka tadacağız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. «Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Şüphesiz o gün onlar azapta ortaktırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Çünkü onlara: Allah’tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. «Mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?» derlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. (Bu azaptan) Ancak Allah’ın hâlis kulları istisnâ edilecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Berraktır, içenlere lezzet verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. İşte o zaman, birbirlerine dönerek (dünyadaki hallerini) soracaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. İçlerinden biri: «Benim, bir arkadaşım vardı» der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. (52-53) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. (52-53) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. (56-57) «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. (56-57) «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. (62-63) Şimdi, ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. (62-63) Şimdi, ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu dalâlete düştü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Uyarılanların âkıbetinin ne olduğuna bir bak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Allah’ın ihlâslı kulları müstesna. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Biz yalnız Nuh’un soyunu kalıcı kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam bıraktık Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Bütün âlemlerde Nuh’a selam olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. İşte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Zira o, bizim inanmış kullarımızdan idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Nihayet ötekileri (inanmayanları) suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Şüphesiz İbrahim de onun (Nuh’un) milletinden idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Çünkü Rabbine kalb-i selîm ile geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Hani o, babasına ve kavmine: Siz kime kulluk ediyorsunuz? demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Allah’tan başka bir takım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. O halde âlemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz nedir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Ben hastayım, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Ona arkalarını dönüp gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. (91-92) Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (91-92) Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp geçirdi.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. (Putperestler) koşarak İbrahim’e geldiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. (95-96) İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. (95-96) İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. (99-100) (Oradan kurtulan İbrahim:) Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek. Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. (99-100) (Oradan kurtulan İbrahim:) Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek. Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim’e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim’e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim’e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim’e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim’e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. (112-113) Sâlihlerden bir peygamber olarak O’na (İbrahim’e) İshak’ı müjdeledik. Kendisini ve İshak’ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. (112-113) Sâlihlerden bir peygamber olarak O’na (İbrahim’e) İshak’ı müjdeledik. Kendisini ve İshak’ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Andolsun biz Musa’ya da Harun’a da nimetler verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Kendilerine yardım ettik de galip gelen onlar oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı (Tevrat’ı) verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Her ikisini de doğru yola ilettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. (119-120) Sonra gelenler içinde, Musa ve Harun’a selam olsun, diye (iyi bir nam) bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. (119-120) Sonra gelenler içinde, Musa ve Harun’a selam olsun, diye (iyi bir nam) bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Doğrusu biz, iyileri böylece mükâfatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Şüphesiz, ikisi de mümin kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. İlyas da şüphe yok ki, peygamberlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. (124-126) (İlyas) milletine: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah’ı bırakıp da Ba’l’e mi taparsınız? demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. (124-126) (İlyas) milletine: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah’ı bırakıp da Ba’l’e mi taparsınız? demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. (124-126) (İlyas) milletine: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah’ı bırakıp da Ba’l’e mi taparsınız? demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. (127-128) Bunun üzerine İlyas’ı yalanladılar. Onun için Allah’ın ihlâslı kulları müstesna; onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. (127-128) Bunun üzerine İlyas’ı yalanladılar. Onun için Allah’ın ihlâslı kulları müstesna; onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. (129-130) Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün bıraktık, «İlyas’a selâm!» dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. (129-130) Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün bıraktık, «İlyas’a selâm!» dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Şüphesiz biz, iyileri işte böyle mükâfatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Lût da elbette peygamberlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. (134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût’u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. (134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût’u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. (134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût’u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. (137-138) (Ey insanlar!) Elbette siz de sabah ve akşam onlara uğruyorsunuz. Hâla akıllanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. (137-138) (Ey insanlar!) Elbette siz de sabah ve akşam onlara uğruyorsunuz. Hâla akıllanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. Doğrusu Yunus da gönderilen peygamberlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. Gemide olanlarla karşılıklı kur’a çektiler de kaybedenlerden oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. (143-144) Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. (143-144) Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Ve üstüne (gölge yapması için) kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Onu, yüz bin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. Putperestlere sor: Kızlar Rabbinin de erkekler onların mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Yoksa biz melekleri onların gözü önünde kız olarak mı yarattık? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. (151-152) Dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup söylüyorlar; «Allah doğurdu» diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. (151-152) Dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup söylüyorlar; «Allah doğurdu» diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. Allah, kızları oğullara tercih mi etmiş! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. (154-156) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. (154-156) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. (154-156) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. Allah, onların isnat edegeldiklerinden yücedir, münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesnadır (onlar azap görmeyeceklerdir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. (161-163) Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah’a karşı azdırıp saptıramazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. (161-163) Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah’a karşı azdırıp saptıramazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. (161-163) Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah’a karşı azdırıp saptıramazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah’ı tesbih ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah’ı tesbih ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah’ı tesbih ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah’ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah’ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah’ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. Andolsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Onun için sen bir süreye kadar onlara aldırma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. Onların halini gör, onlar da görecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. Azabımızı acele mi istiyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. Sen bir zamana kadar onlara aldırma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Onların halini gör, onlar da göreceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a da hamd olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster