Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.
1.
(1-2-3) Saflar bağlayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men’-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemîn ederim ki, Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
(1-2-3) Saflar bağlayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men’-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemîn ederim ki, Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
(1-2-3) Saflar bağlayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men’-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemîn ederim ki, Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
(8-9) Ki onlar «Mele’-i a’lâ» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan koğularak atılırlar. Onlar için (âhiretde de) ardı arası kesilmez bir azâb vardır. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
(8-9) Ki onlar «Mele’-i a’lâ» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan koğularak atılırlar. Onlar için (âhiretde de) ardı arası kesilmez bir azâb vardır. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Meğer ki (içlerinden) bir çalıb çarpan (ı) olsun. Fakat onu da delib geçen bir alev ta’kıyb etmişdir. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Şimdi onlardan haber iste: Yaratılışda kendileri mi daha kuvvetli, yoksa bizim yaratdıklarımız mı? Hakıykat biz onları bir cıvık çamurdan yaratdık. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
(22-23) (Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara eş olanları, Allâhı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri şeyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün» (dediler). Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
(22-23) (Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara eş olanları, Allâhı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri şeyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün» (dediler). Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Artık o (oğul İbrâhîmin) yanında koşmak çağına erince (babası) «Oğulcağızım, dedi, ben seni rü’yamda boğazlıyorum görüyorum. Bak artık ne düşünürsün». (Oğlu) dedi: «Babacığım, sana edilen emir ne ise yap. İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın». Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Vaktâkî bu suretle ikisi de (Allahın emrine) râm oldular, (İbrâhîm) onu alnı üzere yıkdı. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
(104-105) Biz ona: «Yâ Ibrâhîm, rü’yâna sadâkat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız» diye nida etdik. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
(104-105) Biz ona: «Yâ Ibrâhîm, rü’yâna sadâkat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız» diye nida etdik. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Hem ona, hem Ishaka (feyz-ü) bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardır, nefsine apaçık zulm edeni de. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
125.
(125-126) «O en güzel Yaradanı, sizin de, evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allâhı bırakıb da «Ba’l» e mi tapıyorsunuz»? Mealleri KıyaslaSayfada Göster
126.
(125-126) «O en güzel Yaradanı, sizin de, evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allâhı bırakıb da «Ba’l» e mi tapıyorsunuz»? Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
Fakat bunlar onu tekzîb etdiler. Şübhesiz bunlar da elbette (cehenneme) ihzaaren getirilenlerdir. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
158.
Bir de Onunla cinler arasında bir hısımlık uydurdular. Andolsun ki bizzat cinler dahi onların behemehal (cehenneme) ihzaaren getirileceklerini (pek iyi) bilmiş (ler) dir. Mealleri KıyaslaSayfada Göster
177.
Fakat bu, onların bölgesine çökünce (gelecek tehlikelerle öteden beri) korkutulan onların sabahı ne kötü (olacak) dır! Mealleri KıyaslaSayfada Göster