Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir. Sûrede başlıca Mûsâ, İbrahim, Nûh, Hûd, Salih ve Şu’ayb peygamberlerin kıssaları dile getirilmekte; müşriklerin, Kur’an’ın vahiy dışı bir kaynağa dayalı olduğu iddialarına karşılık, onun bir vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, söz konusu kaynakların Kur’an üzerinde hiçbir etkisinin bulunamayacağı ifade edilmektedir.
14.
Hem onların benim üzerimde bir (cinayet) günahı vardır; bu yüzden beni öldüreceklerinden endişeliyim» demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
(Allah ona): «Hayır, bırak bu endişeleri» dedi; açık belge ve mu’cizelerimizle ikiniz (onlara) gidiniz. Şüpheniz olmasın ki biz sizinle beraberiz ; (olup bitenleri) işitiriz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
İkiniz Fir’avn’a gidin de ona deyin ki:«Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin peygamberleriyiz;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
(Fir’avn onlara): «A, seni çocukken aramızda besleyip büyütmedik mi ve sen ömrünün birkaç yılını bizde (geçirip) kalmadın mı ?!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
«Sizden korktuğum zaman da aranızdan kaçtım, derken Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberlerden eyledi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Musâ, «eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, (bilin ki) O, doğunun da, batının da, ikisi arasındaki şeylerin de Rabbıdır; (bütün bunları yaratıp meydana getiren, terbiye edip kemâle erdirendir).» dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Fir’avn, «eğer benden başka ilâh edinirsen, elbette seni zindanlıklardan ederim» dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Sihirbazlar geldiğinde Fir’avn’a dediler ki, «eğer üstün gelenler bizler olursak bizim için elbette bir mükâfat vardır ?»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Onlar da urganlarını ve değneklerini yere attılar ve «Fir’avn’ın azizliği hakkı için elbette bizler üstünleriz» dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Musâ da Asâ’sını yere attı, derken ansızın onların uydurup (göz boyayarak) ortaya koyduklarını yalayıp yuttu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Biz (senin adamlarından) ilk imân edenler olduktan geri Rabbımızın hatâlarımızı bize bağışlayacağını ummaktayız» dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Biz, Musâ’ya: «Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü gerçekten siz takip edileceksiniz» diye vahyettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
(53-54) Fir’avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
(53-54) Fir’avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
(57-58) Bununla beraber biz Fir’avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
(57-58) Bununla beraber biz Fir’avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Musâ (onlara): «Hayır, şüpheniz olmasın ki Rabbim bizimledir; (O, kurtuluş) yolu gösterecektir» dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
Bunun üzerine Musâ’ya: «Asâ’nı denize vur!» diye vahyettik. Böylece deniz yarılıverdi de her parçası büyük bir dağ gibi (yükselip kaldı).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
(75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
(75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Şüpheniz olmasın ki o taptıklarınız benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbı müstesna. (O benim yegâne dostumdur).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
(92-93) Onlara, Allah’tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
(92-93) Onlara, Allah’tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
(94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs’in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem’e itilirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
(94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs’in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem’e itilirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Ben ancak açık-seçik (şekilde, gelecek olan tehlikeyi haber veren ve işlenilen kötülüklere karşı elîm bir azâbın hazırlandığını duyuran) bir uyarıcıyım.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Bunun üzerine onlar dediler ki: «Ey Nûh ! Eğer (uyarıdan) vazgeçmezsen elbette taşlanacak (bedbaht)lardan olursun.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum ; benim (hizmetimin) karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
Siz her yüksekçe yere bir anıt yapıp (kendinizden dünyalıkça aşağı olanlarla mı) eğlenirsiniz ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
129.
Devamlı kalacağınızı umarak birtakım (su kanalları, sarnıçlar, kaleler gibi) sanat eserleri sayılacak yapıları mı (kendinize tek iş ve amaç) ediniyorsunuz ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
139.
Böylece Hûd Peygamber’i yalanladılar. Biz de onları yok ettik. Şüphesiz ki bunda öğüt ve ibret vardır ; ne yazık ki onların çoğu imân etmedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
145.
Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim (hizmetimin) mükâfatı ancak âlemlerin Rabbına aittir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
146.
(146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
147.
(146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
148.
(146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
149.
Dağlardan da ustaca sayılacak şekilde (fakat) şımarıkça evler yontuyorsunuz : (Bunun böyle devam edeceğini mi sanıyorsunuz ? Hayır aldanıyorsunuz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
154.
Sen de ancak bizim gibi bir insansın ; eğer (iddianda) doğrulardan isen haydi bize bir açık belge, bir mu’cize getir.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
155.
Sâlih, «işte (belge ve mu’cize olarak) bir dişi deve ! Su içme sırası (bir gün) onun, belirli bir gün de sizindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
157.
Buna rağmen onlar o deveyi (bacaklarına) vurup devirdiler, (inatla onu) kestiler. (Sonra da) pişmanlık duyarak sabahladılar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
158.
O sebeple azâb onları yakaladı. Şüphesiz ki (bu olayda) bir ibret ve öğüt vardır; ama onların çoğu imân edenler olmadı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
Bu (hizmete) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
(165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
166.
(165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
167.
Onlar dediler ki; «Ey Lût! Eğer (bu tür uyarılardan) vazgeçmezsen elbette (yurdundan) çıkarılanlardan olursun.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
183.
İnsanların (haklarından bir) şeyler eksiltmeyin ve bir de sakın yeryüzünde fesâd çıkararak düzensizlik ve bozgunculuk yapmayın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
189.
Buna rağmen onu yalanladılar. O sebeple gölge (yapan bulutun ortaya çıktığı) günün azabı onları yakalayıverdi. Şüphesiz ki bu büyük bir günün azabı idi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
197.
Onu İsrail oğulları’ndan olan ilim adamlarının bilmesi onlar için (gerçeği yansıtan) bir belge ve kanıt değil midir?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
198.
(198-199) Eğer Kur’ân’ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
199.
(198-199) Eğer Kur’ân’ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
200.
(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
201.
(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
205.
(205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va’dolundukları (günün azabı) onlara geliverse,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
206.
(205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va’dolundukları (günün azabı) onlara geliverse,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
207.
O yararlandırılıp geçindirildikleri bolluk ve refahın kendilerine bir faydası olur mu ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
215.
Mü’minlerden sana uyanlara (tevazu, hoşgörü, rahmet ve şefkat) kanadını (yerlere kadar) indir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
216.
Bununla beraber (hısımlarından) sana karşı gelip başkaldırırlarsa, de ki: «Şüphesiz ben sizin işleyegeldiğiniz (inkâr, azgınlık ve sapıklık)dan beriyim.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
227.
Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, Allah’ı çokça ananlar ve zulme uğradıktan sonra kendilerini savunup (gerektiğinde) karşı koyanlar müstesna.. O zulmedenler, yakında nasıl bir inkılâba uğrayacaklarını, nerede dönüp kalacaklarını bileceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster