1. Tâ. Sîn. Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Bunlar, apaçık Kitab’ın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Kendilerine, o çok esirgeyici Allah’tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Üstelik (ona) «yalandır» derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Yeryüzüne bir bakmazlar mı! Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Şüphesiz bunlarda (Allah’ın kudretine) bir nişâne vardır; ama çoğu iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Şüphe yok ki Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. (10-11) Hani Rabbin Musa’ya: O zalimler güruhuna, Firavun’un kavmine git. Hâla (başlarına gelecekten) sakınmayacaklar mı onlar? diye seslenmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (10-11) Hani Rabbin Musa’ya: O zalimler güruhuna, Firavun’un kavmine git. Hâla (başlarına gelecekten) sakınmayacaklar mı onlar? diye seslenmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Musa şöyle dedi: Rabbim! Doğrusu, beni yalancılıkla suçlamalarından korkuyorum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (Bu durumda) içim daralır, dilim dönmez; onun için Harun’a da elçilik ver. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Onların bana isnad ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Allah buyurdu: Hayır (seni asla öldüremezler)! İkiniz mucizelerimizle gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Haydi Firavun’a gidip deyin ki: Gerçekten biz, âlemlerin Rabbi’nin elçisiyiz; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (Kendisine Allah’ın emri tebliğ edilince Firavun) dedi ki: Biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının birçok yıllarını aramızda geçirmedin mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Musa: Ben, dedi, o işi o anda sonunun ne olacağını bilmeyerek yaptım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. O nimet diye başıma kaktığın ise, (aslında) İsrailoğullarını kendine kul köle etmendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Firavun şöyle dedi: Âlemlerin Rabbi dediğin de nedir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Musa cevap verdi: Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız, (itiraf edersiniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. (Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Musa dedi ki: O, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Firavun: Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Musa devamla şunu söyledi: Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Firavun: Benden başkasını tanrı edinirsen, andolsun ki seni zindanlıklardan ederim! dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Firavun: Doğru söyleyenlerden isen, haydi getir onu! diye karşılık verdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Firavun, çevresindeki ileri gelenlere: Bu, dedi, doğrusu çok bilgili bir sihirbaz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Sizi sihiriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Dediler ki: Onu ve kardeşini eğle ve şehirlere toplayıcı görevliler gönder; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Ne kadar bilgisi derin sihirbaz varsa sana getirsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Böylece sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde biraraya getirildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Halka: Siz de toplanıyor musunuz (haydi hemen toplanın), denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. (Firavun’un adamları:) Eğer üstün gelirlerse, herhalde sihirbazlara uyarız, dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Sihirbazlar geldiklerinde Firavun’a: Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır değil mi? dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Firavun cevap verdi: Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden de olacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Musa onlara: Ne atacaksanız atın! dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve: Firavun’un kudreti hakkı için elbette bizler galip geleceğiz, dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Sonra Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuveriyor! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. (Bunu görünce) sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. (47-48) «Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun’un Rabbine iman ettik» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. (47-48) «Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun’un Rabbine iman ettik» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. «Zararı yok, dediler, (nasıl olsa) biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. «Biz, ilk iman edenler olduğumuz için Rabbimizin hatalarımızı bağışlayacağını umarız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Musa’ya: Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü takip edileceksiniz, diye vahyettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. «Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. «(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. «Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatız.» (diyor ve dedirtiyordu). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. (57-58) Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (57-58) Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın adamları: İşte yakalandık! dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Musa: Asla! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Bunun üzerine Musa’ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik. (Vurunca deniz) derhal yarıldı (on iki yol açıldı), her bölük koca bir dağ gibi oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Ötekilerini de oraya yaklaştırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Sonra ötekilerini suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Şüphesiz bunda bir ibret vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. (Resûlüm!) Onlara İbrahim’in haberini de naklet. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. «Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz» diye cevap verdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Şöyle cevap verdiler: Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. (75-76) İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. (75-76) İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Beni yediren, içiren O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Beni, Naîm cennetinin vârislerinden kıl. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Babamı da bağışla (ona tevbe ve iman nasip et). Çünkü o sapıklardandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. (İnsanların) dirilecekleri gün, beni mahcup etme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. O gün, ne mal fayda verir ne de evlât. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Ancak Allah’a kalb-i selîm (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. (O gün) cennet, takvâ sahiplerine yaklaştırılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Cehennem de azgınlara apaçık gösterilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (92-93) Onlara: Allah’tan gayrı taptıklarınız hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine (olsun) yardımları dokunuyor mu? denilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. (92-93) Onlara: Allah’tan gayrı taptıklarınız hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine (olsun) yardımları dokunuyor mu? denilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. (94-95) Artık onlar, o azgınlar ve İblis orduları, toptan oraya tepetaklak (cehenneme) atılırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. (94-95) Artık onlar, o azgınlar ve İblis orduları, toptan oraya tepetaklak (cehenneme) atılırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Çünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile eşit tutuyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Bizi ancak o günahkârlar saptırdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. (100-101) Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostumuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. (100-101) Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostumuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Bunda elbet (alınacak) büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. Onun için, Allah’tan korkun ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Bir düşünseniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Ben iman eden kimseleri kovacak değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Dediler ki: Ey Nuh! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşlanmışlardan olacaksın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Nuh: Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla suçladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Sonra da geri kalanları suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Âd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. Siz her yüksek yere bir alâmet dikerek eğleniyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı ediniyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Yakaladığınız zaman, zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. (132-134) Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah’a karşı gelmek)ten sakının. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. (132-134) Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah’a karşı gelmek)ten sakının. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. (132-134) Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah’a karşı gelmek)ten sakının. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. Doğrusu sizin hakkınızda muazzam bir günün azabından endişe ediyorum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. (Onlar) şöyle dediler: Sen öğüt versen de, vermesen de bizce birdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. Bu, öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. Biz azaba uğratılacak da değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. Böylece onu yalancılıkla suçladılar; biz de kendilerini helâk ettik. Doğrusu bunda büyük bir ibret vardır; ama çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. (146-148) Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. (146-148) Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. (146-148) Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. (Böyle sanıp) dağlardan ustaca evler yontuyorsunuz (oyup yapıyorsunuz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. (151-152) Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen aşırı gidenlerin emrine uymayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. (151-152) Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen aşırı gidenlerin emrine uymayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Sen de ancak bizim gibi bir insansın. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize bir mucize getir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. Salih: İşte (mucize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Lût kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. (165-166) Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. (165-166) Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. Onlar şöyle dediler: Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden olacaksın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. Lût: Doğrusu, dedi, ben sizin bu işinizden tiksinmekteyim! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. Rabbim! Beni ve ailemi, onların yapageldiklerinden (vebalinden) kurtar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. Ancak bir kocakarı müstesna. O, geride kalanlardan (oldu). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. Sonra diğerlerini helâk ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla suçladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Şuayb onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. Doğru terazi ile tartın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
183. İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
184. Sizi ve önceki nesilleri yaratan (Allah)tan korkun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
185. Onlar şöyle dediler: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
186. Sen de, ancak bizim gibi bir beşersin. Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
187. Şayet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten azap yağdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
188. Şuayb: Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
189. Velhasıl onu yalancı saydılar da, kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, muazzam bir günün azabı idi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
190. Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
191. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
192. Muhakkak ki o (Kur’an) âlemlerin Rabbinin indirmesidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
193. (193-195) (Resûlüm!) Onu Rûhu’l-emîn (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
194. (193-195) (Resûlüm!) Onu Rûhu’l-emîn (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
195. (193-195) (Resûlüm!) Onu Rûhu’l-emîn (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
196. O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
197. Benî İsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil değil midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
198. (198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu onlara o okusaydı, yine ona iman etmezlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
199. (198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu onlara o okusaydı, yine ona iman etmezlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
200. (200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
201. (200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
202. İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
203. O zaman: Bize (iman etmemiz için) mühlet verilir mi acaba? diyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
204. (Durmadan mucize talebiyle) onlar bizim azabımızı mı çarçabuk istiyorlardı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
205. (205-206) Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak, sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
206. (205-206) Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak, sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
207. Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
208. (208-209) Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere (gönderdiğimiz) uyarıcıları (peygamberleri) olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
209. (208-209) Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere (gönderdiğimiz) uyarıcıları (peygamberleri) olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
210. O’nu (Kur’an’ı) şeytanlar indirmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
211. Bu onlara düşmez; zaten güçleri de yetmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
212. Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
213. O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
214. (Önce) en yakın akrabanı uyar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
215. Sana uyan müminlere (merhamet) kanadını indir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
216. Şayet sana karşı gelirlerse de ki: Ben sizin yaptıklarınızdan muhakkak ki uzağım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
217. Sen O mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
218. O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
219. Secde edenler arasında dolaşmanı da (görüyor). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
220. Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
221. Şeytanların ise kime ineceğini size haber vereyim mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
222. Onlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üstüne inerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
223. Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
224. Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
225. (225-226) Onların her vâdide başıboş dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
226. (225-226) Onların her vâdide başıboş dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
227. Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah’ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster