1. Tâ - Sîn - Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Bu, açık-seçik (aynı zamanda açıklayıcı) Kitab’ın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (Ey Peygamber!) Onlar dosdoğru imân etmiyeoekler diye neredeyse kendine yazık edip kıyacaksın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Biz isteseydik onlara gökten bir âyet (acık bir belge ya da mu’cize) indirirdik de onlar ona boyun eğip eğilirlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Onlara Rahmân’dan ne kadar yeni bir öğüt geldiyse mutlaka ondan yüzçevirdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Cidden (onu) yalanladılar. Alaya aldıkları hususların haberi kendilerine gelecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Yeryüzüne bakmadılar mı? Onda gönül çekici her (bitki)den nice çiftler yetiştirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Şüphesiz ki bunda açık bir belge vardır, ama onların çoğu inanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Rabbin gerçekten çok üstündür, çok güçlüdür ve çok merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. (10-11) Hani bir zaman Rabbin, Musâ’ya : «Zulmü âdet edinen millete, Fir’avn’ın milletine git; artık (Allah’tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan, haksızlık ve taşkınlıktan) sakınmıyacaklar mı ?» diye seslenmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (10-11) Hani bir zaman Rabbin, Musâ’ya : «Zulmü âdet edinen millete, Fir’avn’ın milletine git; artık (Allah’tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan, haksızlık ve taşkınlıktan) sakınmıyacaklar mı ?» diye seslenmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Musâ: «Rabbim! Doğrusu (beni) yalanlıyacaklarından korkuyorum da, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun’a da peygamberlik gönder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Hem onların benim üzerimde bir (cinayet) günahı vardır; bu yüzden beni öldüreceklerinden endişeliyim» demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. (Allah ona): «Hayır, bırak bu endişeleri» dedi; açık belge ve mu’cizelerimizle ikiniz (onlara) gidiniz. Şüpheniz olmasın ki biz sizinle beraberiz ; (olup bitenleri) işitiriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. İkiniz Fir’avn’a gidin de ona deyin ki:«Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin peygamberleriyiz; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. İsrail oğulları’nı (salıver de) bizimle gönder.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (Fir’avn onlara): «A, seni çocukken aramızda besleyip büyütmedik mi ve sen ömrünün birkaç yılını bizde (geçirip) kalmadın mı ?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Yapmak istediğini yaptın ve sen (cidden) nankörlerdensin,» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Musâ, «o işi ben henüz (peygamberlik) yolunda değil iken yapmıştım» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. «Sizden korktuğum zaman da aranızdan kaçtım, derken Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberlerden eyledi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Sizde büyütülmemi başıma kakılan bir nîmet (görüyorsan bu), israil oğulları’nı kulköle edinmendendir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Fir’avn ona: «Âlemlerin Rabbı ne demektir ?» diye sordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Musâ, «göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbıdır. Kesin olarak bilip inanırsanız (bu böyledir),» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Fir’avn çevresindekilere, «işitmiyor musunuz ? (Ben ne sordum, o ne cevap verdi!)» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. (Bunun üzerine Musâ): «O, sizin de Rabbınızdır ve daha önceki atalarınızın da Rabbıdır» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Fir’avn, «doğrusu size gönderilen elçinin elbette aklî dengesi bozuktur» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Musâ, «eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, (bilin ki) O, doğunun da, batının da, ikisi arasındaki şeylerin de Rabbıdır; (bütün bunları yaratıp meydana getiren, terbiye edip kemâle erdirendir).» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Fir’avn, «eğer benden başka ilâh edinirsen, elbette seni zindanlıklardan ederim» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Musâ ona : «Sana açık-seçik bir belge (ve mu’cize) getirsem de mi ?» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Fir’avn, «eğer doğru kişilerden isen haydi o belgeyi getir!» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Bunun üzerine Musâ, Asâ’sını yere bırakıverdi, derken o çok açık ve belirgin ölçüde bir ejderha (oluverdi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Ve elini çekip çıkardı derken o durup bakanlara (pırıl pırıl ışık veren) bembeyaz (bir görünüme büründü). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Fir’avn, çevresindeki ileri gelenlere, «şüphesiz ki bu, bilgin bir sihirbazdır, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Sizi kendi ülkenizden sihriyle çıkarmak istiyor; (ey ileri gelenler! Bu hususta) ne buyurursunuz ?» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Onlar, «bununla kardeşini gözaltında tut ve (sonra da) şehirlere toplayıcılar gönder de, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Bilgili olan her sihirbazı toplayıp sana getirsinler» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Böylece sihirbazlar bilinen bir günün belli vaktinde toplandılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Halka, «siz de toplandınız mı ?» denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Üstün gelirlerse, sihirbazlara uyacağımızı umarız dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Sihirbazlar geldiğinde Fir’avn’a dediler ki, «eğer üstün gelenler bizler olursak bizim için elbette bir mükâfat vardır ?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Fir’avn, «evet, o takdirde siz elbette (bana) yakınlardan olursunuz» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Musâ, sihirbazlara : «Siz ne atacaksanız, ne ortaya koyacaksanız koyun !» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Onlar da urganlarını ve değneklerini yere attılar ve «Fir’avn’ın azizliği hakkı için elbette bizler üstünleriz» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Musâ da Asâ’sını yere attı, derken ansızın onların uydurup (göz boyayarak) ortaya koyduklarını yalayıp yuttu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. (47-48) «Biz âlemlerin Rabbına, Musâ ve Harun’un Rabbına inandık» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. (47-48) «Biz âlemlerin Rabbına, Musâ ve Harun’un Rabbına inandık» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Fir’avn, «ben size izin vermeden ona imân ettiniz (öyle mi ?) Elbette o size sihir öğreten büyüğünüzdür. Yakında (neler yapacağımı) bileceksiniz. Yemin ederim ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve elbette hepinizi asacağım» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. (Onlar): «Ne zararı var, çünkü biz mutlaka Rabbımıza döneceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Biz (senin adamlarından) ilk imân edenler olduktan geri Rabbımızın hatâlarımızı bize bağışlayacağını ummaktayız» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Biz, Musâ’ya: «Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü gerçekten siz takip edileceksiniz» diye vahyettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. (53-54) Fir’avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. (53-54) Fir’avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Ve elbette bunlar bize karşı iyice kızgın olup (diş bilemektedirler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Doğrusu biz de uyanık tedbirli bir topluluğuzdur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. (57-58) Bununla beraber biz Fir’avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (57-58) Bununla beraber biz Fir’avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Böylece İsrail oğulları’nı (onların yerine) vâris kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Güneş doğup ortalığı aydınlatırken Fir’avn ve adamları onları takibe koyuldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın arkadaşları, «eyvah ! Elbette yetişilmekteyiz» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Musâ (onlara): «Hayır, şüpheniz olmasın ki Rabbim bizimledir; (O, kurtuluş) yolu gösterecektir» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Bunun üzerine Musâ’ya: «Asâ’nı denize vur!» diye vahyettik. Böylece deniz yarılıverdi de her parçası büyük bir dağ gibi (yükselip kaldı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Ötekilerini de oraya yaklaştırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Musa’yı ve beraberindekilerinin hepsini kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Sonra da diğerlerini (denizde) boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Şüphesiz ki bu olayda öğüt ve ibret vardır; (ne varki kalanların) çoğu imân etmiş değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Rabbın, gerçekten O’dur yegâne üstün, yegâne güçlü ; O’dur çok rahmet sahibi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Onlara İbrahim’le ilgili haberi de oku. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Hani İbrâhim babasına ve kavmine dedi ki: «Neye tapıyorsunuz ?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. «Putlara tapıyoruz ve hep onlar için toplanıp üzerlerine kapanırcasına tapmaya devam ediyoruz» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. (72-73) İbrâhim onlara: «Duâ ettiğinizde sizi duyuyorlar mı veya size yarar ya da zarar verebiliyorlar mı ?» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. (72-73) İbrâhim onlara: «Duâ ettiğinizde sizi duyuyorlar mı veya size yarar ya da zarar verebiliyorlar mı ?» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. «Hayır, biz babalarımızı böyle yaparlarken bulduk» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. (75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. (75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Şüpheniz olmasın ki o taptıklarınız benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbı müstesna. (O benim yegâne dostumdur). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. O ki beni yaratmış ve beni doğru yola iletmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. O ki beni yedirir ve içirir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Hastalandığım zaman O bana şifâ verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. O ki beni öldürür, sonra da diriltir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. O ki, hesap-cezâ günü günah ve kusurlarımı bağışlamasını ummaktayım» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Rabbim! Bana hüküm-hikmet ver ve beni iyi-yararlı kişilere eriştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Sonra gelenler arasında doğru bir dil ile (anılmamı) bana sağla. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Beni Naîm Cennet’inin vârislerinden eyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Babamı da bağışla; çünkü gerçekten o (doğru yoldan) sapmışlardandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Beni (canlıların) dirilip kaldırılacakları gün rezîl ve rüsvay eyleme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Öyle gün ki, mal ve oğullar (evlâd) fayda vermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Ancak Allah’a selîm bir kalb ile gelenler müstesna, (onların elbette imânı ve iyi-yararlı ameli fayda verir.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. (Allah’tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlara Cennet yaklaştırılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Cehennem de azgın sapıklar için ortaya çıkarılıp gösterilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (92-93) Onlara, Allah’tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. (92-93) Onlara, Allah’tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. (94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs’in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem’e itilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. (94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs’in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem’e itilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Orada tartışıp çekişerek derler ki: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Allah’a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Çünkü sizi, âlemlerin Rabbı ile eşit seviyede tutuyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. (100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. (100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Ah! Eğer bir defa daha (Dünya’ya) dönüşümüz olsaydı elbette mü’minlerden olurduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Şüphesiz ki bu (anlatılanlarda bir öğüt ve ibret vardır; (ne yazık ki) onların çoğu imân etmemiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Ve elbette senin Rabbın yegâne üstündür, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Nuh’un kavmi de peygamberleri yalanladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Hani kardeşleri Nûh onlara dedi ki: (Allah’tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülüklerde bulunmaktan) sakınmaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Şüphe etmeyin ki ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Artık Allah’tan korkup bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ; benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. O halde Allah’tan korkun ve bana uyun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Onlar Nuh’a dediler ki: Sana en rezil aşağılık insanlar uymuşken biz sana inanır mıyız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Nûh da dedi ki:«Onların yaptıklarıyla ilgili bilgim yoktur, (onların içyüzünü bilmem). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Bir düşünseniz a, onların hesabını görmek ancak Rabbıma aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Ve ben mü’minleri kovacak da değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Ben ancak açık-seçik (şekilde, gelecek olan tehlikeyi haber veren ve işlenilen kötülüklere karşı elîm bir azâbın hazırlandığını duyuran) bir uyarıcıyım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Bunun üzerine onlar dediler ki: «Ey Nûh ! Eğer (uyarıdan) vazgeçmezsen elbette taşlanacak (bedbaht)lardan olursun.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Nûh : «Ey Rabbim !» dedi, «doğrusu milletim beni yalanladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Artık benimle onlar arasını (hükmederek) ayır ve benimle beraber olan mü’minleri kurtar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri (binenlerle ve yüklenen şeylerle) dolan gemide kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Sonra da geride kalanları (suda) boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Şüphesiz ki bunda öğüt ve ibret vardır. (Ne yazık ki) onların çoğu imân etmediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Senin Rabbın şüphesiz ki yegâne üstündür, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Âd (kavmi) de gönderilen peygamberleri yalanladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. Hani kardeşlen Hûd onlara dedi ki: «(Allah’tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülük işlemekten) sakınmaz mısınız ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Şüpheniz olmasın ki ben, sîze gönderilen güvenilir bir peygamberim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. Artık Allah’tan korkup bana uyunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum ; benim (hizmetimin) karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. Siz her yüksekçe yere bir anıt yapıp (kendinizden dünyalıkça aşağı olanlarla mı) eğlenirsiniz ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Devamlı kalacağınızı umarak birtakım (su kanalları, sarnıçlar, kaleler gibi) sanat eserleri sayılacak yapıları mı (kendinize tek iş ve amaç) ediniyorsunuz ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Şiddetle (hınçla) atılıp yakaladığınızda zorbalar gibi mi yakalarsınız ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Artık Allah’tan korkun ve bana uyun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. Bildiğiniz nimetleri size (cömertçe) verenden (O’na karşı gelmekten) sakının. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. (133-134) Size nice nimetlerle, oğullarla, bahçelerle, pınarlarla yardımda bulunmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. (133-134) Size nice nimetlerle, oğullarla, bahçelerle, pınarlarla yardımda bulunmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. Ben, elbette size karşı o büyük günün azabından endişe ediyorum.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. Onlar dediler ki: Öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da bizim için fark etmez, birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. Bu tutumunuz, öncekilerin (sürüp gelen) âdetlerinden başkası değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. Ve biz azâb edilecek de değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. Böylece Hûd Peygamber’i yalanladılar. Biz de onları yok ettik. Şüphesiz ki bunda öğüt ve ibret vardır ; ne yazık ki onların çoğu imân etmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. Şenin Rabbın elbette O’dur cok güçlü, çok üstün ; O’dur cok merhametli. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. Semûd (kavmi) de peygamberleri yalanladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Hani kardeşleri Sâlih onlara dedi ki: «Artık (putlara tapmaktan, Hakk’ı inkâr etmekten) sakınmaz mısınız ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Şüpheniz olmasın ki ben sizin için güvenilir bir peygamberim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. Artık Allah’tan korkun ve bana uyun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim (hizmetimin) mükâfatı ancak âlemlerin Rabbına aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. (146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. (146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. (146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. Dağlardan da ustaca sayılacak şekilde (fakat) şımarıkça evler yontuyorsunuz : (Bunun böyle devam edeceğini mi sanıyorsunuz ? Hayır aldanıyorsunuz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Artık Allah’tan korkun, bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. (151-152) Yeryüzünde fesâd çıkarıp orada dirlik-düzenlik getirmeyenlerin; inkâr ve azgınlıktan aşırı gidenlerin emrine uymayın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. (151-152) Yeryüzünde fesâd çıkarıp orada dirlik-düzenlik getirmeyenlerin; inkâr ve azgınlıktan aşırı gidenlerin emrine uymayın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. Dediler ki: «Elbette sen büyülenenlerden birisin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Sen de ancak bizim gibi bir insansın ; eğer (iddianda) doğrulardan isen haydi bize bir açık belge, bir mu’cize getir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. Sâlih, «işte (belge ve mu’cize olarak) bir dişi deve ! Su içme sırası (bir gün) onun, belirli bir gün de sizindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. Sakın ona kötü (niyetle) dokunmayın ; sonra büyük bir azâb sizi yakalar» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Buna rağmen onlar o deveyi (bacaklarına) vurup devirdiler, (inatla onu) kestiler. (Sonra da) pişmanlık duyarak sabahladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. O sebeple azâb onları yakaladı. Şüphesiz ki (bu olayda) bir ibret ve öğüt vardır; ama onların çoğu imân edenler olmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. Ve senin Rabbin şüphesiz ki yegâne üstündür, çok güçlüdür; çok merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Lût kavmi de peygamberleri yalanladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. Hani kardeşleri Lût onlara dedi ki: «Artık (putlara tapmaktan, Hakk’ı inkârdan, hayasızca davranmaktan) sakınmaz mısınız ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. Şüpheniz olmasın ki ben size (gönderilen güvenilir) bir peygamberim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. 0 halde Allah’tan artık korkun ve bana uyun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. Bu (hizmete) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. (165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. (165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. Onlar dediler ki; «Ey Lût! Eğer (bu tür uyarılardan) vazgeçmezsen elbette (yurdundan) çıkarılanlardan olursun.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. Lût, «şüpheniz olmasın ki ben sizin yaptıklarınıza iyice içerlenenlerdenim» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. Rabbim! Beni ve ailemi bunların işleyegeldiği (iğrençliğin günah ve azâb)ından kurtar, (diyerek duâ etti). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. (170-171) Biz de geride kalanlar arasında yaşlı bir kadın (Lût’un eşi) dışında onu ve bütün ailesini kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. (170-171) Biz de geride kalanlar arasında yaşlı bir kadın (Lût’un eşi) dışında onu ve bütün ailesini kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. Sonra da diğerlerini yerle bir edip yok ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Ve üzerlerine (taştan topraktan bir felâket) yağmuru yağdırdık. O uyarılanların yağmuru ne de kötü ! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Şüphesiz ki bunda bir ibret ve öğüt vardır; ama onların çoğu imân edenler olmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. Ve elbette Rabbın yegâne üstündür, güçlüdür ve çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. Eykeli’ler (=Ormanda eyleşen Şuâyb Peygamber’in gönderildiği kavim) de peygamberleri yalanladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Hani Şuâyb onlara: «Artık (putlara tapmaktan, haksızlık etmekten, Hakk’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. Şüpheniz olmasın ki ben, size (gönderilen) güvenilir bir peygamberim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Artık Allah’tan korkun ve bana uyun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Bu (hizmetime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim (hizmetimin) karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. Ölçeği tam tutun; (hak yiyip hakları) eksiltenlerden olmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. Dosdoğru terazi ile tartın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
183. İnsanların (haklarından bir) şeyler eksiltmeyin ve bir de sakın yeryüzünde fesâd çıkararak düzensizlik ve bozgunculuk yapmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
184. Sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan (O eşsiz kudret)ten korkun» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
185. «Sen ancak büyülenmiş (aklî dengesini kaybetmiş)lerden birisin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
186. Sen ancak bizim gibi bir insansın ; biz seni elbette yalancılardan sanıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
187. Eğer doğrulardan isen haydi göğün bir parçasını üzerimize düşür» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
188. Şuâyb onlara: «Rabbim yapageldiğinizi cok iyi bilir» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
189. Buna rağmen onu yalanladılar. O sebeple gölge (yapan bulutun ortaya çıktığı) günün azabı onları yakalayıverdi. Şüphesiz ki bu büyük bir günün azabı idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
190. Bunda elbette bir öğüt ve ibret vardır. Zaten onların çoğu mü’min değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
191. Şüphesiz ki, Rabbın çok üstündür, çok güçlüdür, çok merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
192. Gerçekten bu Kur’ân, âlemlerin Rabbından indirilmedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
193. (193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu’l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
194. (193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu’l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
195. (193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu’l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
196. Hem o, öncekilere (indirilen semavî) kitaplarda da (bazı özellikleriyle) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
197. Onu İsrail oğulları’ndan olan ilim adamlarının bilmesi onlar için (gerçeği yansıtan) bir belge ve kanıt değil midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
198. (198-199) Eğer Kur’ân’ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
199. (198-199) Eğer Kur’ân’ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
200. (200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
201. (200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
202. Bu azâb, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelir de, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
203. Acaba bize mühlet verilmez mi ? derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
204. Onlar azabımızı mı acele istiyorlar ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
205. (205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va’dolundukları (günün azabı) onlara geliverse, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
206. (205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va’dolundukları (günün azabı) onlara geliverse, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
207. O yararlandırılıp geçindirildikleri bolluk ve refahın kendilerine bir faydası olur mu ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
208. Hiçbir kasaba (halkını), kendilerine uyarıcılar göndermedikçe yok etmiş değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
209. Öğüt ve hatırlatmada bulunulmuştur ; ve biz onlara zulmediciler olmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
210. Kur’ân’ı (hiçbir zaman) şeytanlar indirmemiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
211. Hem bu, onlara göre uygun ve lâyık da değildir; hem güçleri de yetmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
212. Onlar (inen vahyi) dinlemekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
213. Artık sen, Allah ile beraber başka bir tanrıya duâ edip kullukta bulunma, sonra azaba uğratılanlardan olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
214. En yakın hısımlarını (bulundukları yolun eğri olduğu hakkında) uyar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
215. Mü’minlerden sana uyanlara (tevazu, hoşgörü, rahmet ve şefkat) kanadını (yerlere kadar) indir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
216. Bununla beraber (hısımlarından) sana karşı gelip başkaldırırlarsa, de ki: «Şüphesiz ben sizin işleyegeldiğiniz (inkâr, azgınlık ve sapıklık)dan beriyim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
217. O yegâne güçlü, çok üstün, çok merhametli olan (Allah)’a güvenip dayan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
218. (218-219) O Allah ki, seni ayakta durduğun halde de, secde edenler arasında dolaştığın durumda da görüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
219. (218-219) O Allah ki, seni ayakta durduğun halde de, secde edenler arasında dolaştığın durumda da görüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
220. Çünkü gerçekten Allah işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
221. Size şeytanların kimler üzerine inip durduğunu haber vereyim mi ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
222. Her günahkâr iftiracı, yalancı, sahtekâr üzerine iner. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
223. Bunlardır (şeytanların iftira ve yalanına) kulak verirler. Çoğu ise yalancıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
224. (Sapık hayalci) şâirlere ise, ancak yozmuş azgınlar uyarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
225. Baksana, onlar her vadide avare-şaşkın dolaşırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
226. Ve yapmadıklarını söyleyip dururlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
227. Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, Allah’ı çokça ananlar ve zulme uğradıktan sonra kendilerini savunup (gerektiğinde) karşı koyanlar müstesna.. O zulmedenler, yakında nasıl bir inkılâba uğrayacaklarını, nerede dönüp kalacaklarını bileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster